8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 77. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vebteġi fîmâ âtâka(A)llâhu-ddâra-l-âḣira(te)(s) velâ tense nasîbeke mine-ddunyâ(s) veahsin kemâ ahsena(A)llâhu ileyk(e)(s) velâ tebġi-lfesâde fî-l-ard(i)(s) inna(A)llâhe lâ yuhibbu-lmufsidîn(e)

Allah'ın sana verdiği malmenal yüzünden ahiret yurdunu aramaya bak ve dünyadaki nasibini de unutma ve Allah sana nasıl ihsan ettiyse sen de ihsan et ve yeryüzünde bozgunculuk etmeye kalkışma; şüphe yok ki Allah, bozguncuları sevmez.

(Öyle ise ey mü’min!) Allah’ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. (Dünya da, ahiret de Müslümanlarındır. Ey sermaye sahipleri! Allah’ın size verdiği servet ve nimetlerle, ahiret yurdunu kazanmaya çalışın. Zekât ve cihad için harcayın. Bu arada dünyadan da nasibinizi unutmayın. Meşru yollardan çalışıp kazandığınız serveti kendiniz, aileniz ve yakınlarınız için örfe, âdetlere ve standartlara uygun olarak helâl yolda harcayın, cimrilik yapmayın.) Allah nasıl sana in’am ve ihsan edip (zenginlik) verdiyse, sen de (fakir fukaraya, işçi ve memuruna) öylece iyilik ve ikramda bulun(un. Sakın fakirin, işçi ve memurun hakkını ketmederek) yeryüzünde bozgunculuk (ve anarşi) çıkarma(yın). Zira gerçekten Allah fitne fesat çıkaranları asla sevmez (ve onları felaha-başarıya da ulaştırmayacaktır).

Öyleyse Allah'ın sana verdiklerinden yararlanarak, yalnızca ahiret yurdunda iyi bir yer tutmanın yolunu ara; bunu kazanmak için dünyada yapman gerekenleri de unutma ve Allah sana nasıl iyilikte bulunduysa, sen de başkalarına öyle iyilikte bulun; yeryüzünde bozgunculuk etmeyi isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez!

“Allah'ın sana verdiği servet ve imkânlar içinde, Allah yolunda faaliyet göstererek, âhiret yurdunu, ebedî yurdu kazanmaya çalış. Ama dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın, sana lütuf ve ihsanda bulunduğu gibi, sen de iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan bir müslüman olarak hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yap. Yeryüzünde, ülkede bozgunculuğu, fesadı arzu etme. Allah bozguncuları sevmez.” dedi.

Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu da ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik ettiği gibi sen de iyilik et ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez."

'Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah bozgunculuk yapanları sevmez.'

Allah'ın sana verdiği mal ile ahiret yurdunu, (cenneti) iste, (servetini hayır yoluna harca). Dünyadan nashibini de unutma, (ihtiyacın kadar sakla). Allah, sana ihsan ettiği gibi, sen de (Allah'ın kullarına) ihsan et. Yeryüzünde fesad arama; çünkü Allah fesad çıkaranları sevmez.”

“Allah’ın sana vermiş olduğu mal ile ahiret yurdunu iste! Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap. Yeryüzünde bozgunculuğu arama. Şüphesiz Allah, bozguncuları sevmez.” dedi.

“Allah'ın sana verdiğinden âhiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana iyilik ettiği gibi, sen de iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.”

«Allahın, sana verdiği şeyle, son yurdu istiyesin, dünyadaki payını da unutma; Allah sana nice iyilik yapmışsa, sen dahi öylece iyilik yapasın, yeryüzünde fesatçılık isteme, Allah sevmez fesatçıyı!»

“Allah'ın sana verdiklerinden yararlanarak ahiret yurdunda (iyi bir yer tutmanın) yolunu ara! Dünyadan da nasibini unutma! Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme! Çünkü Allah, bozguncuları sevmez!”

76, 77. Kârûn Mûsâ’nın kavminden idi, lâkin hemşehrilerine karşu haksız mu’âmele idiyor idi. Biz âna o kadar hazîneler virdik ki anahtarlarını ancak güçli kuvvetli bir cemâ’at taşıyabilürdi. Kavmi âna: "Servetin ile öğünme çünki Allâh öğünenleri sevmez. Allâh’ın sana virdiği servet ile âhireti satun almağa gayret it ve dünyâdan nasîbini unutma! Allâh sana lütuf itdiği gibi sen de diğerlerine karşu lütufkâr ol, dünyâda fesâd çıkarmakdan hazr iyle, çünki Allâh müfsidleri sevmez" didi.

76,77. Karun, Musa'nın milletindendi; ama onlara karşı azdı. Biz ona, anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı hazineler vermiştik. Milleti ona: "Böbürlenme, Allah şüphesiz ki böbürlenenleri sevmez. Allah'ın sana verdiği şeylerde, ahiret yurdunu gözet, dünyadaki payını da unutma; Allah'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryüzünde bozgunculuk isteme; doğrusu Allah bozguncuları sevmez" demişlerdi.

“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”

Allah’ın sana verdiğinden âhiret yurdunu kazanmaya bak ve dünyadan nasibini unutma! Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma! Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.”

Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.  

 Karun gibi hazineler sahibi birinin şahsında yapılan bir öğütte dahi, Kur’an’ın, «Dünyadan da nasibini unutma» tavsiyesinde bulunması, İslâm’ın dünya... Devamı..

"ALLAH'ın sana verdiği nimetlerle, dünyadaki payını unutmadan ahiret yurdunu ara. ALLAH sana nasıl iyilikte bulunmuşsa sen de iyilikte bulun. Yeryüzünde bozgunculuk yapmayı arama. ALLAH bozguncuları sevmez."

"Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez."

Ve Allahın sana bu vergisi içinde sen Âhıret evini ara ve Dünyadan nasîbini unutma da Allahın sana ihsan ettiği gibi ihsan et ve Yer yüzünde fesad arama, çünkü Allah müfsidleri sevmez

Allah’ın sana verdiğinden (O’nun rızası doğrultusunda harcayarak) âhiret yurdunu (cenneti) iste, ama dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuk peşinde koşma. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.”

Allah'ın sana verdikleri ile ahiret yurdunu elde etmeye çalış. Ve dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilikte bulunduğu gibi, sen de insanlara iyilikte bulun. Ve yeryüzünde bozgunculuk yapma. Allah, bozguncuları sevmez.

«Allahın sana verdiği (maldan harcayıb) âhiret yurdunu ara. Dünyâdan nasıybini de unutma. Allahın sana ihsan etdiği gibi sen de (insanlara sadaka vererek) ihsanda bulun. Yer (yüzün) de fesâd arama. Çünkü Allah fesadcıları sevmez».

“Allah'ın sana verdiği (servet) ile âhiret yurdunu ara (bol hayır yap); dünyadan da nasîbini unutma; Allah sana nasıl iyilik ettiyse, (sen de) öyle iyilik et! Ve yeryüzünde fesad (çıkarmaya yol) arama! Çünki Allah, fesad çıkaranları sevmez.”

‘’Öyleyse, Allah’ın sana verdiklerinden yararlanarak ahiret yurdunu da iste (ahiret için de çalış); bu arada, pek tabii, bu dünyadaki nasibini de unutma (dünya için, mal, mülk ve servet için de çalış); ve Allah nasıl sana iyilikte bulunduysa, sen de (başkalarına) öyle iyilikte bulun ve sakın yeryüzünde bozgunculuk, karışıklık çıkarmaya çalışma. Şüphesiz ki, Allah bozguncu olan kimseleri sevmez!"*

(*) Bu âyet-i kerîmede dünya ve âhiret nasibini aramada bir denge tavsiye edilmektedir. Sonraki âyetlerde, aşırı hırsın ve tamamen dünyaya dalmanın, d... Devamı..

(Ey Nebi!) Allah’ın ahirette sana vereceği şeyleri iste. Dünyadan da payını unutma. Allah’ın sana yaptığı güzel şeyleri gibi, sende güzel şeyler yap. Yeryüzünde kargaşa ve karışıklık isteme. Allah karışıklık çıkarıp bozgunculuk yapanları sevmez.

Allah’ının sana verdiği bu varlıkla öbür dünya yurdunu elde etmeye çalış. Dünyadan da payını almayı unutma. Allah sana nasıl verdiyse sende başkalarına öyle ver. Ortalığı karıştırmıya çalışma. Çünkü Allah karıştırıcıları sevmez."

«— Allah/ın sana verdiği bu servetle âhiret sarayının saadetini, araştır [⁴], dünyadaki payını da unutma. Allah sana nasıl ihsan etmişse sen de insanlara öyle ihsan et. Yeryüzünde fesat karıştırma. Çünkü Allah fesatçıları sevmez».

[4] Yani malını Allah yolunda sarfet.

“Allah’ın sana verdikleri şeyler ile ahiret yurdunu (kazanmanın) yollarını ara. Dünyadan da nasibini unutma! Allah’ın sana iyilik ettiği gibi, sen de iyilik yap. Sakın yeryüzünde/ülkede bozgunculuk çıkarma/isteyip durma. Muhakkak ki Allah, bozguncuları sevmez.”

“Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Gerçekten Allah, bozgunculuk yapanları sevmez.”

“Allah’ın sana bahşettiği bu servet ve zenginlik ile âhiret yurdunu kazanmaya çalış, fakat dünyadan da payına düşeni Allah’ın senden istediği gibi bir hayatı bu dünyada yaşayacağını; bunun için, Allah’ın sana verdiği tüm imkan ve fırsatları, O’na ibadet ve itaat ederek, O’na kul köle olarak sadece O’nun yolunda kullanman gerektiğini; kısaca bu dünyada yaptığın, yapacağın kulluk ile, ahireti, ancak bu dünyada kazanacağını unutma. Allah sana bunca nimetler vererek nasıl iyilikte bulunduysa, sen de fakirlere, muhtaçlara öyle iyilikte bulun ve sakın yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya kalkışma! Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez!”

“Allah’ın sana verdiği şeylerde Âhiret Yurdu’nu da ara / arzula! Dünya’dan da nasibini unutma! Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sen de ihsan et! Yeryüzü’nde Bozgunculuk arama! Allah, Bozguncular’ı sevmez”.

Allah'ın sana verdikleriyle öbür dünyanı mamur etmeye bak. Ama dünyadaki nasibini de unutma! Allah'ın, sana ettiği gibi sen de iyilik et. Yeryüzünün doğal dengesini bozma. Çünkü Allah bozguncuları sevmez " dedikçe

“Allah’ın sana verdiği bu serveti iyilik yolunda kullanarak ahiret yurdunu gözet! Dünyadan da nasibini unutma! Allah sana nasıl iyilik ettiyse sende insanlarla paylaşarak iyilik et! Yeryüzünde haksızlık ve zulüm yaparak bozgunculuk yapma! Çünkü Allah kesinlikle bozguncuları sevmez!"

Allah’ın sana verdiği şeyler sayesinde ahiret yurdunu iste; dünyadan payını unutma! [*] Allah sana iyilik yaptığı gibi, sen de (insanlara) iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuğu arzulama! Şüphesiz ki Allah bozguncuları sevmez.”

Bu buyruk hem dünyadaki nimetler için çalışmayı, hem de ahiret hayatı için dünyada yapılması istenen görevleri yapmayı, fedakârlıklarda bulunmayı içer... Devamı..

(Ve devamla): “Allah’ın sana verdiği (bu servet) içerisinde âhiret yurdunu ara ve dünyada (âhiretin için) çalışmayı sakın unutma!¹ Allah sana nasıl iyilik ettiyse, sen de (insanlara) öyle iyilik et ve yeryüzünde sakın bozgunculuk yapma. Zîrâ Allah bozguncuları asla sevmez.” dedi.

1 Âyetin bu bölümü; “Allah’ın sana verdiği (bu servet) içerisinde âhiret yurdunu ara ve dünyadan da nasibini unutma!” şeklinde de tercüme edilebilir. ... Devamı..

Öyleyse, Allah’ın sana verdiklerinden yararlanarak yalnızca ahiret yurdunda [iyi bir yer tutmanın] yolunu ara; ⁸⁶ bu arada, pek tabii, bu dünyadaki nasibini de unutma; ⁸⁷ ve Allah nasıl sana iyilikte bulunduysa, sen de [başkalarına] öyle iyilikte bulun; ve sakın yeryüzünde bozgunculuk, karışıklık çıkarmaya çalışma: çünkü, şüphesiz, Allah bozguncuları sevmez!” dedikleri zaman,

86 Lafzen, hayırlı, erdemli amaçlarla harcayarak.87 Lafzen, “ve ... unutma”, vb.: cömert davranmakla birlikte, kendi ihtiyaçlarını da hesaba katarak ö... Devamı..

Ve Allah’ın sana verdiği bunca mal mülk ile ahiret yurdunu kazanmanın yollarını ara ama dünyadaki nasibini de unutma! Allah’ın sana bolca ihsanda bulunduğu gibi sen de insanlara iyilikte bulun ve sakın memlekette zorbalık ve bozgunculuk peşinde koşma zira Allah, bozguncuları sevmez! 2/204- 205

Gel sen Allah’ın sana verdiklerini doğru yolda harcayarak âhiret yurdunun (mutluluğunu) ara, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah sana nasıl iyilikte bulunduysa, sen de (başkalarına) iyilik yap ve sakın ola yeryüzünde haddi aşarak bozgunculuk edeyim deme: çünkü Allah bozguncuları sevmez!”

Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, dünyadaki nasibini de unutma. Allah sana ihsanda bulunduğu gibi, sen de, yoksullara iyilikte bulun, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya kalkışma, çünkü Allah, bozguncuları sevmez" diyerek onu uyarmaya çalıştıysa da;

"Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez. "

Ve Allah'ın sana verdiğinde, ahiret yurdunu araştır ve dünyada olan nâsibini de unutma ve Allah sana ihsan ettiği gibi ihsanda bulun ve yeryüzünde fesat arama. Şüphe yok ki, Allah müfsitleri sevmez.

“Allah'ın sana ihsan ettiği bu servetle ebedî âhiret yurdunu mâmur etmeye gayret göster, ama dünyadan da nasibini unutma! (ihtiyacına yetecek kadarını sakla). Allah sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara iyilik et, sakın ülkede nizamı bozma peşinde olma! Çünkü Allah bozguncuları sevmez. ”

Allah'ın sana verdiği (bu servet) içinde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma, Allah sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et, yeryüzünde bozgunculuk (etmeyi) isteme, çünkü Allah bozguncuları sevmez.

"Allâh'ın sana virdiği şeyle dâr-ı âhireti iste ve dünyâdan nasîbini unutma ve Allâh'ın ihsân iylediği gibi sen de 'ibâdullâha ihsân it ve yeryüzünde fesâd taleb itme, tahkîk Allâh müfsidleri sevmez" didiklerinde

Allah’ın sana verdikleri ile ahiret yurduna yönel. Dünyadan da payını unutma. Allah sana nasıl iyilikte bulunduysa sen de başkalarına, o şekilde iyilikte bulun. Buralarda bozgunculuk yapmaya çalışma, Allah bozguncuları sevmez.”

Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara, dünyadaki nasibini de unutma. Allah sana nasıl verdiyse, sen de başkalarına ver. Yeryüzünde fesat çıkarmaya kalkışma! Allah, bozguncuları sevmez.

“Allah'ın sana verdikleriyle âhiret yurdunu kazanmaya bak; dünyadan nasibini unutma.(11) Allah sana nasıl ihsanda bulunduysa, sen de öylece insanlara iyilik yap. Memlekette bozgunculuk yapmaya da kalkma. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.”

(11) Söz konusu olan “dünyadaki nasip” değil, “dünyadan nasip”tir. Bununla, âhirete buradan götürülecek olan nasip kastedilmektedir. Çünkü âhiret bu d... Devamı..

"Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez."

“daħı iste anuñ içinde virdi saña Tañrı śoñraġı sarāyı daħı unıtma ülüñi dünyeden. daħı eylük eyle nite kim eylük eyledi Tañrı saña. daħı isteme fesādı yir yüzinde bayıķ Tañrı sevmez müfsidleri.

Daḫı ṭaleb it Tañrı Ta‘ālā saña virdügi ḫayr‐ıla āḫiret evini. Daḫıunutma naṣībüñi dünyādan. Daḫı iḥsān eyle Tañrı Ta‘ālā saña iḥsān eyle‐gen gibi. Daḫı fesād eylemeñ yir yüzinde. Tañrı Ta‘ālā sevmez fesād iden‐leri.

Allahın sənə verdiyindən özünə axirət qazan (malını Allah yolunda sərf et). Dünyadakı nəsibini də unutma. (O maldan qismətinin ancaq bir kəfən olduğunu bil. Pulunu mə’nasız yerə sağa-sola səpələmə; səhhətinin, sərvətinin, gəncliyinin qədrini bil. Sabah səni Allahın əzabından qurtara biləcək yaxşı əməllər et). Allah sənə (sərvət verməklə) yaxşılıq etdiyi kimi, sən də (varından yoxsullara, qohum-əqrabaya xərcləməklə) yaxşılıq et. Yer üzündə fitnə-fəsad törətməyə cəhd göstərmə. Həqiqətən, Allah fitnə-fəsad törədənləri sevməz!”

But seek the abode of the Hereafter in that which Allah hath given thee and neglect not thy portion of the world, and be thou kind even as Allah hath been kind to thee, and seek not corruption in the earth; lo! Allah loveth not corrupters,

"But seek, with the (wealth) which Allah has bestowed on thee, the Home of the Hereafter,(3407) nor forget thy portion in this world: but do thou good, as Allah has been good to thee, and seek not (occasions for) mischief in the land: for Allah loves not those who do mischief."

3407 That is, 'spend your wealth in charity and good works. It is Allah Who has given it to you, and you should spend it in Allah's cause. Nor should ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.