Veemtarnâ ‘aleyhim matarâ(an)(s) fesâe mataru-lmunżerîn(e)
Ve onlara öylesine bir yağmur yağdırdık ki, korkutulanlara yağan yağmur, ne de kötü yağmurdur.
Ve onların (eşcinsel sapıkların) üzerlerine (çok şiddetli ve dehşetli) bir (bela olarak taş) yağmuru yağdırdık. Uyarılıp korkutulan (ama bu çağrıları takmayınca intikam alınan)ların (felaket) yağmuru ne kötü (ve acıdır).
Üzerlerine taş yağmuru indirdik uyarılıp da aldırmayanların yağmuru gerçekten de ne kötü oldu!
Onların üzerine müthiş bir yağmur, taş yağdırdık. Sorumluluk, hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların yağmuru ne berbat, ne korkunç yağmurdur.
Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmurları ne kötü idi!
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Onların üzerine öyle (taştan ibaret) bir yağmur yağdırdık ki!... O korkutulup da iman etmiyenlerin yağmuru ne kötüdür!...
Ve onların başına acayip bir yağmur yağdırdık. İşte uyarılıp da yola gelmeyenlerin başına gelen yağmur ne kötü bir yağmurdur!
Geride kalanların üzerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların bu yağmuru ne kötü idi!
Diyesin ki: «Allaha hamd ola, selâm onun süzerek, seçtiği kullarına, Allah mı daha yeğdir? Yoksa, onların eş koştukları mı?
Ânların üzerlerine taş yağdırdık. ’Azâba inanmayan bu âdemlerin üzerine yağan yağmur ne müdhîş idi!
Geride kalanların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılan fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi!*
Onların üzerine müthiş bir yağmur indirdik; önceden uyarılmış olanların yağmuru ne korkunç oldu!
Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan) ların yağmuru ne kötü olmuştur!
Onların üzerine bir çeşit yağmur yağdırdık. Uyarılmış bulunanların yağmuru ne de kötü idi.
Onların üzerlerine öyle bir yağmur indirdik ki, ne kötü idi uyarılanların yağmuru!
Ve onların üzerlerine öyle bir yağmur yağdırmıştık ki ne kötüdür o münzerîn yağmuru?
Onların üzerine (taştan) yağmur (lar) yağdırdık. (Başlarına gelecek olan azap hususunda) uyarılanların (fakat küfür ve isyanda ısrar edenlerin) yağmuru ne kadar da kötüdür.
Onların üstüne öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötü idi inzâr edilenlerin yağmuru!
Ve üzerlerine (taştan) bir yağmur yağdırdık. Artık o korkutulan (kâfir) kimselerin yağmuru, ne kötü idi!
Ve onların üzerine (volkanik patmalar sebebiyle) yağmur (gibi lav) yağdırdık. Bu sebeple, (başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kötüydü.*
Üzerlerine korkunç bir yağmur yağdırdık. Uyarılanlar için o ne kötü bir yağmur.
Onların üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki! Uyarılanların üzerine yağdırılan bu yağmur ne kötü bir yağmurdu!
Üzerlerine taş yağmuru yağdırdık. Allah azabıyle korkuya düşen kimselerin yağmuru ne kötü yağmurdur!
Onların üzerine öyle bir (taş) yağmuru yağdırdık ki! Uyarılanların (ama kulak asmayanların) yağmuru ne kötü olmuştu!
Ve onlar üzerine özel bir yağmur (azap) yağdırdık. Uyarılıp korkutulanların yağmuru pek de kötüdür!
Ve üzerlerine, azap taşlarını bir yağmur gibi yağdırdık! Evet, güzelce uyarıldıkları hâlde Allah’a başkaldıranların yağmuru, ne kötü bir yağmurdur!
Onların üzerine yağmur yağdırdık. Uyarılmışlar’ın yağmuru kötü oldu.
Sonra üzerilerine yağmur bindirdik. Bunca uyarıdan sonra nasıl da yağdı mübarek!...
Üzerlerine taş yağmuru yağdırdık! Uyarıldıkları halde aldırmayanların yağmuru gerçekten çok kötüydü.
Üzerlerine büyük bir bela yağmuru yağdırmıştık. Uyarılanların (ama yola gelmeyenlerin) bela yağmuru ne de kotu (olmuştu)!
Onların üzerine yağmur gibi taş yağdırdık. Ne korkunçtur uyarılara kulak asmayanların yağmuru. 15/59...75
Nihayet (bela) sağanağını üzerlerine boca ettik: ve uyarılan (fakat uslanmayan) kimselerin maruz kaldığı sağanağın ne berbat olduğunu (gösterdik)!
Geride kalanların üzerine öyle bir yağmur indirdik ki, ne kötü idi o (uyarıldıkları halde) kötülükte direnenlerin yağmuru!
Onların üzerine (yok edici) bir yağmur yağdırdık; uyarıldıkları halde aldırmay)anların uğradığı bu yağmur ne korkunç bir yağmurdur!
Ve onların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Artık ne fena oldu o korkutulmuş olanların yağmuru!
Üzerlerine öyle berbat bir yağmur indirdik ki! Uyarılıp da aldırmayanların mâruz kaldıkları o yağmur ne fena bir yağmurdu!
Ve kavmin üzerine bir yağmur yağdırdık. İnzâr olundukları küfürden ictinâb itmeyenlerin yağmurı ne fenâ şeydir.
Üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılmış kimselerin yağmuru ne kötüydü!
O halkın üzerine (kahredici) bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötü...
Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık ki! Uyarılmış olanlar için ne kötü bir yağmurdu o!
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Uyarılmış olanlar üzerine inen yağmur da ne kötüdür!"
daħı yaġdurduķ anlaruñ üzere yaġmur yavuz oldı ķorķıdmılmışlaruñ yaġmurı!
Daḫı anlar üstine ṭaş yaġdurduḳ. Ne ḳatı yaman yaġmur yaġmaḳ‐ıdı birḳavm üstine ki ḳorḳudıcı geldi özlerine.
Onların üstünə (qızmar daşdan) bir yağış yağdırdıq. (Peyğəmbərlər vaxitəsilə Allahın əzabından) qorxudulanların yağışı nə yaman imiş!
And We rained a rain upon them. Dreadful is the rain of those who have been warned.
And We rained down on them a shower (of brimstone): and evil was the shower on those who were admonished (but heeded not)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |