Yulkûne-ssem’a veekśeruhum kâżibûn(e)
Ve onlar da Şeytanlara kulak verirler ve Şeytanların çoğuysa yalancıdır.
(O yalancı şair, hatip ve yazarlara gelince) Bunlar; (şeytanların ve şerli odakların düzmecelerine) kulak verirler, pek çokları da (bile bile) yalan söylerler.
O yalancılar, şeytanlara kulak verirler, çoğu ise yalancıdırlar.
Bilerek günah işlemekte ısrar eden günaha dadanan yalancılar şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu da yalancıdır.
Onlar kulak verirler. Çoğu da yalancıdırlar.
Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler.
O düzenbazlardır ki, şeytanlara kulak verirler ve çoğu yalan söylerler (şeytanların telkinatını kendi bilgilerine katarlar).
Haber almak için, kulaklarını (göklere) dayatıverirler. Ve çoğu da yalancıdırlar.
“Bunlar, şeytanlara kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.”
Kulak verirler onlara, pek çokları yalancıdır!
Onlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.
Kur’ân’dan kulaklarının işidebildiğine göre ilkââtda bulunur. Ekserîsi yalancıdır.
Bunlar şeytanlara kulak verirler, çoğu yalancıdırlar.
Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.
Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler, çoğu da yalancıdır.
Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.
Kulak verirler; ancak çoğu yalancıdır.
Onlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır.
Onlar kulak verirler ve ekseri yalan söylerler
(O yalancı düzenbazlar, şeytanlara) kulak verirler (ve şeytanlardan duydukları yalanlara, kendi yalanlarını da ekleyerek insanlara aktarırlar, zaten) onların çoğu yalancıdırlar.
Onlar dır ki (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.
(Onlar ise şeytanlara) kulak verirler; bunların çoğu da yalancıdırlar.
(Ki) böyleleri (zaten hep asılsız, aldatıcı şeylere) kulak verir ve onlardan çoğu başkalarına da yalan söylerler.
Pek çoğu yalancı oldukları halde, kulağa fısıldarlar.
O kimseler ki şeytanlara kulak verirler, birçokları da yalan söylerler.
Bunlar şeytanlar yalanına kulak asarlar, pek çokları da yalancı kimselerdir.
Onlar da ona kulak verirler ve onların birçoğu da yalancıdır.
Bunlar (şeytanlar) duyduklarını telkin ederler ve çoğu yalan söylemektedirler.
İşte bu düzenbazlar, dâimâ cinlere, şeytanlara kulak verir ve onlardan duyduklarını kendi yandaşlarına iletirler fakat onların çoğu, gerçekte yalan söylerler.
İyice Kulak veriyorlar. Onların çoğu yalancıdır.
Onlar da bu şeytanlara kulak veriyorlar, çünkü kendileri de çoğunlukla inkarcı.
O yalancılar şeytanlara kulak verir. Onların çokları da yalan söyler.
Onlar (yalan sözlere) kulak verirler; çoğu da yalancıdır.
Çünkü onlar Şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu zaten yalancıdır. 14/21- 22
(yalana) kulak kabartırlar ve onların çoğu (başkalarına da) yalan söylerler.[³²⁷⁰]
Çünkü böyle kimseler ona (şeytanın vesvesesine) kulak verirler ki, o kimselerin çoğu yalancıdırlar.
Bunlar da (şeytanlara) kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.
Onlar (şeytanın sözlerine) kulak verirler ve onların ekserisi yalancı kimselerdir.
Çünkü o iftiracılar şeytanlara kulak verirler, esasen onların çoğu yalancıdırlar.
O yalancılar,(şeytanlara) kulak verirler, çokları da yalan söylerler.
İşitdiklerini onlara ilkâ iderler. Bunların ekserîsi yalancıdırlar.
Şeytanlara bunlar kulak verirler. Onların çoğu yalancıdır.
Onlar (şeytanlara) kulak verirler, çoğu zaten yalancıdır.
Onlar şeytanlara kulak verirler; zaten çoğu yalan söyleyip durmaktadır.(9)
Kulak kabartırlar ama çoğu yalancılardır onların.
bıraġurlar işitdüklerini [201a] eyregi anlaruñ yalancılarken.
Bıraġurlar üstine işitdükleri nesneyi ve anlaruñ çoġı
(Şeytanlar mələklərdən oğrun-oğrun) eşitdikləri (adda-budda) sözləri onlara təlqin edərlər. (Yaxud kahinlər şeytanların uydurmalarına qulaq asarlar). Onların əksəriyyəti yalançıdır!
They listen eagerly, but most of them are liars.
(Into whose ears) they pour hearsay vanities, and most of them are liars.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |