Fî cennâtin ve’uyûn(in)
Bağlarda, kaynaklarda.
"(Böyle) Bahçelerin, pınarların içinde(ki bu gaflet ortamında),"
Bu bahçeler içinde ve pınarlar başında,
“Bahçelerin pınarların, akarsuların arasında mı bırakılacaksınız?”
Bahçelerin ve pınarların arasında.
'Bahçelerin ve pınarların içinde,'
Bağların ve pınarların içinde,
146, 147, 148. Siz burada, bağlar ve bostanlar, ekinler, meyveleri ermiş hurmalıklar arasında güven içinde bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz?
“Bahçelerin ve pınarların içerisinde.”
Bağlarda, pınarlarda
146-147-148. “Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde, ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde kendi halinize bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz?
142-152. Birâderleri Sâlih ânlara "Allâh’dan korkmıyacak mısınız? Ben size emîn bir rasûl olarak geliyorum. Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz. Ben sizden hiç bir ücret istemem, benim ücretimi rabbu’l ’âlemîn virir. Zan idiyor mısınız ki bağçelerinizin, çeşmelerinizin, ekilmiş tarlalarınızın, sık dallı hurmalıklarınızın ortasında ilelebed emniyetde kalacaksınız? Ve kayalardan mutantan hâneler yapmakda devâm ideceksiniz? Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz. Müsriflerin (sû-i harekâtda bulunanların) emrine itâ’at itmeyiniz. Ânlar arzı fesâda virirler ıslâh itmezler." didi.
142,143,144,145,146,147,148,149,150,151,152. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi.
146,147,148. “Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?”
146-149. Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, meyveleri uç vermiş hurma ağaçlarının arasında güven içinde bırakılacağınızı ve dağlardan ustaca evler oyup yapmaya devam edebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
146, 147, 148. Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde bırakılacak mısınız (sanırsınız)?
"Bahçeler, pınarlar, "
"Bahçelerin, pınarların içinde,"
O Cennetler, pınarlar
146-147-148. (Yaptığınız bunca inkâr ve isyanlarınıza rağmen) bahçeler, pınarlar, ekinler ve yumuşak tomurcuklu hoş hurma ağaçlarının arasında (her beladan emin olarak) güven içerisinde bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz?
«Bağların, pınarların içinde»,
146,147,148. “(Siz) burada (her belâdan) emîn kimseler olarak bahçeler, pınarlar, ekinler ve tomurcukları olgunlaşan hurmalıklar içinde bırakılacak mısınız (sandınız)?”
Cennetler (bahçeler, bağlar) ve pınarlar içinde?
“Bahçeler ve subaşlarında.”
bahçeler içinde, pınarların başında,
“Bahçelerde pınar başlarında,”
“Bahçelerin, pınarların içinde (öyle mi)?”
“Yani, şu taptaze meyvelerle dolu bağlar, bahçeler arasında vekaynağından tatlı sular fışkıran pınar başlarında.”
“Bahçelerde ve pınarbaşlarında!”,
146,147,148. Siz buralarda güvenle oturabilecek misiniz? // bu bağlarda bahçelerde, // şu güzelim ekinler ve salkım salkım hurmalar arasında?
"Bahçeler ve çeşme başlarında,"
146,147,148. Siz burada, bahçelerde, (su) kaynaklarında, ekinlerin ve salkımları aşağıya sarkmış hurmalıkların içinde güvende bırakılacak mısınız?
“(Yani) bahçelerde ve pınarlarda,”
Bu bahçeler içre ve bu pınar başlarında;
Bağlarda bahçelerde, pınar başlarında. 26/148, 27/45...53
146,147,148. "Siz bu beldede; bağların, bağçelerin ve pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkan hurmalıkların arasında; (Rabbinizin ayetlerini inkar etmenize rağmen, sonsuza dek) güven içinde bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz?" (Hak davetimi kabul etmediğiniz takdirde, üzerinize bir azap inmesinden korkmuyor musunuz?)
Bu bahçeler içinde ve bu pınar başlarında;
«Bağlarda ve ırmaklarda?»
147, 148. Bağlarda, bahçelerde, pınarların başında, ekinler, bostanlar, dalları kırılacak derecede yüklü salkımları sarkan hurmalıklar içinde devamlı kalacağınızı mı sanıyorsunuz?
Böyle bahçelerde, çeşme başlarında?
"Bağçelerde ve pınar başlarında"
Bahçeler içinde, pınarların başında,
Bahçelerde, pınarlarda...
“Bahçelerin, pınarların içinde,
"Bahçelerde, pınarlarda."
147-148. “bostanlar içinde daħı biñarlar içinde daħı ekinler içinde daħı ħurma aġaçları kim çiçeġi anuñ biribiri içine girmişdür.”
bostānlar içinde ve aḳar ṣular içinde,
Bağlar və çeşmələr içində,
In gardens and water springs
"Gardens and Springs,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |