9 Eylül 2024 - 5 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Furkân Suresi 40. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velekad etev ‘alâ-lkaryeti-lletî umtirat metara-ssev-/(i)(c) efelem yekûnû yeravnehâ(c) bel kânû lâ yercûne nuşûrâ(n)

Andolsun ki onlar, uğramışlardır kötü bir yağmur yağdırılan o şehre, onu olsun görmüyorlar mı? Görüyorlar, fakat onlar, ölümden sonra dirileceklerini ummuyorlar.

Lut Peygamberin gönderildiği kavmin en büyük şehri olan Sedum şehridir.

Andolsun onlar, (müşrikler ve münafıklar) üstüne felaket yağmuru yağdırılmış bulunan o belde(lere ve bölgelere) uğramışlardır; yine de hâlâ onu görmüyorlar (ve ibret almıyorlar) mıydı? Hayır, onlar (aslında) dirilmeyi (ve hesap vermeyi) ummuyorlar (ve istemiyorlar diye böyle davranıyorlar)dı.

Andolsun ki, onlar afet yağmuruna tutulan, üzerlerine taş yağdırılan, Lût toplumunun memleketlerine varmışlardır. Peki orada olup biteni farketmediler mi? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi asla beklemiyorlar.

Andolsun ki, bu Kur'ân'ı inkâr edenler, belâ ve felâket yağmuruna, taş yağmuruna tutulmuş olan beldeye, Sodom ve Gomore'ye uğramışlardır. Orada olanları görmüyorlar mı? Aksine görüyorlar da, onlar öldükten sonra, ölümden önceki vasıflarla diriltilmeyi ummuyorlar, cezalandırılma endişesi duymuyorlar.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 15/76-79; 26/174; 37/137-138.

Andolsun onlar üzerine felaket yağmuru yağdırılan kasabaya uğramışlardı. Yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır onlar yeniden dirilişi ummuyorlardı.

Andolsun, onlar, üstüne felaket yağmuru yağdırılmış bulunan o ülkeye uğramışlardır; yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilmeyi ummuyorlardı.

Yemin olsun ki, (Kureyş kâfirleri ticaret için Şam'a giderken) fenalık (taş) yağmuruna tutulmuş olan o beldeye (Lut kavminin Sedûm şehrine) defalarca uğradılar; onu görüyor değiller miydi? (düşünüb te ibret almazlar, imana gelmezler mi?) Doğrusu onlar, öldükten sonra dirileceklerini ummazlar.

Andolsun! Onlar, o kötülük yağmuruna maruz kalan o şehirden geçtiler. Yoksa onu göremediler mi? Hayır, onlar dirilmeyi ummayan, (dolayısıyla hiçbir şeyden ibret almayan) bir toplumdurlar.

Andolsun müşrikler, felâket yağmurunun helâk ettiği o ülkeye uğradılar. Orayı görmediler mi? Doğrusu onlar, öldükten sonra dirileceklerini beklemiyorlardı.

Üzerlerine belâ yağmuru yağmakta olan bir kente geldiler onlar; onu görmezler mi ki? Hayır onlar ummazlardı yeniden dirilmeyi

Andolsun ki, (Kureyş müşrikleri ticaret için Şam'a giderken) bela yağmuruna tutulan (Lût kavminin Sodom) şehrine de uğramışlardı. Peki, orada olup biteni (ibret için) fark etmediler mi? Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler.

“Bela yağmuruna tutulup yok edilen belde” büyük bir ihtimalle “Lût” kavminin yaşadığı kasabadır. Mekkeli müşrikler ticaret için gittikleri Şam seferle... Devamı..

Kâfirlerin üzerine müdhîş bir taş yağmurı yağdırdığımız şehrin civârından çok def’a geçdiler. Ânı görmediler mi? Evet gördiler fakat bir gün dirileceklerini zan itmiyorlar

Bu putperestler and olsun ki, bela yağmuruna tutulmuş olan kasabaya uğramışlardı. Onu görmediler mi? Hayır; tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.

Andolsun, senin kavmin, belâ yağmuruna tutularak yok edilen kente uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.

Bunlar, felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye gitmişlerdi; peki oraları görmüyorlar mıydı? Hayır hayır! Bunlar öldükten sonra yeniden dirilmek diye bir şeyi beklemiyorlar.

(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.  

 Tefsirlerde, bu âyette, Mekkeli müşriklerin, ticaret için gittikleri Şam seferleri esnasında, inkârları ve sapık yolda inatları yüzünden taş yağmuru ... Devamı..

Felaket yağmuruna tutulmuş bulunan ülkenin (Sodom) yanından geçmiş bulunuyorlar. Onu görmediler mi? Aslında onlar yeniden dirilmeye inanmıyorlardı.

(Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalık yağmuruna tutulmuş olan beldeye uğramışlardır. Peki onu da görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.

Celâlim hakkı için o fenalık yağmuruna tutulan karyeye de vardılar, artık onu görüyor değiller miydi? Doğrusu nüşur arzu etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı

Kasem olsun ki, (Mekkeli müşrikler, ticaret için Şam’a giderken) bela yağmuruna tutulan o beldeye uğramışlardı. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! Onlar (görüyorlardı, fakat ibret almıyorlardı, çünkü o müşrikler) tekrar diriltilmeyi ummuyorlardı.

Ve ant olsun ki onlar, felaket yağmuru yağdırılmış olan beldeye vardılar. Peki, onu da mı görmediler? Aksine onlar, öldükten sonra dirilmeyi beklemiyorlar.

Andolsun ki onlar (Mekkeliler) belâ (ve felâket) yağmuruna tutulan o beldeye uğramışlardır. (Peki) onu da görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar (öldükden sonra tekrar) dirilmeyi ummazlar.

(Ey Resûlüm!) And olsun ki (bu müşrikler), belâ yağmuruna (taşa) tutulan o şehreuğradılar. Peki onu (oradaki helâk alâmetlerini) görmüyorlar mıydı? Hayır! (Onlar) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.

Muhakkak ki, onlar (o müşrikler, bizim mesajlarımızı inkâr edip iğrenç ve sapkın ilişkilerde bulunmaları sebebiyle) felaket yağmuruna (volkanik taşlara) tutulmuş bulunan (Lût halkının Sodom) şehrine de uğramışlardı. Peki, onu (o şehirdeki helâk alâmetlerini) görmüş olmadılar mı? Bilakis, onlar (ahirette) yeniden dirilmeyi ümit etmiyorlardı.*

(*) Mekkeli müşriklerin, ticaret için gittikleri Şam seferleri esnasında, inkârları ve sapık yolda inatları yüzünden taş yağmuru ile helâk edilen Lût ... Devamı..

Gökten boşaltılarak her tarafı kaplayan yağmurla helak olmuş bir kasabaya uğradıklarında, o kasabanın durumunu görmediler mi? Aksine onlar yeniden diriltilmeyi beklemiyorlardı.

Ant olsun ki onlar üzerlerine taş yağan o ile uğramışlardır. Onu görmüyor mı? Yok, onlar yeniden dirileceklerine inanmıyorlar.

* Onlar kötü yağmur yağan kasaba harabelerine uğramışlardı, onları görmüyorlar mı? Hayır, onlar yeniden dirilmeyi ummuyorlar.

Andolsun onlar/kavmin üzerine felaket yağmuru yağan beldeye uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı? Bilakis, (görüyorlar ama) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.

Şüphesiz onlar, üstüne felâket yağmuru yağdırılmış bulunan o kasabaya (Lut'un kasabasına) uğradılar. Peki onu görüyor değiller mi? Hayır, onlar (aslında) dirilmeyi ummaz olmuşlardır.

Oysa onlar, kendilerinden önce azap yağmuruna tutulan şehirlerinharâbeleri yanından kervanlarla bir çok defalar geçmişlerdi;peki onların ibret verici halini görmüyorlar mıydı? Hayır hayır; aslında onlar, ölümden sonra dirilişe inanmıyorlardı. İşte bütün kötülüklerin, ahlâksızlıkların asıl sebebi budur.

And olsun ki üzerine Belâ sağanağı yağdırılmış Şehir’e uğradılar! Orayı görüyor olmadılar mı? Aksine, nüşûr’u (yeniden diriltip yaymaları) ummuyorlardı.

Resulüm! sel felaketine maruz kalan kent Kureyşlilerin uğrak yeri. Olup bitenleri farketmediler mi sanki? aslında onlar, tekrar dirilme olayına inanmıyorlar.

İnkâr edenler görmüyorlar mı? Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı? Bize karşı geldikleri, ayetlerimize inanmadıkları, yasalarımıza göre yaşamadıkları için yok ettiğimiz toplulukların kalıntıları var. İbret almıyorlar mı? Onlar ticaret ve diğer sebeplerle yola çıktıklarında yok edilen toplulukların kalıntılarını seyrederek içlerinden geçiyorlar. Hayır! Onlar ibret almayı düşünmüyorlar. Onlar yok edilen toplumlar gibi bir gün diriltilip hesap için huzurumuza getirileceklerine inanmıyorlar. İnkârlarından dolayı tüm gerçeklere karşı gözlerini kapatıyor kulaklarını tıkıyorlar.

Yemin olsun ki (müşrikler) bela yağmuruna tutulmuş olan o şehre (Sodom’a) elbette uğramışlardır. Orayı (orada olup biteni) hiç mi görmediler? Hayır! Onlar diriltilmeyi ummuyorlar.

Yemin olsun (Mekkeliler, sürekli) yakınından geçtikleri, felâket yağmuruna tutulmuş olan¹ o beldeyi² hiç görmüyorlar mı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummuyorlar.

1 Âyetin bu bölümü: “üzerlerine taş yağdırılarak helâk edilen...” diye de tercüme edilebilir.2 Bu belde; Hz. Lût’un kavminin helâk edildiği; ölü deniz... Devamı..

Bu [Bizim mesajlarımızı inkar edenler] o cezalandırıcı yağmura tutulan şehri görmüş olmalılar; ³⁵ peki orada olup biteni fark etmediler mi? Hayır, bunlar ölümden sonra kalkışı beklemiyorlar! ³⁶

35 Sodom’a ve onun “önceden belirlenmiş cezalandırıcı (volkanik) taş yağmuru”yla yok edilmesine ilişkin bir atıf (bkz. 11:82 ve ilgili 114. not). “Gör... Devamı..

Onlar bela yağmuruna tutulmuş o şehre uğramış olmalılar. Şimdi onların başına geleni düşünmüyorlar öyle mi? Hayır, onlar aslında yeniden dirilip hesap vermekten hoşlanmıyorlar! 6/29, 11/7, 17/49...52-98, 32/10-11

Doğrusu bu (vahyin muhatapları), bela sağanağına yakalanan kente uğramış olmalılar.[³¹²⁷] Şimdi orada olup biteni(n iç yüzünü) görmediler, öyle mi? Yoo! Onlar asıl öldükten sonra yeniden dirilerek (hesap vermeyi) arzu etmiyorlar.[³¹²⁸]

[3127] Yani: Mekkelilerin kervan yolu üzerinde bulunan Lût Gölü civarına… [3128] Lâ-yercûnenin bu anlamı için bkz: Âyet 17. Krş: “Hayır! Onların (a... Devamı..

