Feetbe’ûhum muşrikîn(e)
Firavun'a uyanlar, gün doğunca İsrailoğullarının artlarına düştüler.
Nihayet (Firavun ve ordusu) Güneş’in doğuş vakti onların (arkalarına düşüp Musa’yı ve İsrailoğullarını) izlemeye koyulmuşlardı.
Firavun ve orduları gün doğarken, İsrailoğullarının arkalarına düştüler.
(Firavun ve adamları) güneş doğarken onların arkalarına düştüler.
Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.
Nihayet güneş doğarken (Firavun ordusu), İsraîloğullarının arkalarına düştüler.
(Yani) şarka doğru onları takip etmeye başladılar.
57,58,59,60. Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.
Firavun'un adamları, tan açarken artlarına düştüler
(Firavun ve adamları) gün doğarken (Musa ve ashabını yakalamak için) onları takibe koyuldular.
Güneşin tulû’ıyla berâber Mısırlılar ta’kîbe başladılar.
Firavun ve adamları güneş üzerlerine doğarken onların ardına düştüler.
Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.
(Olaya gelince) Arkadan Firavun ve adamları gün doğarken onlara yetiştiler.
Derken (Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler.
Onları doğuya doğru izlediler.
Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.
Derken arkalarına düştüler Güneş doğmuştu
(Firavun ve ordusu) gün doğarken, onların (İsrâiloğullarının) ardına düştüler.
Gün doğarken onların ardına düştüler.
Derken (Fir'avncular) güneş doğarken onların arkalarına düşdüler.
Derken, (Fir'avun ve askerleri) gündoğumuna ulaşan kimseler iken (erkenden)onların peşine düştüler.
(Nihayet İsrailoğullarının Mısır’dan ayrılmak için gece yola çıktığını öğrenen Firavun ve adamları) güneş doğarken (Musa ve onunla yola çıkanları yakalamak için) onların ardına düştüler.
Sonra güneş doğarken İsrail oğullarının peşine düştüler.
Firavun’un adamları gün doğarken onların ardına düştüler.
(Firavun ve adamları) gün doğarken onları takibe başladılar.
Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.
Derken Firavun ve ordusu, gün doğarken onları takibe koyuldular.
Gündoğumları onları izlediler.
Fıravunlar, gün doğarken İsrailoğullarını izlemeye başladılar.
Firavun ve adamları güneş doğarken yollara dökülmüşlerdi.
(Ve sonunda Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler.
Ve sonunda [Mısırlılar] gün doğarken onlara yetiştiler;
Firavun ve askerleri gün doğarken onların peşine düştüler. 8/54, 10/90
Derken, gündoğumunda onların ardına düştüler.
Güneş üzerlerine doğarken onları izlediler.
Firavun ve adamları gün dogarken onları takibe koyuldular.
Derken (Fir'avun ile kuvvetleri) güneş parlamaya başlamış iken onların (İsrailoğullarının) arkalarına düştüler.
(Takip kıssasına dönelim) Güneş doğup ortalığı aydınlatırken Firavun'un ordusu onları takibe koyuldu. [44, 24]
(Fir'avn ve adamları), güneş doğarken onların ardına düştüler.
Fir'avn ile 'askerleri Benî İsrâîl'i sabah irkenden ta'kîbe çıkdılar.
Gün doğarken onların peşine düştüler.
Güneşin doğuşuyla birlikte onların peşine düştüler.
Gün doğarken peşlerine düştüler.
Firavun ve adamları, gün doğarken onları izlemeye başladılar.
pes ardlarınca oldılar anlaruñ gün doġduġı vaķtın.
Pes ardlarına düşdiler ḍuḥā vaḳtında.
(Fir’on və əsgərləri) günəş doğduqda onların (İsrail oğullarının) arxasınca düşdülər.
And they overtook them at sunrise.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |