İnnemâ umirtu en a’bude rabbe hâżihi-lbeldeti-lleżî harramehâ velehu kullu şey-/(in)(s) ve umirtu en ekûne mine-lmuslimîn(e)
Bana, ancak orasını emin bir harem olarak halkeden bu şehrin Rabbine ibadet etmem emredildi ve onundur her şey ve Müslümanlardan olmam emredildi bana.
(De ki:) "Ben ancak bu beldenin (kutsal kılınan Mekke’nin ve tüm medeniyet merkezlerinin) Rabbine ibadet etmekle emrolundum ki, O burasını kutlu ve saygıdeğer kıldı. Her şey O’nundur. Ve (ben her konuda ve her konumda mutlaka) Müslümanlardan (taraf) olmakla emrolundum." (Hiçbir konuda kendi kafamdan ve nefsi hevâmdan hareket etmedim.)
Ey Muhammed! De ki: Ben yalnızca, kutlu kıldığı bu Mekke şehrinin Rabbine ibadet etmekle emrolundum ve O'nundur herşey ve bana müslümanlardan olmam emredildi.
“Ben ancak, burayı kutsal ve güvenli kılan, bu beldenin, Mekke'nin Rabbini ilâh tanımakla, candan müslüman olarak O'na bağlanmakla, saygıyla O'na kulluk ve ibadet etmekle emrolundum. Her şey O'nundur. Bana, İslâm'ı yaşayan müslümanlardan olmam emrolundu.”
(De ki): "Ben ancak bu beldenin Rabbine kulluk etmekle emrolundum ki O burayı saygıdeğer (haram belde) kılmıştır ve her şey O'nundur. Ve ben Müslümanlardan olmakla emrolundum.
(De ki:) 'Ben, ancak bu şehrin Rabbine ibadet etmekle emrolundum ki, O, burasını kutlu ve dokunulmaz kıldı. Her şey O'nundur. Ve müslümanlardan olmakla emrolundum.'
(Ey Rasûlüm) de ki: “- Ben ancak bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine ibadet etmemle emrolundum; öyle bir şehir ki, Allah onu, hürmet edilmesi gereken emîn bir koru yapmıştır. Her şey O'nundur. Ben İslâmda sebat gösterenlerden olmamla emr edildim.
(De ki:) “Ben, saygın kıldığı bu şehrin sahibi ve her şey O’nun elinde olan Allah’a kulluk etmekle emrolundum. Ve Müslümanlardan olmakla da emrolundum.
91,92. De ki: “Ben, yalnızca her şeyin sahibi olan bu kutlu kılınmış şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmak ve Kur'ân okumakla emrolundum.” Kim doğru yolu bulmuşsa, yalnız kendisi için bulmuş olur; kim sapıtırsa, ona de ki: “Ben, sadece uyaranlardan biriyim.”
Ben ancak, bu kentin Tanrısına tapmakla emrolundum, bunu kutsal kılmıştır, her şey O'nundur, Müslümanlardan olmakla
91-92. (Ey Muhammed de ki:) “Bana sırf bu şehrin Rabbine kulluk etmem emredildi. O bu şehri dokunulmaz kıldı. Her şey O'nundur. Yine bana, Müslümanlardan olmam ve Kur'an'ı okumam emredildi.” Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa (yine kendi aleyhine sapar). De ki: “Ben sadece uyarıcılardan biriyim.”
91, 92, 93. "Bana emr olundu ki bu beldenin rabbine ’ibâdet ideyim, her şeyin sâhibi olan Allâh bu emri virdi ve emrine münkâd olmaklığım ve insânlara Kur’ân’ı okumaklığım tebliğ idildi. Tarîk-i hidâyete sülûk iden kendi hayrı içün yapar. Dalâletde kalanlara ben yalnız ihtâra me’mûrum. Allâh’a hamd olsun. Kudretinin âsârını gösterecek ve inkâr idemeyeceksiniz." di. Rabbin ânların yapdıklarını bilmez değildir. (*)
91,92. De ki: "Ben, yalnız her şeyin sahibi olan ve bu kutlu kılınmış şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmakla ve Kuran okumakla emrolundum." Kim doğru yolu bulmuşsa, yalnız kendisi için bulmuş olur, kim sapıtmışsa kendine etmiş olur. De ki: "Ben sadece, uyaranlardan biriyim."
91,92. De ki: “Bana ancak, bu beldenin (Mekke’nin); onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan Rabbine kulluk yapmam emredildi. Yine bana, müslümanlardan olmam ve Kur’an’ı okumam emredildi.” Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa, de ki: “Ben ancak uyarıcılardanım.”
91-92. De ki: “Bana, dokunulmaz kıldığı bu şehrin rabbine, yalnız O’na kulluk etmem emredildi; zaten her şey O’na aittir. Bir de bana müslümanlardan olmam ve Kur’an’ı okumam emredildi.” Artık kim doğru yola gelirse yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: “Ben sadece uyarıcılardanım.”
91, 92. (De ki:) Ben ancak, bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine -ki O burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum. Her şey de zaten O'na aittir. Bana müslümanlardan olmam ve Kur'an okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.
Ben, sadece bu şehrin Rabbine kulluk etmekle emredildim. O burayı kutsal kılmıştır ve her şey O'nundur. Ben müslümanlardan olmakla emredildim.
(De ki): "Ben ancak her şeyin sahibi olan ve burayı kutlu kılan bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Yine bana müslümanlardan olmam emredildi."
Ben sâde emrolundum ki şu beldenin şanına hurmet veren, her şey de kendisinin olan rabbına ıbadet edeyim, hem emrolundum ki halîs müslimînden olayım
91-92. (Resûlüm!) De ki: “Bana, ancak bu beldenin (Mekke’nin) Rabbine kulluk yapmam emredildi. Allah bu beldeyi saygı gösterilmesi gereken mukaddes bir yer kılmıştır. Her şey O’nundur. (Kavmim içerisinde) tam bir teslimiyet ile Allah’ın emirlerine boyun eğenlerin ilki olmam ve (insanları hakka davet etmek üzere, kalbime yerleştirilen) Kur’ân’ı (onlara) okumam emredildi. (Habibim!) Artık kim (cüz’î irâdesi ile îmân edip) doğru yolu tercih ederse, o yolu, kendi iyiliği için tercih etmiş olacaktır ve kim de (nefsine ve şeytana uyarak, hak) yoldan saparsa, (işte böylelerine) de ki: “Ben yalnızca bir uyarıcıyım.”
Ben, sadece bu beldeye saygınlık veren Rabb'e kul olmakla emrolundum! Her şey O'nundur. Ve ben Müslüman olmakla emrolundum!
(De ki:) «Ben ancak bu şehrin Rabbine — ki O, bunu hürmetli kılmışdır — ibâdet etmemle emr olundum. Her şey Onundur. Ben müslümanlardan olmamla emr olundum».
91,92. (Ey Resûlüm! De ki:) “(Ben) ancak, (Allah'ın) haram (ve emîn) kıldığı bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine kulluk etmekle emrolundum; herşey ise O'nundur. Ve (ben)Müslümanlardan olmakla, hem (size) Kur'ân okumakla emrolundum.” O hâlde kim hidâyete gelirse, artık ancak kendisi için hidâyete gelmiş olur. Kim de dalâlete düşerse, o takdirde (onlara) de ki: “Ben ancak (Allah'ın azâbını haber vermekle) korkutucu olanlardanım.”
(Resulüm! De ki:) “Bana ancak, bu beldenin; onu saygın (mukaddes) kılan ve her şey Kendisi’ne ait bulunan Rabbine ibadet (kulluk) etmem emredildi ve bana her bakımdan Ona teslim olmuş (Müslümanlardan) olmam emredildi;
“Ben, yalnızca çevresi birtakım yasaklarla güven içinde olan bu beldenin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Her şeyin sahibi O dur. Aynı zamanda bu beytin Rabbine teslim olanlardan olmakla,”
Bana buyurulan bu kentin çalabına tapmamdır. Bu kenti kutlu kılan Odur, her varlık da Onundur. Yine bana buyurulan, kendimi Allah’a vermemdir.
91, 92. Onlara de ki «— Ben ancak muhterem kıldığı bu memleketin Rabbine ibadet edeyim, her şey O/nundur». diye emrolundum. «— Ben münkat olanlardan olayım, Kur/an okuyayım» diye de emrolundum. Her kim yol bulursa ancak kendisi için yol bulur, her kim sapıtırsa ona «— Ben ancak Allah azabıyle korkutanlardan biriyim» dersin.
(Ey Peygamber!) De ki: “Ben, sadece bu beldeyi kutsal kılana ve her şeyin sahibi olana kulluk etmekle emrolundum. Yine ben O’na teslim/Müslüman olmakla da emrolundum.”
“Ben ancak hürmetli kıldığı bu şehrin Rabbine ibadet etmekle emrolundum. Her şey O'nundur. Ben Müslümanlardan olmakla emrolundum.”
O hâlde, ey şanlı Elçi! İçinde yaşadığın Mekke halkından başlamak üzere, tüm insanlığı hak dine çağırarak de ki: “Ben, Allah’tan başka taptığınız bütün ilâhları reddederek, ancak ve sadece, bu şehrin Rabb’ine kulluk etmekle emrolundum! Unutmayın ki, Arabistan’ın dört bir yanında kargaşa ve anarşi hüküm sürerken, bu şehri saygıdeğer kılan ve sizi huzur ve güven içinde yaşatan O’dur. Ve bu nimeti, kendisine kulluk eden bütün milletlere bahşedecektir. Çünkü göklerde ve yerde ne varsa, her şeyin yaratıcısı ve gerçek sahibi de, ancak O’dur! Bunun için bana, Allah’a yürekten boyun eğen kimselerden olmam emredildi!”
-“Doğrusu kulluk etmekle emredildim, hürmetli kıldığı bu Belde’nin rabbine! Her şey O’nundur. Müslümanlar’dan olmakla da emredildim.
Resulüm onlara şöyle söyle: " Bana, şu ülkeye itibar getiren ve her şeyin sahibi olan Tanrı'ya kulluk etmem emredildi, Bana Müslüman olmam emredildi.
Onlara de ki; "Ben sadece bu şehrin Rabbine uymakla emrolundum. Rabbim burayı saygı değer kıldı! Bu şehirle birlikte görüp görmediğiniz, bilip bilmediğiniz her şey Rabbimindir. Rabbim bana Müslümanlardan olmamı emretti. Onun için ben sadece Rabbimin gerçeklerine, O’nun yasalarına teslim olarak görevimi yaparım!"
(De ki:) “Ben her şey sadece kendisine ait olan ve saygın kıldığı bu şehrin (Mekke’nin) Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Ben müslümanlardan olmakla emrolundum.
91,92. (Ey Muhammed! Onlara): “Ben ancak güvenli kıldığı bu şehrin (Mekke’nin) ve her şeyin Rabbi (olan Allah’a) kulluk etmekle emrolundum ve ben Müslümanlardan olmakla ve Kur’an’ı okumakla da emrolundum.” de. Artık kim hak yola gelirse ancak kendi lehine hak yola gelir ve kim de sapıtırsa ona: “Ben sadece uyarıcılardan birisiyim” de.
De ki: – Ben yalnızca, dokunulmaz kıldığı şu beldenin Rabbi olan Allah’a kulluk etmekle emrolundum, zira her şey O’na aittir ve ben O’na kayıtsız şartsız Müslüman olanlardan olmakla emrolundum. 14/2, 53/31
(EY Rasul! De ki): “Ben yalnızca O’nun mübarek kıldığı şu şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum: zira her bir şey O’na aittir. Yine ben O’na gönülden teslim olanlardan biri olmakla emrolundum!
(Ey Muhammed) De ki: "Ben ancak bu şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum ki O, burayı dokunulmaz (hürmetli ve emniyetli) kılmıştır ve her şey O'nundur. Ben Müslümanlardan, (Allah'ı birleyen, ihlas sahibi ve Allah’ın emrine boyun eğip itaat edenlerden) olmakla,”
(De ki): "Ben sadece bu beldenin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. O, burayı saygıdeğer kıldı ve her şey O’nundur. Ve bana müslümanlardan olmam emredildi. "
(De ki:) «Ben muhakkak emrolundum ki bu beldenin Rabbine ibadet edeyim ki, buna bir hürmet vermiştir ve her şey O'nun içindir ve emrolundum ki, müslümanlardan olayım.»
91, 92. De ki: Bana bu beldeyi muhterem ve mukaddes kılan ve her şey Kendisine ait olan Allah'a, yalnız O'na ibadet etmem emredildi. Keza bana Allah'a teslim olanların ilki olmam ve Kur'ân okumam da emredildi. Artık kim doğru yolu bulursa sırf kendisi için bulmuş olur. Kim de yoldan saparsa de ki: “Ben sadece uyarmakla görevli elçilerden biriyim. ” [106, 3-4; 3, 58; 28, 3; 13, 40]
(De ki): "Ben sadece bu kentin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. O, burayı saygıdeğer kıldı ve her şey O'nundur. Ve bana müslümanlardan olmam emredildi."
"Tahkîk ben Allâh'ın harâm kıldığı bu beldenin rabbine 'ibâdet itmekle emr olundum ki her şey onun mülkidir. Ve müslümânlardan olmakla emr olundum."
De ki; “ben bu şehrin Sahibine kulluk etme emri aldım. Burayı harem bölgesi yapan odur; her şey onundur. Bana, müslümanlardan olmam emredilmiştir.”
(De ki:)-Ben ancak, hürmetli kılınan bu şehrin Rabbi'ne kulluk etmekle emrolundum. Her şey O'nundur. Müslümanlardan olmakla emrolundum.
"Ben sadece, bu beldenin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Orayı saygıya layık kılmıştır O. Her şey O'nundur. Ben, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan olmakla emrolundum."
“bayıķ buyruldum kim ŧapam uşbu şar çalabı’sına ya'nį mekke ol kim ḥarām eyledi anı daħı anuñdur her nesene. daħı buyrıldum kim olavan müsülmānlarden.”
Taḥḳīḳ ben buyrulmadum, illā ‘ibādet eylemege bu şehr Tañrısına ki anı ḥürmetlü eyledi. Daḫı anuñ ḫalḳı mülkidür her nesne. Daḫı buyruldum kiMüselmānlardan olam.
(Ya Rəsulum! De: ) “Mənə ancaq bu şəhərin (Məkkənin) Rəbbinə ibadət etmək əmr olumuşdur. Elə bir şəhər ki, (Rəbbim) onu müqəddəs tutmuşdur. (Orada qan tökmək, bir kəsə zülm etmək qadağan olunmuşdur. Başqa yerdə halal olan şeylər orada haram buyurulmuşdur). Hər şey yalnız Onundur. Mənə müsəlman (Allaha təslim) olmaq əmr edilmişdir!
(Say): I (Muhammad) am commanded only to serve the Lord of this land which He hath hallowed, and unto Whom all things belong. And I am commanded to be of those who surrender (unto Him),
For me, I have been commanded to serve the Lord(3322) of this city, Him Who has sanctified it and to Whom (belong) all things: and I am commanded to be of those who bow in Islam to Allah.s Will,-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |