19 Ocak 2025 - 19 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 53. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyesta’cilûneke bil’ażâb(i)(c) velevlâ ecelun musemmen lecâehumu-l’ażâbu veleye/tiyennehum baġteten vehum lâ yeş’urûn(e)

Ve senden, azabın çarçabuk gelmesini isterler ve muayyen bir zamanı olmasaydı azap, gelip çatardı onlara ve azap, onlara apansız gelecek ve onların haberleri bile olmayacak.

(Hakka ve halka hıyanet edenler, va’ad edilen) Azabı(n gelmesi hususunda) Senden acele (davranmanı) istiyorlar. Şayet adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap çoktan gelip çatmıştı. Fakat kendileri şuurunda ve farkında olmadan, (azap ve yıkım) mutlaka apansız gelip onları bulacaktır.

Senden azabın hemen inmesini isterler. Eğer belirlenmiş bir vakti olmasaydı, azap onlara hemen gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada, o azap kendilerine ansızın gelecektir.

Senden, küstahça azâbı çabucak getirmeni istiyorlar. Eğer tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Onlar farkında olmadan elbette ansızın gelecektir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 8/32.

Senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara azap gelirdi. Fakat onlar farkında değillerken o, kendilerine ansızın gelecektir.

Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.

(Ey Rasûlüm, kâfirler, başımıza taş yağdır diye) senden azabın acele inmesini istiyorlar. Eğer belli bir vakit olmasaydı, o azab, onlara, muhakkak gelmişti. Elbette o, ansızın kendilerine gelecektir; onların (bu azabın gelişinden) haberleri olmıyacaktır.

Senden acilen azabın gelmesini istiyorlar. Eğer tayin edilmiş bir süre olmasaydı, azap onlara gelecekti. Ve onlar farkına varmadan, aniden azap onlara gelecektir.

Senden, azabı çabucak getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, o azap kesinlikle onlara gelirdi. Fakat onlar farkında değilken azap ansızın kendilerine geliverecektir.

İvediyle senden azabı istiyorlar, adanmış bir zaman bulunmasaydı, o gelirdi anlamadan ansızın

Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. Eğer önceden belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Fakat hiç farkında olmadıkları bir sırada elbette o (azap), ansızın kendilerine gelecektir.

Senden ’azâbın ta’cîlini istiyorlar, eğer evvelce bir vakt-i mu’ayyen ta’yîn idilmemiş ola idi bu ’azâb hiç düşünmedikleri bir zamânda bağteten kendilerini bulur idi.

Senden azabı acele bekliyorlar. Eğer süre belirtilmiş olmasaydı azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkına varmadan başlarına ansızın gelecektir.

Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette gelecektir.

Onlar senden, azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Önceden belirlenmiş bir vade olmasaydı elbette azap tepelerine inmişti. Ama onlar farkında olmadan o ansızın kendilerine gelecektir.

Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.

Azabı getirmen için sana meydan okuyorlar! Belirlemiş olduğumuz bir zaman olmasaydı, o azap onlara gelecekti. Onlara ansızın, haberleri olmadan gelecektir.

Senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azab elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat yine de, hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine mutlaka gelecektir.

Bir de senden acele azâb istiyorlar, eğer müsemmâ bir ecel olmasa idi o azab onlara muhakkak gelmişti ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmıyarak ansızın gelecek

(Kâfirler alaycı bir tavırla, “Haydi, başımıza taş yağdır” diyerek) senden, azabın çabucak gelmesini istiyorlar. Eğer (tarafımızdan) belirlenmiş bir (ecel ya da azap) vakti olmasaydı, o (istedikleri azap) onlara hemen gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada, o azap kendilerine ansızın gelecektir.

Senden azabı hemen getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir zaman olmasaydı, azap onlara elbette gelmişti. Ve o, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın gelecek.

Senden azâbı çarçabuk (getirmeni) isterler. Eğer muayyen bir vakit olmasaydı o, elbette onlara gelib çatmışdı bile. (Bununla beraber) o, kendileri farkında olmayarak, onlara ansızın gelecekdir muhakkak.

Bir de senden azâbı acele istiyorlar. Hâlbuki belirlenmiş bir müddet olmasaydı, o azab onlara mutlaka gelirdi. Ve şübhesiz ki (o istedikleri azab), kendilerine haberleri olmadan ansızın gelecektir.

Ve onlar, (azaba inanmadıkları için) sana (meydan okuyarak) azabı çabuklaştırmanı istiyorlar; eğer belirlenmiş (yasaya uygun) bir süreci olmamış olsaydı, azap onların başına derhal gelirdi: Yine de (eğer azgınlık, zulüm ve inkâra devam ederlerse) farkına varmadıkları hâlde (bir gün) o (azâp) mutlaka kendilerine gelir. *

(*) İnkârcıların Hz. Peygamber’den tehdit edilip uyarıldıkları azabı çabuklaştırmasını istemeleri, gerçekten böyle bir azaba inandıkları ve ona razı o... Devamı..

Senden azabın gelmesini acele olarak istiyorlar. Azap için belirlenmiş zaman olmasaydı, azap onlara mutlaka gelmişti. Ama onlar habersizken aniden o azap başlarına gelecek.

Senden azabı çarçabuk getirmeni isterler. Eğer belli bir süresi olmasaydı, ne olursa olsun, bu azap gelip onlara çatardı. Yine de bu azap onların hiç bir bilgisi olmadan, birdenbire gelecektir.

Onlar, senden acele ile azap isterler [¹], eğer onun muayyen bir vakti olmasaydı [²] , onlara alelacele azap gelecekti, * Zamanında ansızın gelir de farkında olmazlar.

[1] İstihza tarikiyle.[2] Bedir veya kıyamet günü.

Senden azabı acele istiyorlar! Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı azap onlara mutlaka gelirdi. O onlara, onların farkına varmadıkları bir anda elbette ansızın gelecektir.

Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap gelmiş olurdu. Fakat kendileri farkında olmadan o (azap), onlara kuşkusuz ansızın geliverecektir.

İşledikleri bunca günaha rağmen, hâlâ başlarına taşlar yağmadığını gören ve bundan cesaret alan zâlimler, sana karşı küstahça meydan okuyor ve senden, bir an önce azâbı getirip kendilerini cezalandırmanı istiyorlar. Oysa Allah, tövbe edip doğru yola gelmeleri için onlara mühlet veriyor. Eğer ilâhî hikmet uyarınca, zâlimlerin yargılanması için belirli bir süre belirlenmemiş olmasaydı, bu küstahça davranışlarından dolayı, hak ettikleriazap çoktan başlarına çökmüş olurdu. Şimdilik onlara biraz daha mühlet verilecektir, fakat günü gelince, o alay edip durdukları azap, hiç beklemedikleri bir anda, onları ansızın yakalayacaktır!

Bir de senden Azab’ı acele istiyorlar. Belirlenmiş bir süre olmasaydı, onlara Azap gelirdi. Onlar farkında olmazken elbette onlara ansızın gelir.

Resulüm onlar, felaket konusunda senin acele etmeni istiyorlar. Eğer ecel, süreli olmasaydı, felaket çoktan tepelerine binmişti. Yakında öyle anî bir acıya maruz kalacaklar ki, neye uğradıklarını bilemeyecekler.

Senden azabı çabuk istiyorlar. Eğer belirtilmiş bir süre olmasaydı onlara azap hemen gelirdi. Azap onlara ansızın, onlar farkında değilken gelecektir.

Senden, azabı acele (getirmeni) istiyorlar. Önceden belirlenmiş bir vade olmasaydı, azap onlara elbette gelip çatmıştı. Onlar farkında değilken, (o azap) ansızın kendilerine gelecektir. [*]

Benzer mesajlar: En‘âm 6:31, 47; A‘râf 7:187; Yûsuf 12:107; Enbiyâ 21:40; Hacc 22:55; Şu‘arâ 26:202; Zümer 39:55; Zuhruf 43:66; Muhammed 47:18.... Devamı..

(Ey Muhammed!) Senden azabı hemen getirmeni istiyorlar. Eğer (Allah tarafından) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara (şu ana kadar) kesinlikle gelirdi. (Eğer böyle giderlerse) o bekledikleri azap, farkına varmadıkları bir anda, onlara ansızın gelecektir.

Şimdi onlar, [Allah’ın] azabını çabuklaştırman için sana meydan okuyorlar; ⁵¹ eğer [bunun için Allah tarafından] belli bir vade konulmuş olmasaydı azap elbette başlarına hemen gelirdi! Ama o âniden kopup gelecek ve hiçbiri de farkında olmayacak.

51 Bkz. 8:32, not 32.

Senden azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara azap hemen gelirdi. Ama azap onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelecektir. 6/58, 35/45, 43/66, 47/18, 67/25

Ve onlar, sana (meydan okuyarak) azabı çabuklaştırmanı istiyorlar;[³⁵⁴⁰] eğer belirlenmiş (yasaya uygun) bir süreci olmamış olsaydı,[³⁵⁴¹] azap onların başına derhal gelirdi: yine de o, onlar hiç farkında değilken ansızın mutlaka çıkagelecek.

[3540] Krş: 16:1, not 2. [3541] Toplumların çöküş süreçlerinin kendisine tabi olduğu İlâhi-tarihî yasalar (Bu yasalar için bkz: 17:16; 8:53; 13:11;... Devamı..

(Ey Muhammed) senden azabı çarçabuk getirmeni isterler. Eğer önceden belirlenmiş bir vakti olmasaydı, elbette azap onlara derhal gelirdi. Ama, onlara azap (istedikleri zaman değil) onlar farkına varmadan, ansızın gelecektir!

Senden azâbı çabuk istiyorlar. Eğer (azâb için) belirtilmiş bir süre olmasaydı, onlara hemen azâb gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o, kendilerine ansızın gelecektir.

Ve senden azabı alelacele isterler. Eğer muayyen bir akit olmasa idi elbette onlara azap geliverirdi. Ve muhakkak ki, onlara kendileri farkında olmaksızın gelecektir.

Senden çarçabuk başlarına azabı getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vâdesi olmasaydı azap onlara muhakkak gelmişti bile! Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine ansızın gelecektir. [8, 32]

Senden azabı çabuk istiyorlar. Eğer (azab için) belirtilmiş bir süre olmasaydı, onlara hemen azab gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o, kendilerine ansızın gelecektir.

(Yâ Muhammed) Senden 'azâbın vurûdını ta'cîl iderler. Eğer ona bir vakt-i mu'ayyen ve mukarrer olsa idi onlara derhâl 'azâb gelirdi. Ve onların haberi yok iken bağteten gelecekdir.

Senden azabı çabuklaştırmanı istiyorlar; o belirlenmiş ecel[*] olmasaydı hemen gelirdi. O azap onlara, beklenmedik bir anda ve fark edemedikleri bir şekilde gelecektir.

[*] Bakınız Enam 6/2. ayet ve dip notu

Senden acele azap istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara hemen azap gelirdi. Azap onlara haberleri olmadıkları bir sırada ansızın gelecektir.

Senden azabın çabuklaştırılmasını istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vakti olmasaydı, azap hemen başlarına gelirdi. Zaten o, farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelir.

Azabı senden çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok.

daħı ivdürürler seni 'aźāba. daħı eger degülmisse adanılmış müddet geleyidi anlara 'aźāb. daħı bayıķ gele-y-idi anlara añsuzda daħı anlar bilmezlerken.

Tizledürler saña ‘aẕābı. Eger mu‘ayyen ecel olmasa‐y‐dı anlara ‘aẕāb ge‐lürdi. Daḫı ‘aẕāb anlara añsuzın gelecekdür. Anlar bilmezler.

(Müşriklər istehza ilə) səni tələsdirib əzabın tez gəlməsini istəyirlər. Əgər (bunun üçün) əvvəlcədən müəyyən edilmiş bir vaxt olmasaydı, sözsüz ki, əzab onlara gələrdi. Şübhəsiz ki, (əzab) onlara qəflətən, özləri də hiss etmədən gələcəkdir.

They bid thee hasten on the doom (of Allah). And if a term had not been appointed, the doom would assuredly have come unto them (ere now). And verily it will come upon them suddenly when they perceive not.

They ask thee to hasten on the Punishment(3485) (for them): had it not been for a term (of respite) appointed, the Punishment would certainly have come to them: and it will certainly reach them,- of a sudden, while they perceive not!

3485 Cf. 22:47 and n. 2826. The rejecters of Faith throw out a challenge out of bravado: "Let us see if you can hasten the punishment on us!" This is ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.