Vetilke-l-emśâlu nadribuhâ linnâsi vemâ ya’kiluhâ illâ-l’âlimûn(e)
Ve işte örnekler, onları insanlara gösterip durmadayız ve bilgi sahiplerinden başkaları anlamaz onları.
Biz bu misalleri insanlar için (örnek ve ibret olsun diye veriyor ve) anlatıyoruz, ama bunları âlimler (İslam’ı araştırıp bilenler ve içlerine sindirenler)den başkası akıl edip anlamayacaktır.
İşte biz insanların önüne bu örnekleri koyuyoruz, ama onların gerçek anlamını bilenlerden başkası düşünüp anlamaz.
İşte biz, insanların iyiliği, kurtuluşu için dini hakikatların delillerini, gerekçelerini, insani ve ahlaki değerlerin zaruretlerini böyle misallerle anlatıyoruz. Bunları, yalnızca âlimler düşünüp anlayabilir.
Bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Ancak alimlerden (bilenlerden) başkaları bunlara akıl erdiremezler.
İşte bu örnekler; biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez.
Hem bu misaller var ya, biz onları insanlar için beyan ediyoruz. Bunları (bu misallerin güzelliklerini ve faydalarını) ancak (eşyadan ibret alan) alimler anlar.
İşte bu örnekleri insanlara anlatıyoruz. Fakat âlimlerden başka hiç anlayan yok.
İşte bu örnekleri biz, bütün insanlara veriyoruz. Oysa onları ancak bilenler anlar.
Biz, bu örnekleri, insanlarçin getirmekteyiz, ancak bilgin olanlar, onu anlamaktalar
İşte biz, bu misalleri insanlar için (ibret alsınlar diye) getiriyoruz. Onların anlamını ancak ibret almasını bilenler kavrayabilir.
İşte îrâd itdiğimiz durûb-u emsâl bunlardır lâkin ancak akıllı âdemler anlayabilür.
Biz bu misalleri insanlara veriyoruz, onları ancak bilenler anlayabilir.
İşte bu temsilleri biz insanlar için getiriyoruz. Onları ancak bilginler düşünüp anlarlar.
İşte biz, insanlara bu misalleri anlatıyoruz ama bunların hikmetini gerçek bilgi sahibi olanlardan başkası kavrayamamaktadır.
İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.
Bu örnekleri halk için veririz ve onları bilen kimselerden başkası düşünüp anlamaz.
İşte biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.
Hem bu meseller yok mu, biz onları insanlar için darbediyoruz, maamafih onlara âlimlerden maadasının aklı irmez
İşte biz, insanlara bu misalleri (ibret alsınlar, diye) anlatıyoruz ama bunları (n hikmetini) ancak ibret almasını bilen (ilâhî hakikatleri anlama yeteneğine, birikimine sahip, âyetlerdeki misalleri hakkıyla tefekkür eden) ler kavrayabilir.
Bu örnekleri insanlara veriyoruz. Onu bilenlerden¹ başkası kavrayamaz.
İşte misâller! Biz onları insanlar için îrâd ediyoruz. Aalim olanlardan başkası onları anlamaz.
İşte bu misâlleri insanlar için getiriyoruz. Fakat, âlimlerden başkası onlara akıl erdiremez.
İşte şu örnekler! Biz onları insanlar için anlatıyoruz. Oysa bilginlerden (gerçek ilim adamlarından) başkası, onları düşünüp akletmeye (anlamaya) çalışmıyor. *
Bu örnekleri insanlar için anlatıyoruz ki, bunları ancak bilenler akleder.
İşte örnekler! Biz onları insanlar için veriyoruz. Bilgin olmıyanlar bu örnekleri anlıyamazlar.
Bu misalleri Biz insanlar için getiriyoruz. Onları ancak bilginler anlarlar.
İşte biz insanlara bu örnekleri vermekteyiz. Ancak ilim sahiplerinden başkası bunlara akıl erdirmez.
Dinle, ey insan; işte Biz, insanlara bu misalleri vererek, onları rûhen ve zihnen aydınlatıyoruz; ne var ki, bunları ancak bilgi sahibi olanlar düşünüp anlar. Ve onlar çok iyi bilirler ki:
İşte İnsanlar için verdiğimiz Misâller! Onları, Bilenler’den başkası akletmiyor.
Biz insanlara böylesi örnekler veriyoruz ama bunu, sadece kafası çalışanlar anlayabilir...
Bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Verdiğimiz örnekleri ancak akıl sahipleri düşünür. Onlar cehaleti terk eden ilim sahipleridir.
İşte biz şu örnekleri insanlar için veriyoruz; [*] onları (gerçeği) bilenlerden başkası akıl etmez. [*]
İşte bunlar Bizim insanlara verdiğimiz, ancak âlimlerin anlayabileceği misallerdir.
İşte Biz insanın önüne bu temsîlleri koyuyoruz: ama onların gerçek anlamını ancak [Bizi] tanıyanlar kavrayabilir, ³⁸
İşte, biz insanlara böyle misaller veriyoruz, ancak bunları gerçek ilim sahiplerinden başkası kavrayamaz. 18/54, 30/58, 39/27
İşte bütün bu misalleri Biz insanlar için veriyoruz; ne ki bunları sadece (eşyanın var ediliş amacını) bilenler kavrayabilir:[³⁵²³]
İşte örnekler. Biz onları insanlara (Muhammed’in Rabbi, sinekle örümcekle meseller getiriyor" diye alay eden cahil kimselere) anlatıyoruz. Bunları ise ancak bilenler -ilimde derinleşmiş bilginler- anlar.
Biz bu misalleri insanlara anlatıyoruz ama onları, bilginlerden başkası düşünüp akletmez.
Ve şu misalleri ki, onları nâs için irâd ediyoruz. Maamafih onlara bilginlerden başkası akıl erdiremez.
İşte bazı gerçekleri anlatmak için, Biz bu kabil temsiller getiriyoruz, ama bunları, ancak ibret almasını bilenler anlar.
Biz bu misalleri insanlara anlatıyoruz ama onları, bilenlerden başkası düşünüp anlamaz.
Bu meselleri biz nâsa 'ibret olsun içün darb ideriz. Onları hakâyika 'âlim olanlar ta'akkul ider ve anlar.
Bunlar örnek olaylardır. Onları bütün insanlar için veriyoruz ama bilenler dışında hiç kimse onlara akıl yormaz.
İşte, insanlar için verdiğimiz örnekler, ama onları bilgi sahiplerinden başkaları anlamaz.
İşte bunlar insanlara verdiğimiz misallerdir. Fakat bilgi sahiplerinden başkasının aklı bunları almaz.
Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.
daħı şol meŝeller beyān eylerüz anı ādemįlere daħı añlamaz anı illā 'ālimler.
Ol meẟeller ki biz anı ḫalḳa virür‐biz. Anı fehm eylemez, illā ‘ālimler.
Biz bu məsəlləri insanlar üçün çəkirik. Onları yalnız (haqqı) bilənlər anlayarlar.
As for these similitudes, We coin them for mankind, but none will grasp their meaning save the wise.
And such are the Parables We set forth for mankind, but only those understand them who have Knowledge.(3469)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |