3 Kasım 2024 - 1 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 80. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekâle-lleżîne ûtû-l’ilme veylekum śevâbu(A)llâhi ḣayrun limen âmene ve’amile sâlihan velâ yulakkâhâ illâ-ssâbirûn(e)

Ve kendilerine bilgi verilenlerse yazıklar olsun size dediler, inanan ve iyi işlerde bulunana Allah'ın sevabı, daha da hayırlıdır ve buna da ancak sabredenler nail olur.

(Ama) Kendilerine (hakiki) ilim (ve hidayet) verilenler ise, (bu hain ve nankörlere imrenen gafillere:) "Yazıklar olsun size, Allah’ın sevabı (ve ahiret hazırlığı) iman edip salih ameller işleyenler için çok daha hayırlı (ve kalıcıdır, ancak) bu (yüksek şeref ve fazilete samimiyetle) sabredenlerden başkası kavuşturulmayacaktır" (demişlerdi).

Kendilerine vahiyden bilgi verilenler ise: “Yazıklar olsun size, iman edip doğru dürüst işler yapanlar için, Allah'ın mükafatı daha hayırlıdır. Bu mükafata da, ancak her türlü güçlüklere göğüs gerebilenler kavuşabilir.”

Kendilerine ilim verilen sorumluluk sahibi âlimler ise:
“Yazıklar olsun size, Allah'ın mükâfatı, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler için daha hayırlıdır. Ona da ancak sabrederek mücadeleye devam edenler kavuşabilir.” dediler.

Kendilerine ilim verilenler ise şöyle dediler: "Yazık size! Allah'ın sevabı iman edip salih amel işleyen için daha hayırlıdır. Ona ise ancak sabredenler kavuşturulurlar."

Kendilerine ilim verilenler ise: 'Yazıklar olsun size, Allah'ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz' dediler.

Kendilerine (ahiret ahvali hakkında) ilim verilenler de şöyle dedi: “- (Ey Karûn gibi, dünyayı istiyenler), yazıklar olsun size! İman edip salih amel işliyen için, Allah'ın (cennetteki) sevabı daha hayırlıdır. Ona (cennete ve sevaba ise) ancak ibadet üzerine sabredenler kavuşur.”

Kendilerine ilim verilenler ise: “Yazıklar olsun size! İnanıp salih işler yapanlar için, Allah’ın vereceği mükâfat daha yararlıdır.” Fakat bu söz, ancak sabredenlere söylenir.(*)

(*) Yani, ancak sabredenler bu sözü anlayabilir.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: “Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın sevabı/nimeti daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.”

Bilginler de dediler ki: «Yazık size; inanarak, yararlı iş görenlerçin Allahın ödülü daha iyidir, ona ancak, sabredenler kavuşur»

Kendilerine doğru ve güvenilir bilgi verilmiş olanlar ise: “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah'ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler.

Ehl-i ’ilim ise ânlara: "Bedbahtlar! Allâh’ın sevâbı îmân iden ve a’mâl-i sâlihada bulunanlar içün daha hayırlıdır. Lâkin o mükâfâta ancak sabır idenler lâyık olabilürler" diyordı.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: "Size yazıklar olsun; Allah'ın mükafatı, inanıp yararlı iş işleyenler için daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir" demişlerdi.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle derlerdi: “Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlar için Allah’ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.”

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.

Kendilerine bilgi verilmiş olanlar, "Yazık size, inanan ve erdemli davranan için ALLAH'ın ödülü daha iyidir," dediler. Buna ancak sabredenler kavuşturulur.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, şöyle dediler: "Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükafatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir."

Kendilerine ılim verilmiş olanlar ise yazıklar olsun size dediler: Allahın sevâbı iyman edip salâh ile çalışan kimseler için daha hayırlıdır, ona ise ancak sabredenler kavuşdular

Kendilerine (manevi) ilim verilmiş olanlar ise, “Yazıklar olsun size! Îmân edip de iyi işler yapanlara, Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur!” dediler.

İlim verilmiş olanlar¹: “Size yazıklar olsun! İnanan ve salihatı² yapan kimselere Allah'ın vereceği ödül daha hayırlıdır. Buna sabredenlerden³ başkası kavuşamaz.” dediler.

1- Vahyin bilgisi ile bilgilenenler. Vahyin mutlak doğru olduğuna iman edenler. 2- Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici olmak, yapıcı olma... Devamı..

Kendilerine ilim verilenler de (şöyle) dedi: «Yazıklar olsun size. Allahın sevabı îman ve iyi amel (ve hareket) eden kimseler için daha hayırlıdır. Buna da sabr (ve sebat) edenlerden başkası kavuşdurulamaz».

Kendilerine ilim verilenler ise dedi ki: “Yazıklar olsun size! Îmân edip sâlih amel işleyen bir kimse için, Allah'ın sevâbı daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur.”

Fakat kendilerine gerçeğin ilmi verilmiş olanlar ise, “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapmış olanlara Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak (sıkıntılara) karşı sabredenler kavuşturulur”dediler.

Kendilerine ilim verilenler “Yazıklar olsun size. Allah’ın iman edip doğru işler yapanlara verdiği karşılık daha hayırlıdır. Ona ancak sabredenler kavuşur.

Kendilerine bilim verilenler de dediler: "yazıklar olsun size! İnana, iyilik eden kimse için allah’ın vereceği karşılık yeydir. Bu karşılığa da ancak katlananalar erişirler."

Yuşa gibi ilim ve irfana nail olanlarsa dediler ki vay size! İman edip iyi işleyen kimse için Allah/ın sevap ve mükâfatı daha iyidir. Bu saadete ve siyrete yalnız ta/at ve ibadette sabır edenler kavuşur.

Kendilerine ilim verilenler de “Yazıklar olsun size! İnanıp iyi ve yararlı [sâlih] iş yapan için Allah’ın sevabı/ mükâfatı daha hayırlıdır. Ona da sabredenlerden/göğüs gerenlerden başkası kavuşamaz” (dediler).

Kendilerine ilim verilenler ise, “Yazıklar olsun size! Allah'ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz” dediler.

Fakat kendilerine sağlam bir iman ve derin bir ilim bahşedilmiş olan akıllı ve dirâyetli kimseler bu şaşkınlara seslenerek, “Yazıklar olsun size!” dediler, “İman eden ve bu imana yaraşan güzel davranışlarda bulunanlar için, Allah’ın vereceği ödül, dünyanın bütün zenginliklerinden daha iyidir! Ne var ki buna, fedâkârlığın getireceği sıkıntılara sabredenlerden başkası erişemez!”

İlim verilmiş kimseler dedi ki:
“Yazıklar olsun size! Allah’ın sevâbı / yatırımı, iman etmiş ve salih amel işlemiş (iyi iş yapmış) kimseler için en hayırlıdır. Ona ancak Sabredenler kavuşturuluyor”.

Aydın kişiler ise bu düşüncede olanlara: " Çok yazık! Halbuki inanıp yararlı işler yapanlara Allah'ın vereceği daha değerlidir. Buna ise, sadece sabredenler nail olur. " diye karşılık verirlerdi.

Ayetlerimizle bilgisini geliştirenler ise dediler ki; "Yazık size! İnanan ve iyi iş yapan kimse için Allah’ın sevabı daha hayırlıdır. Buna ancak inancında azimli kararlı olanlar kavuşturulur. Onlar hiçbir zaman ahiret yurdunu dünya hayatına değişmezler! Onlar bilirler ki dünyadaki zenginlik gelip geçicidir. Ölünce dünyadaki her şey biter. Asıl olan şey ahiret hayatındaki zenginliktir! Ahiret hayatındaki zenginlik ancak Allah’ın yasalarına uyarak yaşamakla, Allah’ın dünyada verdiklerini ihtiyaç sahipleriyle paylaşmakla kazanılır!"

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle demişlerdi: “Yazıklar olsun size! İman edip iyi iş(ler) yapan için Allah’ın (vereceği) ödül hayırlı olandır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulabilir.”

Kendilerine ilim verilenler ise: “Yazıklar olsun size! Îman edip (inandığı) iyi işleri yaşayanlar için Allah’ın vereceği mükâfat, çok daha hayırlıdır. O (mükâfata) da ancak sabredenler kavuşur.” dediler.

Kendilerine doğru, güvenilir bilgi bahşedilmiş olanlarsa: “Yazıklar olsun size!” derlerdi, (Bilmiyor musunuz ki,) gerçekten inanmış olan, dürüst ve erdemli davranışlarda bulunan kimseler için Allah’ın tasvip ettiği şeyler ⁹⁰ daha hayırlıdır; ama şüphesiz, böyle bir nimete güçlüklere göğüs geren kimselerden başkası erişemez”.

90 Lafzen, “Allah’ın mükafatı”, zımnen “manevî kazanç”.

Dünya ve ahiret hakkında gerçek bilgiye sahip olanlar ise: – Yazıklar olsun size, iman edip iyi ve yararlı işler yapanlar için Allah’ın vereceği mükâfat şu üç günlük dünyanın tüm hazinelerinden daha değerlidir ne var ki ona ancak imanı uğrunda her türlü zorluğa göğüs gerip sabredenler ulaşabilir, demişlerdi. 30/56

Fakat bilgi (ve bilginin amacını kavrama) yeteneğiyle donatılmış olanlar da;[³⁴⁵⁷] “Yazıklar olsun size! İman eden ve Allah’ın razı olduğu iş işleyen kimselere Allah’ın verdiği ödül daha hayırlıdır; ama ona sabredenlerden başkası kavuşamaz!” derlerdi.

[3457] ‘Ilmi çevirimiz için bkz: 21:74, not 74.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: "Yazıklar olsun size!.. Allah’ın (ahiret yurdundaki) mükafatı, iman eden ve sâlih amellerde bulunanlar için, elbet daha hayırlıdır. Ona ise ancak sabredenler kavuşabilir” dediler.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, "Yazıklar olsun size! İman edip salih amel işleyenlere Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur" dediler.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise dedi ki: «Yazıklar olsun size! Allah'ın sevabı, imân eden ve sâlih amelde bulunanlar için daha hayırlıdır. Ona ise ancak sabredenler kavuşurlar.»

Âhirete dair ilimden nasibi olanlar ise: “Yazıklar olsun size! Bu dünyalıkların böylesine peşine düşmeye değer mi? Oysa iman edip güzel ve makbul işler yapanlara Allah'ın cennette hazırladığı mükâfat elbette daha hayırlıdır. Buna da ancak sabredenler nail olur. ”

Kendilerine bilgi verilmiş olanlar ise: "Yazık size, dediler, inanan ve iyi iş yapan kimse için Allah'ın sevabı daha hayırlıdır. Buna ancak sabredenler kavuşturulur."

Kendilerine 'ilim virilenler: "Vah size! Îmân iden ve sâlih 'amel işleyen kimseye Allâh'ın sevâbı Kârûn'un malından daha hayırlıdır. Bu âhiret hayrına ancak sâbirler mülâkî olur" didiler.

Kendilerine ilim verilenler de şöyle dediler: “Yazık size! Allah’ın, inanan ve iyi işler yapanlara vereceği karşılık daha iyidir. O da sabırlı olanlardan başkasına verilmez.”

Kendilerine ilim verilenler ise:-Yazıklar olsun size, iman eden ve doğruları yapanlar için Allah'ın sevabı daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşur, demişlerdi.

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, “Yazık size,” dediler. “İman eden ve güzel bir iş yapan kimse için Allah'ın vereceği ödül daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşur.”

Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti: "Yazıklar olsun size! İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapan kişi için Allah'ın vereceği karşılık daha üstündür. Ama buna, sadece sabredenler ulaştırılır."

daħı eyitti anlar kim virinildiler 'ilm “vay size! Tañrı yanudı yigrekdür aña kim įmān getürdi daħı işledi eyü iş. daħı virinilmeye anı illā śabr eyleyiciler.”

Daḫı eyitdi ol kişiler ki ‘ilm virildiler: Vay size, Tañrı Ta‘ālā ẟevābı yigrek‐dür ol kimseye ki īmān getüre ve ‘amel‐i ṣāliḥ işleye. Daḫı anı ḳabūleylemez, illā ṣabr idiciler.

(Axirət barəsində) elm verilmiş kəslər isə belə dedilər: “Vay halınıza! (Ay yazıqlar!) İman gətirib yaxşı əməl edən kimsə üçün Allahın mükafatı (təmənnasında olduğunuz var-dövlətdən, dəbdəbədən) daha yaxşıdır. Buna (bu ne’mətə) yalnız səbr edənlər (Allaha itaət və ibadət etməyi fani dünya malından üstün tutanlar, həyatın çətinliklərinə dözənlər) qovuşarlar!”

But those who had been given knowledge said: Woe unto you! The reward of Allah for him who believeth and doeth right is better, and only the steadfast will obtain it.

But those who had been granted (true) knowledge said: "Alas for you! The reward of Allah (in the Hereafter) is best for those who believe and work righteousness: but this none shall attain, save those who steadfastly persevere (in good)."


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.