Kâlet inne-lmulûke iżâ deḣalû karyeten efsedûhâ vece’alû e’izzete ehlihâ eżille(ten)(s) vekeżâlike yef’alûn(e)
Dedi ki: Padişahlar, bir şehre girdiler mi, o şehri harap ederler ve halkının yücelerini aşağılık bir hale getirirler ve bunlar da böyle yapacaklar.
(Belkıs ise:) "Muhakkak Melikler (güçlü ve galip işgalci yöneticiler) bir ülkeye girdikleri zaman orasını ifsat edip bozguna uğratırlar. (Memleketi ve medeniyet eserlerini tarumar ederler, yakıp yıkarlar.) İzzet ve şeref sahibi ahalisini de rezil ve zelil (edip) bırakırlar. (Hürriyet ve haysiyetlerini, namus ve şereflerini beş paralık kılarlar.) Evet işte (düşman) olanların yapacağı budur" demişti.
Melike: “Gerçek şu ki, hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı alt üst edip, harap ederler. Aziz ve şerefli kişilerini aşağılık kılıp, rezil ederler. Herhalde onlar da böyle yapacaklardır.
Kraliçe:
“Krallar, bir memlekete girdiler mi, o memleketi perişan ederler. Halkının ulularını hakir hale getirirler. Herhalde onlar da, böyle davranacaklar.” dedi.
Dedi ki: "Doğrusu hükümdarlar bir beldeye girdiklerinde orayı bozguna uğratırlar ve halkının ulularını aşağılık duruma düşürürler. Onlar işte böyle yaparlar.
Dedi ki: 'Gerçekten hükümdarlar (krallar) bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, öyle yaparlar.'
(Padişah Belkıs onlara şöyle) dedi: “- Doğrusu padişahlar bir memlekete girdikleri zaman, orasını perişan ederler ve halkının şerefli kimselerini (öldürerek, esir ederek, mal ve mülklerini yağma ederek) zelil kılarlar. İşte bunlar da böyle yaparlar.
Kraliçe: “Şüphesiz, krallar bir şehre girdiklerinde orayı bozarlar ve oranın eşrafını rezil, zelil ederler. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır.
34,35. Melike, “Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. Herhalde onlar da böyle yapacaklardır. Ben onlara, bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne ile dönecekler?” dedi.
Egemen dedi ki: «Hâkanlar bir şehre girdiklerinde, oraya fesat verip, hor kılarlar emre olan halkını; böylecedir işleri
(Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar!
34, 35. Belkıs "Bir şehre pâdişâhlar hasmâne girdikleri vakit şehri fesâda virirler ve ahâlîsinin büyüklerini zelîl iderler fi’l hakika böyle yapdılar. Ben âna hediyeler göndereceğim ve gönderdiğim âdemlerin nasıl cevâb getüreceğini bekleyeceğim [1]" didi.
34,35. Melike: "Doğrusu hükümdarlar bir şehre girdikleri zaman orasını bozarlar, onurlu kimselerini aşağılık yaparlar. İşte böyle davranırlar. Ben onlara bir hediye göndereyim de, elçilerin ne ile döneceklerine bakayım" dedi.
(Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.”
Kraliçe şöyle dedi: “Krallar bir ülkeye girdiler mi, oranın altını üstüne getirirler ve halkının ulularını aşağılanmış duruma düşürürler. Bunlar da öyle yapacaklardır.
Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.
(Kadın lider) dedi ki, "Krallar girdikleri ülkeleri bozarlar ve onların onurlu halkını aşağılarlar. Böyle davranırlar."
Melike, "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardır" dedi.
Doğrusu, dedi: mülûk bir memlekete girdiler mi onu perişan ederler ve ehalisinin azîz olanlarını zelîl kılarlar, evet, böyle yaparlar
(Sebe melikesi onlara şöyle dedi:) “Gerçek şu ki, hükümdarlar bir memlekete (savaşarak) girdiler mi, orayı harap ederler. Halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. Gerçekten de onlar böyle yaparlar.
Sebe melikesi: “Hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orayı bozguna uğratırlar. Oranın halkından izzet sahibi olanları zillete düşürürler. Onlar da böyle yapacaklar.” dedi.
(Kadın): «Şübhesiz ki hükümdarlar, dedi, bir memlekete girdikleri zaman orasını perişan ederler. Halkından şerefli olanları hor ve hakıyr kılarlar. Bunlar da böyle yapacaklardır».
(Melîke:) “Şübhesiz hükümdârlar bir şehre girdikleri zaman orayı harâb ederler vehalkının şerefli kimselerini zelîl kılarlar. Evet böyle yaparlar!” dedi.
(Kraliçe): Dedi ki ’Doğrusu (işgalci) hükümdarlar bir şehre girdikleri zaman orasını bozarlar, onurlu kimselerini alçaltırlar, (evet) böyle yaparlar.*
Melike “Hükümdarlar bir şehri ele geçirip oraya girdiklerinde, o şehrin altını üstüne getirirler ve şerefli izzetli olan halkını aşağılık bir duruma koyarlar ve bunu da yaparlar.”
Dedi: "Hakanlar bir ülkeye girdiler mi, oranın altını üstüne getirirler, halkın büyüklerini de süründürürler. Bunlar da böyle yapacaklardır.
34, 35. Belkıs; «— Padişahlar bir kasabaya harple girerlerse onu yakarlar, yıkarlar, eşrafını da hor kılarlar [⁶], işte böyle yaparlar [⁷]. Bana kalırsa ben onlara bir hediye göndereceğim, bakayım elçiler neyle dönecekler [⁸]» dedi.
(Melike) dedi ki: “Muhakkak ki hükümdarlar bir beldeye/ülkeye girdiklerinde orayı tarumar ederler, halkının ileri gelenlerini de rezil ederler. İşte onlar böyle yaparlar.”
Dedi ki: “Gerçekten (işgalci) hükümdarlar, bir ülkeye girdikleri zaman orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanlarını, hor ve aşağılık kılarlar. Evet, (işgalciler) hep böyle yaparlar!”
Bunun üzerine Belkıs, “Doğrusu, despot yöneticiler, diktatörler vekrallar bir ülkeye girdikleri zaman, oranın düzenini altüst ederler ve halkının soylu ve onurlu insanlarını öldürerek, esir ederek veya sürgüne göndererek aşağılık ve perişan bir hâle getirirler; herhâlde bunlar da böyle yapacaklardır.”
Dedi ki:
“Krallar, bir şehre girdiği zaman orayı fesada vererek bozdular. Ahâlisinin izzetlilerini zilletli yaptılar. Evet, işte böyle yapıyorlar”.
Kraliçe: " Ama krallar, bir kenti işgal ettiler mi o yerin altını üstüne getirirler. Üstelik halkın ileri gelenlerini aşağılayıp rezil ederler. Nitekim böyle yapacaklar gibi.
Kraliçe dedi ki: "Hükümdarlar bir ülkeye girdiklerinde orayı bozarlar. Halkının şereflilerini rezil ve perişan ederler. Onları esir alır kendilerine köle yaparlar. Mallarına, mülklerine, ülkelerine el koyarak, kendi ülkelerine katarlar. Halkımızı da köleleştirirler."
(Belkıs) şöyle demişti, “Hükümdarlar bir şehre girdikleri zaman orayı perişan eder ve halkının itibarlılarını alçaltırlar. (Herhâlde) onlar da böyle yapacaklar(dır).
(Melike): “Krallar bir ülkeye girince, kesinlikle orayı perişan ederler ve halkının şereflilerini alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yaparlar.” dedi.
(Melike:) “Gerçek şu ki, krallar bir ülkeye girdiklerinde orayı târümâr ederler; ²⁵ oranın soylu ve onurlu insanlarını aşağılarlar. İstilacıların davranış tarzı [her zaman] böyledir. ²⁶
Kadın hükümdar: “Şu bir gerçek ki krallar bir ülkeye zorla girdiklerinde, oranın altını üstüne getirirler ve o ülkenin seçkinlerini hor ve hakir bir duruma düşürürler. Süleyman ve ordusunun yapacağı da budur.”
Bunun üzerine Melike; "Kuşkusuz hükümdarlar. (Baş kaldıran) bir beldeye girdiklerinde, orasını perişan ederler, halkının ileri gelenlerini alaşağı ederler!.. (Süleyman'ın orduları da) işte böyle yapacaklardır!.. (Onun için)"
(Belkıs) Dedi ki: "Hükümdarlar bir ülkeye girdiler mi, orayı bozarlar, oranın güçlülerini alçaltırlar, (evet) böyle yaparlar. "
Dedi ki: «Şüphe yok, hükümdarlar bir şehre girdikleri vakit onu perişan ederler ve ahalisinin şereflilerini zelil kılarlar ve işte öyle yaparlar.»
“Doğrusu” dedi Kraliçe, hükümdarlar bir ülkeye girince oranın düzenini altüst eder, halkının eşrafını da sefil ve zelil ederler. Evet istilacılar hep böyle yaparlar.
Dedi: "Hükümdarlar bir ülkeye girdiler mi, orayı bozarlar, halkının şereflilerini alçaltırlar, (evet) böyle yaparlar."
(Belkıs) "Pâdişâhlar bir memlekete girince o şehri harâb ve ifsâd iderler, 'azîzlerini zelîl ve esîr iylerler. Onların işleri böyledir."
Kraliçe dedi ki: “Krallar bir ülkeye girdiler mi, oranın altını üstüne getirirler, halkın büyüklerini de süründürürler. Bunlar da öyle yapacaklardır.
-Krallar bir ülkeye girdikleri zaman, orayı kırıp geçirirler, halkının mevki ve makam sahiplerini alçaltırlar. Bunlar da böyle yapabilirler.
Belkıs dedi ki: “Hükümdarlar bir beldeye girdiklerinde oranın düzenini bozar, şereflilerini hor ve hakir ederler. Onların âdeti böyledir.
Melike dedi: "Şu bir gerçek ki krallar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil-sefil ederler. İşte böyle yaparlar."
eyitti belķıs “bayıķ pādişāhlar ķaçan kim gireler bir köye az duralar anı daħı eyleyeler ķavmınuñ 'azįzlerini ħorlar. daħı ancılayın eylerler.”
Belḳīs eyitdi: Taḥḳīḳ pādişāhlar bir şehre girseler anı ḫarāb iderler. Daḫıḫalḳınuñ ‘izzetlülerin ḫor, ẕelīl iderler. Anuñ gibidür işleri, didi.
(Bəlqis) dedi: Hökmdarlar bir ölkəyə (zorla) girdikləri zaman onu xarabazara çevirər, xalqının böyüklərini də zəlil (qul, əsir) edərlər. Onlar məhz belə hərəkət edərlər. (Hökmdarların adəti, davranışı belədir).
She said: Lo! kings, when they enter a township, ruin it and make the honour of its people shame. Thus will they do.
She said: "Kings, when they(3271) enter a country, despoil it, and make the noblest of its people its meanest thus do they behave.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |