24 Mart 2025 - 24 Ramazan 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şu’arâ Suresi 173. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veemtarnâ ‘aleyhim matarâ(an)(s) fesâe mataru-lmunżerîn(e)

Üstlerine öylesine bir yağmur yağdırdık ki, ne de kötüdür korkutulanlara yağdırılan yağmur.

Ve üzerlerine (öylesine şiddetli ve dehşetli) bir (felaket) yağmur(u) yağdırdık; ki uyarılıp-korkutulanların (ama bu uyarıları dikkate almayanların azap) yağmuru(nun) ne kötü (olduğunu sonunda görmüşlerdi).

Üzerlerine pişirilmiş taşlardan, felaket yağmuru yağdırdık. Uyarıldıkları halde, uslanmayanların maruz kaldığı yağmur, gerçekten de ne kötüydü.

Üzerlerine dehşetli bir yağmur, taş yağdırdık. Sorumluluk hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların yağmuru ne berbat bir yağmurdu.

Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların [4] yağmurları ne kötü idi!

4.Yani uyarılıp da yola gelmeyenlerin.

Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp-korkutulanların yağmuru ne kötü.

Üzerlerine (kızgın lâvlardan ibaret) taş yağmuru yağdırdık. İşte bak, azabla korkutulanların yağmuru ne kötüdür!...

Ve onların başına (bir bela) yağdırdık. İşte, uyarılanlara yağan bela ne kötü bir şeydir!

172,173. Sonra diğerlerini yerle bir ettik. Üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Ne kötü bir yağmurdu, o uyarılanların yağmuru!

Biz onlara sağanaklar yağdırdık, ne kötüdür kocundurulmuş olanların yağmuru

Üzerlerine (dehşetli) bir yağmur yağdırdık. Uyarıldığı halde yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötüdür.

Ânların üzerlerine müdhîş bir taş yağmurı yağdırdık. Bu nush ve pend itdiğimiz âdemlerin üzerine yağan yağmur ne fenâ idi!

Üzerlerine de yağmur yağdırdık. Uyarılan fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi!

Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi![400]

Aynı olay için bakınız: Neml sûresi, âyet, 58.

Üzerlerine de görülmemiş bir yağmur yağdırdık, sonunda önceden uyarılmış olanların yağmuru korkunç oldu.

Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) yağmuru ne de kötü!

Üzerlerine bir çeşit yağmur yağdırdık; uyarılanların yağmuru ne felaketli bir yağmurdur.

Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, (uyarılanların) o yağmuru ne kötü bir yağmurdu!

Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki ne fena idi o münzerin yağmuru

172-173. Sonra (Lût’un hanımı ile birlikte) ötekileri (küfürde ısrar etmekle birlikte, iğrenç ve lânete mucip bir amelin de sahibi olan kâfirleri,) üzerlerine (taştan) yağmur (lar) yağdırmak sûretiyle helâk ettik. (Başlarına gelecek olan azap hususunda) uyarılanların (fakat küfür ve isyanda ısrar edenlerin) yağmuru ne kadar da kötüdür.

Ve üzerlerine taştan¹ yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür!

1- 11/Hud, 82.

Üstlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki. (Bak) inzâr edilenlerin yağmuru ne kötüdür!

Üzerlerine (taştan) bir yağmur yağdırdık! Artık o korkutulanların (Lût kavminin)yağmuru ne kötüdür!

Üzerlerine de (kızgın lavlardan ve taşlardan ibaret) bir yağmur yağdırdık. İşte ne kötü bir yağmurdu, o uyarılanların yağmuru!*

(*) Lût Kavmi, İslam dinini inancına göre milattan önce 1900 yıllarına dek varlığını sürdürmüş olan bir topluluk. Lut Kavmi, Vezüv adı verilen yanarda... Devamı..

Üzerlerine yağmur yağdırdık, ama uyarılanlar için ne kötü yağmur.

Üzerlerine yağmur yağdırdı. Uyanılanların üzerine yağan yağmur ne kötü bir yağmurdu.

Onlara taş yağmuru yağdırdık, Allah azabıyle korkuya uğrayanların yağmuru ne yaman yağmurdur.

Üzerlerine öyle bir (taş) yağmuru yağdırdık ki²⁹, uyarılanların (ama uslanmayanların) yağmuru ne kötüdür!

29 Hûd, 11/82’de balçıktan pişmiş sert taşlar (siccîl) ifadesi geçer. Muhtemelen güçlü bir yanardağ patlaması olduğu anlaşılıyor. Balçık gibi olan ve ... Devamı..

Ve üzerlerine özel bir yağmur yağdırdık; uyarılıp korkutulanların yağmuru pek de kötü idi!

Öyle ki, üzerlerine sağanak sağanak taş yağmuru yağdırdık; zamanında uyarılan, fakat yine de azgınlıktan vazgeçmeyen bu inkârcılara yağdırılan yağmur, gerçekten ne kötü bir yağmurdur!”

Üzerlerine şiddetli bir yağmur yağdırdık. Uyarılmışlar’ın yağmuru kötü oldu.

172,173. Diğerlerini ise önce topa tuttuk, // Ardından da tam bir felaket yağmuru indirdik. Yağmur da ne yağmurdu hani.

Üzerlerine beklemedikleri değişik bir yağmur yağdırdık! Uyarılıp da yola gelmeyenlerin yağmuru hakikaten çok kötü oldu.

Üzerlerine büyük bir bela yağmuru yağdırmıştık. Uyarılanların (ama yola gelmeyenlerin) bela yağmuru ne de kötü (olmuştu)!

Ve üzerlerine çok şiddetli bir (azap) yağmuru yağdırdık. (Uyarılanların) yağmuru gerçekten ne kötü bir yağmurdur!¹

1 Aynı âyet için Bk. (Neml: 58)

üzerlerine [helak edici] yağmurlar yağdırdık; ⁷² uyarıl[dıkları halde uslanmay]anların maruz kaldığı yağmur, gerçekten, ne korkunçtur! ⁷³

72 Bkz. 11:82 ve ilgili 114. not.73 Yahut: geçmiş zaman kipiyle, lafzen, “o uyarılanların yağmuru ne korkunçtu/ne kötüydü!” Her iki anlamıyla da cümle... Devamı..

Üzerlerine de yağmur gibi taş yağdırdık. Uyarıldıkları halde kulak asmayanların yağmuru ne kötüdür. 37/133...138

sonunda (bela) sağanağını üzerlerine boca ettik: gör ki, uyarılan (fakat uslanmayan) kimselerin maruz kaldığı sağanak ne berbattır.

Üzerlerine de, (ateş ile taş parçalarından) bir yağmur indirdik. (Peygamberi tarafından) Uyarılanların sonu ne kadar feci oldu.

Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık, uyarıl(ıp da yola gelmey)enlerin yağmuru hakikaten çok kötü oldu!

Ve onların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Artık ne fena oldu o korkutulmuşların yağmuru!

Üzerlerine öyle helâk eden bir yağmur yağdırdık ki sorma! Uyarılanların başına yağan musîbet ne fena idi!

Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık, uyarıl(ıp da yola gelmey)enlerin yağmuru hakikaten çok kötü oldu!

Onların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki o, inzâr olundukları halde îmâna gelmeyenlerin ne fenâ yağmurı idi.

Üzerlerine bir yağmur (taş yağmuru[*]) yağdırdık; uyarılmış kişilerin yağmuru ne kötüydü.

[*] "Üzerlerine (pişmiş) balçıktan taş yağdırmak için görevlendirildik." (Zariyat 51/33)

Üzerlerine şiddetli bir yağmur yağdırdık. Uyarılmışların yağmuru ne kötüdür..

Üzerlerine bir azap yağmuru indirdik. Uyarılmış olanlar için ne kötü bir yağmurdu o!

Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru!

daħı yaġdurduķ anlaruñ üzere yaġmur ya'nį ŧaş pes yavuz oldı ķorķıdnılmaşlaruñ yaġmurı!

Daḫı üstlerine yaġmur gibi ṭaş yaġdurduḳ. Ne ḳatı yaman yaġmur yaġmaḳ‐ıdı anlar üstine.

Onların üstünə (qızmar daşdan) bir yağış yağdırdıq. (Peyğəmbər tərəfindən Allahın əzabı ilə) qorxudulanların yağışı nə yaman yağışdır!

And We rained on them a rain. And dreadful is the rain of those who have been warned.

We rained down on them a shower (of brimstone):(3213) and evil was the shower on those who were admonished (but heeded not)!

3213 See n. 1052 to 7:84.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.