22 Nisan 2025 - 24 Şevval 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 4. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne fir’avne ‘alâ fî-l-ardi vece’ale ehlehâ şiye’an yestad’ifu tâ-ifeten minhum yużebbihu ebnâehum veyestahyî nisâehum(c) innehu kâne mine-lmufsidîn(e)

Şüphe yok ki Firavun, yeryüzünde yücelmişti ve halkını bölükbölük etmişti ve onlardan bir topluluğu zayıf bir hale getirmede, oğullarını kesmede, kadınlarını bırakmadaydı; hiç şüphe yok ki o, bozgunculardandı.

Hakikaten Firavun, yeryüzünde (içinde bulunduğu ülkede) büyüklenmiş (insanları kendisine mecbur bırakıp rahat yönetmek ve karşı bir cephe oluşturmalarını önlemek için) oranın halkını da fırkalara ayırıp parçalamıştı. İçlerinden bir taifeyi zayıflatarak ezmek istiyor, (böylece güçten düşürmek üzere erkek) çocuklarını boğazlıyor ve kızlarını hayatta bırakıyordu. Çünkü gerçekten o, fesatçılar (Hakk düzeni bozanlar takımın)dandı.

Şüphesiz ki Firavun, Mısır topraklarında kendisini büyüklük duygusuna kaptırmış ve ülke halkını sınıflara ayırmıştı, öyle ki onlardan bir kısmını, hor ve güçsüz buluyor ve bunun için de erkek çocuklarını öldürüyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü gerçekten de o, yeryüzünde bozgunculuk yapmak isteyenlerdendi.

Firavun, ülkesinde, Mısır'da, güçlenmiş, yükselmiş, azmış, diktatör olmuştu. Halkını bölünmüş, sindirilmiş, baskı altına alınmış, birbirine diş bileyen kapalı gruplar haline getirmişti. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, temel hak ve hürriyetlerini yok sayıyor, oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise öldürmeyip sağ bırakıyordu. Belli ki o, yeryüzünü fesada verenlerden, bozgunculardandı.

Doğrusu Firavun (bulunduğu) yerde büyüklenmiş ve oranın ahalisini gruplara ayırmıştı. Onlardan bir kitleyi zayıf düşürüyor (eziyor), onların oğullarını öldürüp kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.

Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.

Çünkü Firavun o yerde (Mısır'da) baş kaldırmış ve ahalisini parçalara bölüp kendisine bağlamıştı. Onlardan bir topluluğu ezmek istiyerek oğullarını boğazlatıyor, kadınlarını diri bırakıyordu. (Bu zulme uğrayanlar İsrailoğullarıdır. Çünkü bir kâhin, Firavun'a: İsrailoğullarından erkek bir çocuk dünyaya gelecek ve saltanatını yok edecek, demişti). Şüphesiz o fesadçılardandı.

Şüphesiz Firavun, memlekette üstünlük sağlamıştı. (İktidarı eline almıştı.) Ahalisini partilere bölmüştü. Onlardan bir grubun erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını yaşatarak onları zayıf ve fakir bırakıyordu. Çünkü o, her yönüyle bozgunculardan idi. (Bütün yaptıkları, bozgunculuğa yönelik idi.)

Firavun, orada zorbalığa kalktı, halkını çeşitli gruplara ayırdı. Onlardan bir grubu zayıflatıyor, oğullarını kestiriyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.

Firavun, Mısır'da azgınlık etti, bölük bölük ayırmıştır halkını, ezmiştir onların birtakımını, boğazlayıp erkek çocuklarını, bırakırdı dişi olanlarını; Firavun fesatçı kimselerdendi

Doğrusu Firavun, o yerde (Mısır'da) büyüklük taslayarak zorbalığa kalkmıştı. (Saltanatını sürdürebilmek için) halkını çeşitli sınıflara bölmüştü. Onlardan bir topluluğu (İsrailoğullarını) zayıflatıyor, oğullarını kesiyor, kızlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardan biriydi. 

Bkz. 2/49, 7/141Firavun’un yok etmek istediği topluluk İsrailoğullarıydı. Çünkü bir kâhin, Firavun’a Yakup’un oğullarından (İsrailoğullarından) bir er... Devamı..

Fir’avn Mısır arzının tahtına oturdı ve ahâlîyi fırkalara taksîm iyledi. Oğullarını öldürüyor, Yalnız kadınlarını bırakıyor idi. Bu müfsid bir âdem idi.

Firavun memleketin başına geçti ve halkını fırkalara ayırdı. İçlerinden bir topluluğu güçsüz bularak onların oğullarını boğazlıyor, kadınları sağ bırakıyordu; çünkü o, bozguncunun biriydi.

Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o, bozgunculardandı.

Kuşkusuz ülkesinde Firavun ululuk taslamış, (ayırımcılık yaparak) halkını da gruplara ayırmıştı. Gruplardan birini, erkek çocuklarını kıyımdan geçirip kızlarını sağ bırakarak güçsüz düşürmek istiyordu. Hiç kuşkusuz o huzur ve güveni bozanlardandı.

Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.

 Âyette sözü edilen zümre İsrailoğullarıdır. Bir kâhin, Firavun’a, İsrailoğulları içinden bir erkek çocuk dünyaya geleceğini ve kendi saltanatını elin... Devamı..

Firavun yeryüzünde despotça davrandı. Halkını sınıflara ayırıp onlardan bir grubu ezip sömürüyor, kızlarını yaşatıp oğullarını kesiyordu. O, bir bozguncu idi.

Çünkü Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Belli ki o bozgunculardandı.

Çünkü Fir'avn o yerde baş kaldırmış ve ahalisini fırka fırka edip arkasına takmıştı, onlardan bir taifeyi ezmek istiyor, oğullarını boğazlatıyor ve kadınlarını hayata atıyordu, o cidden müfsidlerden idi

Şüphesiz Firavun, (tarafımızdan kendisine verilmiş olan dünya mülkü ve saltanatı ile böbürlenerek, ilâhlık iddiâsında bulundu da) yeryüzünde büyüklük tasladı ve oranın (Mısır ve civarındaki topraklarda, idaresi altında bulunan ülke) halkını (kimini kiminden üstün tutarak, sınıflara) gruplara ayırdı. Onlardan bir topluluğun, (İsrâiloğullarının, erkek) çocuklarını öldürüp, kızlarını sağ bırakarak onları (zulüm ile) eziyordu. Çünkü o (yeryüzünü fesada veren) bozgunculardandı.

Gerçek şu ki: Firavun, büyüklenerek halkını sınıflara ayırdı. Onlardan bir sınıfı güçsüz düşürerek ezmek istiyor; erkek çocuklarını boğazlatıyor ve kadınlarını sağ bırakıyordu. Kuşkusuz o, bozgunculardandı.

Hakıykat, Fir'avn o yerde teğalübe kalkdı, ora ehâlîsini fırkalar haaline getirdi. Onlardan bir zümreyi za'fa uğratıyor, bunların oğullarını boğazlıyor, (yalınız) kızlarını diri bırakıyordu. Çünkü o fesadcılardandı.

Gerçekten Fir'avun o memlekette (Mısır'da) zorbalığa kalktı ve halkını (kendisine muhâlefet etmesinler diye) çeşitli fırkalara böldü. Onlardan bir kısmını (İsrâiloğullarını)güçsüz bırakmak istiyor, (yeni doğan) oğullarını boğazlıyor, kadınlarını (kızlarını) ise sağ bırakıyordu. Çünki o fesad çıkaranlardandı.

Firavun (malum) arzda (Mısır toprağında) gerçekten zorbaca baskı kurmuş (ilerde kendisine karşı muhalif bir güç oluşmasın diye) halkını çeşitli zümrelere (kastlara) bölmüştü. Onlardan bir sınıfı (köle gibi kullanarak) zayıf ve güçsüz düşürmek istiyor, (bu yüzden erkek) çocuklarını öldürüp kadınlarını (kız çocuklarını) da sağ bırakıyordu; şüphesiz o bozgunculuk yapanlardandı.*

(*) Musa dünyaya geldiği sırada Mısır’ın yönetimini elinde bulunduran Firavun, ülkesinin sınırlarını genişletmiş, bu durum onu şımartmıştı. O, Kur’an’... Devamı..

Firavun, yeryüzünde yüce olduğunu ilan etmiş, halkından bir kısmına yüceliğini kabul ettirmiş, halkından bir gurubu da (İsrailoğullarını) zayıf güçsüz bırakmıştı. İsrailoğullarının erkek çocuklarını kesip öldürüyor, kadınlarını da hayatta bırakıyordu. Böylece Firavun yeryüzünde bozgunculuk yapanlardan olmuştu.

Gerçekten Firavun o ülkede baş kaldırmış, oranın kişilerini bölük bölük etmişti. Onlardan bir bölüğü bitkinleştirmek için de onun oğullarını boğazlatıyor, yalnız kızlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o karıştırıcının biri idi.

Firavun, yok mu, o Mısır toprağında yükseldi, ahalisini de [⁵] bölük bölük eyledi [⁶]. Onlardan birtakımını [⁷] zebun ve makhur etmişti. Bunların doğan erkek çocuklarını boğazlar, kızlarını diri bırakırdı. Çünkü o, müfsitlerden biriydi.

[5] Gerek yerli olan kiptiler olsun, gerek İsrail oğulları olan sıptiler olsun.[6] Veya uyuşmamaları için aralarını bozdu.[7] İsrail oğullarını.... Devamı..

Firavun yeryüzünde/ülkede iyice zorbalaştı/insanları tahakküm altına aldı. Halkını çeşitli şubelere/sınıflara [şiye’an] ayırdı. Onlardan bir grubu [tâ’ife] ezmek istiyor; oğullarını boğazlıyor, kadın ve kızlarını (kötü amaç için) sağ bırakıyordu. Muhakkak ki o, bozgunculardandı.

Şüphesiz Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kız çocuklarını diri bırakıyordu. Gerçekten o bozgunculardandı.

Doğrusu Firavun, o ülkede sahip olduğu güç ve saltanatla şımarıp kibre kapılmış ve saltanatını sürdürebilmek için halkı çeşitli gruplara ayırmıştı. Şöyle ki, onlardan bir kısmını el üstünde tutarken, İsrail Oğulları denilen bir topluluğu köle gibi kullanarak tamamen zayıf ve çaresiz bir hâle getirmişti. Nüfuslarının artmasını engellemek için erkek çocuklarını hunharca boğazlatıyor, kız çocuklarını ise utanç verici işlerde kullanmak üzere sağ bırakıyordu. O, gerçekten de yeryüzünde bozgunculuk çıkaran zâlim kimselerdendi.

Şöyle ki; Firavun, Arz’da / Ülke’de iktidara geçti. Oranın ahâlisini destekçi yaptı. Onlardan bir kısmını zayıf / güçsüz bırakarak eziyor, oğullarını boğazlıyor ve kadınlarını sağ bırakıyordu. O, Bozguncular’dandı.

Fıravun yeryüzünde yalnız azmakla kalmamış halkını da bölüp birbirine düşürmüştü. Hele halkının bir kısmını, oğlanlarını öldürüp kızlarını sağ bırakmak suretiyle aşağıladıkça aşağılıyordu. Artık Fıravun tam manasıyla köhnemiş idi.

Firavun ülkesinde gerçekten azmış biriydi. Halkını sınıflara ayırmış. Kimini köleleştirmiş, kimine mevki makam ve payeler vererek zenginliklere boğmuştu. Köleleştirdiği toplumun oğullarını öldürüp kızlarını sağ bırakarak güçsüzleştiriyordu. Çünkü Firavun iktidarını korumak için çıkarları peşinde koşan bir bozguncuydu. Firavun düzeni hakkı adaleti sağlamıyor. Yasaları ülkesindeki Firavun’a ve bir avuç zengine hizmet ediyordu.

Şüphesiz ki Firavun, o yerde (Mısır’da) zorbalaşmış, erkek çocuklarını kestirip kadınlarını sağ bırakarak (ve) her birini (her grubu) zayıf düşürerek halkını çeşitli gruplara ayırmıştı. [*] Şüphesiz ki o (Firavun) bozgunculardandı.

Benzer mesajlar: Bakara 2:49; A‘râf 7:127, 141; İbrâhîm 14:6; Mü’min 40:25.

Gerçekten Firavun, ülkesinde azmış ve halkını çeşitli sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir grubu eziyor, oğullarını öldürüyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi.

O ülkede Firavun kendini büyüklük duygusuna kaptırmış ve ülke halkını kastlara, ³ sınıflara ayırmıştı. (Öyle ki,) onlardan bir kısmını iyice hor ve güçsüz görmek istiyor (ve bunun için de) erkek çocuklarını öldürüyor, [yalnız] kadınlarını sağ bırakıyordu: ⁴ çünkü o, gerçekten de, [yeryüzünde] bozgunculuk çıkarmak isteyen kimselerdendi.

3 Lafzen, “parçalara” yahut “gruplara”. Halkın, “yüksek” sınıf ile “aşağı” sınıf olarak sınıflara ayrıldığına işaret ediyor -ki Kur’an bu tür ayrımlar... Devamı..

Vaktiyle Firavun, ülkede büyüklük taslayıp iyice azgınlaşmış ve ülke halkını sınıflara ayırıyor, onlardan bir kısmının erkek çocuklarını kesiyor kadınlarını da sağ bırakıyor ve böylece onları zayıf düşürerek ezmek istiyordu. Gerçekten Firavun bozgunculardandı. 2/11, 7/86

Şu bir gerçek ki, Firavun malum ülkede zorbaca baskı kurmuş[³³⁶⁸] ve ülke halkını kastlara ayırmıştı. Onlardan bir sınıfı zayıf ve güçsüz düşürmek istiyor, (bu yüzden) çocuklarını öldürtüp kadınlarını sağ bırakıyordu;[³³⁶⁹] çünkü o, gerçekten de fesatçının tekiydi.

[3368] “Büyüklendi” anlamındaki ‘alâ bu bağlamda ‘baskı ve zorbalığı’ ifade eder (Ğalebe anlamı için bkz. Külliyyat, s. 628). [3369] Çevirimizin ge... Devamı..

Gerçek şu ki, Firavun; o beldede gerçekten azmış ve halkını çeşitli sınıflara bölmüştü. İçlerinden bir kısmını güçsüz bularak; oğullarını boğazlıyor, kızlarını diri bırakıyordu!.. (Böylece onların soyunu kurutmaya çalışıyordu) çünkü o bozgunculardandı.

Fir’avn, yeryüzünde ululandı ve halkını çeşitli gruplara böldü. Onlardan bir grubu (İsrâil oğullarını) eziyor, oğullarını kesiyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi.

Şüphe yok ki, F'iravun o yerde yükseldi ve ahalisini bölük bölük etti, onlardan bir tâifeyi zayıf düşürmek istiyordu. Oğullarını boğazlıyordu, kadınlarını da berhayat bırakıyordu. Muhakkak ki o müfsitlerden olmuştu.

Doğrusu Firavun, ülkesinde (Mısır'da) zorbalık yaptı, büyüklük tasladı. Halkını çeşitli fırkalara ayırdı. Onlardan bir topluluğu, erkek evlatlarını kesmek, kız evlatlarını ise hayata atmak suretiyle özellikle zayıflatmak istiyordu. O, bozguncunun teki idi.

Mısırlılar, İbranîlerin dıştan gelecek bir tehlike ile işbirliği yapacağı endişesi ile İbranî nüfusunu azaltıyorlardı. [12,43]

Fir'avn, orada ululandı (zorbalığa kalktı), halkını çeşitli gruplara böldü. Onlardan bir zümreyi (İsrail oğullarını) eziyor, oğullarını kesiyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi.

Çünkü bir kâhin, Fir'avn'a, İsrâîl oğulları içinde yetişecek bir çocuğun, mülkünü elinden alacağını söylemişti. Esasen Fir'avn da İsrâîl oğullarının ç... Devamı..

Fir'avn arz-ı Mısır'da kibir ve tecebbür ile her birini bir işde istihdâm itmek üzere ahâlîyi, fırka fırka itdi ve onlardan bir tâifeyi za'îf ve nâtüvân iyleyüb erkek evlâdlarını katl ve kadın evlâdlarını hayâtda terk iyledi. Tahkîk o, müfsidlerden idi.

Firavun o ülkede baskıcı bir yönetim kurmuş ve halkını farklı kişilerin taraftarları şeklinde bölmüştü. Onlardan bir bölüğünü güçsüzleştirmeye çalışıyor, oğullarını boğazlatıp kızlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o bozguncu bir kişilikti.

Firavun, ülkede hakimiyeti eline aldı ve halkı sınıflara ayırdı. Onlardan bir grubu zayıf ve güçsüz bırakıyor, erkek çocuklarını, boğazlıyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi.

Doğrusu, Firavun o memlekette üstünlük taslıyordu. Halkını parça parça etmişti ve onlardan bir kısmını, kız çocuklarını sağ bırakıp erkek çocuklarını öldürmek suretiyle iyice zayıf düşürmüştü. Gerçekten, o bozguncunun biriydi.

Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını gruplara ayırmıştı. Onlardan bir topluluğu horlayıp eziyordu: Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarına hayâsızca davranıyor/kadınların rahimlerini yokluyor/kadınlarını hayata salıyordu. O gerçekten fesadı yayanlardandı.

bayıķ fir'avn yüceldi mütekebbir oldı yirde ya'nį mıśr yirinde. daħı eyledi ķavunum bölükler. ħor dutardı bir bölügiñ anlardan boġazlardı azġunlarını anlaruñ daħı diri ķor-ıdı ķızlarını anlaruñ. bayıķ ol oldı-y-ıdı müfsidlerden.

Taḥḳīḳ Fir‘avn yüceldi yir yüzinde. Daḫı yir ehlini bölük bölük eyle‐di. Ża‘īf gördi bir ṭāyife[yi] anlardan. Boġazlardı oġlanlarını, diri ḳoyardı‘avratlarını. Taḥḳīḳ ol müfsidlerden idi.

Həqiqətən, Fir’on yer üzündə (Misirdə) baş qaldırıb onun əhalisini zümrələrə bölmüşdü. (Fir’on) onların arasında olan bir tayfanı (İsrail oğullarını) gücsüz (aciz) görüb onların (yeni doğulan) oğlan uşaqlarını öldürür, qızlarını isə sağ buraxırdı. O, həqiqətən, (yer üzündə) fitnə-fəsad törədənlərdən idi!

Lo! Pharaoh exalted himself in the earth and made its people castes. A tribe among them he suppressed, killing their sons and sparing their women. Lo! he was of those who work corruption.

Truly Pharaoh elated himself in the land and broke up its people into sections,(3329) depressing a small group among them: their sons he slew, but he kept alive their females: for he was indeed a maker of mischief.

3329 For a king or ruler to make invidious distinctions between his subjects, and specially to depress or oppress any particular class of his subjects... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.