17 Mayıs 2025 - 19 Zi'l-ka'de 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Neml Suresi 72. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul ‘asâ en yekûne radife lekum ba’du-lleżî testa’cilûn(e)

De ki: Çarçabuk gelip çatmasını dilediğiniz o azabın birazcığı neredeyse gelmek üzere size.

(Onlara) De ki: "Belki de acele ettiğiniz (azabın) bir kısmı arkanıza takılmıştır (ve yakında size ulaşacaktır, bekleyin)."

de ki: “Belki de acele ettiğiniz azabın, bir kısmı ardınıza takılmıştır, fakat sizin haberiniz yok.”

Onlara:
“Küstahça, çabucak gelmesini istediğiniz azâbın, cezanın bir kısmı, yakında dünyada başınıza gelecektir” de.

De ki: "Belki de, çarçabuk gelmesini istediğiniz (azab)ın bir kısmı size ulaşmak üzeredir."

De ki: 'Belki de acele etmekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size yetişmiştir bile.'

De ki: “- Çarçabuk gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı (yakında Bedir savaşında) size ulaşmak üzeredir.”

De ki: “Aceleden istediğiniz o azap va’dinin bir kısmı, belki de peşinize takılmıştır.”(*)

(*) Veya “yakında başınıza gelecektir.”

De ki: “Çarçabuk gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı herhalde yakında başınıza gelecektir.”

Diyesin ki: «İvdiğiniz şeyin birtakımları, sizin peşinizdedir»

Onlara de ki: “Acele gelmesini istediğiniz (azab)ın bir kısmı belki de başınıza gelmek üzeredir.”

Acele gelmesini istedikleri azabın artçı kısmı Bedir’de başlarına gelmiştir. Bu ayetten anlıyoruz ki; yapılan kötülüklerin karşılığı sadece ahirette d... Devamı..

"Ta’cîl itdiğiniz ’azâb belki yakındır" cevâbını vir.

De ki: "Acele ettiğiniz şeyin bir kısmı belki hemen başınıza gelir."

De ki: “Belki de acele gelmesini istediğiniz şeyin bir kısmı size çok yaklaşmıştır.”

De ki: “Çabucak gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı belki de tepenize inmek üzeredir.”

De ki: Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin (azabın) bir kısmı herhalde yakında başınıza gelecektir.  

 Kâfirlerin, daha dünyada iken, çektikleri bir kısım cezalara işaret olunmakta ve asıl cezanın ahirette olduğu, dolaylı bir şekilde ifade edilmektedir... Devamı..

"Belki, meydan okuyarak istediğiniz şeylerin bir kısmı size çatmıştır bile," de.

De ki: "Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin (azabın) bir kısmı herhalde yakında ensenize binecektir."

De ki: «belki o ivdiğinizin bir kısmı ensenize binmiş bulunuyor»

De ki: “Belki de çarçabuk gelmesini istediğinizin bir kısmı size ulaşmak üzeredir!”

De ki: “Çarçabuk istediğiniz azabın bir kısmı belki de size yaklaşmıştır.”

De ki: «Çabucak (gelmesini) istemekde olduğunuz (o azâb) ın bir kısmı ensenize binmek üzeredir».

De ki: “Acele istiyor olduğunuz şeyin (azâbın) bir kısmı, belki size gelmek üzere olabilir!”

De ki: (alaylı alaylı) çarçabuk gelmesini istemekte olduğunuzun bir kısmı başınıza gelmek üzeredir. *

(*) Bu âyette Hz. Peygamber’in bu soruya nasıl cevap vermesi gerektiği bildiriliyor. Genellikle müfessirler bu âyette müşriklerin tepesine inmek üzere... Devamı..

Onlara deki “Acele olarak istediğiniz şeyin bir kısım benzerinin olması size yakındır.”

Çabuk gelmesini istediğiniz bu azabın üzerinize çullanması yakındır.

Onlara de ki acele ile istediğiniz şeyin bazısı peşinizden gelebilir [⁴].

[4] Veya yaklaşabilir.

Onlara de ki: “Çabucak gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı belki size ulaşmak üzeredir.”

De ki: “ (Kim bilir,) Belki de çabucak istemekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size pek de yakındır!”

Onlara de ki: “Ne biliyorsunuz? Bir an önce gelmesini istediğiniz o azâbın bir kısmı, belki de ensenize binmek üzeredir!”

De ki:
“Acele istediklerinizin bir kısmının peşinizde bulunması olasıdır”.

Sizin merak ettiğiniz felaketin bir kısmına ramak kaldı " deyiver yeter.

De ki: "Belki de acele ettiğiniz azabın bir kısmı peşinize takılmıştır."

De ki: “Acele gelmesini istediğiniz (azab)ın bir kısmı başınıza gelmek üzeredir.”

(Sen de onlara): “Acele ettiğiniz azabın bir kısmının, çok yakında¹ başınıza çullanacağını umuyorum.” de.

1 O acele ettikleri azabın bir kısmı, nitekim Bedir’de başlarına gelmiştir.

de ki: “O çarçabuk gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı ⁶⁸ belki de peşinize düşmüştür bile...”

68 Yani, yeniden dirilme vakasından önce herkesin tatması zorunlu olan ölüm.

Onlara de ki: – Çabuk gelmesini istediğiniz o azabın bir kısmı belki de tepenize binmek üzere! 26/135...139, 36/48...52

De ki: “Belki de, acele gelmesini istediğiniz o azabın bir kısmı peşinize çoktan takılmıştır bile!”

Onlara de ki: "(Hiç merak etmeyin) Çabucak gelmesini istediğiniz o azabın bir kısmı herhalde, ensenize inmek üzeredir.

De ki: "Belki de acele ettiğiniz(azâb)ın bir kısmı peşinize takılmıştır, bile. "

De ki: «O acele istediğiniz şeyin bir kısmı belki de sizin ardınıza takılmış bulunmaktadır.»

De ki: “Acele ile istediğiniz o azabın bir kısmı belki de ensenize binmek üzeredir. ”

De ki: "Belki de acele ettiğiniz(azab)ın bir kısmı ardınıza takılmıştır, bile."

Di ki: "O vurûdını isti'câl iylediğiniz 'azâbdan ba'zısı size karîben vâsıl olur."

De ki; “Acele gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı belki de yanı başınızdadır.

-'Acele istediğiniz şeyin bir kısmının peşinizde olması ümit edilir', de!

Sen de ki: Çabuklaştırılmasını istediğiniz şeyin bir kısmı, belki de peşinize takılmıştır bile.

De ki: "Acele isteyip durduğunuzun bir kısmı belki de arkanıza takılmıştır."

eyit “ola kim yaķın oldı kim arduñuzca ire sizüñ bir nicesi anuñ kim ivdürürsiz.”

Eyit yā Muḥammed: Ola kim siz yitişmiş olasız tizletdügüñüz nesnenüñniçesine.

De: “Tez-tələsik istədiyiniz (əzabın) bir hissəsi, bəlkə də, artıq sizə gəlib çatmaq üzərədir!” (Müşriklər onlara və’d olunan əzabın bir hissəsini Ühüd vuruşunda daddılar, qalanını isə Cəhənnəmdə dadacaqlar!)

Say: It may be that a part of that which ye would hasten on is close behind you.

Say: "It may be that some of the events which ye wish to hasten on may be (close) in your pursuit!"(3307)

3307 The Unbelievers—or even men of halfhearted faith-may say, "Why worry over distant future events? Take the day as it comes!" But that is a fallacy... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.