Kâlû nahnu ulû kuvvetin veulû be/sin şedîdin vel-emru ileyki fenzurî mâżâ te/murîn(e)
Biz dediler; güçlükuvvetli ve şiddetli savaşır bir topluluğuz, fakat emir senin, ne yapacaksan sen düşün, yap.
(Onlar) Dediler ki: "Biz güçlü ve cesur insanlarız ve zorlu savaşçılarız (istersen hiç çekinmeden onlara karşı çıkarız). Ama yine de emir senindir. Bak (düşün taşın), ne buyurursan (öyle hareket ederiz)."
Onlar şöyle cevap verdiler: “Biz güçlü ve kuvvetli kimseleriz, zorlu savaşan bir topluluğuz. Fakat emir senindir, ne emredeceksen ona bak.”
Onlar:
“Biz güç, kuvvet sahibiyiz, güçlü savaşçılarız. İcra planı ile ilgili karar senindir. Artık neyi emredeceğini sen düşün.” dediler.
Dediler ki: "Biz güçlü ve çetin savaşçı kimseleriz. Emir ise senindir. Artık neyi emredeceğine bak."
Dediler ki: 'Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. İş konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi emredersen (biz uygularız).
(Kavmin ileri gelenleri Belkıs'a şöyle) dediler: “- Biz, kuvvet sahibiyiz ve cesur savaşçıyız. Bununla beraber emir sana aiddir (savaş emrine de, sulh emrine de uyarız). Artık bak, ne emredeceksin.”
Meclis: “Biz kuvvet sahibi ve iyi savaşçı bir milletiz. Emir senindir. Artık ne buyuracağını sen düşün.” dediler.
İleri gelenler, “Biz güçlü, kuvvetli kimseleriz; zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün!” diye cevap verdiler.
Dediler ki: «Biz çok güçlüyüz, hem de iyi savaşırız, ferman sizindir, bak ne dilersen onu buyur sen»
(Sebeliler) dediler ki: “Biz güçlü kimseleriz ve zorlu savaşçılarız. Emir senindir (istersen Süleyman'ın ordusunun karşısına çıkar, savaşın hakkını veririz). Ama yine de emir senindir (düşün taşın ve kararını bize bildir)!”
Eşrâf: "Biz korkunç ve kuvvetliyiz fakat emir virmek sana düşer vireceğin emri kendin düşüneceksin." cevâbını virdiler.
"Biz güçlü kimseler ve zorlu savaş adamlarıyız, emir senindir, sen emretmene bak."
Dediler ki: “Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün.”
Şu cevabı verdiler: “Biz güçlüyüz, zorlu savaşçılarız, yine de yetki senindir; artık ne buyuracağını sen düşün.”
Onlar, şu cevabı verdiler: Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün.
"Biz güçlüyüz, yaman savaşçılarız ve son karar sana aittir. Kararını uygula," dediler.
Onlar, şöyle cevap verdiler: "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir; artık ne emredeceğini düşün taşın."
Dediler: biz bir kuvvet sahibiyiz ve şiddetli harb ehliyiz, maamafih emir sana aiddir, bak ne ferman buyurursun
(Danışmanlar,) “Biz (ler) son derece güçlü ve çetin savaş erbabıyız (gerekirse Süleymân’ın ordusuyla da savaşırız. Ama emir senindir, düşün ve ne buyuracağına sen karar ver,” dediler.
“Biz güçlüyüz ve çok büyük savaş gücüne sahibiz. Buyruk senindir. Nasıl istiyorsan öyle olsun.” dediler.
Dediler: «Biz güc, kuvvet saahibleri, çetin savaş erbabıyız. Emir sana aaid. Bak, sen ne emr edeceksin».
(Onlar:) “Biz güç sâhibleriyiz ve şiddetli savaş ehliyiz; fakat emir senindir; artık bak, ne emredersin!” dediler.
(İleri gelenler) dediler ki: “Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız (savaş desen hemen savaşırız, hiç çekinmeyin, çünkü biz onun hakkından gelebiliriz). Fakat buyruk (karar yine) senindir, ne emredeceksen ona bak.
Yardımcıları “Biz kuvvet sahibi ve onları yenip cezalandıracak güce sahibiz. Ama yine de karar senindir. Bak düşün ne emredersin (bize onu yaparız.)” dediler.
İleri gelenler dediler: "bizler gücü yerinde, zorlu savaşmasını bilen erleriz. Buyruk senin. Sen nasıl buyurursan öyle olur."
Dediler ki: “Biz güç kudret sahibiyiz ve yaman savaşçılarız. Ancak emir senindir. Sen neler emredeceğine bak!”
Dediler ki: “Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız, iş konusunda karar senindir, artık ne buyuracağına sen bak.”
Vezirler, “Sayın kraliçemiz! Biz son derece güçlü ve savaşçı bir milletiz, gerekirse Süleyman’ın ordusuyla da savaşabiliriz. Fakat yine de ferman senindir; düşün ve ne buyuracağına sen karar ver!” dediler.
-“Biz, kuvvet sahipleriyiz, zorlu savaş gücü sahipleriyiz. Emr / Yetki sana aittir. Yetkini kullanmana bak!” dediler.
Danışmanlar: " Efendim biz, her bakımdan güçlü ve kuvvetliyiz. Yine de ferman senin, artık ne yapacaksan kararını ver. "
Danışmanlar dediler ki: "Biz kuvvetliyiz, yaman savaşçılarız ama emir senindir. Bak düşün! Neye karar verirsen kararını bize emret ki, biz emrine uyalım!"
(Yöneticiler) şöyle demişti: “Biz kuvvet sahibi ve şiddetli savaş bilen kişileriz. Emir senindir; artık ne emredeceğine sen karar ver!”
Onlar da; “Biz güçlü, kuvvetli, savaşçı kimseleriz karar ise sana aittir.¹ Vereceğin emri de sen düşün.”² dediler.
(Seçkinler:) “Güçlü olduğumuza ve savaşta yıldırıcı bir cesaret ve maharet sahibi olduğumuza (güven), emir senindir; öyleyse artık vereceğin emri sen düşün” diye cevap verdiler.
Seçkinler: “Biz güçlü kuvvetli ve savaşçı bir milletiz, bununla birlikte ferman sizindir, düşünüp tartın neye karar verirseniz onu emredin.” Dediler. 2/246...252
(Seçkinler) şöyle dediler: “Biz güçlüyüz ve caydırıcı şiddette bir (askerî) yeteneğe sahibiz. Yine de emir senindir. Şu halde ne emredeceğine sen karar ver!”
Onlar da; "Biz, güçlü kuvvetli çetin savaş adamlarıyız, emir sana aittir (savaşın dersen savaşırız) Duruma bak; ona göre hükmünü bildir" dediler.
Dediler ki: "Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. bekle bakalım, emir senin. "
Dediler ki: «Biz kuvvet sahipleriyiz ve şiddetli bir azim sahipleriyiz ve emir sana aittir. Artık bak, ne emredeceksen.»
Onlar: “Biz güçlü, kuvvetliyiz, savaşçı milletiz. Ama yetki sizindir, değerlendirip münasip gördüğünüz emri verin. ” dediler.
Dediler ki: "Biz güçlüyüz, yaman savaşçılarız ama emir senindir. Bak, ne buyurursan öyle yaparız"
Eşrâf-ı belde: "Biz kudret ve satvet sâhibi bir kavimiz, re'y senindir. Bak, nasıl emr ider isen it." didiler.
Dediler ki; “biz güçlüyüz, vurucu güce sahibiz, karar senin. Düşün; ne emir vereceksen ver.”
Onlar da:-Biz güçlü kuvvetli, zorba savaşçılarız, fakat emir senindir, ne istersen emret, dediler.
“Biz güç sahibi savaş ehliyiz,” dediler. “Emir ise sana aittir. Düşün, ne gerekiyorsa emret.”
Dediler ki: "Biz çok güçlüyüz, çok yaman savaşırız. Buyruk senin. Ne karar vereceğini sen bilirsin."
eyittiler “biz ķuvvet islerivüz daħı islerivüz ķatı çalışuñ daħı iş senüñ pes baķġil ne nesene buyurursañ.”
Eyitdiler: Biz güçlü ve ḳuvvetlüyüz. Daḫı ḳatı şecā‘at eyesi‐biz, didiler.Daḫı buyruḳ senüñdür. Pes gör ne buyurursın, didiler.
Onlar dedilər: “Biz böyük bir qüvvət və qüdrət sahibiyik. (Güclü ordumuz, sursatımız, hərb alətlərimiz var. Özümüz də təcrübəli, mahir döyüşçülərik). Hökm sənindir. Nə əmr edəcəyinə özün bax (fikirləş)!”
They said: We are lords of might and lords of great prowess, but it is for thee to command; so consider what thou wilt command.
They said: "We are endued with strength, and given to vehement war: but the command is with thee; so consider what thou wilt command."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |