İnne-lleżîne lâ yu/minûne bil-âḣirati zeyyennâ lehum a’mâlehum fehum ya’mehûn(e)
Âhirete inanmayanların işledikleri işleri bezedik de artık onlar, şaşkın bir halde kalakaldılar.
Ahirete inanmayanlara gelince; Biz onlara kendi yaptıkları (kötü amellerini) süslemişiz (yanlışlık ve haksızlıklarını fark etme ferasetlerini köreltmişiz)dir, böylece onlar, ’(gaflet içinde) şaşkınca dolaşıp (debelenmektedirler).’
Ahirete inanmayanlara gelince, onlara yapıp ettiklerini güzel göstermişizdir. Bu yüzden, manevi körlük ve zihinsel karışıklık içersinde bocalayıp durmaktadırlar.
Şüphesiz ahirete inanmayanların yaptıklarını kendilerine süslemişizdir. Bu yüzden onlar körü körüne bocalarlar.
Ahirete inanmayanlara gelince; biz onlara kendi yaptıklarını süslemişiz, böylece onlar, 'körlük içinde şaşkınca dolaşırlar'.
Ahirete inanmıyanların âmellerini, kendilerine süslü göstermişiz de, onlar hakkı göremiyorlar.
Biz şüphesiz, ahirete inanmayanlara yaptıkları işleri güzel gösterdik. Onun için onlar o yanlış yaptıkları işler içinde şaşkın şaşkın bocalıyorlar.
Âhirete inanmayanların amellerini kendilerine süslemişizdir, onlar körü körüne bocalarlar.
Ahrete inanmayan kimselerin işlerini, kendi özlerine hoş gösterdik, başları döndü!
Gerçek şu ki; ahirete inanmayanların (kötü) amellerini biz, (yaptıkları yüzünden) kendilerine süslü püslü gösterdik. Bu yüzden onlar kalpleri körelmiş olarak şaşkınlık içinde bocalar dururlar.
Âhirete îmân itmeyenlerin a’mâlini kendi nazarlarında tezyîn iyledik, ânlar mütehayyerdirler.
Ahirete inanmayanların yaptıkları işleri kendilerine güzel göstermişizdir; bu yüzden körü körüne bocalarlar.
Şüphesiz, ahiret hayatına inanmayanların işlerini biz kendilerine güzel göstermişizdir de o yüzden bocalayıp dururlar.
Âhirete inanmayanların yapıp ettiklerini şüphesiz kendilerine güzel göstermiş olduk; bu yüzden şuursuzca eğlenip dururlar.
Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik; o yüzden bocalar dururlar.
Ahirete inanmıyanların ise yaptıklarını kendilerine süslü göstermişizdir, bocalayıp dururlar.
Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik de onlar ilerisini göremezler, kalpleri körelmiştir.
Çünkü Âhırete inanmıyanların yaptıklarını kendilerine müzeyyen göstermişizdir de onlar ilerisini görmezler, kalbleri körelmiştir
Şüphesiz, âhirete inanmayanların, yaptıkları (kötü) işleri, (nefisleri tarafından) kendilerine süslü gösterildi. Onlar (cüz’î irâdeleri ile kendilerinin tercih etmiş olduğu sapkınlık içerisinde) bocalayıp dururlar.
Hesap Günü'ne inanmayanlara, yaptıklarını sevimli gösterdik. Bu yüzden şaşkınlık içinde bocalayıp dururlar.
Biz, âhirete inanmayanların (kötü) amel (ve hareket) lerini kendileri için süslemişizdir de (kalbleri kör olarak) şaşırıb kalmakdadırlar.
Şübhesiz ki âhirete inanmayanların (kötü) amellerini kendilerine süslü gösterdik; bu yüzden onlar bocalayıp dururlar.
Şüphesiz, âhirete inanmayanların (yapmaları gereken) işlerini biz (mesajlarımızla) kendilerine hep güzel gösteririz, ama yine de (dünya hayatları adına) endişeler içinde bocalar dururlar. *
Ahiret gününe inanmayanların yaptıklarını, kendilerine süslü gösterdik. Yaptıklarıyla oyalanıp dururlar.
İşte o kimseler ki öbür dünyaya inanmazlar, Biz onların bütn işlediklerini kendilerine güzel göstermişizdir. Onun için körükörüne bocalamaktadırlar.
Âhirete inanmayanlar yok mu, biz onların kötü amellerini hoş gösterdik. Artık onlar dalâletlerinde şaşkın kalırlar.
Muhakkak ki ahirete inanmayanlara gelince Biz onların işlerini/yapıp ettiklerini [a’mâlehum] kendilerine süsledik.² Bu yüzden onlar şaşkınlık içinde bocalayıp dururlar.
Ahirete inanmayanlar (var ya), biz onlara kendi yapmakta olduklarını süsleyivermişiz de böylece onlar, körlük içinde şaşkınca dolaşmaktadırlar.
Öte dünyanın varlığına inanmayan ve dolayısıyla, yapıp ettiklerinin hesabını vermeyeceklerini zanneden, bu yüzden de hiçbir ahlâkî kural tanımayan o inkârcılara gelince; Biz, insanlığın yaratıldığı günden bu yana Peygamberlerin onlara öğrettiği yasalara göre, kötü olduğunu bile bile yaptıkları o çirkin işleri, zamanla kendilerine süslü gösterdik. Böylece onlar, inkâr ve cehâlet karanlıklarındabocalayıp giderler.
Şüphesiz ki, Âhiret’e inanmaz kimselerin amellerini onlara süsledik; bocalayıp duruyorlar.
Biz, ahrete inanmayanlara dünya işlerini öylesine güzel gösteririz ki artık gözleri başka bir şey göremez.
Ahirete inanmayanların dünyada yaptıkları işler her zaman kendilerine güzel ve hoş görünür. Ancak onlar bu sahte güzellik içinde körü körüne bocalar.
Ahirete inanmayanların işlerini, kendilerine süslü gösterdik; bocalayıp duruyorlar.
Şüphesiz Biz, âhirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik de onlar bu yüzden, bocalayıp duruyorlar.
Ahirete inanmayanlara gelince, onlara yapıp-ettiklerini güzel göstermişizdir; bu yüzden, körcesine bocalayıp durmaktadırlar. ⁴
Ahireti hesaba katmayanlara gelince; onlar yaptıklarını güzel gösterme gayreti içindeler bu yüzden şaşkınlık içinde bocalayıp duruyorlar. 13/5, 40/59, 43/36...39, 47/14
Âhirete inanmayanlara gelince… Biz onlara yapıp ettiklerini süslemişizdir; bu yüzden onlar saplandıkları (kuşku) bataklığında debelenip dururlar;[³²⁸⁰]
Ahirete inanmayanlara gelince; (ahiret yurdunu inkar etmelerinin cezası olarak) yaptıkları (kötü) amelleri kendilerine süslü, güzel gösteririz. (Çirkin şeyleri seve seve yaparlar, haram helal tanımazlar, dinsizliklerini bir hüner sanırlar, böylece sapıklıkları içinde) şaşkın şaşkın dolanıp dururlar.
Şüphesiz, ahiret hayatına iman etmeyenlerin işlerini biz kendilerine güzel göstermişizdir de o yüzden bocalayıp dururlar.
Şüphe yok o kimseler, ki ahirete inanmazlar, onlar için yaptıklarını süslemişizdir. Artık onlar mütehayyirane bir halde bulunurlar.
Biz âhirete iman etmeyenlere yaptıkları işleri süsledik, o yüzden onlar körelmiş bir vaziyette bocalar dururlar. [6, 110]
Ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslemişizdir, onlar körü körüne bocalarlar.
Âhirete îmân itmeyenlere 'amellerini müzeyyen kıldık ve dalâletde sergerdân ve mütehayyirdirler.
Ahirete inanmayanlara, işlerini güzel gösteririz; onlar bocalarlar.
Ahirete inanmayanlar ise, biz onlara amellerini süsledik de onlar bocalayıp dururlar.
Âhirete inanmayanlara ise, Biz yaptıklarını hoş gösterdik; onun için böyle bocalayıp dururlar.(1)
Şu bir gerçek ki, âhirete inanmayanların amellerini biz, kendileri için süsleyip püsledik. Bu yüzden onlar kalpleri körelmiş olarak şaşkınlık içinde bocalar dururlar.
bayıķ anlar kim inanmazlar āħirete bezedük anlara işlerini anlar başları degziñür.
Taḥḳīḳ ol kişiler kim āḫirete inanmazlar, bezedük anlara yaman‘amellerini. Pes anlar ḥayrān oldılar.
Həqiqətən, axirətə inanmayanların (pis) əməllərini özlərinə yaxşı göstərdik. Onlar (öz azğınlıqları içərisində) şaşqın bir vəziyyətdədirlər.
Lo! as for those who believe not in the Hereafter, We have made their works fair seeming unto them so that they are all astray.
As to those who believe not in the Hereafter, We have made their deeds pleasing(3242) in their eyes; and so they wander about in distraction.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |