Ve yekûlûne metâ hâżâ-lva’du in kuntum sâdikîn(e)
Ve derler ki: Bu vait, ne vakit yerine gelecek doğru söylüyorsanız.
(Kâfirler) Derler ki: "Eğer doğruyu söylüyor iseniz, bu va’ad olunan (azap) ne zaman (gelecek, bunlar boş tehditlerdir)?"
Ve “Eğer doğru sözlü kimselerseniz, söyleyin siz ey inananlar, bu ölümden sonra diriliş vaadi ne zaman gerçekleşecek?” diye sordukları zaman
"Eğer doğru söyleyenlerseniz bu vaad ne zamandır?" diyorlar.
Derler ki: 'Eğer doğruyu söylüyor iseniz, bu va'dolunan (azab) ne zaman?'
Bir de şöyle diyorlar: “- (Azabla bizi korkuttuğunuz) bu vaad ne zaman? Sözünüzde doğru kimselerseniz söyleyin.”
Ve: “Eğer doğru söylüyorsanız, bu vaad ne zaman olacak?” derler.
Onlar, “Eğer doğru sözlü iseniz bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” derler.
Onlar, derler ki: «Gerçekseniz eğer siz, ne vakittir işbu vait?»
(İnkârcılar:) “Eğer doğru söyleyen (kimseler) iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.
"Bu tehdîdler ne vakit husûle gelecek sâdık isen söyleyiniz" diyorlar.
Onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız, bildirin, bu sözünüz ne zaman yerine gelecektir?" derler.
Onlar, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.
Onlar: Eğer doğru sözlü iseniz (söyleyin bakalım) bu tehdit ne zaman gerçekleşecek? derler.
"Doğru iseniz, bu söz ne zaman gerçekleşecek?" diyorlar.
Bir de, "Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad (ettiğiniz azab) hani, ne zaman?" derler.
Bir de ne zaman bu va'd gerçek iseniz? diyorlar
“Eğer doğru söyleyenlerdenseniz, bu uyarı ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.
Onlar: «Bu va'd (ve tehdîd) in (tahakkuku) ne zaman? Doğrucu kimselerseniz (söyleyin)» derler.
“Bir de eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, bu va'd (edilen azab) ne zaman?” diyorlar.
Onlar “Bize vaat ettiğin şey ne zaman? Eğer doğruyu söylüyorsanız başımıza getirin” diyorlar.
Onlar derler: "Sizler doğru kimselerseniz söyleyin bize, o azap sözü ne zaman gerçekleşecek?"
Onlar «— Gerçekseniz bu azap vâdesi ne vakit olur?» derler.
Onlar, “Eğer doğru söyleyenlerden iseniz, bu vaat ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.
Derler ki: “Eğer doğruyu söyleyenler iseniz, bu vaat edilen (azap) ne zaman?”
Onlar, “Eğer cennet, cehennem, kıyâmet, âhiret vs. hakkında dedikleriniz doğru ise, savurduğunuz bu tehditler ne zaman gerçekleşecek?” diyerek seninle alay ediyorlar.
-“Doğru söyleyen / sadık idiyseniz, bu vaad ne zaman?” diyorlar.
Şayet: " Madem samimisiniz şu kıyamet olayı ne zaman ? " diyecek olurlarsa,
Sıkıştıkça; "Doğru iseniz bu tehdit ettiğiniz şey ne zaman gelecek?” diye soracaklar.
O (Kâfirler bir de): “Eğer doğru söylüyorsanız (şu tehdit edip durduğunuz) azap ne zaman gerçekleşecek.”¹ diyorlar.
Ve “Eğer doğru sözlü kimselerseniz, [söyleyin siz ey inananlar,] bu [ölümden sonra diriliş] vaadi ne zaman gerçekleşecek?” diye sordukları [zaman],
Bir de kalkıp diyorlar ki: – Eğer, doğru söylüyorsanız, bu tehdit edip durduğunuz azap ne zaman? 21/38- 39, 29/53...55, 67/25
Ve derler ki: «Bu vaad ne zamandır? Eğer siz doğru sözlü kimseler oldunuz iseniz (haber veriniz bakalım).»
“İddianızda doğru iseniz bu vaad ne zaman gerçekleşecek? ” derler. [17, 51; 29, 54]
Doğru iseniz bu tehdid(ettiğiniz azab) ne zaman (gelecek)? diyorlar.
“Söylediğiniz doğruysa bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” derler.
-Eğer, doğru söylüyorsanız, bu vaat ne zaman? derler.
Diyorlar ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, vaad ettiğiniz bu şey ne zaman gelecek?”
"Eğer doğru sözlülerseniz, bu vaat ne zaman?" derler.
daħı eydürler “ķaçandur uşbu va'de eger olduñuz-ise girçekler?”
Daḫı eydürler ki: Ne vaḳt olur bu va‘de eger siz girçek iseñüz?
Onlar: Əgər doğru danışırsınızsa, (deyin görək) bu və’d (bizi qorxutduğunuz əzab və’dəsi) nə vaxt yerinə yetəcəkdir?” – deyə soruşarlar.
And they say: When (will) this promise (be fulfilled), if ye are truthful?
They also say: "When will this promise (come to pass)? (Say) if ye are truthful."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |