20 Nisan 2025 - 22 Şevval 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 6. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Venumekkine lehum fî-l-ardi venuriye fir’avne vehâmâne vecunûdehumâ minhum mâ kânû yahżerûn(e)

İstiyorduk ki onları yeryüzünde yerleştirip kuvvetlendirelim ve Firavun'la Haman'a ve askerlerine de, onlardan çekindikleri şeyleri gösterelim.

Hâman, Firavun’un veziridir.

Ve (yine istiyoruz ki) onları (sebat ve sadakat ehli kullarımızı) kuvvet ve hâkimiyet sahibi olarak yeryüzünde (ve iktidar mevkiinde) yerleştirip (onurlandıralım, böylece) Firavun’a, Haman’a ve bunların ordularına (zalim hükümet ve hükümdarlara, hain bürokratlara ve bunların keyfi ve şahsi menfaati için halka baskı ve barbarlık yapan kiralık asker ve polis şefleri takımına en çok) korkup kaçındıkları (iktidarlarını kaybetmenin acısını onlara) gösterip başlarına getirelim. (Ezdikleri ve hıyanet ettikleri mü’min mücahitlerin zafere erdiklerini, kendi devlet ve düzenlerini ele geçirdiklerini görüp kahrolsunlar ki, böylece intikamımızı alıverelim.)

İstiyorduk ki, onları yeryüzünde yerleştirip, kuvvetlendirelim ve Firavun'la, Hâmân'ı ve ordularını, İsrailoğulları eliyle korktukları şeye uğratalım.

O ülkede onları hâkim kılalım, kudret ve itibar sahibi yapalım; Firavun'a, Hâmân'a ve kurmaylarına onların eliyle, çekinmekte oldukları şeyi gösterelim, istiyorduk.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 7/137; 26/59; 29/39; 40/24.

Ve onları o yerde hakim kılmak; Firavun'a, Haman'a ve o ikisinin askerlerine onlardan [1] sakınmakta oldukları şeyi kendilerine göstermek (istiyorduk).

1.Yani İsrail oğullarından. Çünkü sözü edilenler kahinlerin, İsrail oğullarının içinden bir erkek çocuğun çıkıp Firavun`un saltanatına son vereceği yo... Devamı..

Ve (istiyorduk ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim.

Bir de o ezilmekte olan İsrailoğullarına Mısır ve Şam'da kuvvet ve üstünlük verelim de hem Firavun'a, hem (veziri) Hâmân'a ve ordularına, onlardan (Mûsa ve İsrailoğullarından) korktukları şeyi (helâklerini) gösterelim.

Onları memlekete yerleştirip, Firavun ve Haman’a(*) ve askerlerine, İsrail Oğullarından sakındıkları şeyi (iktidarlarının ellerinden gitmesini) onlara göstermek istiyorduk.

(*) Kral ve başbakan..

Onları o yerde iktidara getirelim de Firavun'a, Hâmân'a ve onların askerlerine, ezdikleri gruptan korktukları şeyi gösterelim.

Yeryüzünde, yerleştirerek, Firavunla, Hâman'a, bunların ordularına da, onlardan korktukları şeyi gösteririz

Ve onları güvenlik içinde iktidar sahipleri olarak yeryüzünde yerleştirelim. Firavunu, (veziri) Hâmâ'ı ve onların ordularını da onların (İsrailoğullarının) eliyle korktukları şeye uğratalım (saltanatlarını onların elinden alalım).

Bkz. 7/137, 26/59, 29/39, 40/24

Ânları memleketde kuvvetlendirmek ve Fir’avn’a ve vezîri Hâmân’a ve ordularına korkdukları belâları yağdırmak arzu itdik.

5,6. Biz, memlekette güçsüz sayılanlara iyilikte bulunmak, onları önderler kılmak, onları varis yapmak, memlekete yerleştirmek; Firavun, Haman ve her ikisinin askerlerine, çekinmekte oldukları şeyleri göstermek istiyorduk.

Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim.

Onları belli bir yere yerleştirmek, Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, sakındıkları şeyi onların eliyle başlarına getirip göstermek (istiyorduk).

Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).

Ve onları yeryüzüne yerleştirelim, Firavun, Haman ve ordularına, korktukları şeyi gösterelim.

Ve o yerde onları hakim kılalım, Firavun ile Hâmân ve ordularına, onlardan çekinmekte oldukları şeyi gösterelim.

Ve Arzda onlara kuvvet ve müknet verelim de Fir'avne ve ordularına onlardan kortukları şeyi gösterelim

Ve ayrıca onlara o yerde kudret (ve hâkimiyet) verelim, Firavun’a, (veziri) Hâmân’a ve askerlerine de *korkmakta oldukları şeyi (başlarına getirmek sûretiyle) gösterelim.

* “Korkmakta oldukları şey”; İsrâiloğullarından doğacak bir çocuk vasıtası ile devletlerinin yıkılacağı ve kendilerinin yok olacağıdır.... Devamı..

Ve onları yeryüzünde iktidar yapalım, Firavun'a, Hâmân'a ve ikisinin ordusuna, onlardan çekindikleri şeyleri gösterelim.

Onlara o yerde kudret (ve haakimiyyet) verelim, Fir'avna, Hâmâne ve bunların ordularına da onlardan kocunmakda oldukları şey'i (başlarına getirib) gösterelim.

Ve onlara (İsrâîloğullarına) o memlekette imkân sağlayalım (oraya hâkim kılalım); Fir'avun ile (vezîri) Hâmân'a ve ordularına da, onlardan (İsrâîloğullarından) sakınmakta oldukları şeyi gösterelim!

Ve (yine istiyorduk ki) yeryüzünde onları (o ezilen, sömürülen, her türlü şiddet ve baskıya maruz kalanları) kudret sahibi kılalım ve onların eliyle (o azgın, zalim, despot ve diktatör) Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim.

İsrail oğullarını yeryüzünde bir mekâna yerleştirdik. Sonra Firavun’un, Haman’ın ve ikisinin ordusunun, İsrail oğullarından neden korktukları (çekindikleri) şeyin ne olduğunu gösterelim istedik.

Onları ülkede yerleştirelim, Firavun’un, Haman’ın, bunların ordularının korktuklarını başlarına getirelim. (Onları o toprağa yerleştirelim, Firavun’un, Haman’ın ve bu ikisinin ordularının korktuklarını başlarına getirelim.)

Onlara yeryüzünde bir yer vermek; Firavun/a, Haman/a ve ordularına, İsrail oğullarından kaçındıkları şeyi [¹] göstermek istedik.

[1] Mülkünün zevalini, helâklerini.

(Ayrıca) onları o ülkede güçlendirelim/hâkimiyet verelim [numekkin], (tâ ki) Firavun’a Hâmân’a¹ ve askerlerine korkmakta oldukları şeyleri gösterelim.

1 Hâmân, Mısır dininde tanrı “Amon” kültünün en yüksek rütbeli rahibidir. “Ha-Amen” unvanı, Arapçaya “Hâmân” olarak geçmiştir (M. Esed).... Devamı..

Ve onları yeryüzünde iktidar sahipleri olarak yerleşik kılmak; Firavun'a, Hâmân'a ve askerlerine, onlardan (İsrail oğullarından yana) sakınmakta oldukları şeyi (devrimi) göstermek (istiyorduk).

Yani istiyorduk ki, onlara yeryüzünde kudret ve egemenlik bahşedelim ve onlar vasıtasıyla, Firavun ile baş danışmanı Haman’a ve onların bütün ordularına korktukları şeyi gösterip saltanatlarını başlarına geçirelim.Bunun için:

Onlara Arz’da / Ülke’de güç ve iktidar vermek; çekinip korkuyor oldukları şeyi, onlardan Firavun’a, Hâmân’a ve ikisinin ordularına göstermek de (istiyorduk).

Kendilerini yeryüzünde iktidar sahibi yapalım istedik, Bir yandan da Fıravun’a, Hâmân’a ve ordularına, korktukları şeyin nasıl başa gelebileceğini gösterelim istedik.

Yerleştirdiğimiz yerde onları hâkim kılmak, Firavun’a, dostları Haman ve ordularına korktukları şeyi göstermek istiyorduk! Onlar köleleştirdikleri toplum güçlenip düzenimizi yıkmasınlar diye oğullarını öldürürken, biz de köleleştirdikleri toplumun elleriyle düzenlerini yıkmak istiyorduk!

Ayrıca onları o yerde hâkim kılmak; Firavun, Haman [*] ve ordularına korktukları şeyi göstermek de (istiyorduk).

[Hâmân] kelimesi isim değil de bir “unvan” olarak, yüksek sınıftan rahiplere verilen “Hâ Amen” unvanının Arapça’ya geçmiş şeklidir. hâmân, Firavun’un ... Devamı..

Ve onları oraya yerleştirmek, Firavun’a, Hâmân’a¹ ve ordularına, (İsrail oğullarından) korktukları şeyi² kendilerine göstermek, (istiyorduk).

1 Hâmân: Bu konudaki âyetlerden anlaşıldığına göre; Firavun’un emri altında, geniş yetkilerle donatılmış, güçlü ve üst düzey bir kimsedir. Bu yüzden, ... Devamı..

ve onları güvenlik içinde yeryüzünde yerleştirelim; Firavun’u, Hâmân’ı ⁶ ve onların ordularını da onların [İsrailoğulları’nın] eliyle korktukları şeye uğratalım. ⁷

6 Kur’an’da, Firavun’un baş danışmanı olarak muhtelif yerlerde sözü geçen “Hâmân” Tevrat’ta bahsedilen Persli Haman’la karıştırılmamalıdır. (Ester’in ... Devamı..

Ayrıca biz onları bu ülkede güçlendirmek suretiyle Firavun, Haman ve onların ordularının korktukları şeyi başlarına getirmek istiyorduk. 43/46...52

dahası onları yeryüzünde güvenli biçimde yerleştirelim; Firavun’u, Hâmân’ı[³³⁷¹] ve bunların ordusunu, berikilerin eliyle korktukları şeye uğratalım.[³³⁷²]

[3371] Hâmân için 38. âyetin notuna bkz. [3372] İndiği hassas zaman göz önüne alınırsa, bu âyetin ilk muhatapların yüreğini nasıl serinlettiği daha... Devamı..

O beldeye yerleştirip hakim kılmak, Firavun ile Hâmân'a askerlerine de, korktukları şeyin başlarına geleceğini göstermek istiyorduk. (Ki korktukları şey Musa'nın doğması ve onların egemenliğine bir son vermesi idi. Zaten bu yüzden İsrailoğullarının doğan erkek çocuklarını öldürüyorlardı)

Ve yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekine geldikleri şeyleri gösterelim.

Ve yeryüzünde onlara kudret vermek ve Fir'avun ile Haman'a ve ordularına onlardan kaçındıkları şeyi (bizler) göstermek istedik.

5, 6. Biz ise o ülkedeki güçsüzlere ihsanda bulunmak, onları dünyada örnek şahsiyetler yapmak ve ülkeye onları vâris kılmak, onlara dünya hâkimiyeti vermek; Firavun'u, Haman'ı ve onların ordularını ise korktuklarına uğratmak istiyorduk. [7, 137; 26, 59; 29, 39; 40, 24]

Haman, muhtemelen, özel bir isim olmayıp eski Mısır dininde tanrı Amon’a mensup başrahibe verilen Ha Amen ünvanının Arapçasıdır. Bu sûrenin 38. âyeti ... Devamı..

Ve onları o yerde iktidara getirelim de Fir'avn'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan (ezdikleri zümreden) korktukları şeyi gösterelim.

Onlara arzda kuvvet ve temkîn virir, Fir'avn ve Hâmân (en büyük vezîr) ile 'asker ve kavmine onlardan hazr iyledikleri şeyi gösteririz.

Onlar için o topraklarda bir vatan oluşturacak ve Firavun’un, Haman’ın ve bunların ordularının korktuklarını başlarına getirecektik.

Onları ülkeye yerleştirip, Firavun, Haman ve ordularının korktuklarını onlara göstermek istiyorduk.

Onları o ülkede egemen kılalım; Firavun ile Hâmân'ı ve ordusunu da korktukları âkıbete uğratalım.

Ve yeryüzünde onlara imkân ve kudret verelim. Firavun'a, Hâmân'a ve onların ordularına da korkmakta oldukları şeyleri gösterelim.

daħı yir virevüz anlara yirde daħı gösterevüz fir'avn’a daħı ḥāmān’a daħı ol ikinüñ sülerine anlardan anı kim oldılar ķorķarlar.

Daḫı yirlendürür‐biz yir yüzinde anları. Daḫı gösterür‐biz Fir‘avna, daḫıHāmāna, daḫı çerilerine anlardan ol nesneyi ki anlardan ḳorḳarlardı.

Və onları yer üzündə (Misirdə, Şamda) yerləşdirib möhkəmləndirək, Fir’ona, (vəziri) Hamana və ordularına onların qorxub çəkindikləri şeyi (İsrail oğullarından birinin əli ilə məhv edilib hakimiyyətlərinə son qoyulmasını) göstərək.

And to establish them in the earth, and to show Pharaoh and Haman and their hosts that which they feared from them.

To establish a firm place for them in the land, and to show Pharaoh, Haman,(3331) and their hosts, at their hands, the very things against which they were taking precautions.(3332)

3331 Haman was evidently Pharaoh's minister, not to be confounded with a Haman who is mentioned in the Old Testament (Esther 3:1), as a minister of Ah... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.