Veltekun minkum ummetun yed’ûne ilâ-lḣayri veye/murûne bilma’rûfi veyenhevne ‘ani-lmunkeri veulâ-ike humu-lmuflihûn(e)
İçinizde öyle kişiler bulunmalı ki onlar, sizi hayra çağırsın, size iyiliği emretsin, sizi kötülükten vazgeçirmeye çalışsın ve onlardır kurtulanlar, muratlarına erenler.
İçinizden (insanları Hakka ve) hayra davet edecek, (ve bunun sonunda elde edecekleri devlet ve hükümet imkânlarıyla ma’rufu) iyilikleri emredip yürütecek ve (münkeri) kötülükleri de nehyedip önleyecek bir ümmet bulunsun. (Bu hizmet ve hedefler için bir liderin çevresinde organizeli bir teşkilat kurulsun.) İşte asıl kurtuluşa ve başarıya erecek olan bunlardır.
İçinizden iyi ve yararlı olana davet eden, doğru ve iyi olanı emreden ve kötülüklerden sakındıran bir topluluk çıksın. İşte gerçek kurtuluşa kavuşanlar onlardır.
İçinizden, iyiliğe, dünya ve âhiret için en hayırlı olana, İslâm'a, Kur'ân'a, Kuran ilkeleriyle yaşamaya davet eden, teşvik eden, sevkeden; Kurân'ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû olanı, İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü'minlerin tasvip etttiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adaleti uygulayarak, kamu düzenini sağlayan, iyiliği emreden, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü'minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünu akıllarını kullanıp yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliğini temin eden, teşkilatçı, eğitimli, yetişmiş, yönetici, uzman, tutkun kadrolar, müesseseler (devlet-sivil toplum kuruluşları) bulunsun. Onlar, işte onlar kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.
İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte bunlar kurtuluşa erenlerdir.
Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.
İçinizden, insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir.
Sizden iyiliğe çağıran, güzel şeyleri emreden, iğrenç şeylerden sakındıran bir topluluk oluşsun. İşte gerçek kurtuluşa kavuşanlar onlardır.
Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir grup bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.[59]
Aranızda, bir dernek bulunmalı ki hayra çağırıp, iyiliği buyura, kötülükten alıkoya; işte bunlar kurtulurlar
İçinizden, iyi ve yararlı olana davet eden, kötü ve yanlıştan alıkoyan bir topluluk mutlaka bulunsun. Nihai kurtuluşa erişecek kimseler, işte bunlardır.
Tâ ki diğerlerini hayra da’vet ve iyi şeyleri emir ve fenâ şeyleri men’ iden bir ümmet olasınız böyle hareket idenler felâh bulacaklardır.
Sizden, iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan meneden bir cemaat olsun. İşte başarıya erişenler yalnız onlardır.
Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
İçinizde, iyiliğe çağıran, sağduyuyu öğütleyen ve kötülükten sakındıran bir topluluk olsun. Bunlar başaranlardır
İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.
Hem sizden müteşekkil, önde gider, hayra davet eder, maruf ile emir ve münkerden nehyeyler bir ümmet olsun, işte onlardır o felâhı bulacaklar
İçinizden, (insanları) hayra çağıran, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Siz, hayra çağıran, ma'rûfu¹ öneren, munkerden² sakındıran bir topluluk olun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Sizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki (Onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükden vaz geçirmiye çalışsınlar. İşte onlar muraadına erenlerin ta kendileridir.
O hâlde içinizden, hayra da'vet eden ve iyiliği emredip kötülükten men' eden bir topluluk bulunsun! Ve işte kurtuluşa erenler, ancak onlardır.
Öyleyse sizden (insanlığı) iyi ve yararlı olana (evrensel değerlere) davet eden, doğru ve iyi olanı (insanlığın hayat rehberi olan Kur’an’a uygun olanı ve toplumsal değer yargılarına göre toplumsal uzlaşı ile doğru olduğu kabul edileni) emreden ve (insanları) kötülüklerden (zulmün, haksızlığın her türlüsünden, insan hak ve hukukunu çiğnemekten, kısaca Kur’an’da yasaklanan ve uygun görülmeyen her türlü kötü tutum ve davranışlardan) sakındıran bir topluluk (devlet-sivil toplum kuruluşları) bulunsun. İşte onlar (samimiyetle bu görevi yerine getirenler) kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.*
İçinizden, iyi ve doğru olan (hayra) şeylere çağıran, iyiliği emreden ve kötülükleri açıklayan bir topluluk bulunsun. İşte bu şekilde olan bir topluluk kurtulmuştur.
Sizin aranızda öyle bir ulus bulunsun ki herkesi iyilik işlemeye çağırsın, uygunu buyursun, uygunsuzu yoğasın. İşte onanlar bunlardır.
