9 Eylül 2024 - 5 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 52. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul kefâ bi(A)llâhi beynî vebeynekum şehîdâ(en)(s) ya’lemu mâ fî-ssemâvâti vel-ard(i)(k) velleżîne âmenû bilbâtili vekeferû bi(A)llâhi ulâ-ike humu-lḣâsirûn(e)

De ki: Aramda ve aranızda tanık olarak Allah yeter; bilir ne varsa göklerde ve yeryüzünde ve batıla inanıp Allah'a kafir olanlara gelince: Onlardır ziyan edenlerin ta kendileri.

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeterlidir. O, göklerde ve yerde olanı (canlı ve cansız tüm varlıkları ayrıntılarıyla) bilir. Bâtıla (yanlış, haksız ve bozuk yollara) inanan ve Allah’ı inkâr edenler ise, işte onlar hüsrana (pişmanlık dolu zarara) uğrayanlardır." (Aslında bunlar, Müslüman görüntülü münafıklardır. Ve Hakka değil bâtıla inanıp zulme destek çıkan, böylece Allah’ın va’adini ve kudretini inkâr edip sapıtan insanlardır.)

İman etmeyecek olanlara de ki: “Benimle sizin aranızda, şahit olarak Allah yeter. O göklerde ve yerde olan herşeyi bilir. Geçersiz ve uydurma şeylere inananlara ve Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte gerçek zarar eden onlardır.”

“Benimle sizin aranızdaki konularda, benim hak peygamber olduğum konusunda şâhit olarak Allah yeter. O, göklerdekileri ve yerdekileri bilir. Bâtıla inanıp, Allah'ı inkârda ısrar edenler, işte ziyana uğrayacak olanlar onlardır.” de.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 69/44-47.

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp Allah'ı inkar edenler ise, işte onlar ziyana uğrayanlardır."

De ki: 'Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı inkâr edenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır.'

(Ey Rasûlüm), de ki: “- Benimle sizin aranızda (peygamber olduğuma dair) Allah şahid olarak yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Batıla inanıb Allah'ı inkâr edenler, (küfre varanlar) işte onlar, tamamen aldananlardır.

De ki: “Benim ile sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilendir. Allah’ı inkâr edip de boş şeylere inananlar, işte gerçek zarar edenler onlardır.

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır.”

Diyesin ki: «Sizinle aramda, Tanrı yeter tanıklığa; göklerde, yerde olanı bilir, bâtıla inananlar, Allaha küfredenler, işte bunlar ziyandadır»

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter! O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Batıla inanıp Allah'ı inkâr edenler var ya, işte hüsrana uğrayanlar onlardır!

Ânlara: "Sizin ile benim beynimizde Allâh’ın şâhid olması kâfîdir, Allâh semâvâtda ve arzda ne var ise bildiği gibi bâtıla îmân idenleri Allâh’a karşu küfr idenleri de bilür bunlar hâsir oldılar" di.

De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahit olarak yeter. O, göklerde ve yerde olanı, batıla inananları ve Allah'ı inkar edenleri bilir." İşte kaybedenler bunlardır.

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler var ya; işte onlar asıl ziyana uğrayanlardır.”

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir.” Bâtıla inanan ve Allah’ı inkâr edenlere gelince, işte hüsrana uğrayacak olanlar onlardır.

De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır.

De ki, "Benimle sizin aranızda tanık olarak ALLAH yeter. Göklerde ve yerde ne varsa bilir. Yanlışa inanıp, ALLAH'a inanmıyanlar, asıl zarara uğrayanlardır."

De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır.

De ki benimle sizin aranızda şâhid, Allah yeter, o Göklerde ve Yerde ne varsa bilir, bâtıla iyman edip de Allaha küfredenler, işte onlardır hep husrâna düşenler

(Resûlüm, kâfirlere) de ki: “(Peygamber olduğuma, Kur’ân’ın bana vahyedildiğine ve size hakkı tebliğ ettiğime) benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir.” Bâtıla inanıp, Allah’ı (n âyetlerini) inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır.

De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir.” Batıla inananlar ve Allah'ı yalanlayan kimseler, işte onlar hüsranda olanlardır.

De ki: «Benimle sizin aranızda Allahın hakkıyle şâhid olması yeter. Göklerde, yerde ne varsa O bilir. Baatıla îman ve Allâhı (inkâr ile) kâfir olanlar (Yok mu?) İşte onlar hüsranda kalanların ta kendileridir.

De ki: “Benimle sizin aranızda şâhid olarak, Allah yeter! (O,) göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler ise, işte onlar hüsrâna uğrayanların ta kendileridir!”

De ki: Benimle sizin aranızdaki duruma (tebliğini yapmış olduğum bu Kur’an’ı yalanlayıp inkârda ısrar edişinize) Allah’ın (hakkıyla) şahit (vakıf ve gözcü) olması yeterlidir. Göklerde ve yerkürede (tüm evrende) ne varsa onları bilir. Gerçek dışı şeylere (yalana) inanıp da, Allah’ı inkâr edip nankörlük edenler; işte onlar zarara uğrayanların ta kendileridir. *

(*) Not: Meallerde ‘’Allah şahittir’’ şeklindeki çeviri yüzünden bu ifade hep yanlış anlaşılmaktadır. Buna göre sanki mahkemede olduğu gibi haşa yüce ... Devamı..

Onlara deki “Benimle sizin aranızda (bu kitabın Allah’dan indiğine) şahit olarak Allah yeter. Göklerde ve yerde olanları, batıla inananları ve Allah’ı inkâr edenleri O bilir. İşte böyleleri açıkça kaybedenlerdir.

De ki : "Allah’ın benimle sizin aranızda tanık olması yeter. Allah yerlerde, göklerde olanı bilir. O kimseler ki eğriye inanıp da Allah’ı tanımazlar, kendilerine yazık edenler işte onlardır.

Onlara de ki Allah/ın sizinle benim aramızda hakkıyle şahit olması elverir. O, göklerde, yerde olanı bilir. Ziyankârlar bâtıl mâbutlara iman edip Allah/ı tanımayanlardır.

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenlere gelince, işte asıl zarara uğrayanlar onlardır.”

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı inkâr edenler (var ya), işte onlar hüsrana uğrayanlardır.”

Ey Müslüman! Kur’an gibi apaçık mûcizeye rağmen yine de inkârda diretecek olurlarsa, onlara de ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter!Çünkü O, göklerde ve yerde olan her şeyi en mükemmel şekilde bilir. İlâhî kaynaklı olmayan ve hiçbir geçerli bilgi ve belgeye dayanmayan; yani bâtıla inanan ve Allah’ın ayetlerini inkâr eden kimseler var ya, işte gerçek anlamda kayba uğrayanlar onlardır!” Hal böyleyken:

De ki:
“Benim ve sizin aramızda şahid olarak Allah yeter. Yer ve Gökler’deki şeyleri biliyor. Allah’ı inkâr etmiş ve Bâtıl’a inanmış kimseler; işte Hüsrana Düşenler onlardır.

Resulüm ehlikitaba deki: " aramızda tanık olarak Allah yeterlidir. " Çünkü, göklerde ve yerde hiçbir şey Allah'a gizli kalamaz. Puta çaputa bel bağlayıp Allah’ı inkar edenler, her şeylerini kaybettiler demektir.

Onlara de ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O göklerde, yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler var ya; işte onlar ziyana uğrayanlardır."

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Göklerde ve yerde ne varsa (hepsini) bilir.” [Batıl]a inanıp Allah’ı inkâr edenler (var ya), işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir.

(Ey Muhammed! Kâfirlere): “Benimle sizin aranızda (benim doğruluğuma) şahit olarak, göklerde ve yerde olanı bilen Allah yeter. Allah’ı inkâr ederek bâtıla inananlar ise gerçekten hüsrana uğrayanlardır.” de.

[İman etmeyecek olanlara] De ki: “Benim ile sizin aranızda şahit olarak Allah yeter! O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Geçersiz ve uydurma şeylere inananlara ve bu suretle Allah’ı inkara şartlanmış olanlara gelince; işte ziyanda olanlar onlardır!”

De ki: – Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Asılsız şeylere inanarak Allah’a inanmayanlar var ya işte onlar hepten kaybedenlerdir. 13/43, 10/61, 34/3

(Onlara) de ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter; O göklerde ve yerde olan her şeyi bilir; yine (bilir) ki: Bâtıl inançlara saplanan ve Allah’a nankörlük eden kimseler hüsrana uğrayacak olanların ta kendileridir.”

(Ey Muhammed) De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter! O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. (Şayet ben O'na karşı yalan uydurmuş olsaydım, mutlaka benden helak ederek intikam alırdı) Batıla inanıp hakkı inkar edenler yok mu, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler var ya; işte onlar asıl ziyana uğrayanlardır. "

De ki: «Benimle sizin aranızda Allah Teâlâ'nın şahit olması kifâyet eder. Göklerde ve yerde ne olduğunu bilir. Ve o kimseler ki, bâtıla inanmışlar ve Allah'ı inkar etmişlerdir. İşte hüsrâna düşmüş olanlar, ancak onlardır.»

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Gerçek ortada iken, batıla iman edip Allah'ı inkâr edenler, işte asıl ziyana ve hüsrana uğrayanlar onlar olacaktır. ” [69, 44 - 47]

De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah'a karşı nankörlük edenler, işte ziyana uğrayacaklar onlardır."

Di ki: "Benim ile sizin aranızda şâhid olarak Allâh kâfîdir. Allâh göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Bâtıla îmân iden ve Allâh Te'âlâ'ya küfr iyleyen kimselerdir ki ziyân iderler.

De ki: “Sizinle aramızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir.” Allah’ı görmezlikten gelerek batıla inananlar var ya, kaybedecek olanlar işte onlardır.

De ki:-Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inananlar ve Allah'ı tanımayanlar ise, işte onlar, hüsrana uğrayacak olanlardır.

De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan herşeyi bilir. Allah'ı inkâr ederek bâtıla inananlar ise hüsrana düşenlerin tâ kendileridir.

De ki: "Sizinle benim aramda tanık olarak Allah yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir."

eyit “ŧapdur Tañrı benüm aramda daħı sizüñ ŧanuk. bilür anı kim göklerdedür daħı yirdedür.” daħı anlar kim įmān getürdiler bāŧıla daħı kāfir oldılar Tañrı’ya anlar [214b] anlardur ziyānlular.

Eyit yā Muḥammed: Tañrı Ta‘ālā ṭanuḳluġı yiter benümle sizüñ ortañuzda.Bilür her ne kim var‐ısa göklerde ve yirlerde. Ol kişiler ki īmān getürdilerbāṭıla ve kāfir oldılar Tañrı Ta‘ālāya. Anlar dünyā ve āḫiret ziyānlularıdur.

De: “Mənimlə sizin aranızda Allahın şahid olması kifayət edər. O, göylərdə və yerdə nə olduğunu bilir. Batilə inanıb Allahı inkar edənlər, şübhəsiz ki, ziyana uğrayanlardır!”

Say (unto them, O Muhammad): Allah sufficeth for witness between me and you. He knoweth whatsoever is in the heavens and the earth. And those who believe in vanity and disbelieve in Allah, they it is who are the losers.

Say: "Enough is Allah for a witness between me and you: He knows what is in the heavens(3483) and on earth. And it is those who believe in vanities and reject Allah, that will perish (in the end).(3484)

3483 The test of a Revelation is whether it comes from Allah or not. This is made clear by the life and teachings of the Messenger who brings it. No f... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.