10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velâ tucâdilû ehle-lkitâbi illâ billetî hiye ahsenu illâ-lleżîne zalemû minhum(s) vekûlû âmennâ billeżî unzile ileynâ veunzile ileykum ve-ilâhunâ ve-ilâhukum vâhidun venahnu lehu muslimûn(e)

Ve kitap ehliyle, ancak en güzel bir tarzda mücadele edin; yalnız içlerinden zulmedenler müstesna ve deyin ki: İnandık bize indirilene de, size indirilene de ve mabudumuz ve mabudunuz birdir ve biz, ona teslim olmuşuz.

Onlardan (Müslümanlara ve mazlum insanlara) -zulmedenleri hariç olmak üzere- Ehl-i Kitapla (kabalık ve zorbalıktan uzak) sadece en güzel yaklaşımla (ahsen ahlâkıyla fikri) mücadele yapın ve onlara deyin ki: "Bize indirilen (Kur’an’a) da, size indirilen(lerin aslına) da inandık. İlahımız ve İlahınız birdir. Biz O’na teslim olanlardanız."

[Not: "Kitap Ehli" kavramı: Kendi yazdıkları ve yozlaştırdıkları kitaplar üzerinde yoğunlaşıp, Tevrat ve İncil’in aslını unutan Yahudi ve Hristiyanlar... Devamı..

Bize de kitap verildi deyip kitaba göre hareket etmeyen kimselerle aşırı gidip haksızlık yapmadıkları sürece, en güzel şekilde tartışın ve deyin ki: “Bize indirilene inandığımız gibi, size indirilmiş olana da inanıyoruz. Çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz hepimiz O'na teslim olmuşuz.”

İçlerinden zulmedenler, İslâm'ın gelişmesinin, müslümanların ilerlemesinin önünü kesme planları yapanlar ve uygulayanlar, haksızlık edenler, şirke girenler bir yana, ehl-i kitaptan ehl-i tevhid olanlarla yalnızca en güzel, en mantıklı usulü kullanarak mücadele edin.
“Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız, sizin Tanrınız birdir. Biz O'na teslim olan, İslâm'ı yaşayan müslümanlarız.” deyin.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 16/125; 20/44; 57/25.

İçlerinden zulmedenler dışında kitap ehline karşı ancak en güzel şekilde mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olanlarız."

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: 'Bize ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz.'

(Yahudi ve Hristiyanlardan) düşmanlıkta ileri gidenler müstesna olmak üzre, Yahudi ve Hristiyanlarla en güzel şekilde mücadele edin (yumuşak ve tatlı söz söyliyerek hakkı anlatın. Düşmanlıkta ileri gidenlerle ise, savaşın). Bir de deyin ki:” - Biz hem bize indirilene (Kur'an'a) hem de size indirilene (Tevrat ve İncîl'e) iman ettik. Bizim İlâh'ımız ve sizin İlâh'ınız birdir (ortağı yoktur). Biz, yalnız o'na itaat ederiz, (sizin gibi, Allah'dan başkasını rab edinmeyiz).”

Ve Kitap verilenlerle en güzel yoldan başka bir yol ile mücadele etmeyin. Zalim olanları müstesna… Ve onlara: “Bize inene de, size inene de inandık. Bizim de, sizin de ilahınız birdir. Biz, O’na teslim olmuşlarız” deyin.

Zulmedenleri/şirk koşanları hariç, kitap ehli ile en güzel bir şekilde tartışınız ve “Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir. Biz O'na teslim olmuşuzdur” deyiniz.[414]

[414] Kitap ehliyle tartışma metodu hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIV, 485-488.

Zulmedenlerden başka, kitaplı olanlarla, ancak en güzel yolda tartışasınız, diyeceksiniz onlara: «Bize inmiş olan da, size inene de inan getirmişiz biz, bizim Tanrımız da, sizinki de, hep birdir, biz O'na başeğmişiz»

Kitap ehli (Yahudi ve Hristiyanlar)la haksızlık ve taşkınlık etmedikleri müddetçe en güzel şekilde tartışın ve (onlara) deyin ki: “Bize indirilene inandığımız gibi size indirilmiş olana da inanıyoruz. Çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz (hepimiz) O'na teslim olmuşuz (siz de Müslümansınız, biz de Müslümanız).”

Yahudi ve Hıristiyanlarla dinî konuları tartışırken, dünyevi meseleleri mütalaa ederken, siyasi ve ticari mevzuları konuşurken kaba ve kırıcı davranma... Devamı..

Ehl-i kitâbdan olanlar ile eğer zâlim değil iseler nâmuskârâne mücâdele idiniz ânlara: "Biz, bize ve size inzâl olunan kitâblara inanıyoruz bizim Allâh’ımız ile sizin Allâh’ınız birdir. Biz kâmilen âna teslîm oluyoruz" diyiniz.

Kitap ehlinden zulmedenler bir yana, onlarla en güzel şekilde mücadele edin, şöyle deyin: "Bize indirilene de, size indirilene de inandık; bizim Tanrımız da, sizin Tanrınız da birdir, biz O'na teslim olmuşuzdur."

İçlerinden zulmedenler hariç, Kitap ehli ile ancak en güzel bir yolla mücadele edin ve (onlara) şöyle deyin: “Biz, bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız birdir (aynı ilâhtır). Biz sadece O’na teslim olmuş kimseleriz.”

İçlerinden haksızlığa sapanlar dışında Ehl-i kitap’la mücadelenizi sadece en güzel yolla sürdürün ve deyin ki: “Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim tanrımız da sizin tanrınız da birdir. Biz O’na teslim olmuşuzdur.”

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.

Kitap halkıyla, zalim olanları hariç en güzel bir biçimde tartışın ve "Bize indirilene inandık ve size de indirilene inandık. Bizim Tanrımız, sizin de Tanrınız birdir. Biz sadece O'na teslim olduk,"deyin.

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehli kitapla ancak, en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur."

Ehli kitâba en güzel olan suretden başkasıyle mûcadelede etmeyin ancak zulmedenler başka, ve deyinki: biz, hem bize indirelene iyman ettik hem size indirilene ve bizim ilâhımızla sizin ilâhınız bir, şu kadar ki biz yalnız ona müslimiz

İçlerinden (size karşı savaşanlar ve müslümanlara) zulmedenler hariç, ehl-i kitap ile ancak en güzel bir yolla (ikna edici deliller getirerek, ilim ile) mücadele edin. Ve (onları, İslâm’a/Müslümanlığa davet ederek), “Biz, hem bize gönderilene (Kur’ân’a), hem de size gönderilene (Tevrât ve İncîl’in aslına) îmân ettik. Bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız bir olan Allah’tır. (Sizin iddiâ ettiğiniz üzere, O’nun çocuğu ve ortağı yoktur.) Biz sadece O’na teslim olmuş (müslüman) kimseleriz” deyin.

Haksızlık edenleri hariç, Kitap Ehli ile ancak en iyi şekilde mücadele edin. Ve deyin ki: “Biz, bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim ve sizin ilahınız birdir. Biz de O'na teslim olanlarız.”

İçlerinden zulmedenler müstesna olmak üzere ehl-i kitâb ile en güzel (savaşdan) başka bir suretle mücâdele etmeyin ve deyin ki: «Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim Allâhımız da, sizin Allah'ınız da birdir. (Şu kadar ki) biz (ancak) Ona teslîm olanlarız. (Biz Onun samîmi müslümanlarıyız)».

İçlerinden zulmedenler hâriç, ehl-i kitabla ancak o en güzel olan (sûret)le mücâdele edin ve deyin ki: “(Biz,) bize indirilene de size indirilene de îmân ettik; bizim İlâhımız da sizin İlâhınız da birdir ve biz ancak O'na teslîm olanlarız.”

(Ey inananlar!) Onlardan (saldırganlıkta ısrar ederek) zulmedenleri bir yana, ehli Kitap’la ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki; bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da, sizin İlah’ınız da birdir ve biz ona teslim olmuşuzdur.*

(*) Yani bütün insanlarla olduğu gibi hak ve doğru ile buluşmaları için her daim kitap ehli ile de en güzel bir şekilde mücadele ediniz. Ama zulme ve ... Devamı..

Kitap ehli ile mücadeleyi, en güzel bir biçimde yapın. Onlardan zulmedenlere “Bize indirilene ve size indirilmiş olana da de iman ettik. Bizim ilahımız da, sizin ilahınız da tek bir ilahdır. Biz, O tek ilaha teslim olanlardanız” deyin.

Kitap’lılarla çekişirken yolun en güzelinden başkasını tutmayın. İçlerinden kıyıcılık edenler olursa o başka. Hem onlara deyin: "Size bildirilen de inandık bize bildirlene de. Bizim tanrımız da bir, sizn tanrınız da bir. Biz kendimizi yalnız Ona veriyoruz."

Ehl-i Kitap ile mücadelenizde en güzel yoldan başkasını tutmayın. İçlerinden zulüm edenlerden başka [¹]. Onlara deyin ki biz bize de, size de indirilen Kitaplara inandık, bizim mâbudumuz ve sizin mâbutlarınız birdir. Biz yalnız O/na münkadız.

[1] Tecavüzde bulunanlara, dine tecavüz edenlere hallerine lâyık müdafaada bulunun; ahti bozanlara, harbe kıyam edenlere karşı mukabele edin.

Kitap ehlinden zulmedenler hariç, onlarla en güzel şekilde mücadele ediniz ve şöyle deyiniz: “Biz, bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim Tanrı’mız da sizin Tanrı’nız da birdir ve biz O’na teslim olmuş kimseleriz.”

İçlerinde zulmetmekte olanları hariç olmak üzere kitap ehli kimselerle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin ve “Bize indirilene ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuş olanlarız” deyin.

Kitap sahipleri olarak bilinen Yahudi ve Hıristiyanlar ile dînî konuları tartışırken, kaba ve kırıcı davranmayın! Gönül inciten, insanı rencide eden tavır ve davranışlardan uzak durun! Onlarla tatlı bir üslupla, en güzel şekilde tartışın. Fakat içlerinden, açıkça zâlimlik edenler başka;çünkü öyleleri, hiçbir mantıklı gerekçeye dayanmadan hakîkati inatla reddeder, sizi zorbalıkla sindirmeye çalışırlar. Hoşgörülü olacağız derken, zâlimler karşısında zayıf ve pısırık durmayın! Onlara, hak dinin kaynağının bir olduğunu, hatırlatarak deyin ki: “Bakın, biz hem bize gönderilen Kur’an-ı Kerime, hem de size gönderilen Tevrat, Zebur ve İncil’e —eklediğiniz veya değiştirdiğiniz kısımlar hariç— inanırız. Aslında bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da aynı ilâhtır. Ancak biz, yalnızca O’na boyun eğen müminleriz!”

Onlardan zulmetmiş kimseler hariç, Kitap ehli ile en güzel olan dışında tartışmayın! Deyin ki:
“Bize indirilmiş olana da, size indirilmiş olana da iman ettik. Bizim ve sizin ilahımız birdir. Biz O’na teslim olmuşlarız / müslümanlarız”.

Ehlikitaba karşı en etkili &8207;&8207;şekilde mücadele edin. Ancak, haksızlık edenlerin de üstüne gidin. Onlara deyin ki: " Biz, hem bize gelene hem de size gelene inanıyoruz. Tanrımız da bir. Şu farkla ki biz, Allah'a doğrudan bağlıyız. " ...

İnsanların haklarına saldırarak zulmedenler hariç, kendilerine kitap verilen Yahudi ve Hristiyanlarla güzel bir şekilde mücadele edin! Onlara şöyle deyin; “Biz, bize gönderilene de, size gönderilene de inandık. Bizim ilahımız ve sizin ilahınız birdir. Biz sadece Allah’a teslim olmuş kimseleriz."

İçlerinden haksızlık edenler hariç, kitap ehliyle ancak en güzel şekilde mücadele edin [*] ve deyin ki: “Bize indirilene de size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da tektir ve biz O’na teslim olmuşuzdur.”

Bu ayetteki “zalimlik yapanlar”, müslümanlara karşı tutumları gereği yahudi ve hristiyanlardır. Bunlar içinde hakikatleri reddeden, haksızlığı esas al... Devamı..

İçlerindeki zâlim¹ olanları hariç, Kitap Ehli olan (Yahûdî ve Hıristiyanlarla) en güzel şekilde² mücadele edin. Ve: “Biz, hem bize indirilen, hem de size indirilen kitapların aslın)a îman ettik. (Aslında) bizim ilâhımız da sizin ilâhınız da yalnız kendisine inandığımız³ tek Allah’tır” deyin.

1 Bu âyetteki zâlim, kâfir anlamındadır. Zîrâ en büyük zulüm şirktir. Yahûdî ve Hıristiyanların büyük bir çoğunluğu da Îsâ ve Uzeyr’i Allah’ın oğlu ka... Devamı..

Geçmiş vahyin mensupları ile zulüm ve haksızlıktan uzak durdukları sürece ⁴² en güzel şekilde tartışın ve deyin ki: “Bize indirilene inandığımız gibi size indirilmiş olana da inanıyoruz: çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz [hepimiz] O’na teslim olmuşuzdur”.

42 Zımnen, “Ve bu nedenle, dostça bir tartışmayı hak ettikleri sürece”: Bundan çıkarılacak sonuç, böyle durumlarda bütün peşin (a priori) çatışmalara ... Devamı..

Size saldırganca davrananlar hariç kitap ehli ile en güzel şekilde mücadele edin ve onlara şöyle deyin: – Biz, bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir. Biz Müslüman olmuş kimseleriz. 16/125, 17/53, 42/15, 22/78, 41/33

Önceki vahiylerin mensuplarıyla tartışırken, haksızlık etmedikleri sürece en güzel yol ve yöntemden başkasına itibar etmeyin ve deyin ki: “Biz bize indirilene de, size indirilene de inanmışız; bizim de, sizin de ilâhınız bir ve tektir; evet, biz kayıtsız şartsız sadece O’na teslim olmuşuz.”

İçlerinden zulmedenler hariç, kitap ehli ile en güzel yolla mücadele edin ve onlara: "Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilahımız da, sizin ilanınız da birdir. Biz O'na teslim olanlarız" deyin. (Ki içlerinden selim akla sahip olanlar, -sizin onların kitaplarına inandığınız gibi- kendilerinin de Kur'an'a inanmaları gerektiğinin şuuruna varsınlar)

Kitâp ehliyle, zulmedenlerin dışındaen güzel tarzda tartışın ve deyin ki: "Bize indirilene de size indirilene de inandık. İlahımız ve ilahınız birdir, biz de O’na teslim olanlarız. "

Ve ehl-i kitap ile en ziyâde güzel sûretten başkasıyla mücadele etmeyin. Onlardan zulmedenler ise müstesna, ve deyiniz ki: «Bize indirilmiş olana biz imân ettik ve bizim ilâhımız ile sizin ilâhınız birdir ve biz ancak O'na teslim olmuş olanlarız.»

Zulmedenleri hariç, Ehl-i kitab ile en güzel olan şeklin dışında bir tarzda mücadele etmeyin ve onlara şöyle deyin: “Biz, hem bize indirilen kitaba, hem size indirilen kitaba iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da bir ve aynı İlahtır ve Biz O'na gönülden teslim olduk. ” [16, 125; 20, 44; 57, 25]

Kitap ehliyle, -haksızlık edenleri dışında- en güzel tarzda tartışın ve deyin ki: "Bize indirilene de size indirilene de inandık. Tanrımız ve tanrınız birdir, biz de O'na teslim olanlarız.

Nefislerine zulüm ve küfür idenlerden gayrı ehl-i kitâb ile en eyi sûretde mücâdele ve mubâhase idiniz. (Hüsn-ü mu'âmele ile, hilm ve mülayemetle). Ve "Bize ve size kitâb ve dîn gönderen Allâh'a îmân itdik. Ve bizim ve sizin ilâhınız birdir. Ve biz ona teslîm-i mevcûdiyet itmişiz" diyiniz.

Yanlış davrananlar dışındaki Ehl-i Kitapla[1] mücadeleyi, en güzel yöntemden başkasıyla yapmayın[2]. Onlara deyin ki; “Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim ilahımızla sizin ilahınız birdir. Biz ona teslim olmuş kimseleriz.”

[1] Kitaplarında uzman olan kişiler [2] Tevbe 9/29. ayet, yanlış davrananlarla ilgilidir.

Kitap ehli ile en güzel şekilde mücadele et. Ancak onlardan zalim olanlar hariç. Onlara şöyle deyin:-Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir. Biz ona teslim olanlarız.

Kitap Ehliyle ancak en güzel bir şekilde tartışın—yalnız onlardan zulmedenler müstesna. Onlara deyin ki: “Bize indirilene de, size indirilene de biz iman ettik. Bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir. Ve biz Ona teslim olmuşuzdur.”

Ehlikitap'la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."

daħı ŧartışmañ kitāb ehli-y-ile illā anuñ-ile kim ol görklürekdür illā anlar kim žulm eylediler anlardan. daħı eyidüñ “inanduķ aña kim indürinildi bizdin yaña daħı indürinildi sizdin yaña. daħı Tañrı’muz daħı Tañrı’ñuz birdür daħı biz aña inanıcılaruz.”

Çekişmeñüz kitāb ehli‐y‐ile, illā yaḫşılıḳ bile, illā ẓālimleri bile anlaruñ. Daḫı eyidüñüz ki inanduḳ bize inen kitāba ve size inen kitāba daḫıve bizüm Tañrımuz ve sizüñ Tañrıñuz birdür. Daḫı biz aña muṭī‘‐biz diñ.

Kitab əhlinin zülm edənləri (cizyə verməyənləri, sizinlə vuruşmaq istəyənləri) istisna olmaqla, onlarla ən gözəl tərzdə mücadilə edin! (Onlarla xoş rəftar edib ürəklərini ələ alın və özünüzdən incitməyin. Onların kobudluğuna nəzakətlə, qəzəblərinə soyuqqanlıqla cavab verin. Nalayiq işlər gördükdə nəsihət edib düz yola çağırın. Yox, əgər üstünüzə silah qaldırsalar, siz də silahlanıb onlarla vuruşun və onları təslim olmağa, cizyə verməyə məcbur edin!) Və (onlarla söhbət etdikdə) belə deyin: “Biz həm özümüzə nazil olana (Qur’ana), həm də sizə nazil olana (Tövrata və İncilə) inanırıq. Bizim də Allahımız, sizin də Allahınız birdir. Biz yalnız ona təslim olanlarıq!”

And argue not with the People of the Scripture unless it be in (a way) that is better, save with such of them as do wrong; and say: We believe in that which hath been revealed unto us and revealed unto you; our God and your God is One, and unto Him we surrender.

And dispute ye not with the People of the Book, except with means better(3472) (than mere disputation), unless it be with those of them who inflict wrong (and injury):(3473) but say, "We believe in the revelation which has come down to us and in that which came down to you; Our Allah and your Allah is one; and it is to Him we bow (in Islam)."(3474)

3472 Mere disputations are futile. In order to achieve our purpose as true standard-bearers for Allah, we shall have to find true common grounds of be... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.