13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Neml Suresi 20. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vetefekkade-ttayra fekâle mâ liye lâ erâ-lhudhude em kâne mine-lġâ-ibîn(e)

Kuşları araştırdı da ne oldu dedi, hüthüdü görmüyorum, yoksa bir yere mi gidip gizlendi?

Hüthüt kuşuna, çavuş kuşu da denir.

(Hz. Süleyman) Kuşları denetledikten sonra dedi ki: (Hani nerede,) "Hüdhüd’ü neden göremiyorum, yoksa (kaçıp) kayıplara mı karıştı (ki çağırdığım halde gelmemiştir)?"

Ve bir gün ordunun kuşlar bölümüne göz gezdirirken: “Hüdhüdü niçin göremiyorum?” dedi. “Yoksa kayıplara mı karıştı?

Süleyman uçar kuvvetleri, kuşları gözden geçirdi, denetledi.
“İbibiği niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” dedi.

Kuşları denetledi ve dedi ki: "Neden Hudhud'u göremiyorum? Yoksa kayıplardan mı oldu?

Kuşları denetledikten sonra dedi ki: 'Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?'

Bir de Süleyman kuşları teftiş etti de şöyle dedi: “- Hüdhüd'ü niye (yerinde) göremiyorum, yoksa gaiblerden mi oldu?

Ve kuşları teftiş etti. “Ne oluyor? Hüdhüdü bulamıyorum. Yoksa kaybolanlarda mı oldu?

Kuşları teftiş etti de dedi ki: “Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?”

Yoklayarak kuşlarını, dedi ki: «Göremem ben ibibiği, yoksa yitti mi?

Süleyman, ordusunun kuşlardan oluşan birliğini denetlerken dedi ki: “Hüdhüd'ü niçin göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?”

20, 21. Tuyûr ordusunı gözden geçirdi. "Hüdhüd kuşunı (bir nev’i serguçli kuş) niçün görmüyorum, gelmedi mi? Eğer bana ma’kûl bir ma’zeret beyân itmez ise âna şedîd ’azâb ideceğim ve öldüreceğim" didi.

20,21. Süleyman, kuşları araştırarak: "Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplarda mı? Bana apaçık bir delil getirmelidir; yoksa onu ya şiddetli bir azaba uğratırım yahut keserim" dedi.

Süleyman, kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi: “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?”

Süleyman kuşları gözden geçirdi ve “Hüdhüdü niçin göremiyorum; yoksa kayıplara mı karıştı?” diye sordu.

(Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?

Kuşları denetledi ve, "Neden hüdhüdü görmüyorum, yoksa kaçak mı?" dedi.

(Süleyman) Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi: "Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?"

Bir de kuşları teftiş etti de bana dedi: ne oluyor hüdhüdü görmüyorum? Yoksa gaiblere mi karıştı?

(Süleymân ordusundaki) kuşları teftiş etti, (bir kuşun yerinde olmadığını görünce) şöyle dedi: “Hudhud’u niçin göremiyorum, yoksa (görevini terk edip) kayıplara mı karıştı?

Süleymân kuş topluluğunu yokladı. Sonra: “Hudhud'u niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” dedi.

(Süleyman) kuşları araşdırıb dedi ki: «Hüdhüdü neye görmüyorum? Yoksa gaaiblerden mi oldu»?

Ve kuşları teftîş edip, şöyle dedi: “Bana ne oldu da Hüdhüd'ü göremiyorum, yoksa kayıplardan mı oldu?”

Ve (bir gün Süleyman) kuşları teftiş ederken (kuş bakıcısı ve aynı zamanda istihbarat görevlisi olan) Hüdhüd’ü (İbranice orijinal ismi olan Hudad’ı) niçin göremiyorum? Yoksa (şu an) hazır olmayanlardan mı? dedi *

(*) Ayetlerde geçen hüdhüd, İbranice olan Hudad isminden Arapçaya geçmiş hâlidir. Hudad, yani Arapçaya geşmiş hâli olan (Hüdhüd) bilinen kuşun adı değ... Devamı..

Süleyman kuşu aradı ve “Bana ne oluyor ki hüdhüd’ü göremiyorum, yoksa kaybolanlardan birisi de o mu?”

Süleyman kuşlardan birini aradı. Sonra dedi: "Hüthüte ne oldu, göremiyorum onu? Yoksa kayıplara mı karıştı?

20, 21. Başka bir gün Süleyman kuşları yokladı da dedi ki «— Niye Çavuş kuşunu göremiyorum? Yoksa gaiplere mi karıştı? [³] * Reddolunmayacak derecede bir mazeret beyan edinceye kadar onu işkenceye uğratacağım veya boğazlayacağım».

[3] Yani saklı mı, burada değil mi?

Süleyman kuşlara göz gezdirdi ve dedi ki: “Hüdhüd’ü niye göremiyorum. Yoksa kayıplara mı karıştı?”

Ve kuşları denetledikten sonra dedi ki: “Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?”

Sonra ordusundaki kuşları teftiş ederken, çavuşkuşu yani ibibik cinsinden olup, özel yeteneklerle donatılmış Hüdhüd adlı kuşun yerinde olmadığını gördü. Bunun üzerine, “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum; yoksa görevini terk edip kayıplara mı karıştı?” dedi. Ordu içinde disiplini bozacak bu tür sorumsuzlukların ne büyük felâketlere mal olabileceğini gâyet iyi bildiğinden, işin ciddiyet ve önemini göstermek üzere şöyle dedi:

Kuşlar’ı yoklama yaptı; dedi ki:
“Bana ne oldu ki, Hüdhüd’ü (İbibik Kuşu’nu) göremiyorum? Yoksa Kaybolanlar’dan mı oldu?”.

sonra kuşa bakındı: " N'oluyor, neden hüdhüdü ortalıkta göremiyorum. Yoksa kayıplara mı karıştı?

Süleyman kuşlar ordusunu kontrol etti. İçlerinde birini göremeyince dedi ki, "Neden Hüdhüd’ü göremiyorum. Yoksa kayıplara mı karıştı?" Hüdhüd Kuşlar ordusu içinde başına buyruk, akıllı, zeki bir askerdi. O’nun başına buyruk hareketleri diğerlerine yansır endişesiyle;

(Süleyman) kuşları denetlemiş ve “Neden Hüdhüd’ü göremiyorum? [*] Yoksa kayıplardan mı oldu?

[Hüdhüd], bir kuşun adı olabileceği gibi -Allah bilir ya- bir yetkilinin sıfatı veya unvanı da olabilir.

(Süleyman) kuşları¹ denetledi ve: “Ben hüdhüdü² göremiyor muyum, yoksa o kayıplara mı karıştı?” dedi.³

1 Âyetin bu bölümü; “(Süleyman) hava kuvvetlerini denetledi.” diye de tercüme edilebilir. 2 Hüdhüd: Güzel ses ve nağme ile öten bir kuştur. Bu kuşa, “... Devamı..

Ve [bir gün] kuşlar arasında göz gezdirirken: “Hüthütü niçin göremiyorum?” dedi, “Yoksa kayıplara mı karıştı?

Yine bir gün Süleyman kuşları denetlerken: – Hüthüt’ü neden göremiyorum? Dedi. Yoksa yine kayıplara mı karıştı?

Yine o (bir gün) kuşları denetliyordu; birden sordu: “Hüdhüd’ü neden göremiyorum? Yoksa yine kayıplara mı karıştı?

(Süleyman sonra) Kuşları gözden geçirdi, "Hüdhüd de nerede? Onu göremiyorum; yoksa kayıplara mı karıştı?

Süleyman, kuşları yokladı ve şöyle dedi: "Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?"

Ve kuşları teftiş etti de dedi ki: «Bana ne oldu? Hüdhüd'ü göremiyorum, yoksa gaiblerden mi oldu?»

Bir de kuşları teftiş etti de: “Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı? ” dedi.

Kuşları teftiş etti, (içlerinde hüdhüdü bulamadı), dedi ki: "Neden hüdhüdü göremiyorum, yoksa kayıplardan mı oldu?"

'Askeri meyânında olan kuşlardan birini araşdırub: "Hüdhüd'i görmüyorum, nereye gitdi? Yoksa burada değil mi idi?

Süleyman kuşları teftiş etti. “Neden Hüdhüd’ü göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” dedi.

Kuşları gözden geçirdi ve: -Hüdhüdü neden göremiyorum? dedi. Yoksa, kayıplara mı karıştı?

Kuşları denetlerken, “Hüdhüdü niye göremiyorum?” dedi. “Yoksa kayıplara mı karıştı?(4)

(4) Ordunun suya ihtiyacı olduğunda, hüdhüd suyun bulunduğu yerleri belirliyor, daha sonra Hz. Süleyman’ın emrindeki cinler de orayı kazarak su çıkarı... Devamı..

Kuşları teftiş etti de dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?"

daħı işdedi ķuşı pes eyitti “nedür baña görmezin ibügi yā oldı mı ġāyıblardan?”

Daḫı ḳuşları ‘arż itdi, hüdhüdi görmedi, pes eyitdi: N’oldı baña, ibügigörmezin, yā ġāyiblerden mi oldı?

Sonra (Süleyman) quşları yoxlayıb dedi: “(Torpaq altında suyun harada olduğunu bilən) Hüdhüdü (şanapipiyi) niyə görmürəm? Yoxsa o burada yoxdur?

And he sought among the birds and said: How is it that I see not the hoopoe, or is he among the absent?

And he took a muster of the Birds; and he said: "Why is it I see not the Hoopoe? Or is he among the absentees?(3262)

3262 Solomon was no idle or easy-going king. He kept all his organisation strictly up to the mark, both his armies literally and his forces (metaphori... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.