İn hâżâ illâ ḣuluku-l-evvelîn(e)
Bu, önce gelip geçenlerin uydurmalarından başka bir şey değil.
(Ey Hud!) "Bu (anlattıkların), geçmiştekilerin geleneksel tutumundan (ve meczupların huyundan) başkası değildir."
“Bu tavır ve hareketimiz, önceki atalarımızın tutumundan başka birşey değildir veya senin bu söylediklerin öncekilerin uydurmalarından başka birşey değildir.
“Bu sahip olduğumuz inanç ve âdetler geçmiş ataların inanç ve âdetleridir.”
Bu, öncekilerin geleneğinden başka bir şey değildir.
'Bu, geçmiştekilerin 'geleneksel tutumundan başkası değildir.'
Bu bize getirdiğin, evvelkilerin yalanından başkası değildir.
Bu yaşamımız, eskilerin geleneğinden başka bir şey değildir.
“Bu dediklerin eskilerin yalanlarından başka bir şey değildir.”
Bunlar eskilerin masallarıdır
“Bizim bu (durumumuz), öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir.
136, 137, 138. Kavm-i ’Âd: "Vaz’ itmişsin ve yâhud itmemişsin bizce müsâvîdir, anlatdıkların eski zamân işleridir biz bundan dolayı ’azâb görmeyiz" didiler.
137,138. Bu durumumuz öncekilerin geleneğidir. Biz azaba uğratılacak da değiliz" dediler.
“Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir.”
“Bu, öncekilerin tuttuğu yoldan başkası değildir.
Bu, öncekilerin geleneğinden başka bir şey değildir.
"Bu, bizden öncekilerin izlediği yaşantı biçimidir."
"Bu sırf eskilerin âdetidir."
Bu sırf eskilerin âdeti
Bu (senin anlattıkların), öncekilerin uydurduklarından başka bir şey değildir.
«Bu, evvelkilerin aadetinden başka (bir şey) değildir».
“Bu (getirdiğin şeyler) öncekilerin âdetinden başka bir şey değildir!”
“Bu, (anlatıkların) öncekilerin uydurmalarından başka bir şey değildir.”
“Senin bu söylediklerin öncekilerin uydurmalarıdır.”
Bunlar atalarımızdan gördüklerimizdir.
“Bu öncekilerin ahlakından/geleneğinden başka bir şey değildir.”
“Bu sadece geçmiştekilerin âdetidir.”
“Bu senin anlattıkların, öncekilerin uydurdukları efsane ve masallardan başka bir şey değildir.”
“Bu ancak İlk Öncekiler’in ahlâkıdır / âdetidir”.
Bunlar, tamamen eskilerin uydurması,
"Bütün bu yaptıklarımızı atalarımızdan öğrendik! Bu bizim hayat tarzımız, yaşam biçimimizdir. Biz hayatımızı böyle kazanırız. Sadece biz değil geçmişteki bütün atalarımız da aynı şekilde yaşamışlardır. Senin tenkit ettiğin şeyler bizim alışkanlıklarımız, hayatımız, karakterimiz, ahlâkımızdır. Sen gelip yalan yanlış sözlerinle bu hayat tarzımızı değiştiremezsin!"
Bu (söylediklerin) öncekilerin uydurmalarından başka bir şey değildir.
(Devamla) “bu, önceki (toplumların) uydurmalarından başka bir şey değildir.”
“Bu [benimsediğimiz tutum] atalarımızın tutumundan ⁶⁰ başka bir şey değil ki..!
Zira senin bu söylediklerin öncekilerin uydurdukları şeylerdir. 23/83
(Zira) bu, önden giden (atalarımızın) ahlâk sisteminden[³²⁴¹] başkası değildir.
"Senin söylediklerin, öncekilerin uydurmasından başka bir şey değildir."
Bu (davranışımız), sadece evvelkilerin ahlâkı (ve geleneği) dir.
«Bu, evvelkilerin adetinden başka bir şey değildir.»
136, 137, 138. “Sen” dediler, “Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz! ” [11, 53]
"Bizim üzerinde bulunduğımız 'âdetler evvel geçen kavimlerin 'âdetleridir."
Zaten eskilerin huyu hep böyledir.
Bu, ancak öncekilerin geleneğidir.
“Bu yaptıklarımız, öncekilerin âdetinden başka birşey değildir.
"Bu, öncekilerin uydurmalarından başka şey değil."
“degül uşbu illā evvelgiler yalanı.”
Bu ‘ālem degüldür, illā evvelki ḫalḳuñ yaratmaġı, didiler.
Bu (bizdən) əvvəlkilərin adətindən (gördükləri işlərdən) başqa bir şey deyildir! (Yaxud bizə dediyin bu sözlər qədimlərin uydurmalarından başqa bir şey deyildir!)
This is but a fable of the men of old,
"This is no other than a customary device of the ancients,(3202)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |