Feaḣracnâhum min cennâtin ve’uyûn(in)
Derken onları bahçelerden, kaynaklardan sürüp çıkardık.
Ama (buna rağmen sonunda) Biz onları (Firavun ve etbaını saltanat sürdükleri) bahçelerden ve pınarlardan (Musa’yı yakalamak telaşıyla) çıkardık.
Biz de Firavun ve yandaşlarını o güzelim bahçelerinden ve pınar başlarından,
Sonra biz onları bahçelerden, akarsu kıyılarından ve pınar başlarından çıkardık.
Böylece onları bahçelerden ve pınarlardan çıkardık,
Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;
Böylece Firavun'u ve kavmini çıkardık bostanlardan, pınarlardan;
Biz de onları bağlı, bahçeli, çeşmeli saraylardan,
57,58,59,60. Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.
Biz onları, bahçelerden, pınarlardan
Biz de onları (Firavun ve kavmini yaptıkları yüzünden Mısır'daki) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık.
57, 58, 59. Bu vechile Mısırlıları bağçelerinden, çeşmelerinden, hazînelerinden ve güzel kâşânelerinden ayırdık. Ve Benî İsrâîl’i ânlara vâris yapdık.
57,58,59. Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
57,58. Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.
57-58. Daha sonra onları (Firavun ve topluluğunu) bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir konumdan mahrum ettik.
57, 58. Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık.
Sonunda, onları çıkardık: Bahçelerden, çeşmelerden,
Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,
Bu suretle bunları bostanlardan, pınarlardan
57-58. Böylelikle (Firavun ve avenelerini, İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve güzel yerlerden çıkardık.
57,58. Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.
57,58. Böylelikle (İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazînelerden ve güzel yerlerden çıkardık.
(İşte sonunda) Biz de (zalim ve azgın bir topluluk oldukları için) onları (Firavun ve yandaşlarını saltanat sürdükleri, zevk ve sefa içinde yaşadıkları o güzelim) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;
“Ve onları (daha önce) bahçelerden ve pınar başlarından çıkarmıştık.”
Bunun üzerine Biz de onları bahçelerinden, pınarlarından ayırdık,
Nihayet Biz de onları bahçelerinden, pınar başlarından çıkarttık.
Böylelikle biz onları bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık.
Böylece onları, zevk ve sefa içinde yaşadıkları o güzelim bahçelerden, pınarlardan —geri dönmemek üzere— çıkarıyorduk.
Derken onları çıkardık bahçelerden ve pınarbaşlarından;
57,58. Sonunda onları bağlarından bahçelerinden; onca değerli mal ve mülklerinden ettik.
Böylece biz Firavun’u, halkını, kendi ülkesinden çıkardık. Bahçelerinden, çeşmelerinden, zenginliklerinden ayrıldılar.
57,58. Onları (Firavun ve halkını) bahçeler(in)den, (su) kaynaklarından, hazinelerden ve değerli makamlardan çıkarmıştık.
(Sonunda) Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan, çıkardık.
bunun içindir ki onları bağlar[ın]dan bahçeler[in]den, pınar başlarından çıkarıp attık,
Böylece biz onları, bağ ve bahçelerinden ve pınarlarından sürüp çıkardık. 10/44- 45
İşte[³²⁰⁶] bu tür bir (gurura kapıldıkları) için onları has bahçelerinden ve pınar başlarından çekip çıkardık;
57,58. Fakat Biz, (Firavun ile ordusunu suya gark ettik) onları güzelim bahçelerden, pınar başlarından hazînelerden ve yüksek makamlardan yoksun bıraktık.
Böylece biz onları( Firavun ve ahalisini) ; bahçelerinden, pınar başlarından çıkardık
Cenâb-ı Hak da buyuruyor ki: «Artık biz onları bostanlardan, ırmaklardan çıkardık.»
57, 58. Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık.
Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den.
57,58. Biz Fir'avn ve kavmini bağçelerinden ve su başlarından, hazînelerinden ve güzel ve mutantan makâmlarından çıkardık.
Böylece Firavun’u ve yandaşlarını bahçelerden, pınarlardan ayırdık,
Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
İşte böyle çıkardık onları bahçelerinden, pınarlarından.
Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık.
57-58. pes çıķarduķ anları bostanlardan daħı biñarlardan daħı gençlerden daħı ŧuraķ yirden görklü.
Pes anları çıḳarduḳ bostānlardan ve aḳar ṣulu bıñarlardan
Nəhayət, Biz onları (Fir’onu və tayfasını) bağlardan və bulaqlardan çıxartdıq.
Thus did We take them away from gardens and water springs,
So We expelled them(3168) from gardens, springs,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |