Fettekû(A)llâhe veatî’ûn(i)
Artık Allah'tan çekinin ve itaat edin bana.
“Artık Allah’tan korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakının ve bana itaat edin.”
Öyleyse, yolunuzu Allah'la bulmak suretiyle, benim izimden yürüyün.
“Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, bana itaat edin, benim sünnetimi uygulayın.”
Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin.
'Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin.'
Artık Allah'dan korkun ve bana itaat edin.
“Artık Allah’ın yasalarını çiğnemekten sakının. (Yani) bana itaat edin.”
106,107,108,109,110. Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: “Sakınmaz mısınız? Bakın ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. Artık, Allah'a saygı duyun ve bana itaat edin. Hem bunun için sizden dünyevî bir karşılık da istemiyorum. Benim karşılığımı verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Onun için, Allah'a saygı duyun ve bana itaat edin!”
Allahtan korkasınız, bana başeğesiniz
Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”
106-111. Birâderleri Nûh ânlara "Allâh’an korkmıyacak mısınız? Ben size emîn bir rasûl sıfatıyla geliyorum Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz. Ben sizden ücret istemiyorum benim ücretimi rabbu’l ’âlemîn virir, Allâh’dan korkınız bana itâ’at idiniz" didiği vakit "Ancak kavmin esâfili sana ittibâ’ ider iken biz sana inanır mıyız? cevâbını virdiler.
106,107,108,109,110. Kardeşleri Nuh, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin" dedi.
“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
"ALLAH'ı dinleyip bana uymalısınız."
"Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
Gelin Allahdan korkun, bana itaat edin
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!
“Öyleyse Allah için takva sahibi olun ve bana uyun.”
«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».
“Artık, Allah'dan sakının ve bana itâat edin!”
“Allah’dan korunun ve bana itaat edin.”
Artık, Allah’tan sakının, bana da boyun eğin.
108, 110. «— Artık Allah/tan sakının, bana da tevhit ve ta/at hakkındaki emrime itaat edin, bu dâvetime mukabil sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbine düşer. Artık Allah/tan sakının, bana da itaat edin».
“Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olunuz ve (bana) itaat ediniz.”
“Artık Allah'tan korkup sakının ve bana itaat edin.”
“Öyleyse, Allah’tan gelen ilkeler doğrultusunda hayatınıza yön vererek kötü davranışlardan sakının ve Allah’a kulluk konusunda beni örnek ve model kabul ederek, benim izimden yürüyün!”
“Allah’tan sakınıp korunun! Bana itaat edin!”.
Kendinizi Allah'a karşı sağlama almak istiyorsanız, bana itaat edin.
"Artık Allah’tan korkun! Yasalarına uyun! Allah’ın Resulü olarak bana itaat edin!"
Allah’a karşı [takvâ]lı (duyarlı) olun ve bana itaat edin!
öyleyse artık Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyın ve benim izimden yürüyün!”
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. 3/31-32
şu halde, Allah’a karşı sorumlu davranın ve beni izleyin![³²³¹]
Artık Allah’tan korkun da, bana itaat edin.
"Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. "
Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Öyleyse Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin!
Allah'tan korkun ve bana ita'at edin.
"Allâh'a ittikâ ve bana itâ'at idin.
Allah’tan çekinin ve sözümü dinleyin.
Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
“Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin."
“pes ķorķuñ Tañrı’dan daħı boyun virüñ baña.”
Pes Tañrıdan ḳorḳuñuz, daḫı baña uyuñuz, didi.
Artıq Allahdan qorxun və mənə itaət edin!
So keep your duty to Allah, and obey me.
"So fear Allah, and obey me.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |