Fettekû(A)llâhe veatî’ûn(i)
Artık Allah'tan çekinin ve itaat edin bana.
"Artık Allah’tan korkup (zulüm ve hıyanetten) sakının ve bana itaat edin."
Öyleyse artık yolunuzu, Allah'ın kitabıyla bulun ve bana itaat edin.
“Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, bana itaat edin, benim sünnetimi uygulayın.”
Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin.
'Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin.'
Artık Allah'dan korkun ve bana itaat edin.
Artık, Allah’ın yasalarını çiğnemekten sakının ve bana itaat edin.
“Allah'tan korkun ve bana itaat edin.”
Allahtan korkasınız. Bana başeğesiniz
Artık, Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”
177-184. Şu’ayb ânlara: "Allâh’dan korkmayacak mısınız? Ben size emîn bir rasûl olarak geliyorum. Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz. Ben sizden hiç bir ücret istemem. Benim ücretimi rabbu’l ’âlemîn virir. Kileyi iyi doldırınız, kimseyi ızrâr itmeyiniz. Doğrı ölçi ile ölçiniz. Kimsenin malına karşu hîle yapmayınız, arz üzerinde müfsidlik itmeyiniz, sizi ve sizden evvel gelenleri halk idenden korkınız" didi.
177,178,179,180,181,182,183,184. Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkını azaltmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve daha önceki nesilleri yaratandan korkun" dedi.
Artık, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
"ALLAH'ı dinleyin ve beni izleyin."
"Gelin, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
Gelin Allahdan korkun ve bana itaat edin
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!
“Allah için takva sahibi olun ve bana tabi olun.”
«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».
“Artık, Allah'dan sakının ve bana itâat edin!”
Artık Allah’a (Allah’ın emirlerine) karşı gelmekten sakının ve (tebliğ etmekte olduğum Allah’ın mesajları hususunda) bana uyun.
“Allah’dan korunun ve bana itaat edin.”
Onun için Allah’tan sakının, bana boyun eğin.
Artık Allah/tan sakının, bana da itaat edin.
“Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olunuz ve bana itaat ediniz.”
“Artık Allah'tan korkup sakının ve bana itaat edin.”
“Öyleyse, Allah’tan gelen ilkeler doğrultusunda hayatınıza yön vererek, kötü davranışlardan sakının ve Allah’a kulluk konusunda beni model kabul edipbenim izimden yürüyün!”
“Allah’tan sakınıp korunun! Bana itaat edin!”.
Eğer Allah'a karşı kendinizi sağlama almak istiyorsanız bana itaat edin.
"Artık sözümü dinleyin! Allah’tan korkun ve yasalarına uyun!"
Allah’a karşı [takvâ]lı (duyarlı) olun ve bana itaat edin!
öyleyse artık Allah’tan yana bilinç ve duyarlık gösterin ve bana itaat edin!
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. 22/44
Şu halde Allah’a karşı sorumlu davranın ve beni izleyin!
“Artık Allah’tan korkun da, bana itaat edin;”
Artık, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
«Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»
177, 178, 179, 180. Şuayb onlara şöyle dedi: “Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin'dir. ”
Allah'tan korkun ve bana ita'at edin.
"Allâh'dan sakınub bana ita'at idiniz."
Allah’tan çekinin de sözümü dinleyin.
Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
“Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin."
“pes ķorķuñ Tañrı’dan daħı boyun virüñ baña.”
Pes Tañrıdan ḳorḳuñuz, daḫı baña uyuñuz.
Artıq Allahdan qorxun və mənə itaət edin!
So keep your duty to Allah and obey me.
"So fear Allah and obey me.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |