Evfû-lkeyle velâ tekûnû mine-lmuḣsirîn(e)
Ölçeği tam ölçün, eksik ölçenlerden olmayın.
"(Alışverişte) Ölçüyü tam tutun ve (insanların alacağını) eksiltenlerden (ve kul hakkına girenlerden) olmayın."
Ölçüyü her zaman ve herkese karşı tam tutun, başkalarının hakkını düzenbazlıkla eksilten kimselerden olmayın.
“Ölçekleri tam doldurun. Noksan ölçüp tartanlardan, insanları zarara, kendilerini hüsrana uğratanlardan olmayın.”
Ölçüyü tam yapın ve eksiltenlerden olmayın.
'Ölçüyü tam tutun ve eksiltenlerden olmayın.'
Ölçüyü ve tartıyı tam yapın da eksiltip hak yiyenlerden olmayın.
Ölçerken tam verin ve zarar ettirenlerden olmayın.
“Ölçüyü ve tartıyı eksiksiz yapınız! İnsanların hakkını kısanlardan olmayınız!”
Denk tutunuz ölçeği, zarar veren kimselerden olmayın
“Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın.
177-184. Şu’ayb ânlara: "Allâh’dan korkmayacak mısınız? Ben size emîn bir rasûl olarak geliyorum. Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz. Ben sizden hiç bir ücret istemem. Benim ücretimi rabbu’l ’âlemîn virir. Kileyi iyi doldırınız, kimseyi ızrâr itmeyiniz. Doğrı ölçi ile ölçiniz. Kimsenin malına karşu hîle yapmayınız, arz üzerinde müfsidlik itmeyiniz, sizi ve sizden evvel gelenleri halk idenden korkınız" didi.
177,178,179,180,181,182,183,184. Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkını azaltmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve daha önceki nesilleri yaratandan korkun" dedi.
“Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın.”
Ölçüyü tam tutun, eksik verenlerden olmayın.
Ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın.
"Ölçüyü tam uygulayın. Kandıranlardan olmayın."
"Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın."
Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın
Ölçüyü tam yapın, (alışverişlerinizde) eksiltenlerden, (hak yiyenlerden) olmayın.
“Ölçüde tam olun. Hak yiyenlerden olmayın.”
Ölçeği tam ölçün. Eksiltenlerden olmayın».
“Ölçüyü tam yapın; (alış verişlerinizde) eksiltenlerden olmayın!”
(Alışverişte) ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın.
“Ölçüyü doğru olarak yerine getirin ve eksiltenlerden olmayın.”
Ölçüyü tam ölçün, eksik vermeyin,
«— Ölçeği tamam ölçün, nâs/ın hakkını eksik veren takımından olmayın»;
“Ölçüyü tam yapınız, asla eksik ölçenlerden/hak yiyenlerden olmayınız.”
“Ölçüyü tam tutun ve eksiltenlerden olmayın.”
“Ey halkım! Alışverişinizde ölçüyü tam tutun ve sakın ölçüp tartarken eksiklik yapmayın! Ticârette, hukukta, siyasette... asla adaletten ayrılmayın!”
“Tartı’yı tam yapın! Eksiltenler’den olmayın!”.
Tartının hakkını verin. Eksik tartmayın.
"Ölçüyü tam yapın! Eksiltenlerden olmayın! İnsanlar arasında haksızlık yapmayın! Adaletli olun! Hakkı hukuku koruyun! Aranızdaki ticari, sosyal, siyasal ilişkilerde ölçülü davranın! Biriniz diğerinin hakkını çiğnemesin!"
Ölçüyü tastamam yapın; (başkalarının hakkını) eksik verenlerden olmayın!
“Ölçüyü tam yapın ve eksik tartanlardan olmayın.”
Ölçüyü [her zaman ve herkese karşı] tam tutun; [başkalarının hakkını düzenbazca] eksilten kimselerden olmayın;
Ölçüyü tam tutun. Eksik tartarak hak yiyenlerden olmayın. 83/1...4
“(Ölçüp biçerken) ölçüyü tam tutun, hak yiyenlerden olmayın!
“Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın.”
Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın.
«Ölçeği tamamlayın ve noksan ölçenlerden olmayın.»
Ölçeği, tam ölçün de eksik ölçüp hak yiyenlerden olmayın.
Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın.
"Kileyi doğrı ölçün ve nâsa ziyân viricilerden olmayın."
Ölçeği tam yapın, eksik ölçenlerden olmayın.
Ölçüyü tam tutun. Eksik tartanlardan olmayın.
“Ölçünün hakkını verin; sakın eksiltenlerden olmayın.
"Ölçüyü tam yapın; şunun-bunun hakkını çarpanlardan olmayın;
[200a] “tamām eylen ölçmeġi daħı olmañ eksicilerden.
Ölçüyi tamām ölçüñüz, daḫı ḫalḳa ziyān idenlerden olmañuz.
Ölçüdə düz olun, (onu) əskildənlərdən olmayın!
Give full measure, and be not of those who give less (than the due).
"Give just measure,(3216) and cause no loss (to others by fraud).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |