Elleżîne âteynâhumu-lkitâbe min kablihi hum bihi yu/minûn(e)
(Böylece) Bundan önce kendilerine kitap verdiklerimiz(den iyi niyetli ve istikametli kimseler) şimdi de buna (Kur’an’a) iman etmektedir.
Bundan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, inanıyorlar buna.
Bu Kur'ân'dan önce, kendilerine kitap verdiklerimiz de, yine bu Kur'ân'a inanmaktadırlar.
Kur'ânın Muhammed'e indirilmesinden önce, kendilerine verdiğimiz kitapların hükmünce amel edenler, indirilen kitaba, Kur'ân'a, Muhammed'e iman ederler.*
Bundan önce kendilerine kitap vermiş olduklarımız buna inanırlar.*
Bu (Kur'an)dan önce, kitap verdiklerimiz buna inanmaktadırlar.
Kur'an'dan evvel kendilerine kitab verdiklerimiz (Abdullah ibni Selâm ve arkadaşları gibi kimseler), Kur'an'a iman ediyorlar.
Bu Kur’andan önce kitap verilenler, ona gerçekten inanırlar.
Kendilerine daha önceden kitap verdiklerimiz, Kur'ân'a inanırlar.[401]*
Bundan önce, kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler, buna inanmışlardı
Kendilerine bu (Kur'an)dan önce kitap verdiğimiz kimselere gelince, onlardan samimi ve insaflı olanlar, bu Kur'an'a da derhal inanırlar.
Kendilerine daha önceden kitap verdiklerimiz buna da inanırlar.
Bu Kur’an’dan önce kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, işte onlar ona da inanırlar.
Ondan (Kur'an'dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler. *
Kendilerine daha önceki kitapları verdiklerimiz buna inanırlar.
Ondan (Kur'ân'dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
Bundan evvel kendilerine kitab verdiklerimiz ona iyman ediyorlar
Ondan¹ önce kendilerine kitap verdiklerimiz, O'na² inanırlar.*
Bundan evvel kendilerine kitâb verdiğimiz (nice kimseler vardır ki) onlar buna (Kur'ana) inanıyorlar.
Bundan önce kendilerine kitab verdiğimiz o kimseler ki, onlar buna (Kur'ân'a da)îmân ederler.(1)*
Önceden kendilerine kitap verdiklerimiz, kendilerine ulaşan sözlere inanırlar.
Kendilerini Kur/an/dan evvel Kitaba nâil ettiğimiz kimseler Kur/an/a inanıyorlar.
Bundan (Kur'an'dan) önce, kendilerine kitap verdiklerimiz buna (Kur'an'a) da inanmaktadırlar.
Kendilerine daha önce kitap verdiğimiz kimselere gelince, onlardan samîmî ve insaflı olanlar, bu Kur’ana da derhal inanırlar.
(Fakat onlar duruyor da) Kur’an’dan önce kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanıyorlar.1*
Kendilerine bundan önce de kitap vermiş bulunduğumuz kimseler buna [da] inan[mak zorundad]ırlar. 52
Nitekim daha önce kendilerine vahiy verdiğimiz kimseler bu vahye de inanırlar. 13/36
Kendilerine daha önce kitap vermiş olduğumuz kimseler de ona inanmak durumundadırlar.[3426]*
Bundan evvel kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler ki, onlar buna imân ederler.
Daha önce kendilerine kitap verdiğimiz ilim sahipleri buna da, Kur'âna da inanırlar. [2, 121; 3, 199; 17, 107-108; 5, 82-83]
Bundan önce kendilerine Kitap verdiklerimiz, bu(Kur'a)n'a inanırlar.
Kendilerine daha önce kitap verdiklerimiz bu kitaba da inanacaklardır. (Kendi kitabına gerçek anlamda inanmayan bu kitaba da inanmaz.)
Daha önce kendilerine kitap verdiklerimiz buna da inanırlar.
Ondan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, buna da inanırlar.
Ondan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
anlar kim virdük kitāb’ı andan ilerü ya'nį ķur’ān’dan anlar aña inanurlar.
(Qur’andan) əvvəl kitab vermiş olduğumuz kəslər (mö’min yəhudi və xaçpərəstlər) ona inanırlar.
Those unto whom We gave the Scripture before it, they believe in it,
Those to whom We sent the Book before this,- they do believe in this (revelation):
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |