İnne fî żâlike leâye(ten)(s) vemâ kâne ekśeruhum mu/minîn(e)
Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Bu kıssada da, insanlar için bir ders vardır, onlardan çoğu buna inanmasalar da…
Bunlarda da, kesinlikle Allah'ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, bütün insanlar için ibretler, alınacak dersler vardır. Onların çoğu iman edecek değildi.
Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.
Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Muhakkak ki bunda (onlara yaptığımız helâk işinde), arkalarından gelecekler için büyük bir ibret vardır; öyle iken, çoğu mümin olmadı.
Şüphesiz bunda, önemli bir ayet ve delil vardır. Fakat çokları inanmadılar.
174,175. Bunda kesinlikle bir ders vardır. Onların çoğu inanmamış olsa da. Şüphesiz senin Rabbin çok güçlüdür; çok merhametlidir.
Bunda bir belge vardır, pek çokları inanmazlar
Bu Allâh’ın bir ders-i ’ibreti idi. Lâkin ekserîsi îmân itmediler.
Şüphesiz bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Elbet bunda büyük bir ibret vardır; fakat çokları iman etmezler.
Elbet bunda büyük bir ibret vardır; fakat çokları iman etmezler.
Bunda bir ders var; ancak çokları inanmaz.
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.
Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı
Şüphesiz bunda (insanlar için alınacak, nice) ibret (ler) vardır, ama (bunca hakikatlere rağmen, insanların) çoğu îmân etmezler.
Şübhesiz bunda elbette bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.
Şübhesiz bunda, apaçık bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.
Gerçekten, bunda bir ayet (ibretli mesaj vardır), ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Bu haberde ibret alınacak işaretler var, ancak onların çoğu inanmıyorlar.
İşte bu olayda kesin bir belge vardır. Ancak onların pek çoğu inanan kimseler değildiler.
İşte bunda bir ibret vardır. Halbuki halkın pek çoğu mü/min değillerdi.
Muhakkak ki bunda bir ibret [âyet] vardır fakat onların pek çoğu mü’min değildir.
Şüphesiz (iman edenler için) bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Dinle, ey insan; hiç kuşkusuz bu anlatılanlarda, ilâhî adâleti gözler önüne seren apaçık bir delil, bir işâret var fakat insanların çoğu, yine de inanmamakta diretiyor.
Şüphesiz ki, bunda bir âyet vardır. Yine de onların çoğu mümin olmadı.
Resulüm! Çokları inanmasa da bu toplu telef olayında şuna işaret vardır:
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır ama yine çokları inanmazlar.
Çoğu inanmamış olsa da şüphesiz ki bunda bir ders vardır.
Şüphesiz bu (Lût kıssasında, insanlar için) bir ibret vardır ama onların çoğu (hâlâ) inanmadılar.
Bu [kıssada da insanlar için] bir ders vardır; onlardan çoğu [buna] inanmasalar da...
İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır. Ama onların çoğu yine de iman etmediler. 12/111
Elbet bu (Lût kıssası)nda da alınacak bir mesaj mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır.
Kuşkusuz; bu kıssada da bir ibret vardır!.. Ama (sonra gelenler bundan bir ders almadı, içlerinden) çoğu imana gelmedi.
Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların çokları mü'minler olmadı.
Elbette bunda alınacak ibret vardır. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
Bunda kudret-i bâliğamıza delâlet ider âyet vardır, lâkin ekserîsi îmân idezler.
İşte bunda tam bir ibret vardır ama bunlardan çoğu inanacak değillerdir.
İşte bunda da bir ibret vardır. Fakat, onların çoğu yine de inanmış değildir.
İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.
Elbette bunda bir ayet var ama onların çoğu müminler değildi.
bayıķ anuñ içinde nişāndur daħı olmadı eyregi anlaruñ mü’minler.
Taḥḳīḳ anda ‘ibretler vardur, daḫı anlaruñ çoġı mü’minler degül‐idi.
Şübhəsiz ki, bunda (Lutun bu hekayətində) bir ibrət vardır. Halbuki onların əksəriyyəti iman gətirmədi.
Lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers.
Verily in this is a Sign: but most of them do not believe.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |