11 Kasım 2024 - 9 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Neml Suresi 65. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul lâ ya’lemu men fî-ssemâvâti vel-ardi-lġaybe illa(A)llâh(u)(c) vemâ yeş’urûne eyyâne yub’aśûn(e)

De ki: Göklerde ve yeryüzünde bulunanların hiçbiri, gizli şeyi bilemez, ancak Allah bilir ve onlar da ne vakit tekrar diriltileceklerini bilemezler

De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilmez. (Bu konuda bilgiçlik taslayanlar) Onlar ne zaman (öleceklerinin ve sonra) dirileceklerinin şuurunda bile değildirler."

[Not: Çevrelerine, ‘Allah tarafından seçildiklerini ve görevlendirildiklerini’ ima eden bazı kimselerin, her gün bir sürü yalanları ve yanılgıları ort... Devamı..

De ki: “Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse, görünmeyeni, Allah'ın gizli ilmini bilmez. Ve onlar ne vakit diriltileceklerini de bilmezler.

“Allah'tan başka, göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıklar bilgi alanları ötesini, gayb âlemini bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.” de.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/59; 7/187; 31/34.

De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin farkında değillerdir."

De ki: 'Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar.'

(Ey Rasûlüm), de ki: “- Göklerde ve yerde olan kimse gaybı bilmez; ancak Allah bilir.” Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

De ki: “Allah’tan başka, göklerdeki ve yerdeki hiç kimse, gaybı (gizli olan şeyleri) bilemez. Ve ne zaman dirileceklerini de bilemezler.

De ki: “Gökte ve yerde olan akıllı varlıklar gaybı bilmezler. Gayb bilgisi Allah'ın tekelindedir. Akıllılar, tekrar diriltilecekleri zamanı da bilmezler.”[395]

[395] Gaybın Allah’tan başkası tarafından bilinemeyeceği hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIV, 249-250.

Diyesin ki: «Göklerde de, yerde de, göze görünmiyeni Allahtan başka kimse bilmezi», Ne vakit yeniden dirilecekler? Onu dahi bilmezler

(Onlara) de ki: “Göklerde ve yerde olan hiç kime, yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez. (Bütün bunları bilen ancak) Allah'tır. Onlar (ne zaman öleceklerini bilemedikleri gibi) öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.”

Semâvâtda ve arzda Allâh’dan mâ’adâ kimse gaybı bilmez, insânlar ne vakit dirileceklerini bilmezler.

De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.”

De ki: “Allah’tan başka göklerde olsun yerde olsun hiç kimse gaybı bilemez.” Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

De ki, "Göklerde ve yerde, ALLAH'tan başka kimse geleceği bilemez. Ne zaman dirileceklerinin bile farkına varmazlar."

De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

De ki: Göklerde ve Yerde Allahdan başka kimse gaybi bilmez, onlar da ne zaman ba'solunacaklarını bilmezler

De ki: “Göktekiler ve yerdekiler (Allah onlara bildirmedikçe) gaybı bilemez, (mutlak gaybı) ancak Allah bilir. Onlar (öldükten sonra) ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.”

De ki: “Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin bilincinde olamazlar.”

De ki: «Göklerde ve yerde ğaybı Allahdan başka kimse bilmez. Onlar da ne zaman diriltileceklerini bilmezler.

De ki: “Göklerde ve yerde Allah'dan başka kimse gaybı bilmez.” (Onlar) ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

De ki: "Göklerde ve yerkürede (kâinatın her yerinde) Allah’tan başka hiç kimse, gaybı (yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri) bilemez" (Onlar) öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.*

(*) Yani, ahiret olgusunun Allah’ın yaratma planının mantıkî bir sonucu olduğu gerçeğine karşı kör. Çünkü insandaki manevî/ahlakî sorumluluk kavramı v... Devamı..

Deki “Allah’dan başka, göklerde ve yerde olanların hiç birisi gaybı bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.”

Yerlerde, göklerde görünmeyeni Allah’tan başka hiç kimse bilmez. Onlar da ne gün yeniden dirileceklerini bilmezler.

De ki: Allah/tan başka, göklerde ve yerde bulunanlardan hiçbiri gaybı bilmez. Ne vakit tekrar dirilirler, onun da farkında değillerdir [¹].

[1] Müşrikler kıyametin kopması zamanını sormuşlardı. Ayet-i kerîme ona cevaptır.

(Yine) de ki: “Allah’tan başka, göklerde ve yerde olan kimse algılanamayan gerçeği [ğayb] bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin bilincinde [yeş’urûn] değildirler.”

De ki: “Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin de bilincinde değillerdir.”

Ey Müslüman! Onlara de ki: “Göklerde ve yerde olan hiçbir varlık, yaratılmışların algı ve tecrübe sınırlarının ötesinde bir âlem olan gaybı bilemez; bütün bunları bilen, ancak ve ancak Allah’tır. Yaratılmış olanlara gelince, onlar ne zaman öleceklerini bilemedikleri gibi, ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.”

De ki:
“Allah’tan başka, Yer ve Gökler’deki kimseler Gayb’ı bilmez. Bilincinde olmuyorlar, ne zaman yeniden diriltileceklerdir?”.

göklerde ve yerdeki varlıklar gaybı bilemezler, gayb bilgisi Allah'ın tekelindedir. Bu varlıklar ikinci diriliş zamanı da bilemezler " de.

De ki; "Göklerde yerde Allah’tan başka kimse bütün bilinmeyenleri bilmez. İnsanlar ancak Rabbimin bildirdiklerini bilir. Rabbim! Bütün varlıkları, varlıkların yaratılışını, tabi olduğu yasaları, olmuşları olacakları bilir. Gelecek hakkında bir şeyler bildiklerini iddia edenler yalancıdır. Rabbim bildirmedikten sonra kimse geleceği bilemez. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceğini, ne zaman hesaba çekileceğini bilmez."

De ki: “Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse [gayb]ı (bilinemeyeni) bilemez.” [*] Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.

Bu ayet gaybı Yüce Allah’tan başka hiç kimsenin bilemeyeceğinin apaçık delilidir. Benzer mesajlar: Bakara 2:33; Hûd 11:123; Nahl 16:77; Kehf 18:26; Fâ... Devamı..

“Göklerde ve yerdeki (ğayb olan) son derece gizli bilgileri,¹ Allah’tan başka kimse bilemez ve onlar, ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.” de.

1 Yani; ğaybı. Ğayb için Bk. (Hûd: 31)

De ki: “Göklerde ve yerde olan hiç kimse, [yani] Allah’tan başka [hiç kimse,] yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez”. ⁶³ [Yaratılmış olanlar] öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler;

63 “Yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekler” ifadesiyle aktardığımız ğayb terimi, bu anlam örgüsü içinde, açıkça anlaşılacağı ü... Devamı..

Yine de ki: – Göklerde ve yerdeki gaybı bilgileri Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Dahası onlar ne zaman diriltileceklerinin bile farkında değiller. 10/4, 29/19- 20, 30/11

De ki: “Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiç kimse, idraki aşan hakikatleri asla bilemez;[³³⁴¹] Nitekim onlar da öldükten sonra nasıl ve ne zaman diriltileceklerinin bilincinde değiller.

[3341] Ğaybı bu şekilde çevirimizin en mukni gerekçesi bir sonraki âyettir. Ğayb, benzer bağlamlarda, “insan idrakini aşan hakikatler”i ifade eder. İç... Devamı..

65,66. Yine onlara de ki; "Göklerde ve yerde gaybı; Allah’tan başka kimse bilmez. Ve onlar, (göklerde ve yerde bulunan yaratıklar) ne zaman diriltileceklerini de bilmezler! (Müminler, yeniden dirilmenin hangi saatte olacağını bilemezlerse de, onun muhakkak gerçekleşeceğine iman ederler) Oysa onlar bundan kuşku içindedirler. (Bir türlü inanamaz, ikna olmazlar) Daha doğrusu onlar, (kıyametten yana) kördürler. (Nitekim)

De ki: "Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler. "

De ki: «Göklerde ve yerde olanlar gaybı bilemezler, lakin Allah bilir ve onlar ne zaman tekrar diriltileceklerini de bilmezler.»

De ki: “gerek göklerde gerek yerde olanlardan hiç kimse gaybı bilemez, gaybı yalnız Allah bilir. ”Dolayısıyla, onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler. [31, 34; 6, 59; 7, 187]

De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.

Görünmeyeni, Allah'ın gizli ilmini.

Di ki: "Göklerde ve yerde gaybı bilen kimse yokdur, ancak Allâh bilir. Ne vakit ba's olunacaklarını bilmezler."

De ki; “göklerde ve yerde olan gaybı Allah’tan başka kimse bilemez. Onlar ne zaman yeniden diriltileceklerini fark edemezler.”

Yine de ki:-Göklerde ve yerde Allah'tan başka hiç kimse görülmeyeni bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin de farkında değillerdir.

De ki: Allah'tan başka, ne göklerde, ne de yerde hiç kimse gaybı bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin de bilincinde değildir.

De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler."

eyit “bilmez anlar kim göklerdedür daħı yirde ġaybı illā Tañrı.” daħı bilmezler kim ne vaķt girü ķoparmalar.

Eyit yā Muḥammed: Bilmez hīç kimse gökler ehlinden ve yirler ehlindenġaybı. Tañrıdan özge kimse bilmez. Daḫı bilmezler ne vaḳt ḥaşr olaçaḳların.

(Ya Rəsulum!) De: “Allahdan başqa göylərdə və yerdə olan heç kəs qeybi bilməz! Onlar yenidən nə vaxt diriləcəklərini də bilməzlər!

Say (O Muhammad): None in the heavens and the earth knoweth the Unseen save Allah; and they know not when they will be raised (again).

Say: None in the heavens or on earth, except Allah, knows what is hidden:(3303) nor can they perceive when they shall be raised up (for Judgment).

3303 The existence of Allah is certain. But nothing else can be known with certainty to our knowledge. He has told us of the Hereafter, and therefore ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.