Vesaddehâ mâ kânet ta’budu min dûni(A)llâh(i)(s) innehâ kânet min kavmin kâfirîn(e)
Allah'ı bırakıp da kulluk ettiği şeyler, onu yoldan çıkarmıştı; şüphe yok ki o, kafirler topluluğundandı.
(Daha önce) Allah’tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (Belkıs’ı, Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekte o, inkâr eden bir kavimdendi.
Ve daha önce Allah'ı bırakıp da, Allah'ın dışında ibadet ettikleri onu doğru yoldan engellemişti. Çünkü o hakkı inkâr eden bir topluluktandı.
O'nu, Allah'ı bırakıp yarattıkları içinden taptığı şeyler müslüman olmaktan alıkoymuştu. Çünkü o kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir bir kavimdendi.
Onun Allah'tan başka taptığı şey(ler) kendisini (Allah'ın ibadetinden) alıkoymuştu. Çünkü o inkârcı bir kavimdendi.
Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekte o, inkâr eden bir kavimdendi.
(Daha evvel Belkıs'ın) Allah'dan başka tapmış olduğu şey, müslüman olmasına engel olmuştu (yahut Süleyman, onu, daha önce Allah'dan başka taptığı şeyden alıkoydu, güneşe taptırmadı). Çünkü o, kâfirler kavminden idi.
Fakat Allah’ın dışında taptıkları şeyler, Allah yolunda ona engel olmuş idi. Çünkü o, kâfir bir toplumdan idi.
Melikeyi Allah'tan başka taptığı şeyler tevhid inancından alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Allahı bırakarak, tapmış olduğu nesne, kendini saptırmıştı; evet, kâfir olan bir ulustan idi
(Bundan önce) onu (Kraliçeyi) Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler (Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Çünkü o da inkârcı toplumun bir üyesiydi.
42, 43. Belkıs Süleymân’ın huzûrına çıkdığı vakit tahtın bu mıdır?" diyu sordılar "Tıbkı âna benziyor biz evvelce ’ilme nâil ve müslüman olmuş idik" cevâbını virdi Allâh’ın yerine başka ma’bûdlara tapmış ve dalâlete düşmüş kâfirlerden olmuş idi.
Melikeyi o zamana kadar alıkoyan, Allah'tan başka taptığı şeylerdi; çünkü kendisi inkarcı bir millettendi.
Daha önce Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Çünkü o inkâr eden bir kavimden idi.
Onu, daha önce Allah’tan başka taptığı şeyler saptırmıştı. Çünkü o inkârcı bir kavimdendi.
Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Onu, ALLAH'tan başka taptıkları saptırmıştı. İnkarcı bir topluluğun bir bireyi idi.
O'nu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Mukaddemâ Allahdan başka taptığı şeyler ona mâni' olmuştu çünkü kâfir bir kavmden idi
Onu, (Sebe melikesini,) Allah’tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar İslâm dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü o inkârcı bir kavimdendi.
Allah'ın yanı sıra kulluk ettiği şeyler, onu alıkoymuştu. Çünkü o gerçeği yalanlayan nankör bir halktandı.
(Hayır) Onun Allâhı bırakıb tapmakda devam etdiği şey kendisi (nin İslâm) ına mâni' olmuşdu. Hakıykatde o, kâfirler gürûhundandı.
Zâten onu Allah'dan başka tapmakta olduğu şeyler, (o zamâna kadar Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Çünki o, kâfir bir kavimdendi.
Oysa (bundan önce) onu (Kraliçeyi) Allah’tan başka tapmakta olduğu şeyler (Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Şüphesiz o, inkâr eden bir kavimden idi.
Kraliçe, inkârcı bir toplumun içinden birisi olduğu için, Allah’dan başka (güneşe) taptıkları, onun Allah’a kulluk etmesini engellemişti.
Süleyman onu Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarından ayırdı. Çünkü o putlara tapmakta idi.
Süleyman [⁶] onu Allah/tan başkasına tapmaktan menetti [⁷]. Çünkü o, kâfir kavimdendi.
Daha önce Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Muhakkak o, inkâr eden bir topluluktan [kavm] idi.
(Gerçi) Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (önceden Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekten o, (daha önce) küfre sapan bir kavimdendi.
Allah’ın dışında tapındığı varlıkların, kendisini dünyada ve âhirette kurtuluşa ileteceği inancı, onu o zamana kadar tevhid dinine girmekten alıkoymuştu. Çünkü o, inkârcı bir kavimdendive içinde yetiştiği toplumun kültüründen, inancından ister istemez etkilenmişti.
Allah’tan başka tapıyor olduğu şeyler ona engel oldu. O, inkâr eden bir kavimdendi.
Kraliçenin ferasetini bağlayan, Allah diye taptıkları şeylerdi. Nitekim kendisi inkarcı bir toplum üyesi idi.
Yaşadığı hayat, Allah’tan başka taptığı şeyler, Kraliçenin gerçekleri görmesine engel olmuştu. Çünkü kendisi inkâr eden bir kavimdendi. Toplumun kültürü, inancı, yaşam tarzı, O’nun bazı şeyleri kavramasını engellemişti. Ancak o iyi biriydi. Kendisine gerçekler iletilince hemen teslim oldu.
Onu (Belkıs’ı), Allah’ın peşi sıra taptığı şeyler (gerçeklerden) alıkoymuştu. Şüphesiz ki o da inkârcı bir toplumdandı.
Onu, Allah’tan başka taptığı şeyler (Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Çünkü o kâfir bir toplumdandı.
[ve daha önce] Allah’ı bırakıp da tapınageldiği şeylerin ³⁹ kendisini [doğru yoldan] uzaklaştırmış olduğu, üstelik, hakkı inkar eden bir toplumun üyesi ⁴⁰ olduğu halde, [sonunda doğru yolu bulduğunu görüyoruz]” dedi.
Ama daha önce Allah’tan başka taptığı şey onu saptırmıştı. Çünkü o, küfür içinde yaşayan bir toplumun üyesiydi. 14/2- 3. 6/116- 119
ona ise Allah’ı bırakıp da tapınageldiği şeyler engel oldu; çünkü o zaten hakikati ısrarla inkâr eden bir toplumun mensubuydu.”
Onun Allah'ı bırakıp da taptığı şeyler (ve dünya saltanatı) kendisini (teslimiyetten) alıkoymuştu. Çünkü o gerçekten küfreden bir kavimdendi.
(Daha önce) Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Böylece O inkâr eden bir topluluktan olmuştu.
Onu Allah'ın gayrı tapar olduğu şey (İslâmiyet'ten) men etmiş idi. Şüphe yok ki o, kâfirler olan bir kavimden idi.
Öteden beri Allah'tan başka taptığı putlar, tevhid dinine girmesini engellemişti. Çünkü o kâfir bir millete mensup idi.
Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler, (bu zamana dek tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi, inkar eden bir kavimden idi.
Belkıs kâfirler arasında olub onların Allâh'dan gayrı 'ibâdet iyledikleri şey onı izhâr-ı İslâm'dan men' iylemişdi.
Onu Süleyman'a katılmaktan engelleyen, Allah ile kendi arasına koyarak taptığı şeylerdi. Çünkü o, kendini gerçeklere kapatan bir toplumdandı.
Onu Allah'tan başka taptıkları alıkoymuştu. Çünkü o, kafir bir toplumdandı.
Aslında onu daha önce Allah'tan başka taptığı şey haktan alıkoymuştu. Çünkü o kâfir bir kavimden idi.
Daha önce Allah dışında ibadet ettikleri, onu engellemişti. Çünkü o, küfre sapmış bir topluluktandı.
daħı girü döndürdi anı ol kim oldı-y-ıdı ŧapar Tañrı’dan ayruķ bayıķ ol oldıyıdı ķavumdan kāfirler.
Daḫı aña tevfīḳ‐ıla terk eyletdi Allāh ol nesneleri ki ṭapardı Tañrı Ta‘ālādanözge. Taḥḳīḳ ol kāfir ḳavmlerden‐idi.
(Süleyman) ona Allahdan başqasına (günəşə, aya) ibadət etməyi qadağan etdi. (Yaxud Allahdan başqasına tapınması o qadına Allaha ibadət etməyə mane olmuşdu). Çünki o, kafir bir tayfadan idi.
And (all) that she was wont to worship instead of Allah hindered her, for she came of disbelieving folk.
And he diverted her(3280) from the worship of others besides Allah. for she was (sprung) of a people that had no faith.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |