İż kâle li-ebîhi vekavmihi mâ ta’budûn(e)
Hani atasına ve kavmine, neye tapıyorsunuz demişti.
Hani (Hz. İbrahim) babasına ve kavmine: "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" diye (sormuştu).
Hani O, babasına ve toplumuna “Neye tapıyorsunuz?” diye sormuştu.
Hani İbrâhim babasına ve kavmine:
“Neye tapıyorsunuz?” demişti.
Hani o babasına ve kavmine: "Siz neye tapıyorsunuz?" demişti.
Hani, babasına ve kavmine: 'Siz neye kulluk ediyorsunuz?' demişti.
Hani o, babasına ve kavmine demişti ki, siz neye tapıyorsunuz?
Hani, babasına ve kavmine: “Neye tapıyorsunuz?” dedi.
69,70,71,72,73,74. Onlara İbrâhim'in kıssasını anlat! İbrâhim, babasına ve ulusuna “nelere tapıyorsunuz?” demişti. Onlar: “Putlara tapıyoruz; onlarla ilgilenip duruyoruz” demişlerdi. İbrâhim: “Çağırdığınız zaman sizi duyarlar mı ve size bir fayda ve zarar verirler mi?” demişti. Onlar: “Ancak, babalarımızı da böyle yaparken bulduk” demişlerdi.[378]
İbrahim'in haberini, okuyasın onlara
Hani o, babasına ve kavmine: “Neye tapıyorsunuz?” demişti.
69, 70. İbrâhîm’in fıkrasını ânlara tekrâr zikr it: İbrâhîm bir gün babasına ve kavmine "Kime ’ibâdet idiyorsunuz?" dimişdi.
İbrahim, babasına ve milletine: "Nelere tapıyorsunuz?" demişti.
Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” demişti.
Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” diye sormuştu.
Hani o, babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti.
Babasına ve halkına, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.
Hani o, babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.
O bir vakıt babasına ve kavmine: siz neye taparsınız? dedi
Hani, o babasına ve kavmine, (aleyhlerine delil getirmek ve bu yolla tebliğ yapmak için,) “Siz neye tapıyorsunuz?” demişti.
Babasına ve halkına; “Siz neye kulluk ediyorsunuz?” demişti.
Hani o, babasına ve kavmine: «Siz neye tapıyorsunuz?» demişdi.
Hani, babasına ve kavmine: “(Siz) nelere tapıyorsunuz?” demişti.
O bir zaman, babasına (Azer’e) ve ulusuna “nelere tapıyorsunuz?” demişti.
Babasına ve kavmine “(Bu) taptıklarınız da nedir?” diye sormuştu.
İbrahim babasına, ulusuna: «Sizler neye taparsınız?» dedi.
Hani o babasına ve kavmine «— Neye tapıyorsunuz?» demişti.
Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” demişti.
Hani, babasına ve kavmine, “Siz neye kulluk ediyorsunuz?” demişti.
Hani İbrahim, putlara tapan babasına ve kavmine seslenerek, “Siz böyle körü körüne nelere tapıp duruyorsunuz?” diye sormuştu.
Hani, babasına ve kavmine dedi ki: -“Neye tapıyorsunuz?”.
Bir gün öz babası ve halkıyla sohbet ederken İbrahim:" Kime hizmet ediyorsunuz böyle? "
İbrahim babasına ve kavmine: "Neye tapıyorsunuz?" demişti.
Hani o (İbrahim), babasına ve kavmine “Neye tapıyorsunuz?” diye sormuştu.
Bir zamanlar o, babasına ve toplumuna: “Siz neye tapıyorsunuz?” demişti.
Hani, o babasına ve kavmine “Nelere kulluk ediyorsunuz?” diye sormuştu.
Hani O, babasına ve halkına, “Siz neye kulluk ediyorsunuz?” Diye sormuştu. 37/83...87
Hani bir zamanlar o, babasını ve kavmini “Neye kulluk ediyorsunuz?” diye sor(gula)dı.
Bir vakit o; babasına ve kavmine “Nelere tapıyorsunuz?" diye sorunca,
Hani o, babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.
O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Neye ibadet ediyorsunuz?»
Günün birinde o babasına ve halkına hitaben: “Söyler misiniz: siz nelere ibadet ediyorsunuz? ” dedi.
Babasına ve kavmine: "Neye tapıyorsunuz?" demişti.
İbrâhîm babasına ve kavmine "Ne şeye 'ibâdet idiyorsunuz?" didikde
Bir gün İbrahim, babasına ve halkına; “Siz nelere kulluk ediyorsunuz?” diye sordu.
Hani, babasına ve halkına:-Neye kulluk ediyorsunuz? demişti.
Hani babası ile kavmine sormuştu, “Siz neye tapıyorsunuz?” diye.
Hani babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Siz neye ibadet ediyorsunuz?"
ol vaķt kim eyitti atasına daħı ķavumına “ne nesene ŧaparsız?”
Ol vaḳt ki eyitdi atası‐y‐la ḳavmine: Ne nesneye ṭaparsız? didi.
O zaman ki, o öz atasına və tayfasına demişdi: “Nəyə ibadət edirsiniz?”
When he said unto his father and his folk: What worship ye?
Behold, he said to his father and his people: "What worship ye?"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |