Velemmâ beleġa eşuddehu vestevâ âteynâhu hukmen ve’ilmâ(en)(s) vekeżâlike neczî-lmuhsinîn(e)
O (Musa, Firavun’un sarayında) vaktâki erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir ‘hüküm-hikmet’ ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları (Muhsin olanları) işte böyle ödüllendiririz.
Ergenlik çağına gelip olgunlaşınca ona peygamberlik ve bilgi verdik ve biz, iyilik edenleri böylece mükafatlandırırız.
Derken Musa, ergenlik çağına ulaşıp zihnen iyice olgunlaşınca, kendisine doğruyla eğriyi birbirinden ayırmaya yarayan, güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. İyi işler işleyenleri, biz böylece mükafatlandırırız.
Mûsâ erginlik, yiğitlik çağına-onsekiz yaşına girip gençlik dönemini tamamlayarak olgunlaşınca, biz ona, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat ve ilim verdik. İşte iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, idarecileri ve müslümanları biz böyle mükâfatlandırırız.
Güçlülük çağına erip olgunlaşınca biz ona hüküm (hikmet) ve ilim verdik. İşte biz iyilikte bulunanları böyle mükafatlandırırız.
Erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.
Mûsa, tam kemâl çağına erip de dengini bulunca, biz ona peygamberlik ve ilim verdik. İşte güzel iş yapanlara böyle mükâfat veririz.
Ve Musa, erginliğine ulaşıp olgunlaşınca, Biz ona hüküm ve ilim verdik. Biz iyilik ve güzellik ile davrananları böylece mükâfatlandırırız.
Mûsâ ergenlik çağına gelip olgunlaşınca, ona güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. Güzelliğe sevdalı olanları böyle ödüllendiririz.
Musa yiğitlenip, olgunlaşınca, ona hikmet verdik, bilim de verdik, iyi olan kimseleri, işte böyle ödülleriz
Derken, (Musa) erginlik çağına ulaşıp (zihnen) iyice olgunlaşınca, kendisine güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. İyiliğe yatkın olanları işte böyle mükâfatlandırırız!
Musa erginlik çağına gelip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
Mûsâ, olgunluk çağına ulaşıp gelişimini tamamlayınca, biz ona ilim ve hikmet verdik. Biz, iyilik edenleri böyle mükâfatlandırırız.
Musa yiğitlik çağına erip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böylece mükâfatlandırırız. *
Erginlik çağına gelip olgunlaşınca ona bilgelik ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle ödüllendiririz.
Musa yiğitlik çağına girip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükafatlandırırız.
Vaktâ ki kıvamına irip dengini buldu ona bir hâkimiyyetle bir ılim verdik ve işte muhsinlere böyle mükâfat ederiz
Ve güçlü çağına erişip olgunlaşınca, ona hikmet¹ ve ilim verdik. İyileri işte böyle ödüllendiririz.*
Vaktaki (Musa) civanlığına erib olgunlaşdı. Biz ona hikmet ve ilim verdik. İyi hareket edenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
Nihâyet (Mûsâ'nın) gücü kemâle erip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İşte iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız.
Bebek olgunluğa ve belirli bir yaşa geldiğinde, ona karar verme yeteneği ve bilgi vermiştik. Biz iyi davrananları böyle mükafaatlandırırız.
Vaktaki Musa yiğitlik çağına yetişti, aklı itidal kesbetti [¹], biz ona nübüvvet ve ilim verdik, biz iyi iş işleyenlere böyle mükâfat veririz.*
O, kemaline erişip oturaklı hale gelince de biz ona bir hüküm ve ilim verdik. Biz ihsan sahiplerini işte böyle ödüllendiririz.
Ve aradan yıllar geçti. Nihâyet Mûsâ gençlik çağına ulaşıp zihni ve bedeni açıdan iyice olgunlaşınca, kendisine derin bir hikmet ve ilim verdik. İşte Biz, güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
(Mûsa) olgunluk çağına erip dengini bulunca, kendisine hâkimiyet ve (vahiy) ilmi verdik. İşte Biz iyilik yapanları1 böyle ödüllendiririz.*
DERKEN, [Musa] erginlik çağına ulaşıp [zihnen] iyice olgunlaşınca, kendisine [doğruyla eğriyi birbirinden ayırmaya yarayan] güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik; 12 iyiliğe yatkın olanları Biz işte böyle mükafatlandırırız.
Nihayet Musa ergenlik çağına ulaşıp, olgunlaşınca, ona güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. İşte biz, erdemli ve iyi kişileri böyle ödüllendiririz. 4/6
DERKEN (Musa) olgunluk çağına ulaşıp rüştünü isbat edince,[3379] ona üstün bir muhakeme ve (seçip ayırma yeteneği kazandıran) bir ilim[3380] bahşettik: Biz dürüst ve erdemli davrananları işte böyle ödüllendiririz.[3381]*
Vaktâ ki Mûsa, yiğitlik çağına erdi ve olgunlaştı, O'na hüküm ve ilim verdik, ve işte muhsin olanları böylece mükâfaatlandırırız.
Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca Biz ona hikmet ve ilim verdik. Biz iyilik edenleri işte böyle mükâfâtlandırırız.
(Musa), güçlü çağına erip, olgunlaşınca biz ona hüküm ve ilim verdik. İşte güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.
Musa olgunluk çağına erişip dengeli bir kişilik kazanınca ona hikmet ve ilim verdik. Güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
Musa ergenlik çağına ulaşıp, olgunlaşınca, ona, anlayış ve bilgi verdik. İyileri işte böyle ödüllendiririz.
Musa yetişkin çağa gelip de olgunlaşınca, ona hüküm(4) ve ilim verdik. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri Biz böyle ödüllendiririz.*
Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
daħı ol vaķt kim irdi yiġitliġine ya'nį otuz üç yaşına, daħı tamām oldı yiġitliġi ya'nį ķırķ yaşadı; virdük aña ḥikmet daħı bilmek daħı ancılayın cezā virürüz eyü işlülere.
(Musa) yetkinləşib kamilləşəndə (otuz-qırx yaşlarına çatanda) ona hikmət və elm (şəriət elmi) verdik. Biz yaxşı əməl sahiblərini belə mükafatlandırırıq!
And when he reached his full strength and was ripe, We gave him wisdom and knowledge. Thus do We reward the good.
When he reached full age, and was firmly established(3340) (in life), We bestowed on him wisdom and knowledge: for thus do We reward those who do good.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |