17 Mart 2025 - 17 Ramazan 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 42. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnna(A)llâhe ya’lemu mâ yed’ûne min dûnihi min şey-/(in)(c) vehuve-l’azîzu-lhakîm(u)

Şüphe yok ki Allah, kendisinden başka neye tapıyorlarsa hepsini bilir ve odur üstün, hüküm ve hikmet sahibi.

Kesinlikle Allah (insanların) Kendi (Zatı) dışında hangi şeylere taptıklarını (kimlere ne niyetle yalvarıp sığındıklarını) şüphesiz bilir. O, Güçlü ve Üstün olandır, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

Kuşkusuz Allah, insanların kendisini bırakıp ta, yalvardıkları şeylerin, yani düzmece ilahların ne olduğunu çok iyi bilir. Gücüne erişilemeyen güç sahibi O'dur, yaptığı herşeyi yerli yerince yapan da O'dur.

Allah, onların, kendisini bırakıp, kulları durumundakilerden taptıkları, yalvardıkları şeyleri bilir. Kudretli, hikmet sahibi ve hükümran olan O'dur.

Allah, kendinden başka her neye tapıyorlarsa muhakkak bilmektedir. O güçlüdür, hikmet sahibidir.

Allah, kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Onların Allah'dan başka hangi şeylere taptıklarını şübhesiz ki Allah biliyor. O, Azîz'dir= her şeye galibdir, Hakîm'dir= hükmünde hikmet sahibidir.

Hiç şüphesiz Allah, onların kendi dışında yalvardıkları her şeyi bilir. (Bildiği için de onları cezalandıracaktır.) O, izzet, kudret ve hikmet sahibidir. (Bu sıfatları, suçluların cezalandırılmasını gerektiriyor.)

Şüphesiz Allah, onların kendisinden başka ne tür bir şeye yalvardıklarını bilir. O, çok güçlüdür ve hikmet sahibidir.

Allah bilir kendisinden başka, neye taptıklarını, O emredir, O bilge

Şüphesiz Allah, onların Kendisinden başka hangi varlıkları tanrılaştırıp yalvardıklarını elbette çok iyi bilir. Hiç kuşkusuz O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Allâh ânların hangi ma’bûda tapdıklarını bilür, ’azîz ve hakîmdir.

Doğrusu Allah, Kendini bırakıp da yalvardıkları şeyi bilir. O güçlüdür, Hakim'dir.

Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Allah, onların kendisini bırakıp da ne türlü şeylere yalvarıp yakardıklarını şüphesiz bilmektedir. O, azîzdir, hakîmdir.

Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

ALLAH onların kendisinden başka taptıklarının aslında hiç bir şey olmadığını iyi bilir. O Üstündür, Bilgedir.

Allah, onların kendisini bırakıpta hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz ki bilir. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.

Her halde Allah biliyor ki onlar onun berîsinden nelere, ne gibi şeylere yalvarıyorlar, halbuki azîz odur, hakîm o

Hiç şüphesiz ki Allah, onların kendisinden başka (tapıp) yalvardıkları şeyleri (elbette) bilir. O her işinde mutlak galip olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Kuşkusuz Allah, onların Kendisinin yanı sıra yöneldikleri şeylerin ne olduğunu¹ bilir. O, Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir.

1- Hiçbir şeye yaramayan, boş şeyler olduğunu.

Allah, kendinden başka hangi şey'e tapıyorlarsa şübhesiz ki biliyor. O, mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.

Şübhesiz ki Allah, (onların) kendisinden başka nelere yalvarmakta olduklarını bilir. Çünki O, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

Kuşkusuz Allah, onların Kendisinin yanı sıra yöneldikleri (veya kendisiyle arasına neleri koyup yalvardıkları) şeylerin ne olduğunu bilir. O, Azizdir (mutlak galip olandır), Hakimdir (doğru hüküm verendir). *

(*) Not: Bu vb. ayetlerde geçen (من دون الله) ‘’min dünillahı’’ nın iki anlamı vardır. Birincisi, Allah’ın yanı sıra, yani Allah’la birlikte, ikincisi... Devamı..

Şüphesiz ki Allah, onların kimden, ne istediklerini çok iyi biliyor.

İşte allah kendini bırakıp da ne gibi nesnelere tapıyorlarsa bilir. Allah erklidir, doğruyu bildiricidir.

Allah, kendisini bırakarak ne gibi şeylere taparlarsa onu bilir, ceza eder. O, galib-i yektadır, hakimdir.

Muhakkak ki Allah, kendisini bırakıp da yalvardıkları/çağırdıkları şeylerin ne olduğunu biliyor. Zira O, Azîz’dir, Hakîm’dir.

Allah, kendi dışında hangi şeye tapmakta olduklarını şüphesiz bilmektedir. O üstün güç sahibidir, hikmet sahibidir.

Hiç kuşkusuz Allah, onların Kendisinden başka yalvardıkları ve kulluğa çağırdıkları varlıkların hiçbir şeye güç yetiremeyen âciz yaratıklar olduğunu ve bu tapınmanın, aslında kişinin kendi arzu ve heveslerini tanrı edinmesinden başka bir şey olmadığını çok iyi bilmektedir. Unutmayın ki, O, sonsuz kudret ve hikmet sahibidir.

Allah, kendisinden başka ne tür şeylere yalvarıyorlarsa biliyor. O Hakîm Azîz’dir.

Şüphesiz Allah, kendisini göz ardı ederek onların kime el açtıklarını biliyordu. Güçlü ve her şeye egemen olan ise Allah'tır.

Şüphesiz Allah kendinden başka ne gibi şeylere yalvardıklarını bilir. O yüce ve hakîmdir.

Allah onların kendisinin peşi sıra yalvardıkları şeyleri bilmektedir. O güçlüdür, doğru hüküm verendir.

Allah onların kendisi dışında nelere taptıklarını çok iyi bilir. (Çünkü) O çok güçlü ve mükemmel hüküm sahibidir.

Kuşkusuz Allah, insanların Kendisini bırakıp da yalvardıkları şeylerin ne olduğunu çok iyi bilir; ³⁷ yalnız O’dur kudret sahibi, hikmet sahibi.

37 Lafzen, “O’ndan başka yalvardıkları her şeyi...” Yani Allah, insanların taptıkları bütün düzmece şeylerin, -bunlar ister hayalî varlıklar, ister il... Devamı..

Kuşkusuz ki Allah onların, Allah ile aralarına koyup nelere dua ile yalvardıklarını çok iyi biliyor. Zira çok yüce olan Allah’tır, her hükmü doğru olan da O’dur. 6/56, 46/4...6

Şüphesiz Allah, onların kendisinden başka yalvarıp yakardıkları her şeyi çok iyi bilir;[³⁵²²] zira yüceler yücesi O’dur, her hükmünde tam isabet sahibi O’dur.

[3522] Buradaki mâ’nın olumsuzluk edatı olması durumunda anlam şöyle olur: “Allah dışında yalvarıp yakardıklarının bir hiç olduğunu çok iyi bilir”.... Devamı..

Muhakkak ki Allah, kendini bırakıp da, nelere tapındıklarını bilir. O, her şeye gücü yetendir, hüküm ve hikmet sahibidir!

Allah, onların kendisinden başka ne gibi şeylere yalvardıklarını bilir, O üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.

Şüphe yok ki, Allah kendisinden başka neye ibadet ettiklerini bilir. Halbuki azîz, hakîm olan O'dur.

Allah, onların Kendisinden başka hangi varlıkları tanrılaştırıp yalvardıklarını elbette bilir. O, aziz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

Allah, onların kendisinden başka ne gibi şeylere yalvardıklarını bilir, O üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

ÂÇêÏÙèæ kelimesindeki ÂÇsoru edâtı olabileceği gibi, olumsuz edâtı da olabilir. Bizim verdiğimiz mânâ, soru edâtı olduğuna göredir. Olumsuz edâtı olur... Devamı..

Allâh Te'âlâ kendinden başka 'ibâdet iyledikleri şeyleri bilir ve O, intikâma kâdir ve muktezâ-yı hikmeti icrâ ider hakîmdir.

Allah onların, kendisiyle arasına neleri koyup yalvardıklarını bilir. Güçlü olan o, doğru karar veren odur.

Allah, kendisinden başka ne tür şeylere dua ettiklerini bilir. O güçlüdür hakimdir.

Allah, onların kendisinden başka hangi şeye yakardıklarını bilir. O herşeyin mutlak galibi ve sonsuz hikmet sahibidir.

Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını/nasıl bir şey için çağrı yaptıklarını bilir. O'dur Azîz, O'dur, Hakîm.

bayıķ Tañrı bilür anı kim ŧaparsız andan ayruk nesene. daħı ol beñdeşsüz dürüst işlüdür.

Tañrı Ta‘ālā bilür anlar ṭapġan ma‘būdı özinden özge hīç nesnedür. TañrıTa‘ālā ‘azīz[dür], ḥikmetler issidür.

Şübhəsiz ki, Allah onların Allahı qoyub nəyə ibadət etdiklərini bilir. O, yenilməz qüvvət sahibi, hikmət sahibidir!

Lo! Allah knoweth what thing they invoke instead of Him. He is the Mighty, the Wise.

Verily Allah doth know of (every thing) whatever(3468) that they call upon besides Him: and He is Exalted (in power), Wise.

3468 The last verse told us that men, out of spiritual ignorance, build their hopes on flimsy unsubstantial things (like the spider's web) which are b... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.