Siz hayra çağıran ve iyiliği/iyi ve güzel şeyleri [ma’rûf] kendine iş edinen ve çevresine de telkin eden²⁵ ve kötülüğü engelleyen bir topluluk [ummet] olun.²⁶ İşte onlar mutluluğa erenlerin [muflihûn] tâ kendileridir.
Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk olsun. İşte kurtuluşa erişenler yalnız onlardır.
İçinizden, insanlığı hayra çağıran, Kur’an’ın ortaya koyduğu evrensel adâlet ölçüleri çerçevesinde iyiliği emreden ve kötülükleri önlemeye çalışanyönetme ve yönlendirme yetkisine sahip bir topluluk bulunsun. İştegerçek anlamda mutluluğa ve kurtuluşa erenler, bunlardır.
Eğer bu görevi yerine getirmeyecek olursanız, sizden öncekilerin başına gelen felâketler, sizin de başınıza gelebilir. O hâlde;
Sizden Ma’rûf’u (Örfe Uygun Olan’ı / Bilindik Olan’ı) iş edinen, Münker’den (Bilinmedik Olan’dan) kaçınan ve Hayr’a davet eden bir ümmet olsun! İşte onlar Felaha (Kurtuluşa) Erenler’dir.
Artık sizin içinizde dahi insanları, hayra çağıran, öz değerlere sahip çıkmanızı önerip kötüden alıkoyan önderler bulunsun. Bunu yapanlar kurtuldu demektir.
Sizden hayra çağıran ve iyiliği emredip kötülükten meneden bir topluluk bulunsun! İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Hayra çağıran, iyiliği emredip (öğütleyip) kötülükten engelleyen (sakındıran) bir ümmet olun! [*] İşte onlar kurtulanların ta kendileridir.
Sizden¹ (Müslümanları sürekli) İslâ-m’a çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran nitelikli bir topluluk² bulunsun.³ İşte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
ve belki içinizden iyi ve yararlı olana davet eden, doğru olanı emreden, eğri ve yanlıştan alıkoyan bir topluluk çıkar: nihaî kurtuluşa erişecek kimseler, işte bunlar olacak.
Sizden, iyi ve güzele çağıran, kötü ve çirkin olanı da engelleyen bir toplum oluşsun. İşte kurtuluşa erecekler bunlardır. 9/112, 22/41, 3/110
Öyleyse sizler hayra çağıran, meşru ve iyi olanı öneren, kötü ve yanlış olandan da sakındıran bir ümmet olun![⁶³⁷] İşte onlar, evet onlardır sonsuz mutluluğa erenler.
İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun; işte kurtuluşa erenler onlardır!
Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır
Ve sizden hayra davet eder, ma'ruf ile, münkerden nehy eyler bir cemaat bulunsun, işte felâh bulucular onlardır.
Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selâmet ve felâhı bulanlar bunlar olacaklardır. [3, 110. 114; 7, 157; 9, 71. 112; 22, 41; 31, 17]
İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men'eden bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Ve sizden insânları hayra çağırınız, eyi ve hayırlı şeylerle emr, fenâ ve gayr-ı makbûl şeylerden nehy iyler bir ümmet olsun (öyle olunuz). İşte onlar (öyle bir ümmetin efrâdı) necât ve felâh bulucılardır.
İçinizde insanları iyiliğe çağıran, marufa uymalarını isteyen ve münkere[1] karşı çıkan önder bir toplum (ümmet) bulunsun. İşte umduklarını bulacak olanlar onlardır[2].
Sizden hayra davet eden, iyiliği emredip, kötülükten uzaklaştıran bir ümmet oluşsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
İçinizden öyle bir topluluk bulunmalı ki, hayra çağırsın, iyiliği teşvik etsin, kötülükten sakındırsın. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.(19)
İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinliğe belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
daħı olsun sizden bir cema'at, oķırlar ħayr dapa daħı buyururlar eyü işi daħı yıġarlar yavuz işden. daħı şunlardur ķurtılıcılar.
Daḫı sizden bir cemā‘at ḫalḳı ḫayrı istesünler, daḫı buyursunlar yaḫşı işleri,daḫı ḳaytarsunlar yaman işlerden. Daḫı anlardur dünyā ve āḫiret ḫayrına yiti‐şenler.
(Ey müsəlmanlar!) İçərinizdə (insanları) yaxşılığa çağıran, xeyirli işlər görməyi əmr edən və pis əməlləri qadağan edən bir camaat olsun! Bunlar (bu camaat), həqiqətən nicat tapmış şəxslərdir.
And there may spring from you a nation who invite to goodness, and enjoin right conduct and forbid indecency. Such are they who are successful.
Let there arise out of you a band of people inviting to all that is good, enjoining what is right, and forbidding what is wrong: They are the ones to attain felicity(431).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |