Fetevekkel ‘ala(A)llâh(i)(s) inneke ‘alâ-lhakki-lmubîn(i)
Ve artık dayan Allah'a, şüphe yok ki sen, apaçık gerçek yoldasın.
(Öyle ise) Sen, artık (sadece) Allah’a tevekkül et; çünkü gerçekten Sen apaçık olan Hakk (gerçek iman ve ahlâk) üzerindesin.
Öyleyse, yalnızca Allah'a güven ve dayan, şüphesiz ki sen, apaçık gerçek yoldasın.
O halde, Allah'a dayanıp güven, işlerini Allah'a havale et. Sen Allah, insan, kâinat ilişkilerini ve ilâhî düzeni açıklayan apaçık hak dininin tebliğ ile sorumlusu, öğretmeni, yaşayanı ve uygulayıcısın.
Allah'a güven. Çünkü sen apaçık bir gerçek üzeresin.
Sen, artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık hak üzeresin.
O halde (Ey Rasûlüm), Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin.
Sen, artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz sen, apaçık, hak olan bir yol üzeresin.
Rasûlüm; işini sağlam tutarak Allah'a güven! Çünkü sen, apaçık hakikat üzeresin.
Allaha dayanasın, sen açık bir hak üzerindesin
Öyleyse, (yalnızca) Allah'a güven! Çünkü inandığın şey, doğruluğu besbelli gerçeğin ta kendisidir.
Allâh’a tevekkül it, çünki âşikâr bir hak dîne istinâd idiyorsın.
Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin.
Öyle ise Allah’a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hak üzere bulunuyorsun.
O halde sen Allah’a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
ALLAH'a güven. Sen apaçık gerçeği izlemektesin.
Ve o halde sen Allah'a güven. Çünkü sen, apaçık hakikatin üzerindesin.
O halde Allaha i'timad et sen şübhesiz açık bir hakk üzerindesin
(Resûlüm!) O hâlde, sen, Allah’a tevekkül et, hiç şüphesiz sen apaçık hak üzeresin.
O halde sen Allaha güvenib dayan. Çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin.
(Ey Resûlüm!) Öyle ise (sen) Allah'a tevekkül et! Çünki sen, apaçık hak üzerindesin!
Rabbine güven. Şüphesiz ki sen, açık bir gerçek (hak) üzerindesin.
Öyleyse Allah’a dayan. Çünkü sen apaçık olan doğru yolun üzerindesin.
(Ey Peygamber!) Allah’a güvenip dayan. Muhakkak ki sen apaçık bir gerçek/hak üzerindesin.
Sen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz sen apaçık olan hak üzeresin.
O hâlde, ey Peygamber! Allah’a güven ve kararlılıkla yoluna devam et! Muhakkak sen, Allah’tan gelen apaçık bir gerçek üzerindesin. Ancak bu gerçeği, diri kalpler, duyan kulaklar benimseyebilir. Kibir, bencillik ve günah kirleriyle kalpleri kararmış olanlara gelince:
Allah’a tevekkül et! Sen, Açıkça Hakk (Gerçek / Hakikat) üzerindesin.
Resulüm! Sen ,işini sağlama alarak Allah'a güven, çünkü sen, aydınlık yoldasın.
Onun için sadece Allah’a güven! Sadece Allah’a dayan! Onların dediklerine hiçbir zaman aldırma! Çünkü senin yolun gerçeklik yoludur! Sana gönderdiğimiz ayetler gerçekleri açıklar!
Allah’a güven! Şüphesiz ki sen apaçık hakikat üzeresin.
(Ey Muhammed!) O halde sen, sadece Allah’a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hakikat üzeresin.
Öyleyse sen sadece Allah’a dayanıp güven! Çünkü sen, doğruluğu apaçık ve kesin bir hakikat/Kuran üzeresin. 2/213, 5/48, 33/45...48
O halde sen, Allah’a güvenip dayan, çünkü sen apaçık hak üzerindesin.
Allah’a tevekkül et, çünkü sen apaçık gerçek üzerindesin.
Artık Allah'a tevekkül et. Şüphe yok ki, sen apaçık bir hak üzere bulunmaktasın.
O halde yalnız Allah'a güven, çünkü tuttuğun yol gerçekliği meydanda olan hak yoludur.
Allah'a tevekkül et, çünkü sen apaçık gerçek üzerindesin.
(İki baskıda da bu âyetin meali bulunmuyor-ÖFK)
Sen Allah’a dayan. Çünkü o apaçık gerçekler[*] üzerindesin.
Öyleyse Allah'a dayan! Sen, apaçık hak üzerindesin.
Sen Allah'a tevekkül et. Hiç şüphe yok ki sen apaçık bir hak üzerindesin.
Allah'a dayanıp güven, çünkü sen apaçık gerçeğin üzerindesin.
pes tevekkül eyle Tañrı’ya bayıķ sen ḥaķ üzeresin bellü.
Pes ṣıġın ya Muḥammed Tañrı Ta‘ālāya. Taḥḳīḳ sen āşikāre ḥaḳ üstinesin.
(Ya Rəsulum!) Sən ancaq Allaha təvəkkül et, çünki sən açıq-aydın həqiqi dindəsən (haqq yoldasan).
Therefor (O Muhammad) put thy trust in Allah, for thou (standest) on the plain Truth.
So put thy trust in Allah. for thou art on (the path of) manifest Truth.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |