11 Aralık 2023 - 28 Cemaziye'l-Evvel 1445 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 44. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ kunte bicânibi-lġarbiyyi iż kadaynâ ilâ mûsâ-l-emra vemâ kunte mine-şşâhidîn(e)

Ve Musa'ya o emri verip takdirimizi yerine getirdiğimiz zaman sen, ne batı tarafındaydın, ne de görüyordun onu.

 Musa’ya o işi (Emr-i İlahi olan vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, (ey Nebim) Sen (Tûr’un) batı yanında (Hz. Musa’nın inzivaya çekildiği makamda) değildin ve (buna) şahit olanlardan da değildin. (Bu tarihi ibret derslerini Sana Biz vahyetmekteyiz.)

Ey Muhammed! Biz Musa'ya vahyimizi bildirirken, sen Tûr'un batı yamacında olmadığın gibi o hadiseyi görenlerden de değildin.

Rasulüm, Mûsâ'ya, peygamberliği ve İsrâiloğulları'nı yönetme görevini, vahiy ve Tevrat ile bildirerek kesinleştirdiğimiz zaman, sen, Tûr'un (dağın) batı yamacında bulunmuyordun. O devirde yaşayıp da, hâdiseyi öğrenenlerden de değilsin.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 3/44; 11/49; 12/102.

Biz Musa'ya o işi (görevi) verdiğimizde sen (vadinin) batı tarafında değildin. Sen (olaya) şahit olanlardan da değildin.

Musa'ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur'un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.

(Ey Rasûlüm), biz Mûsa'ya (Firavun'a gitmesine dair) o emri vahy ettiğimiz zaman sen Tûr dağının yakasında değildin (orada bulunmuyordun). Şahidlerden de değildin.

Musa’ya işi (vahyi) yönelttiğimiz zaman, sen (Tur dağının) batı tarafında değildin. Ve (orayı) görenlerden de olmadın.

Mûsâ'ya emrimizi bildirdiğimiz zaman, sen, batı yönünde Mûsâ'yı bekleyenler arasında değildin, onu görenler arasında da yoktun.

Biz o işi Musa'ya yüklediğimiz sırada, sen batıda değildin, tanıklardan dahi değildin

(Ey Resul!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz zaman, sen mukaddes vadinin batı tarafında bulunmuyordun, onu görenlerden de değildin.

Bkz. 3/44, 11/49, 12/102Bu ayet, Hz. Musa kıssasının Kur’an’ın dışında herhangi bir yolla Hz. Peygambere intikal etmiş olmayacağını gösteriyor. Yani b... Devamı..

Yâ Muhammed! Biz Mûsâ’ya emir virdiğimiz vakit sen orada Tûr-u Sînâ’nın garbında değil idin, vak’aya şâhid olmadın.

Musa'ya hükmümüzü bildirdiğimiz zaman, sen batı yönünde, (Musa'yı bekleyenler arasında) değildin, onu görenler arasında da yoktun.

(Ey Muhammed!) Mûsâ’ya o emri verdiğimiz zaman sen (vadinin) batı tarafında değildin. (O olayı) görenlerden de değildin.[415]

Âyette geçen “emir” için bakınız: Nâzi’ât sûresi, âyet, 16-19.

Mûsâ’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen (ey Muhammed, vadinin) batı tarafında bulunmuyordun ve olayın tanıklarından da değildin.

(Resûlüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.  

 Hz. Musa’nın Tûr dağında ilâhî kelâma mazhar olduğu âna işaret edilmekte ve Hz. Peygamber’in o esnada Tûr’da bizzat hazır bulunmadığı ve batı tarafın... Devamı..

Musa'ya emri ilettiğimiz zaman sen batı tarafında bulunmuyordun; sen tanık değildin.

(Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden değildin.

Sen ise Musâya o emri kaza ettiğimiz sıra canibi garbîde değildin, o şâhidlerden de değildin

(Habibim!) Mûsâ’ya emrimizi vahyettiğimiz zaman, (sen, Tûr dağının) batı tarafında değildin, (buna) şahit olanlardan da değildin.

Sen, Mûsâ'ya o emri yerine getirdiğimizde batı tarafında¹ değildin. Ve sen, tanık olanlardan da değildin.

1- Tur\un batı yakasında.

Musâya o emri vahyetdiğimiz vakit (Habîbim) sen batı tarafında (haazır) değildin, görenlerden de değildin.

(Ey Habîbim!) Hâlbuki Mûsâ'ya o emri vahyettiğimiz zaman, (sen, Tûr'un) batı tarafında değildin, (buna) şâhid olanlardan da değildin!(1)

(1)“Kur’ân-ı Hakîm, bil-ittifak (herkesin ittifâkıyla), ümmî (okuma ve yazması olmayan) ve emîn bir Zât’ın lisânıyla, zamân-ı Âdem’den tâ Asr-ı Saâdet... Devamı..

Biz Musa’ya emirlerimizi verirken dağın batı tarafında değildin ve bu hadiseye şahitte olmadın.

Biz Musa’ya buyruğumuzu eriştirdiğimiz sırada sen Batı yöresinde değildin ki bunu gözlerinle görmüş olasın.

Biz, Musa/ya vahiy işini bitirdiğimiz vakit sen Tur/un batı tarafında değildin [¹]. Sen orada vak/ayı müşahede edenler arasında değildin ki bilip haber veresin.

[1] Çünkü Tevrat batı tarafında verilmişti.

(Ey Peygamber!) Biz Musa’ya emrimizi verirken/hükmü gerçekleştirdiğimizde, sen (Tur’daki vadinin) batı yamacında değildin ve (olayın) şahitlerinden de olmadın.

Musa'ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur'un) batı yanında değildin ve sen (buna) şahit olanlardan da değildin.

Şimdi, ey Muhammed! Biz Mûsâ’ya bu Kitabı verirken, sen Sînâ dağının batı yamacında olup bitenleri gözetliyor değildin ve orada yaşananları gören, bu olaya bizzat şahitlik eden kimselerden biri de değildin.

Musa’ya Emr’i verdiğimizde, Batı tarafında da değildin,
Şahidler’den de değildin.

Resulüm! Biz, Musa'yaemirler yağdırırken sen, Tûr dağının batı yakasında değildin. Yani olaya bizzat tanık olmamıştın.

Ey Resulüm! Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyor, onlar arasında yaşamıyordun! Sana bilmediğin geçmişten haber veriyoruz! Belki senin toplumun da düşünüp öğüt alır!

Musa’ya emrimizi verdiğimiz sırada sen, batı tarafında bulunmuyordun ve (o olayı) görenlerden de değildin. [*]

Ayette geçen [cânibi’l-ğarbiyy] tamlaması Mukaddes Vâdî’nin, yani Hz. Musa’nın vahiy aldığı Sînâ Dağı’nın “batı yakası” anlamına gelmekte, dolayısıyla... Devamı..

(Ey Muhammed! Sonra) sen, Mûsa’ya (Peygamberlik) emrimizi bildirirken, (o vâdînin) batı tarafında bulunmadığın gibi, (o olayı) görenlerden de değildin.¹

1 Sen ise o dağın batı yakasında, Musânın levhaları aldığı mîkat yerinde değildin. Yani bu bilgiler sana tamamen vahiy yoluyla bildirildi. Yoksa sen b... Devamı..

İMDİ, [sana gelince, ey Muhammed,] Biz Musa’ya Yasamızı bildirirken sen o kutlu vadinin batı yamacında değildin; [o’nun devrinde olup bitenlere] şahit olan kimseler arasında da bulunmuyordun; ⁴⁴

44 Bu ifade, Kur’an’da anlatılan Hz. Musa kıssasının Muhammed (s)’e vahiyden başka bir yolla intikal etmiş olamayacağını ve dolayısıyla Kur’an’ın da, ... Devamı..

Biz Musa’ya vahyettiğimizde sen Sina Dağının batı yakasında değildin. Yine sen orada olup bitene şahit de değildin. 11/120

VE SEN (Ey Rasul)! Biz (vadinin bir yamacında) Musa’ya bu Emr’i[³⁴¹⁵] bildirirken, sen vadinin öbür[³⁴¹⁶] yamacında değildin; dolayısıyla (olan biteni oradan) izleyen tanıklardan da değildin.[³⁴¹⁷]

[3415] Emr, yani “şeriat”, “yasa” ya da “buyruk” anlamına gelen ve Eski Ahid’in ilk beş kitabını oluşturan Tora. Kur’an’da Musa’ya verilen vahiy A’lâ ... Devamı..

(Ey Muhammed) Elbette ki sen Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada batı yönünde (Tûr’da) değildin, görenlerden de değildin!

(Fakat, Allah'ın emirlerini, geçmiş peygamberlere vahyettiklerini unutan ve üzerlerinden uzun zaman geçen nesillere bir delil kılmak üzere, bunları sa... Devamı..

Mûsâ’ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Vâdinin) batı tarafında değildin, (o hâdiseyi) görenlerden de değildin.

Ve Mûsa'ya emri vahy ettiğimiz zaman sen (Tûr'un) batı tarafında değildin ve sen müşahede edenlerden de olmadın.

Sen ise ey Resulüm, Mûsa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen o vâdinin batı tarafında bulunmuyordun. O devirde olup bitenlere şahit olanlardan da değildin. [3, 44; 12, 102; 11, 49]

Musa'ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Mukaddes Vadinin) batı tarafında değildin, (o hadiseyi) görenlerden de değildin.

(Yâ Muhammed) Biz Mûsâ'ya vahy idüb emir virdiğimiz zamân sen Tûr'un garb tarafında değildin ve orada hâzır bulunub bunı görmedin.

Sen; Musa’ya görev verdiğimizde vadinin batı yamacında değildin; olup biteni gözlemlemiyordun.

Musa'ya emir verdiğimizde sen batı tarafında değildin. Gözünle de görmedin.

Biz Musa'ya emrimizi bildirirken sen vadinin batı tarafında değildin; orada olup bitenlere şahit olmadın.

Biz Mûsa'ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin.

degüldün gün batusındın yaña ya'nį mūsā’nuñ ol vaķt kim 'ahd eyledük mūsā’ya buyruġı ya'nį yalavaçlıķ. daħı degüldün ḥāżırlardan.

Daḫı sen yā Muḥammed, Ṭūr ṭaġınuñ cānib‐i ġarbısında degüldüñ. Ol vaḳtki ‘ahd eyledük Mūsāya buyruġı. Daḫı sen anda ḥāżırlardan degül‐idi‐sen.

(Ya Rəsulum!) Biz Musaya vəhy etdiyimiz (peyğəmbərlik bəxş edib Fir’on əhlinin yanına getməsini buyurduğumuz) zaman sən (Tur dağının) qərb tərəfində (Musanı gözləyənlər arasında) deyildin. Sən (buna) şahid olanlardan da deyildin! (Sənin yəhudilərə və ərəb müşriklərinə bu xəbərləri doğru söyləməyin yalnız Allahdan nazil olan vəhylərdir!)

And thou (Muhammad) wast not on the western side (of the Mount) when We expounded unto Moses the commandment, and thou wast not among those present;

Thou wast not on the Western(3376) side when We decreed the Commission to Moses, nor wast thou a witness (of those events).

3376 The Sinai Peninsula is in the northwest corner of Arabia . But the reference here is, I think, to the western side of the valley of liiwa. Mount ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.