Felev enne lenâ kerraten fenekûne mine-lmu/minîn(e)
“Ah keşke, bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik" (diye pişmanlık gösterecekler).
Ne olurdu bir kere daha dünyaya dönebilseydik de inananlardan olsaydık.
Ne olurdu, o hayata bir kere daha dönebilseydik de, inananlardan olsaydık.
“Ah, keşke, bizim için dünyaya bir dönüş fırsatı olabilseydi, biz de mü'minlerden olurduk.”*
Keşke bizim için bir geri dönüş olsaydı da mü'minlerden olsaydık.
'Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik.'
Bari bizim için geriye bir dönüş olsaydı da müminlerden olsak.”
“Keşke bir kere daha dünyaya dönseydik de müminlerden olaydık.”
96,97,98,99,100,101,102. Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
Yeniden dünyaya gönderilirsek, inanlılar arasına gireriz»
“Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de mü'minlerden olabilsek.”
96,97,98,99,100,101,102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
“Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak!
"Bir şansımız daha olsaydı da, inananlar olsaydık."
"Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, müminlerden olabilseydik."
Bari bizim için geriye bir dönmek olsa idi de mü'minlerden olsa idik
“Keşke bizim için geri dönüş olsaydı da biz de inananlardan olsaydık.”
«Bizim için hakıykaten bir geri dönüş olsaydı da biz de mü'minlerden olsaydık».
“Buna rağmen ah keşke, bizim için hakikaten (dünyaya) bir (dönüş) daha olsa da mü'minlerden olsak!”
“Keşke bizim için tekrar geri dönüş olsa da, inananlardan olsak” derler.
100, 102. «— Bugün bize şefa/at edecek kimsemiz yok, candan bir dostumuz yok. Ne olurdu! Bir kere daha dünyaya dönseydik de mü/minlerden olsaydık!»
“Bizim için bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik!”
Ah, keşke dünyaya geri dönebilseydik de inananlardan olsaydık!”
“Keşke (dünyaya) bir daha dönebilsek de Müslümanlardan olabilsek!”
N'olurdu, [o hayata] bir kere daha dönebilseydik 47 de inananlardan olsaydık!”
Keşke bize bir fırsat daha verilse de inanıp güvenen müminlerden olsak. 6/26...28, 23/99, 35/37
Keşke bizim için bir kez daha dönüş olsaydı da, biz de inananlardan biri olsaydık.”
«İmdi bizim için bir kere (geriye) dönüş olsa idi de artık mü'minlerden olsa idik.»
96, 97, 98, 99, 100, 101, 102. Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz! ”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu. “Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz! ” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık! ” [36, 56; 40, 47; 7, 53; 38, 64]*
Ah keşke bir dönüşümüz daha olsa da inananlardan olsak!
Keşke bize fırsat verilse de müminlerden olsak.”
Keşke bizim bir hakkımız daha olsaydı da müminlerden oluverseydik.
“Ne olur, bir fırsatımız daha olsa da mü'minlerden olsaydık!”
"Keşke bir dönüşünüz daha olsaydı da müminlerden olabilseydik."
“pes eger olsadı bizüm bir gez dönmekligümüz oladuķ inanıcılardan.”
Kaş bir də (dünyaya) dönə biləydik; mö’minlərdən olardıq!”
Oh, that we had another turn (on earth), that we might be of the believers!
"´Now if we only had a chance of return we shall truly be of those who believe!´"(3185)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |