18 Nisan 2025 - 20 Şevval 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Neml Suresi 3. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżîne yukîmûne-ssalâte veyu/tûne-zzekâte vehum bil-âḣirati hum yûkinûn(e)

O inananlara ki namazlarını kılarlar, zekatlarını verirler ve onlardır ahirete adamakıllı inananlar.

Ki onlar, namazı dosdoğru kılıp (ikame edenler), zekâtı verenlerdir. Ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman edenlerdir.

O mü'minler ki, namazlarına devamlı ve duyarlıdırlar, zekatlarını da verirler, ahirete de adamakıllı olarak inanırlar.

Mü'minler, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, özellikle âhiretin varlığını delilleriyle, gerekçeleriyle bilerek kesinlikle inananlardır.

Onlar namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete kesin inanırlar.

Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.

O müminler ki, namazı gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler; âhireti ancak bunlar hakkıyla tasdik ederler.

O inananlar ki, namazı tam kılarlar, zekâtı verirler ve onlar ahiret hayatına kesin olarak inanırlar.

Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve âhirete de kesin olarak inanırlar.

Onlar, namazların kılarlar, zekâtların verirler, ahrete de yakından inan ederler

Onlar ki, namazı özenerek ikame ederler, zekâtı verirler ve ahirete gönülden inanırlar.

O mü’minler ki namâz kılarlar zekât virirler ve âhirete inanırlar.

2,3. Bunlar, namaz kılan, zekat veren ve ahirete de kesin olarak inanan müminlere doğruluk rehberi ve müjdedir.

2,3. Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

2-3. Namazı kılan, zekâtı veren ve âhirete kesin bir şekilde iman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

2, 3. Namazı kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak iman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler ve ahiret konusunda da kuşkuları yoktur.

Ki o (müminler) namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.

Ki namazı dürüst kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırette de onlar yakîn edinirler

O (inana) nlar ki namazı (dosdoğru) kılarlar, zekât (sadaka) verirler ve âhirete de kesin olarak inanırlar.

İslâm’ın beş temel şartından biri olan zekât ibadetinin, Mekkî olan bu sûrenin vahyedilmesinden sonra, hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılındığ... Devamı..

Onlar, salâtı ikame ederler, zekâtı verirler.¹Onlar, ahirete kesin olarak inanırlar.

1- “Salatı ikame etmek, Zekâtı vermek” terkibi, ibadete layık yegâne ilah olarak Allah\a inanmak; kulluğu, Allah\a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten a... Devamı..

(öyle mü'minler) ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Onlar âhirete kat'î kanaat edinenlerin de ta kendileridir.

(O mü'minler) o kimselerdir ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar âhirete gerçekten kat'î olarak inanırlar.

Onlar (o mü’minler) ki, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı (toplumun, yoksul, muhtaç ve işsiz kesimine) verirler ve ahirete de kesinlikle inanırlar.

O İnananlar, namazlarını kılarlar, zekâtlarını verirler ve ahiret gününe de en ufak bir tereddütleri ve şüpheleri olmadan inanırlar.

inananlar ki yalvarıya dururlar, zekat verirler, öbür dünyaya da kanasıya inanırlar.

2, 3. Namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, âhireti de yakinen bilen mü/minleri doğru yola götürür, Cennet ile müjdeler.

O (mü’minler ki) namazı dosdoğru kılarlar, arınmak için [zekât] verirler¹ ve ahiret hakkında da kesin iman sahibidirler.

1 Bu sûre Mekki bir sûredir. Zekât ibadeti ise Medine’de Hicret’ten sonra farz olmuştur. Bu sebeple bildiğimiz belli ölçü ve hesaba dayanan zekât deği... Devamı..

Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar, ahirete yakin edenlerdir.

O inananlar ki, namazlarını tam bir duyarlılıkla ve düzenli olarak kılarlar, ekonomik ve sosyal kulluğun özel bir örneği olan zekâtı hak sahiplerine verirler ve ilâhî mahkemenin kurulacağı öte dünyanın varlığına tüm kalpleriyle inanırlar.

Namaz’ı kılan, Zekât’ı veren, Âhiret’e kesin inananlara!

2,3. Kuran, Namazını aksatmayan, aklanma vergisini veren ve ahret hayatına inanan sağlamcıların kılavuzu ve güç kaynağıdır.

Kur’an’ın gösterdiği yola girenler Allah’a, Allah’ın gönderdiği ayetlere inanırlar, ayetlerle bilgilerini bilinçlerini artırırlar. Her türlü kötülükten, her türlü dünyevi kaygılardan arınırlar. Dünya hayatından sonraki ahiret hayatına inanarak yaşarlar. İşte onlar cennetle müjdelenen müminlerdir.

Onlar namazı kılar, zekatı verir ve ahirete de kesin bir şekilde inanırlar. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:2-5; Enfâl 8:2-4; Lokmân 31:1-5.

O (Mü’minler) âhirete gönülden inanarak namazı dosdoğru ve devamlı kılar ve zekâtı verirler.¹

1 Demek ki, îmandan sonra âhirete gönülden inanarak bu iki ibâdeti de kesinlikle yerine getirmek gerekmektedir. Namazı ve zekâtı kaybedenler bu müjdey... Devamı..

o inananlar ki, salâtta devamlı ve duyarlıdırlar, arınmak için verirler ³ ve ahirete de yürekten inanırlar!

3 Zekât teriminin yukarıdaki anlam örgüsü içinde anlamı bu olsa gerektir; çünkü bu surenin vahyedildiği dönemlerde bu sözcük, henüz, sonradan Müslüman... Devamı..

Onlar ki, namazı hakkıyla kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de şeksiz şüphesiz inanırlar. 2/238, 6/92, 2/267, 9/60

Onlar ki, namazı hakkını vererek kılarlar, arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli öderler;[³²⁷⁸] zira onlar, âhirete gönlü yatarak inananların ta kendisidirler.[³²⁷⁹]

[3278] Lafzen “zekâtı verirler”. Taberî bu ibâreye alternatif bir anlam olarak “günah kirinden kendilerini arındırırlar” mânasını verir. Çevirimizin g... Devamı..

O müminler ki; namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de gönülden inanırlar.

Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve âhirete de kesin olarak iman ederler.

Öyle (mü'min) kimseler ki namazı doğruca kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar ahirete de (evet onlar) kat'i surette inanırlar.

O müminler ki namazı hakkıyla ifa eder, zekâtı verir ve âhirete kesin olarak iman ederler.

Onlar ki namazı kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

Onlar namâzlarını erkân ve âdâbıyla kılar ve zekâtlarını virir ve âhirete şübhesiz inanırlar.

Namazı tam kılan ve zekâtı veren müminler için müjdeler içerir. Onlar Ahirete de içten inanırlar.

Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

O mü'minler ki, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Onlar âhirete de kesin şekilde inanmışlardır.

O müminler ki, namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir biçimde inananlar da onlardır.

anlar kim ŧurururlar namāzı daħı virürler zekātı daħı anlar āħirete anlar gümānsuz olurlar.

durġururlar namāzı ve virürler zekātı. daḫı anlar āḫirete şeksüz inanurlar.

O kəslər ki, (vaxtlı-vaxtında, lazımınca) namaz aılır, zəkat verir və axirətə möhkəm inanırlar.

Who establish worship and pay the poor due and are sure of the Hereafter.

Those who establish regular prayers and give in regular charity, and also have (full) assurance of the hereafter.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.