18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 53. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ yutlâ ‘aleyhim kâlû âmennâ bihi innehu-lhakku min rabbinâ innâ kunnâ min kablihi muslimîn(e)

Onlara okundu mu inandık ona diyorlar, şüphe yok ki o, Rabbimizden gelen bir gerçek, bundan önce de gerçeğe teslim olmuştuk biz.

(Bunlar) Kendilerine (Kur’an) okunduğu zaman da "Buna inandık, O Rabbimizden gelen Hakk’tır. Biz zaten daha önce de Müslümandık" demektedirler (diyeceklerdir).

Bu kimseler, değişmeyen gerçek kendilerine okununca derler ki; “Biz buna inandık! Çünkü bu Rabbimizden bize ulaşan tek gerçek. Biz ondan önce de hakka teslim olmuştuk yani müslümanlardan idik” derler.

Onlara Kur'ân okunduğu zaman:
“Kur'ân'a iman ettik. O, Rabbimizden gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kelâmdır. Esasen biz Kur'ânın indirilmesinden önce de, Allah'ın emrine, hükmüne rıza gösterip boyun eğen, İslâm'ı yaşayan müslümanlar idik.” derler.

Onlara (Kur'an) okunduğunda: "Biz ona inandık. Şüphesiz o Rabbimizden (gelen) bir gerçektir. Biz zaten bundan önce de Müslümanlar idik" derler.

Onlara okunduğu zaman: 'Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik' derler.

Onlara Kur'an okunduğu zaman: “- Biz buna iman ettik. Şübhesiz bu, Rabbimiz tarafından inzal edilen hak kelâmdır. Doğrusu biz, Kur'an bize okunmadan önce de müslüman olmuş kimselerdik.” dediler.

Bu Kur’an, onlara okunduğu zaman; “Biz ona inandık, o Rabbimiz katından gelen bir haktır. Biz ondan önce de Allah’a teslim olanlardan idik.” derler.

Kur'ân onlara okunduğu zaman, “Ona inandık, doğrusu o, Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz, daha önceden Müslüman olmuş kimseleriz” derler.

O, okununca bu adamlara; dediler ki: «Biz ona inanmışız, Tanrımız katından gelen hak budur, daha önce biz Müslüman olmuşuz!»

Kur'an kendilerine okunduğu zaman: “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Bu bize ulaşmadan önce de biz zaten O'na (Allah'a) yürekten boyun eğen kimselerdik (Müslümandık)!” derler.

“Bu bize ulaşmadan önce de biz zaten O’na yürekten boyun eğen kimselerdik!” ifadesi, Tevrat ve İncil’i iyi bilen, tevhid ilkesini bozmadan Allah’a ina... Devamı..

Ânlara Kur’ân okundığı vakit "Bu kitâba inanırız çünki rabbimizden gelen bir hakîkatdir. Bu nâzil olmazdan evvel biz müslüman idik" didiler.

Kuran onlara okunduğu zaman: "Ona inandık, doğrusu o Rabbimizden gelen gerçektir; biz şüphesiz daha önceden müslüman olmuş kimseleriz" derler.

Kur’an kendilerine okunduğu zaman, “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık” derler.

Onlara Kur’an okunduğu zaman, “Ona iman ettik, şüphesiz o rabbimizden gelmiş gerçeğin kendisidir. Esasen biz bundan önce de rabbimize boyun eğmiştik” derler.

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.

Kendilerine okunduğu zaman, "Ona inandık. Bu, Rabbimizden gelen gerçektir. Zaten ondan önce de müslümanlar idik," derler.

Onlara (Kur'ân) okunduğu zaman "O'na iman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik" derler.

Hem kendilerine tilâvet olunur olunmaz «biz, dediler: buna iyman ettik bu şübhesiz hak, rabbımızdan, biz doğrusu evvelinden müsliman idik»

Kendilerine (Kur’ân) okununca, “Biz, ona îmân ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelen bir haktır. Doğrusu biz, bundan önce de müslüman kimselerdik” derler.

Onlara okunduğu¹ zaman: “Ona inandık. Kuşkusuz o, Rabb'imizden gelen Hak'tır. Biz ondan önce de teslim² olanlardık.” dediler.

1- Söz, vahiy. 2- Müslüman.

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: «Buna inandık. Şübhesiz ki bu, Rabbimizden (gelen) bir hakdır. Hakıykat, biz bundan evvel de İslâmı kabul etmiş kimselerdik» dediler.

Ve onlara (Kur'ân) okunduğu zaman: “(Biz) ona îmân ettik; şübhesiz ki o, Rabbimizden (gelen) haktır; zâten biz ondan önce de Müslüman kimseler idik” derler.

Onlara (kitap) okunduğunda “Ona iman ettik. O (kitap) Rabbimizden gelen gerçekler (Hak) dır. Biz ondan önceki (kitaplara da) teslim olmuştuk” derler.

Onlara Kur’an okununca şöyle derler: Biz ona inandık, çünkü bu bizim çalabımızdan gelen doğrunun kendisidir. Çünkü bizler bundan önce Allah’a kendimizi vermiş kimseleriz."

Onlara Kur/an okunduğu zaman onlar «— Biz ona inandık, o, Rabbimiz tarafından nâzil olmuş hak bir sözdür. Bizler bundan evvel Müslüman olmuştuk» derler.

Onlara (Kur’an) okunduğu zaman, “Ona inandık, Muhakkak ki bu Rabbimizden gelen bir gerçektir/haktır. Hiç şüphesiz Biz bundan önce de Müslüman’dık” derler.

Onlara okunmakta olduğu zaman, “Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de Müslümanlar idik” derler.

Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman, “Biz ona iman ediyoruz!” derler, “Çünkü bu Kur’an, Rabb’imizden gelen gerçeğin ta kendisidir! Doğrusu biz, bundan önce de Allah’a gönülden boyun eğen kimselerdik. Dolayısıyla, inancımızdan vazgeçip yeni bir dine girmiş değiliz. Aksine, önceki Peygamberlere iman ettiğimiz gibi, onların müjdelemiş olduğu Son Elçiye de iman ediyoruz.

Onlara okunduğu zaman: -“Ona iman ettik. O, rabbimizden gelen Hakk’tır. Biz, bundan önce müslümandık” dediler.

Hatta onlara okununca: " Kuran’a inanıyoruz. Bunlar, Rabb'imizin gerçek sözleridir, zaten biz, daha önce de Müslüman idik " derler.

Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman: “O’na iman ettik. Çünkü O Rabbimizden gelen gerçeklerdir. Esasen biz daha önce de Rabbimize teslim olan Müslümanlardandık!” diyorlar.

Kendilerine (Kur’an) [tilavet] edildiği (okunup aktarıldığı) zaman “Ona iman ettik. Şüphesiz ki o, Rabbimizden gelen gerçektir. Esasen biz daha önce de müslümanlardık.” derler. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:121; Âl-i İmrân 3:113-115, 199; Mâide 5:82-84, En‘âm 6:114; A‘râf 7:159; İsrâ 17:107-109; Kasas 28:52-55; ‘Ankebût 29:47; Ha... Devamı..

Kendilerine (Kur’an) okununca: “Biz, ona îman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelen bir gerçektir. Aslında biz daha önceden de Müslüman idik.”¹ diyenler var ya!

1 Bunlar, tevhid ilkesini bozmadan yani tek olan Allah’a inanan, Hz. Musa ve Hz. İsa’yı Allah’ın kulu ve Rasulü kabul ederek iman eden haniflerdi. ... Devamı..

Bu kimseler [değişmeyen gerçek] kendilerine ulaştırıldığında, hemen, “Buna inandık!” derler, “Çünkü bu bize Rabbimizin katından ulaşan bir gerçek; bu bize ulaşmadan önce de, biz zaten O’na yürekten boyun eğen kimselerdik!”

Onlara bu vahiy okununca derler ki: – Biz buna iman ettik, çünkü bu Rabbimizden gelen hakkın ta kendisidir, zira biz daha önceden de Müslüman’dık. 41/43

Onlar, kendilerine (Kur’an vahyi) iletildiğinde “Buna iman ettik, çünkü bu Rabbimizden gelen hakikatin ta kendisidir; zaten biz bundan önce de (O’na) kayıtsız şartsız teslim olmuş kimselerdik!”[³⁴²⁷] derler.[³⁴²⁸]

[3427] Veya: “biz bundan önce de müslüman olmuş kimselerdik..” İslâm ve müslüman terimlerinin tüm vahiylere iman etmiş kimseleri kapsadığının ve bu te... Devamı..

Onlara Kur'an okunduğu zaman: "Ona inandık. Çünkü o, Rabbimizden gelen bir gerçektir. Esasen biz daha önce de müslüman idik." (Allah Teala'nın birliğine iman etmiştik, Son Peygamberin geleceğini biliyorduk) derler.

Kur’an kendilerine anlatıldığı zaman, "Ona iman ettik, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de Müslümandık" derler.

Ve onlara karşı tilâvet edildiği zaman dediler ki: «Buna biz imân ettik. Şüphe yok ki, bu Rabbimizden (gelen hak) bir kitaptır. Şüphe yok ki, biz bundan evvel müs-Iümanlar olmuştuk.»

Kendilerine Kur'ân okununca şöyle derler: “Ona iman ettik, O Rabbimizden gelen gerçeğin ta kendisidir. Biz zaten daha önce de Allah'a teslim olmuş kimselerdik. ”

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: "Ona inandık, o, Rabbimizden gelen gerçektir... Zaten biz ondan önce de müslümanlar idik." derler.

Onlara Kur'ân tilâvet olundukda "Biz ona îmân itdik. O, rabbimiz tarafından hakdır. Tahkîk biz evvelden müslümânlardan idik" didiler.

Onlara okununca şöyle diyeceklerdir: Biz ona inandık; o Rabbimizden gelen gerçek kitaptır. Biz daha önce de Rabbimize teslim olmuş kimselerdik.

Onlara okununca derler ki:- Ona iman ettik, çünkü o Rabbimizden gelen gerçektir. Biz önceden de müslüman idik.

Onlara Kur'ân okunduğu zaman, “Ona inandık,” dediler. “O hiç kuşkusuz Rabbimizden gelen haktır. Biz daha önce de hakka teslim olmuş kimselerdik.”

O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık."

daħı ķaçan kim oķına anlaruñ üzere eyittiler “inanduk aña bayıķ ol ḥaķdur çalabumuzdan bayıķ biz olduġ-ıdı andan ilerü müsülmānlar.”

Daḫı ḳaçan ki oḳunsa üstlerine bizüm āyetlerümüz, eydürler: Aña īmān ge‐türdük. Ol ḥaḳdur bizüm Tañrımuzdan. biz andan öñdin Müselmānlar‐ıduḳ, dirler.

Onlara (Qur’an) oxunduğu zaman: “Biz ona inandıq. Doğrudan da, Rəbbimizdən (nazil olmuş) haqdır. Biz ondan əvvəl də müsəlman (təkallahlı, Allahın vəhdaniyyətini qəbul edib yalnız Ona itaət və ibadət edən kəslər) idik!” – deyirlər.

And when it is recited unto them, they say: We believe in it. Lo! it is the Truth from our Lord. Lo! even before it we were of those who surrender (unto Him).

And when it is recited to them, they say: "We believe therein, for it is the Truth from our Lord: indeed we have been Muslims (bowing to Allah.s Will) from before this.(3385)

3385 There were Christians and Jews who recognised that Islam was a logical and natural development of Allah's revelations as given in earlier ages, a... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.