Ve-innehum lenâ leġâ-izûn(e)
Ve hiç şüphe yok ki gene de bizi kızdırmadalar.
"Ve bunlar elbette bize karşı da büyük bir kin ve öfke beslemektedirler. (Bu yüzden Musa’ya uyanların hepsi fesatlık peşindedirler.)"
Durum böyle iken, yine de bizi öfkelendirmişlerdir.
“Böyleyken, onlar bize kin duyuyorlar, bizi öfkelendiriyorlar.”
Ve onlar bizi kızdırmaktadırlar.
'Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler.'
Fakat onlar bizi kızdırıyorlar.
Onlar bizi kızdıracak işler yapıyorlar.
53,54,55,56. Bu arada Firavun, şehirlere, “Doğrusu bunlar, bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; elbette hepimiz uyanık olmalıyız” diyen haberciler gönderdi.
Bizi kızdırıyorlar!
“Böyle olmalarına rağmen, onlar bize kin duyuyorlar, kafa tutuyorlar.”
54, 55, 56. "Bunlar (Benî İsrâîl) her dürlü âdemlerden mürekkeb bir tâife-i kalîledir bizim ’aleyhimize gayz ve nefret beslerler biz ise muntazam bir kitleyiz" diyorlardı.
53,54,55,56. Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münadiler gönderdi.
“Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar.”
Fakat bize karşı nefretle doludurlar.
«(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir.»
"Bize karşı öfkeyle ayaklanmaktadırlar."
"(Böyle iken) hakkımızda çok gayz (öfke) besliyorlar. "
Fakat hakkımızda çok gayz besliyorlar
Ve hiç şüphesiz, onlar (bizden izin almadan yaptıkları işler sebebi ile) bizi çok öfkelendirmişlerdir.
“Ve bize karşı kin ve nefret duyuyorlar.”
«(Böyle iken) onlar mutlakaa bizi darıltıcıdırlar».
“Ve şübhesiz ki onlar, bizi gerçekten kızdıran kimselerdir.”
Ve (buna rağmen) şüphesiz onlar (bize muhalefet etmelerinden dolayı) bizi öfkelendirmektedirler.
“Bize karşı büyük öfkeleri ve kinleri var.”
Yine de bizi kızdırıp duruyorlar.
“Gerçekten bize karşı kin ve öfke dolular” [ğâ’izûn].
“Ve şüphesiz bize karşı da büyük bir öfke besleyen kimselerdir.”
“Fakat boylarına poslarına bakmadan, bize küstahça kafa tutuyorlar.”
-“Onlar, bizim için kin beslemektedir”.
55,56. bize karşı ateş püskürüyorlar ama, biz, tedbirli bir toplumuz " dedirtti.
"Ve onlar bizi kızdırmaktadırlar."
54,55,56. “Şüphesiz ki bunlar az bir topluluktur; (ama) bize karşı öfke doludurlar. Biz ise donanımlı bir topluluğuz!” (demişti).
fakat kalpleri bize karşı kin ve nefretle dolu;
Fakat bize karşı hınçla dolular. 7/103...145
Buna rağmen onlar bize karşı hınçla dolular.
"Bize karşı büyük bir öfke beslediklerinden;"
"Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar. "
«Ve muhakkak ki, onlar bizi elbette çok öfkelendirmekte bulunan kimselerdir.»
“Fakat bize karşı kızgın olup diş bilemektedirler.
Bizi kızdırmaktadırlar.
"Bizi gadaba getirdiler."
Ama bize karşı kin ve nefretle dolular.
Üstelik onlar bize karşı öfkelidirler.
“Fakat bize karşı kin besliyorlar.
"Fakat bize gerçekten öfke püskürüyorlar."
“daħı bayıķ anlar bizi gey ķaķıtıcılardur.”
Daḫı anlar bizi ḳaḳıdupdururlar.
Onlar (bəzək şeylərimizi götürməklə, Misiri atıb getməklə) bizi qəzəbləndirmişlər. (Və ya: İsrail oğullarına çox əziyyət verdiyimizə görə onlar bizə qarşı qəzəblidirlər).
And lo! they are offenders against us.
"And they are raging furiously against us;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |