Velleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti lenukeffiranne ‘anhum seyyi-âtihim velenecziyennehum ahsene-lleżî kânû ya’melûn(e)
İnananların ve iyi işlerde bulunanların kötülüklerini elbette örteriz ve onları, yaptıklarından daha güzeliyle mükafatlandırırız.
Andolsun ki, inanıp hayırlı amel işleyen kimselerin kötülüklerini, Biz elbette örteriz ve onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandırıp karşılığını öderiz.
İman edip doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, biz onların kötülüklerini mutlaka sileriz ve onları yaptıklarının en güzeline göre mükafatlandırırız.
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlerin, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanların, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanların, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlerin kusurlarını sileceğiz, bağışlayacağız. Onları, işlemeye devam ettikleri amellerin, elbette daha güzelini, daha değerlisini ölçü alarak mükâfatlandıracağız.
İman edip salih ameller işleyenlerin kötülüklerini muhakkak örtecek ve onlara yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğiz.
İman edip salih amellerde bulunanlar ise; biz şüphesiz onların kötülüklerini örteceğiz ve şüphesiz yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğiz.
İman edib de salih ameller işliyenlerin kendilerinden günahlarını muhakkak örteriz; ve elbette işledikleri amellerin daha güzeli ile (on kat sevabla) onları mükâfatlandırırız.
İman edip yararlı işler yapanlar ise, şüphesiz Biz, kötülüklerini onlardan sileceğiz. Ve yaptıklarından daha güzeli ile onları mükâfatlandıracağız.
İman edip iyi amel işleyenlerin elbette kötülüklerini örteriz ve onlara yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
İnanarak, yararlı iş görenlerin günahların arıtırız, yaptıkları işin en güzel olanıyla ödüllendiririz
İnandıktan sonra doğru ve yararlı işler yapanların (geçmişteki) kötülüklerini elbette örteceğiz ve mutlaka onları yaptıklarının karşılığı olarak (hak ettiklerinin) daha güzeliyle ödüllendireceğiz.
Îmân idenlerin ve a’mâl-i sâlihada bulunanların günâhlarını ’afv ve a’mâl-i hasenelerinin mükâfâtını i’tâ iyleriz.
İnanıp yararlı iş işleyenlerin kötülüklerini, and olsun ki, örteriz; onları, yaptıklarından daha güzeli ile mükafatlandırırız.
İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.
Biz, iman edip dünya ve âhirete yararlı işler yapanların (önceki) kötülüklerini mutlaka sileriz ve onları yaptıklarının daha güzeliyle ödüllendiririz.
İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
İnanıp erdemli davrananların kötülüklerini elbette örteceğiz ve yapmış olduklarının daha iyisiyle onları ödüllendireceğiz.
İman edip iyi işler yapanların kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
Bununla beraber iyman edip de salih salih ameller yapanların her halde taraflarından kötülüklerini keffaretleriz ve elbette kendilerine yaptıkları amellerin daha güzelini veririz
Îmân edip, sâlih amel işleyenlerin (geçmiş) kötülüklerini elbette (affımız ile) örteceğiz ve onları, yaptıklarının daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.
İnanan ve salihatı yapanların kötülüklerine mutlaka kâfir¹ olacağız. Ve kesinlikle onlara yaptıklarından daha iyisi ile karşılık vereceğiz.
İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanların kötülüklerini her halde (afv ile) örteriz ve her halde o işlemekde olduklarının daha güzeliyle onları mükâfatlandırırız.
Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, mutlaka onların kötülüklerini örteceğiz ve mutlaka yapmakta olduklarının daha güzeli ile onları mükâfâtlandıracağız.
İnanmış olup iyi işler yapmış olanların (halis niyet ve amaçlarla İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlerin, iş barışı içinde bilinçli, planlı, meşru, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanların, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, insanlığın iyiliği, huzur ve barışı için çalışmış erdemli kimselerin) ise; kötülüklerini (önceki günâhlarını) mutlaka sileriz ve onları yaptıklarının en güzeliyle mükâfatlandırırız.
İman edip, salih amel işleyenlerin kötülüklerini örteceğiz ve yapmış olduklarının karşılığını en güzel şekilde vereceğiz.
kimseler ki inanırlar, iyilik işlerler, Biz onların kötülüklerini örteriz. İşlediklerinin daha güzelleriyle de karşılıklarını veririz.
İman getirip iyi amel işleyenlerin * kötülüklerini örteceğiz, onlara işlediklerinden daha güzel mükâfat vereceğiz:
İman edip salih amellerde bulunanlar (var ya), biz hiç şüphesiz onların kötülüklerini örteceğiz ve hiç şüphesiz onlara yapmakta olduklarının en güzeliyle karşılık vereceğiz.
Evet, Allah’a ve âhiret gününe inanan ve bu imana yaraşır güzel ve yararlı davranış gösterenler var ya, böyle fedâkâr müminlerden oluşan bir toplumu dâimâ iyiliklere, güzelliklere yöneltecek ve böylece, her türlü zulmü, haksızlığı, kötülüğü yok ederek onların günahlarını sileceğiz ve âhirette onları, yaptıkları iyiliklerden çok daha güzel bir karşılıkla ödüllendireceğiz. İşte, sizi cennete götürecek bir iyilik:
İman etmiş ve Salih Ameller’i işlemiş (İyi İşler’i yapmış) olanların kötülüklerini örteriz. Onlara, işliyor oldukları şeylerin en güzeli ile karşılık veririz.
Biz, inanıp yararlı faaliyetlerde bulunanların, günahlarını silecek ve kendilerini yaptıkları en güzel işe göre ödüllendireceğiz.
İnanıp iyi işler yapan kimselerin kötülüklerini mutlaka örteceğiz. Onların yaptıklarını en güzeliyle mükâfatlandıracağız.
(Allah’ın istediği gibi) îman edip, (inandığı) iyi işleri¹ yaşayanlara² gelince Biz şüphesiz onların (geçmişteki) kötülüklerini örteceğiz ve onları yaptıklarından daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.³
İman edip doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, Biz onların [önceki] kötülüklerini mutlaka sileriz ve onları yaptıkları iyiliklere göre ödüllendiririz.
İman edip, imanın gereği güzel işleri yapanlara gelince, kesinlikle biz onların yaptıkları kötülükleri örteceğiz ve onları yaptıklarının en güzeli ile ödüllendireceğiz. 3/195, 4/73, 38/28
İman edip; sâlih ameller işleyenlerin (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onları yaptıklarından daha güzeli ile mükafatlandırırız.
İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.
Ve o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular. Elbette onların kötülüklerini (af ile) setrederiz. Ve elbette onları işlemiş oldukları şeyin en güzeli ile mükâfaatlandırırız.
İman edip güzel ve makbul işler yapanların elbette günahlarını örteceğiz ve onların yaptıkları çalışmaları en güzel şekilde mükâfatlandıracağız. [4, 40]
İnanıp iyi işler yapanların, mutlaka kötülüklerini örteceğiz ve onları, yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandıracağız.
Îmân iden ve a'mâl-i sâliha işleyenlerin günâhlarını kefâret ideceğiz ve işlediklerinden daha iyisi ile mükâfât iyleyeceğiz.
İnanmış ve iyi işler yapmış olanların kötülüklerini elbette örteceğiz. Elbette onları yaptıklarının en güzeli ile ödüllendirecegiz.
İman edip, doğruları yapanların, kötülüklerini elbette örteceğiz ve onları yaptıklarının en güzeli ile ödüllendireceğiz.
İman eden ve güzel işler yapanların kötülüklerini örtecek ve onları yaptıklarının daha güzeliyle ödüllendireceğiz.
İman edip hayra/barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz! Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz!
daħı anlar kim įmān getürdiler daħı işlediler eyü işler andavuz yā bāŧıl eyleyevüz anlardan yavuz işlerini daħı yanud virevüz anlara yigregin anlaruñ kim oldılar işlerler.
Daḫı ol kişiler ki īmān getürdiler, daḫı ‘amel‐i ṣāliḥ işlediler, giderür‐bizanlaruñ üstinden günāhlarını. Daḫı müzd virür‐biz anlara ‘amelleriyaḫşısını.
İman gətirib yaxşı işlər görənlərin (əvvəlki) günahlarının üstünü örtər və onlara (dünyada) etdikləri əməllərdən daha gözəl (on qat artıq) mükafat verərik. (Və ya: gördükləri ən yaxşı əməllərə görə onları mükafatlandırarıq).
And as for those who believe and do good works, We shall remit from them their evil deeds and shall repay them the best that they did.
Those who believe and work righteous deeds,- from them shall We blot out all evil (that may be) in them,(3429) and We shall reward them according to the best of their deeds.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |