15 Mart 2025 - 15 Ramazan 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Neml Suresi 68. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lekad vu’idnâ hâżâ nahnu ve âbâunâ min kablu in hâżâ illâ esâtîru-l-evvelîn(e)

Andolsun ki bu, bize de vaadedilmiştir, daha önce atalarımıza da vaadedilmişti; fakat bu, gelip geçenlere ait bir masal ancak.

"Gerçek şu ki, bu (azap ve dirilme tehdidi), bize ve daha önce atalarımıza (yapılmış boş) va’adlerdir. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir!" (şeklinde itiraz edeceklerdir).

“Gerçek şu ki, bu çeşit sözler bize de, bizden evvel atalarımıza da söylenmişti. Bunlar eskilerin masallarından başka birşey değil.”

“Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu kesinlikle öncekilerin masallarıdır.”

Andolsun ki, bize de daha önce atalarımıza da bu vaad edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

'Andolsun, bu (azab ve dirilme) tehdidi, bize ve daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir.'

Yemin ederiz ki, bu dirilme işi hem bize, hem bizden önce atalarımıza da vaad olundu. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil...”

Andolsun! Bize de, daha önce atalarımıza da bu vaat yapıldı. Bu vaat, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir.” dediler.

“Andolsun ki bu tehdit, bize ve atalarımıza daha önce de söylendi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Bunlar bize de, bizden önce, atalarımıza da söylenmiş idi, ancak bu, eskilerin masallarıdır !»

“Andolsun, bize ve atalarımıza bu vaad önceden de yapılmıştı. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”

67, 68. Kâfirler "Biz ve âbâ ve ecdâdımız toprak oldukdan sonra tekrâr dirilmek mümkün midir? Bunı pederlerimize de va’d idiyorlar idi. Bunlar eski zamân masallarıdır" diyorlar.

İnkar edenler: "Biz ve babalarımız toprak olduğumuzda mı, doğrusu bizler mi tekrar çıkarılacağız? Bununla biz de, daha önce babalarımız da, and olsun ki, tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler.

“Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Doğrusu bu tehdit bize yapıldığı gibi daha önce atalarımıza da yapılmıştı. Ama bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

"Bize ve atalarımıza da daha önce aynı söz verilmişti. Bunlar geçmişlerin masallarından başka bir şey değildir."

"And olsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."

Yemin ederiz ki bu bize de va'dolundu bundan evvel atalarımıza da, bu, eskilerin esatîrinden başka bir şey değil

Gerçek şu ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştı. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”

“Ant olsun, bu bize söylenen daha önce atalarımıza da söylenmişti. Ancak bunlar evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.” dediler.

«Andolsunki (şimdi) bu tehdîd bize (yapıldığı gibi) daha önce atalarımıza da yapılmışdır. Bu, evvelkilerin düzme yalanlarından başka (bir şey) değildir».

“Yemîn olsun ki biz de, daha önce atalarımız da bununla (bu diriltilme ile) va'd olunduk; bu evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.”

“Muhakkak ki bu, bize ve daha önce de babalarımıza (atalarımıza) vaad edilmişti. Bu olsa olsa, öncekilerin uydurma masallarından başkası değildir.”

“Bize ve daha önce yaşamış atalarımıza vaat edilen bu vaat, daha öncekilerin anlattıkları masaldan başka bir şey değil” dediler.

Ant olsun ki bize verilen bu gözdağı, bizden önce atalarımıza da verilmişti. İşte bu, olsa olsa eskilerin uydurmalarıdır."

Bu gerek bize gerek daha evvel babalarımıza da vaad olunmuştu [³]. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.

[3] Çünkü daha evvel bütün enbiya böyle vaatlarda bulunmuşlardı.

Andolsun bize de ve daha önce babalarımıza da bu vaat edilmişti. Bu eskilerin masallarından/efsanelerinden başka bir şey değildir.

“Şüphesiz bu bize ve daha önce de babalarımıza vaat edilmiştir. Bu olsa olsa, öncekilerin uydurma masallarından başkası değildir.”

“Aslında bu tehdit, bize ve geçmiş atalarımıza daha önce de yapılmıştı fakat şu ana kadar hiçbirinin gerçekleştiğini görmedik. Demek ki bu iddialar, öncekilerin uydurduğumasal ve efsanelerden başka bir şey değil!”

“And olsun bu bize de, daha önceki atalarımıza da vaad edildi! Bu, İlk Öncekiler’in hikâyelerinden başkası değil”.

Vallahi bunlar, bize ve atalarımıza daha önce de söylendi. Bunlar, sadece eski masallar... "

"Bu tehditler bize ve önceki atalarımıza da yapıldı. Bu evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir."

Şüphesiz ki bu, daha önce bize de atalarımıza da vadedilmişti. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.” [*]

Benzer mesajlar: Mü’minûn 23:83, dipnot 4; Yâsîn 36:6, dipnot 4.

(Ve devamla): “Yemin olsun biz de daha önceki atalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu kesinlikle eskilerin masallarından¹ başka bir şey değildir.” (dediler.)

1 Bk. (Mü’minun: 83)

“Gerçek şu ki, bu bize ve atalarımıza daha önce de vaad edilmişti; eskilerin masallarından, efsanelerinden başka bir şey değil bu!”

Bize yapılan bu tehditler bizden önceki atalarımıza da yapılmıştı. Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir. 8/31, 23/82-83, 36/78-79

Doğrusu bize ve atalarımıza bu vaad önceden de yapılmıştı. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil.”

Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi daha önce atalarımıza da yapılmıştır, bu tehdit, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler.

Bu tehdid, bize de; önceki atalarımıza da yapıldı. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

Andolsun ki, bu bize ve evvelce atalarımıza da vaad olunmuştur. Bu evvelkilerin efsanelerinden başka değildir.

“Bize de, daha önce babalarımıza da bu dirilme, vâd edilip durdu. Bu, önceki insanların masallarından başka bir şey değildir! ”

Bu tehdid, bize de; önceden atalarımıza da yapıldı. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

"Bize, bundan evvel de babalarımıza bu ba's va'd olundı. Tahkîk bu şeyler geçmiş akvâmın efsânelerider" didiler.

Bize yapılan bu tehdit daha önce atalarımıza da yapılmıştı. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Bize de; daha önceki atalarımıza da bu vaat edilmişti. Ama bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir.

“Bundan önce bize de, atalarımıza da bu vaad edilmişti. Fakat bu eskilerin efsanelerinden başka birşey değildir.”

"Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil."

“bayıķ va'de virinildük uşbunı biz daħı atalarumuz ilerüden degül uşbu illā bāŧıl sözleri ilergilerüñ.”

Taḥḳīḳ bu nesne bize va‘de olundı, atalarumuza daḫı va‘de olundı bizdenöñdin. Bu degüldür, illā bāṭıl sözleri ilerüki ümmetlerüñ.

Həqiqətən, bu (dirilmə) bizə və’d olunduğu kimi, öncə atalarımıza da (və’d olunmuşdu). Bu, qədimlərin əfsanələrindən (yalan sözlərindən) başqa bir şey deyildir!”

We were promised this, forsooth, we and our fathers. (All) this is naught but fables of the men of old.

"It is true we were promised this,- we and our fathers before (us): these are nothing but tales of the ancients."


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.