26 Ocak 2025 - 26 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Feenceynâhu veashâbe-ssefîneti vece’alnâhâ âyeten lil’âlemîn(e)

Onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu, alemlere ibret olarak yaptık.

Böylece Biz onu ve gemi(deki inançlı) arkadaşlarını kurtardık ve bunu âlemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir ibret) kılmış olduk (ki bu bir uyarı ve hatırlatmadır).

Biz Nuh'u ve O'nunla birlikte gemide bulunanların hepsini kurtardık ve bunu hatırlayıp ders almaları için, bütün insanlığa bir ibret kıldık.

Fakat biz Nûh'u ve gemilerdekileri kurtardık. Bunu âlemlere, insanlara ibret ve uyarı haline getirdik.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 36/41-44; 54/15; 69/11-12.

Onu ve gemi halkını ise kurtardık ve bunu alemler için bir ibret kıldık.

Böylece onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk.

Biz de onu (Nûh'u) ve gemi arkadaşlarını kurtardık; ve gemiyi alemlere bir ibret yaptık.

Biz, onu ve geminin içindekileri kurtardık. O gemiyi de insanlar için bir belge ve delil yaptık.

Fakat Nûh'u ve onunla birlikte gemide bulunanların hepsini kurtardık ve bunu, bütün insanlara bir ders kıldık.

Biz, Nuh'u da kurtardık, gemide bulunanları da, bunu âlemlere ibret ettik

Biz de onu (Nuh'u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.

Biz ânı ve ânınla berâber sefînede bulunanları kurtardık bu sefîne bütün âleme ’ibret idi.

Ama Biz, Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu dünyalara bir ibret kıldık.

Biz de onu (Nûh’u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık.

Fakat biz Nûh’u ve gemidekileri kurtardık ve bunu bütün insanlık için bir ibret yaptık.

Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.

Onu ve gemi halkını kurtarıp herkese ibret yaptık.

Bak 11:40-44

Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.

Binnetice onu ve gemi arkadaşlarını netâca çıkardık ve o gemiyi âlemlere bir âyet kıldık

Onu (Nûh’u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere ibret vesilesi kıldık.

Böylece onu ve gemilerdeki arkadaşlarını kurtardık. Onu¹ cümle âleme bir ayet² yaptık.

1- Gemiyi veya olayı. 2- İbret, belge.

Fakat biz onu da, gemi arkadaşlarını da selâmete erdirmiş ve bunu aalemlere bir ibret yapmışızdır.

Fakat onu ve gemi halkını kurtardık ve onu (o gemiyi ve o tûfânı) âlemlere bir ibret kıldık.

Sonunda Nuh’u ve onunla birlikte gemide bulunanların tümünü kurtardık ve onu, (o gemiyi ve hadiseyi) insanlar için bir ayet (ibret) belgesi kıldık.

Nuh’u ve gemide olanları kurtardık ve bu kurtarma olayını bütün zamanlara (âlemlere) bir ibret yaptık.

Bunun üzerine onu da, gemide olanları da kurtardık. İşte Biz bu olayı bütün insanlara öğrwnce yaptık.

Biz de, onu ve gemide bulunanları kurtardık, bu hâdiseyi cihana ibret kıldık.

Onu ve gemi yolcularını kurtardık ve bunu âlemler için bir ibret [âyet] kıldık.¹¹

11 Krş. Hûd, 11/36-45; Hâkka, 69/11-12

Böylece biz onu da gemi halkını da kurtardık ve bunu âlemlere bir ayet kılmış olduk.

(İbn-i Abbas Hz. Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Ey Ali! Senin ve evladından olan imamların benden sonraki misali, binenin kurt... Devamı..

Onu ve onunla birlikte gemiye binen tüm müminleri tufandan kurtardık ve bu olayı, kıyâmete kadar gelecek tüm insanlık için bir ibret belgesi kıldık.

Onu ve Gemi arkadaşlarını kurtardık. Bunu Âlemler için bir âyet yaptık.

Nûh'u, gemideki yolcularla birlikte kurtardık. Bu olayı da bütün insanlığa destan eyledik...

Fakat onu ve halkını gemiyle kurtardık! Onu âlemlere ayet yaptık!

Biz onu ve gemideki halkı kurtarmış ve onu âlemlere ibret yapmıştık. [*]

Buradaki amaç, geminin yani onun içindekilerle gemiye binmeyip boğulanların yaşadığı olayların sonrakiler için bir ders olduğuna dikkat çekmektir. ... Devamı..

Sonunda Biz onu da gemidekileri de kurtardık ve bu (olayı)¹ akıllılar âlemine ibret (alınacak bir olay) kıldık.

1 Bundan maksat, gemi de olabilir.

fakat Nûh’u ve o’nunla birlikte gemide bulunanların tümünü kurtardık ve bunu, [hatırlayıp ders almaları için] bütün insanların önüne [rahmetimizin] bir işareti olarak koyduk.

Biz de Nuh’u ve gemide bulunanların tümünü kurtardık ve bunu insanlığa bir ibret vesilesi kıldık. 11/25...49

Fakat onu ve gemi yârânının tümünü kurtardık; ve bunu[³⁴⁸⁸] bütün bir insanlığa (ibretlik) bir delil kıldık.

[3488] “Gemiyi” ya da “ukubeti/cezalandırma olayını”. Uluslararası bir araştırmanın sonuçlarına göre Guatamala yerlileri ve Avustralya Aborijinlerine ... Devamı..

Fakat biz; onu ve gemi arkadaşlarını kurtardık ve bu kıssayı alemlere ibret kıldık.

Biz de onu (Nûh’u) ve gemide bulanlar] kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık.

Fakat Biz onu ve gemi arkadaşlarını necâta erdirdik ve onu (O hadiseyi) âlemler için bir ibret kıldık.

Onu ve gemide bulunanları kurtarıp o gemiyi ve o hadiseyi bütün insanlara ibret vesilesi yaptık. [54, 15; 69, 11-12; 36, 41-44]

Onu ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi alemlere bir ibret yaptık.

Nûh'ı ve gemide bulunanları kurtardık ve onı 'âlemler içün kudretimize delâlet ider bir âyet kıldık.

Nuh’u ve gemide olanları kurtardık; onu herkes için bir belge yaptık.

Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık; bunu insanlığa bir ibret kıldık.

Nuh'u ve gemi ahalisini ise kurtardık; o gemiyi de âlemlere bir âyet yaptık.

Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık.

pes ķurtarduķ anı. daħı gemi islerini daħı eyledük anı nişān 'ālemlere.

Pes ḳurtarduḳ Nūḥı, gemide olanları daḫı. Daḫı anı bir āyet ḳılduḳ ‘ālemle‐re.

Biz onu (Nuhu) və onunla birlikdə gəmidə olanları (tufan bəlasından) qurtardıq və bunu (bu hadisəni) aləmlərə (insanlara, sonrakı nəsillərə) bir ibrət etdik.

And We rescued him and those with him in the ship, and made of it a portent for the peoples.

But We saved him and the companions of the Ark, and We made the (Ark) a Sign for all peoples!


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.