16 Ocak 2025 - 16 Receb 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şu’arâ Suresi 57. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Feaḣracnâhum min cennâtin ve’uyûn(in)

Derken onları bahçelerden, kaynaklardan sürüp çıkardık.

Ama (buna rağmen sonunda) Biz onları (Firavun ve etbaını saltanat sürdükleri) bahçelerden ve pınarlardan (Musa’yı yakalamak telaşıyla) çıkardık.

Biz de Firavun ve yandaşlarını o güzelim bahçelerinden ve pınar başlarından,

Sonra biz onları bahçelerden, akarsu kıyılarından ve pınar başlarından çıkardık.

Böylece onları bahçelerden ve pınarlardan çıkardık,

Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;

Böylece Firavun'u ve kavmini çıkardık bostanlardan, pınarlardan;

Biz de onları bağlı, bahçeli, çeşmeli saraylardan,

57,58,59,60. Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.

Biz onları, bahçelerden, pınarlardan

Biz de onları (Firavun ve kavmini yaptıkları yüzünden Mısır'daki) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık.

57, 58, 59. Bu vechile Mısırlıları bağçelerinden, çeşmelerinden, hazînelerinden ve güzel kâşânelerinden ayırdık. Ve Benî İsrâîl’i ânlara vâris yapdık.

57,58,59. Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

57,58. Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

57-58. Daha sonra onları (Firavun ve topluluğunu) bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir konumdan mahrum ettik.

57, 58. Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık.

Sonunda, onları çıkardık: Bahçelerden, çeşmelerden,

Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,

Bu suretle bunları bostanlardan, pınarlardan

57-58. Böylelikle (Firavun ve avenelerini, İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve güzel yerlerden çıkardık.

Derken onları cennetlerden¹ ve çeşmelerden çıkardık.

1- Bahçelerden.

57,58. Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.

57,58. Böylelikle (İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazînelerden ve güzel yerlerden çıkardık.

(İşte sonunda) Biz de (zalim ve azgın bir topluluk oldukları için) onları (Firavun ve yandaşlarını saltanat sürdükleri, zevk ve sefa içinde yaşadıkları o güzelim) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;

“Ve onları (daha önce) bahçelerden ve pınar başlarından çıkarmıştık.”

Bunun üzerine Biz de onları bahçelerinden, pınarlarından ayırdık,

57, 58. Biz de Firavuncuları bahçelerinden, pınarlarından, altın gümüş hâzinelerinden, âlâ yerlerden [³] çıkardık.

[3] Büyüklerin meclislerinden veya minberlerden veya âlâ kâşânelerden.

Nihayet Biz de onları bahçelerinden, pınar başlarından çıkarttık.

Böylelikle biz onları bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık.

Böylece onları, zevk ve sefa içinde yaşadıkları o güzelim bahçelerden, pınarlardan —geri dönmemek üzere— çıkarıyorduk.

Derken onları çıkardık bahçelerden ve pınarbaşlarından;

57,58. Sonunda onları bağlarından bahçelerinden; onca değerli mal ve mülklerinden ettik.

Böylece biz Firavun’u, halkını, kendi ülkesinden çıkardık. Bahçelerinden, çeşmelerinden, zenginliklerinden ayrıldılar.

57,58. Onları (Firavun ve halkını) bahçeler(in)den, (su) kaynaklarından, hazinelerden ve değerli makamlardan çıkarmıştık.

(Sonunda) Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan, çıkardık.

bunun içindir ki onları bağlar[ın]dan bahçeler[in]den, pınar başlarından çıkarıp attık,

Böylece biz onları, bağ ve bahçelerinden ve pınarlarından sürüp çıkardık. 10/44- 45

İşte[³²⁰⁶] bu tür bir (gurura kapıldıkları) için onları has bahçelerinden ve pınar başlarından çekip çıkardık;

[3206] Bu âyetler (57, 58) bir önceki pasajda yer alan Firavun’un sözlerinin bir devamı olarak da okunabilir. Râzî, 52-62. âyetler arasını tek bir pas... Devamı..

57,58. Fakat Biz, (Firavun ile ordusunu suya gark ettik) onları güzelim bahçelerden, pınar başlarından hazînelerden ve yüksek makamlardan yoksun bıraktık.

Böylece biz onları( Firavun ve ahalisini) ; bahçelerinden, pınar başlarından çıkardık

Cenâb-ı Hak da buyuruyor ki: «Artık biz onları bostanlardan, ırmaklardan çıkardık.»

57, 58. Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık.

Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den.

57,58. Biz Fir'avn ve kavmini bağçelerinden ve su başlarından, hazînelerinden ve güzel ve mutantan makâmlarından çıkardık.

Böylece Firavun’u ve yandaşlarını bahçelerden, pınarlardan ayırdık,

Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.

İşte böyle çıkardık onları bahçelerinden, pınarlarından.

Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık.

57-58. pes çıķarduķ anları bostanlardan daħı biñarlardan daħı gençlerden daħı ŧuraķ yirden görklü.

Pes anları çıḳarduḳ bostānlardan ve aḳar ṣulu bıñarlardan

Nəhayət, Biz onları (Fir’onu və tayfasını) bağlardan və bulaqlardan çıxartdıq.

Thus did We take them away from gardens and water springs,

So We expelled them(3168) from gardens, springs,

3168 The Children of Israel certainly inherited the gardens, springs, treasures, and honourable positions in Palestine after many years' wanderings in... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.