Lekad vu’idnâ hâżâ nahnu ve âbâunâ min kablu in hâżâ illâ esâtîru-l-evvelîn(e)
"Gerçek şu ki, bu (azap ve dirilme tehdidi), bize ve daha önce atalarımıza (yapılmış boş) va’adlerdir. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir" (şeklinde itiraz edeceklerdir).
Andolsun ki bu, bize de vaadedilmiştir, daha önce atalarımıza da vaadedilmişti; fakat bu, gelip geçenlere ait bir masal ancak.
“Gerçek şu ki, bu çeşit sözler bize de, bizden evvel atalarımıza da söylenmişti. Bunlar eskilerin masallarından başka birşey değil.”
“Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu kesinlikle öncekilerin masallarıdır.”
Andolsun ki, bize de daha önce atalarımıza da bu vaad edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
'Andolsun, bu (azab ve dirilme) tehdidi, bize ve daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir.'
Yemin ederiz ki, bu dirilme işi hem bize, hem bizden önce atalarımıza da vaad olundu. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil...”
Andolsun! Bize de, daha önce atalarımıza da bu vaat yapıldı. Bu vaat, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir.” dediler.
“Andolsun ki bu tehdit, bize ve atalarımıza daha önce de söylendi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Bunlar bize de, bizden önce, atalarımıza da söylenmiş idi, ancak bu, eskilerin masallarıdır !»
“Andolsun, bize ve atalarımıza bu vaad önceden de yapılmıştı. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”
İnkar edenler: "Biz ve babalarımız toprak olduğumuzda mı, doğrusu bizler mi tekrar çıkarılacağız? Bununla biz de, daha önce babalarımız da, and olsun ki, tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler.
“Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
"Bize ve atalarımıza da daha önce aynı söz verilmişti. Bunlar geçmişlerin masallarından başka bir şey değildir."
"And olsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."
Yemin ederiz ki bu bize de va'dolundu bundan evvel atalarımıza da, bu, eskilerin esatîrinden başka bir şey değil
“Ant olsun, bu bize söylenen daha önce atalarımıza da söylenmişti. Ancak bunlar evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.” dediler.
«Andolsunki (şimdi) bu tehdîd bize (yapıldığı gibi) daha önce atalarımıza da yapılmışdır. Bu, evvelkilerin düzme yalanlarından başka (bir şey) değildir».
“Yemîn olsun ki biz de, daha önce atalarımız da bununla (bu diriltilme ile) va'd olunduk; bu evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.”
“Bize ve daha önce yaşamış atalarımıza vaat edilen bu vaat, daha öncekilerin anlattıkları masaldan başka bir şey değil” dediler.
Bu gerek bize gerek daha evvel babalarımıza da vaad olunmuştu [³]. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.*
“Şüphesiz bu bize ve daha önce de babalarımıza vaat edilmiştir. Bu olsa olsa, öncekilerin uydurma masallarından başkası değildir.”
“Aslında bu tehdit, bize ve geçmiş atalarımıza daha önce de yapılmıştı fakat şu ana kadar hiçbirinin gerçekleştiğini görmedik. Demek ki bu iddialar, öncekilerin uydurduğumasal ve efsanelerden başka bir şey değil!”
(Ve devamla): “Yemin olsun biz de daha önceki atalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu kesinlikle eskilerin masallarından1 başka bir şey değildir.” (dediler.)*
“Gerçek şu ki, bu bize ve atalarımıza daha önce de vaad edilmişti; eskilerin masallarından, efsanelerinden başka bir şey değil bu!”
Bize yapılan bu tehditler bizden önceki atalarımıza da yapılmıştı. Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir. 8/31, 23/82-83, 36/78-79
Doğrusu bize ve atalarımıza bu vaad önceden de yapılmıştı. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil.”
Andolsun ki, bu bize ve evvelce atalarımıza da vaad olunmuştur. Bu evvelkilerin efsanelerinden başka değildir.
“Bize de, daha önce babalarımıza da bu dirilme, vâd edilip durdu. Bu, önceki insanların masallarından başka bir şey değildir! ”
Bu tehdid, bize de; önceden atalarımıza da yapıldı. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
Bize yapılan bu tehdit daha önce atalarımıza da yapılmıştı. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Bize de; daha önceki atalarımıza da bu vaat edilmişti. Ama bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir.
“Bundan önce bize de, atalarımıza da bu vaad edilmişti. Fakat bu eskilerin efsanelerinden başka birşey değildir.”
"Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil."
“bayıķ va'de virinildük uşbunı biz daħı atalarumuz ilerüden degül uşbu illā bāŧıl sözleri ilergilerüñ.”
Həqiqətən, bu (dirilmə) bizə və’d olunduğu kimi, öncə atalarımıza da (və’d olunmuşdu). Bu, qədimlərin əfsanələrindən (yalan sözlərindən) başqa bir şey deyildir!”
We were promised this, forsooth, we and our fathers. (All) this is naught but fables of the men of old.
"It is true we were promised this,- we and our fathers before (us): these are nothing but tales of the ancients."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |