3 Aralık 2024 - 2 Cemaziye'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 7. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve evhaynâ ilâ ummi mûsâ en ardi’îh(i)(s) fe-iżâ ḣifti ‘aleyhi fe elkîhi fî-lyemmi velâ teḣâfî velâ tahzenî(s) innâ râddûhu ileyki vecâ’ilûhu mine-lmurselîn(e)

Ve Musa'nın anasına, onu emzir, bir tehlikeye uğramasından ürkersen at onu nehre ve korkma, tasalanma, şüphe yok ki biz, onu sana tekrar veririz ve onu peygamberlere katar, peygamber yaparız diye vahyettik.

(Bu nedenle) Musa’nın annesine, "Onu (Musa’yı) emzir(ip doyur). Şayet (Firavun’un adamları onu öldürecek diye) kuşkulandığın vakit, onu (akıntılı) suya bırak ve sakın korkma ve endişe edip üzülme! Çünkü Biz onu sana tekrar (kavuşturup) geri vereceğiz ve onu peygamberlerden (biri) yapacağız" diye vahyettik (ilhamla bildirdik.)

Ve bunun içindir ki, Musa doğduğu zaman annesine, O'nu bir süre emzir diye ilham ettik, ama O'nun başına birşey gelmesinden korktuğun zaman, O'nu nehre bırak ve O'nun için korkma üzülme; çünkü biz O'nu, sana geri döndüreceğiz ve O'nu peygamberlerden kılacağız diye ilhamda bulunduk.

Biz Mûsâ'nın annesine:
“Onu emzir. Kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında, onu ırmağa, Nil'e bırak. Korkma, hüzünlenme. Biz onu tekrar sana vereceğiz. Onu özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberlerden biri olarak görevlendireceğiz.” diye ilham ettik.

Musa'nın annesine: "Onu emzir. Başına bir şey gelmesinden korkacak olursan onu denize [2] bırak. Korkma ve üzülme. Çünkü biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden yapacağız" diye vahyettik (ilham ettik).

2.Nil ırmağına.

Musa'nın annesine: 'Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız' diye vahyettik (bildirdik).

Mûsa'nın anasına şöyle ilham ettik: “- Bu çocuğu (Mûsa'yı) emzir; sonra öldürülmesinden korktuğun zaman, onu denize (Nil nehrine) bırakıver, boğulmasından korkma, ayrılığından kederlenme. Çünkü biz, muhakkak onu sana geri vereceğiz; ve kendisini peygamberlerden yapacağız.

Ve Musa’nın anasına: “Onu emzir. Korktuğun zaman onu denize at. Sakın korkma ve üzülme! Biz, onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız.” diye vahyettik.

Mûsâ'nın annesine, “Çocuğu emzir, başına bir şey gelmesinden korkuyorsan, onu Nil nehrine bırakıver. Korkma, üzülme! Çünkü biz, onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız” diye vahyettik.

Biz, Musa'nın anasına: «Onu emzir, çocuğunçün korkarsan, onu suya salıver, korkarak kaygılanma, onu sana geri döndüreceğiz, peygamberler sırasına koyarız!» diyerekten vahyettik

Musa'nın annesine: “Çocuğu emzir. Başına bir şey gelmesinden korkuyorsan (bir sandık içinde) suya (Nil'e) bırak! Korkma ve (ayrı kalmana) üzülme! Çünkü biz onu tekrar sana kavuşturacağız ve onu peygamberlerden biri yapacağız!” diye (ilham yoluyla) bildirdik.

Bkz. 20/38-39“Evheyna” kelimesi, “ona vahyettik, değil de ona “ilham ettik/bildirdik” anlamı taşır. Çünkü İslami Istılahta vahiy, sadece peygamberlere... Devamı..

Mûsâ’nın vâlidesine şöyle vahy iyledik: "Âna süt vir ve hayâtını tehlikede görir isen denize bırak. Korkma ve mahzûn olma, çünki biz ânı bir gün sana i’âde ideceğiz ve peygamber yapacağız."

Musa'nın annesine: "Çocuğu emzir, başına gelecekten korktuğun zaman onu suya bırak; korkma, üzülme; Biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız" diye bildirmiştik.

Mûsâ’nın annesine, “Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil’e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız” diye ilham ettik.

Mûsâ’nın annesine, “Onu emzir, başına bir şey gelmesinden endişe ettiğinde onu nehre bırak. Korkup kaygılanma. Biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız” diye vahyettik.

Musa'nın anasına: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.

Musa'nın annesine: "Onu emzir, ancak ne zaman onun can güvenliğinden endişelenirsen onu ırmağa at. Korkma, üzülme. Biz onu sana döndürecek ve onu elçilerden biri yapacağız," diye vahyettik.

O esnada Musa'nın anasına "Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız" diye bildirdik.

O esnada Musânın anasına şu vahyi verdik: onu emzir, derken aleyhinde bir korku hissettin mi o vakıt onu deryaya bırakıver, hem korkma ve mahzun olma, biz muhakkak onu sana iade edeceğiz ve kendisini mürselînden yapacağız

Mûsâ’nın annesine, “Çocuğu emzir. Başına bir şey gelmesinden (Firavun’un askerleri tarafından öldürülmesinden) korkarsan (bir sandık içinde onu) suya (Nil’e) bırak! (Suda boğulur, diye) korkma ve (ondan ayrı kalacağına da) üzülme! Çünkü biz onu tekrar sana kavuşturacağız ve onu peygamberlerden biri yapacağız” diye (ilham yoluyla) bildirdik.

Mûsâ'nın annesine vahyettik: “Onu emzir! Eğer onun için korkarsan, onu nehre bırak. Ve korkma, üzülme. Biz, onu sana döndüreceğiz. Ve onu resûllerden yapacağız.”

Musânın anasına: «Onu emzir, ona karşı sana bir tehlike gelirse kendisini denize bırak, (boğulacağından) korkma, (firakından) kederlenme. Çünkü biz onu yine sana geri döndüreceğiz. Hem onu peygamberlerden biri de yapacağız» diye vahyetdik.

Mûsâ'nın annesine ise: “Onu emzir; artık onun hakkında (başına bir şey gelmesinden) korktuğun zaman, o takdirde onu denize (Nîl'e) bırak; ve korkma, hem üzülme! Çünki biz, onu sana geri verecekleriz ve onu peygamberlerden yapacak olanlarız” diye ilhâm ettik.

Ve (Musa doğduğu zaman) Musa’nın annesine, “Onu emzir, (Firavun’un askerleri tarafından) başına bir şey (zarar) gelmesinden korktuğun zaman onu (sağlam bir sandık içinde) ırmağa (Nil’e) bırak, (boğulmasından) korkma ve üzülme. Şüphesiz biz onu (sağ salim) sana döndüreceğiz ve onu gönderilen (elçiler)den kılacağız”diye (zihnine) ilham ettik.*

(*) Buradaki (أوْحَيْنَأ) ‘’evhaynâ’’ fiili tebliğ yapmakla görevli muhatap bir elçi olmadığından bilinen anlamda “vahyetmek” değil de Hz. Musa’nın an... Devamı..

Musa’nın annesine “Bebeği emzir, korktuğun zaman da bebeği suya bırak ve korkma ve üzülme. O bebeği sana tekrar geri vereceğiz ve onu (ilerde) elçilerden birisi yapacağız” diye vahyetmiştik.

Musa’nın anasının gönlüne şunu bildirdik: "Onu emzir, ona bir kötülük geleceğinden korkunca da onu denize bırak. Korkma, kaygılanma. Çünkü Biz onu yine sana döndüreceğiz, onu peygamber de yapacağız."

Musa/nın anasına da şöyle vahiy ettik [²]: Musa/yı emzir, eğer onun için korkacak olursan onu Nil deryasına bırak, boğulacağından korkma, ayrılığından dolayı gam çekme. Çünkü biz onu sana geri döndüreceğiz, biz onu peygamberlerden biri yapacağız.

[2] İlham ile veya rüyada bildirdik.

Biz, Musa’nın annesine, “Çocuğunu emzir, ona bir zarar gelmesinden korktuğun zaman onu suya/nehre [yemm] bırak. Sakın korkma ve üzülme. Muhakkak ki Biz onu sana geri vereceğiz ve onu elçilerden biri yapacağız” diye vahyettik.

Musa'nın annesine, “Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, bu durumda onu suya bırak, korkma ve hüzne kapılma; çünkü onu biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız” diye vahyettik.

Mûsâ’nın annesine, “Çocuğunu birkaç ay emzir!” diye vahyettik, “Ona Firavunun askerleri tarafından zarar geleceğinden endişelendiğinde, kendisini bir sandığın içine koy ve öylece Nil nehrine bırak. Başına bir şey gelir diye korkma, üzülme, çünkü çok yakında yavrunu sana kavuşturacağız ve ayrıca onu, ileride büyük bir Peygamber yapacağız.”

Musa’nın annesine onu emzirmesini vahyettik:
“Aleyhine korktuğun zaman onu Büyük Deniz (Okyanus) Suları’na bırak; korkma, üzülme! Biz, onu sana geri döndüreceğiz. Onu Gönderilmiş (Rasûl)ler’den yapacağız”.

Musa’nın anasına: " bebeği emziredur " diye fısıldadık. Eğer onun için endişe edecek olursan, onu bir sala koyup Nil'e bırak, tasalanma " dedik. Korkma! biz onu, tekrar sana iade edecek, kendisine elçilik görevi vereceğiz " dedik.

Bu nedenle Musa’nın annesinin aklına getirdik: "Çocuğunu emzir. Başına bir şey gelmesinden korkuyorsan onu bir sandığa koy! Sonra sandığı suya bırak! Korkma! Üzülme! Biz onu tekrar sana geri vereceğiz. Onu elçilerimizden biri yapacağız."

Musa’nın annesine, [*] “Onu emzir; onun hakkında korktuğunda [*] onu denize (nehre) bırak; (başına bir şey gelmesinden) korkma ve hüzünlenme! Şüphesiz ki biz onu sana geri döndürecek ve kendisini elçilerden biri yapacağız!” diye vahyetmiştik [*] (bildirmiştik).

Bu ayetler (7-13), Tâhâ 20:38-40. ayetlerle okunmalıdır. Tevrat’a göre Hz. Musa’nın annesi, Levi kabilesinden Yokebed’dir (Kitab-ı Mukaddes, Çıkış: 2:... Devamı..

Mûsa’nın annesine: “Onu emzir, ona (bir zarar geleceğinden) korktuğun zaman da derhal denize bırak, sakın korkma ve üzülme. Çünkü onu sana geri verecek de onu Peygamberlerden birisi yapacak da Biziz.” diye vahyettik.¹

1 Bu vahiy “nübüvvet vahyi” değil, o şahsın özel durumuyla ilgili bir vahiydir. Her kendisine vahiy gelen peygamber değildir. Eğer öyle olsaydı, Musa’... Devamı..

Ve bunun içindir ki, [Musa doğduğu zaman,] annesine: “Onu [bir süre] emzir” diye ilham ettik, “ama o’nun başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman o’nu nehrin sularına bırak; ⁸ ve (o’nun için) korkma, üzülme; çünkü Biz o’nu sana geri getireceğiz ve kendisini elçilerimizden bir elçi yapacağız!”

8 Zımnen, “ki, Biz o’nu kurtaralım”; karş. 20:39.

Bu maksatla Musa’nın annesine: – Onu emzir, şayet hayatından endişe edersen onu nehre bırak. Sakın endişelenip üzülme! Çünkü biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu elçilerden biri yapacağız, diye vahyettik. 28/13

İşte (bunu gerçekleştirmek için) Musa’nın annesine şöyle vahyettik: “Onu (bir müddet) emzir! Fakat onun başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu suya bırak; sakın korkayım ve üzüleyim deme! Çünkü Biz kesinlikle onu sana geri döndüreceğiz ve onu elçilerden biri yapacağız!”[³³⁷³]

[3373] Zımnen: Her Firavun’un bir Musa’sı vardır. Hiçbir Firavun’un gücü Musa’ların doğumuna mani olamaz. Eğer Firavun’un zulmü anaların rahmine kadar... Devamı..

(Bu arada) Musa'nın anasına; "Onu emzir (Firavunun adamları tarafından) başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil nehrine) bırak, sakın tasalanma, kuşkusuz biz onu sana geri döndürecek ve peygamber yapacağız" diye vahyettik.

Mûsâ’nın annesine, "Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil’e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu Resullerden kjlacağız" diye vahyettik.

Mûsa'nın validesine de ilham ettik ki: «O'nu emzir, O'nun üzerine korkunca da O'nu denize bırak ve korkma ve mahzun olma, şüphe yok ki, Biz O'nu sana geri döndüreceğiz ve O'nu peygamberlerden kılacağız.»

Bunun içindir ki Mûsâ dünyaya gelince annesine şöyle ilham ettik: “Onu bir süre emzir, şayet onun başına bir şey geleceğinden endişe edersen, ırmağa bırak, hiç endişe etme, hiç üzülme;Zira Biz onu sana kavuşturacağız ve onu resullerden yapacağız. ”

Musa'nın annesine, "O(çocuğu)nu emzir, başına bir şey gelmesinden korkuyorsan (bir sandık içinde) onu suya bırak, korkma, üzülme biz onu tekrar sana geri vereceğiz ve onu elçilerden yapacağız." diye vahyettik.

Mûsâ'nın vâlidesine: "Onı emzir, ona bir zarar gelmesinden korkdığında denize at, korkma ve mahzûn olma. Biz onı sana i'âde ideceğiz ve mürsellerden kılacağız." diye vahy itdik.

(Önce) Musa’nın anasının gönlüne şunu ilham ettik(vahyettik[*]): “Musa’yı emzir, ona karşı bir kötülük olacağından korkunca da nehre (Nil’e) bırak ama korkup üzülme; biz onu tekrar sana getireceğiz ve onu elçi yapacağız.”

[*] Nebi olmayan insanlara yapılan vahyin içeriği, insanları değil sadece vahiy edilen kişiyi ilgilendiren hususlardır. (Nisa 4/163, Araf 7/117, Araf ... Devamı..

Musa'nın annesine:-Onu emzir, onun için korktuğun zaman onu nehre at. Korkma ve üzülme. Biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız, diye vahyettik.

Böylece, Musa'nın annesine “Onu emzir,” diye vahyettik. “Başına birşey gelmesinden korktuğun zaman onu deryaya bırak. Korkma ve üzülme; Biz sana onu kavuşturacağız ve onu peygamber yapacağız.”

Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: "Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız."

daħı ilḥam virdük mūsā anasına kim “emzür mūsā’yı pes ķaçan kim ķorķasañ anuñ üzere bıraķ anı deñize daħı ķorķmaġıl daħı ķayġurmaġıl. bayıķ biz girü döndüricivüz anı şendin yaña daħı eyleyicivüz anı cebreyil gelinmiş ħaberlerden”.

Daḫı vaḥy eyledük ilhām‐ıla Mūsā anasına ki anı emzür. Pes ḳaçan anuñüstine ḳorḳsañ deñize bıraḳ anı. Daḫı ḳorḳup ḳayġurma, biz anı saña ḳaytara‐caḳ‐biz. Daḫı anı peyġamberlerden ḳılaçaḳ‐biz didük.

Biz Musanın anasına (ilham yolu ilə, yaxud rö’yada): “Onu (Musanı) əmizdir; elə ki ondan ötrü qorxdun, onu dəryaya (Nil çayına) at. (Uşağın suda boğulacağından) qorxma və (ayrılığına da) kədərlənmə. Biz onu sənə qaytaracaq, özünü də (şəriət sahibi olan) peyğəmbərlərdən edəcəyik!” – deyə bildirdik.

And We inspired the mother of Moses, saying: Suckle him and, when thou fearest for him, then cast him into the river and fear not nor grieve. Lo! We shall bring him back unto thee and shall make him (one) of Our messengers.

So We sent this inspiration to the mother of Moses: "Suckle (thy child), but when thou hast fears about him, cast him into the river,(3333) but fear not nor grieve: for We shall restore him to thee, and We shall make him one of Our messengers."

3333 The Egyptian midwives had orders to kill Israelite babies. Moses was saved from them, and his mother nursed the infant at her breast herself. But... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.