(Ey Muhammed) Andolsun ki müşrikler, bela yağmuruna tutulmuş olan o beldeye, (Lut kavminin yaşadığı yöreye, gelip geçerken) uğramışlardır. - O kavimden arta kalan harabeleri görmüyorlar mı? (Elbette görüyorlar; fakat yine de peygamberlerini yalanlayan o kavimlerin feci sonlarından ibret alıp imana gelmezler) Çünkü onlar öldükten sonra dirileceklerini (Rablerinin huzurunda işledikleri günahların hesabını vereceklerini) ummazlar.

Ve belâ yağmuruna tutularak yok edilen kente uğradılar. Ve onlar ne olduğunu göremediler mi? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.

Ve andolsun ki, felaket yağmuruna tutulmuş olan karyeye varmışlardı. Artık onu görür olmamışlar mı idi? Hayır, öldükten sonra dirilip kalkmayı ummaz olmuşlardır.

Şu Kureyş müşrikleri, belâ yağmuruna tutulan, üstüne taş yağdırılan şehire de vardılar. Peki, orada olup biteni fark etmediler mi? Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler. [26, 174; 37, 137-138; 15, 76-79]

(Şu Kureyş müşrikleri) bela yağmuruna tutulan, (üstüne taş yağdırılan) kente vardılar. Onun durumunu görmüyorlar mıydı (ki ibret alsınlar)? Hayır, onlar (öldükten sonra) tekrar dirilip kalkmayı ummuyorlar.

Müşrikin-i Kureyş (Şam'a gidüb gelirken) üzerlerine taş yağub helâk olan karyeden geçerler. (Lût kavminin yerleri). Onı görmüyorlar mı? Yâhûd onların tekrâr ba's olunacaklarını ümîd mi itmiyorlar?

(Mekkeliler,)[1] Felâket yağdırılmış o yerlere elbette uğramışlardır. Şimdiye kadar oraları hiç mi görmediler[2]? Aslında bunlar, tekrar dirilmeyi beklemiyorlar.

[1] Cümlenin gizli öznesi nebilerin hitap ettiği o kimseler, dolayısla Mekke ve civarındakilerdir. [2] Önceki milletlerin helak edilmelerine ait kanıt... Devamı..

Onlar, üzerine bela yağmuru yağdırılmış bir beldeye de uğramışlardı, onu görmediler mi? Hayır, onlar yeniden dirilişi düşünmüyorlar!

Doğrusu, onlar azap yağmuruna tutulmuş beldeye de uğramışlardı. Onun halini görmediler mi? Aslında onlar tekrar diriltileceklerine ihtimal vermiyorlar.

Yemin olsun, onlar o kötülük yağmuruna tutulan kente vardılar. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilip hesap vermeyi ummuyorlardı.

daħı bayıķ geldiler köye kim yaġnıldı yavuzlıķ yaġmurı degül mi-di anlar gördiler anı belki oldılar ümid dutmazlar yā ķorķmazlar girü ķopmaġı.

Taḥḳīḳ geçdiler ol köy üstine, yaġdı ḳavmi üstine yaman yaġmur ki ṭaşdur.Eyā anı görmediler mi? Bel ki anlar ḳıyāmeti inkār iderlerdi.

(Qüreyş müşrikləri ticarət üçün Şama gedərkən) fəlakət yağışı yağmış şəhərə (vaxtilə Lut tayfasının yaşadığı Sədum şəhərinə) gəlib çatmışdılar. Məgər onu (o şəhərin başına nələr gəldiyini) görmədilərmi? Xeyr, onlar öldükdən sonra yenidən dirilməyə inanmırlar. (Özlərindən əvvəlki kafirlərin başlarına gətirdiyimiz müsibətlərdən ibrət almayan Məkkə müşrikləri hələ də qiyamət barəsində şəkk-şübhə içindədirlər).

And indeed they have passed by the township whereon was rained the fatal rain. Can it be that they have not seen it? Nay, but they hope for no resurrection.

And the (Unbelievers) must indeed have passed by the town on which was rained(3095) a shower of evil: did they not then see it (with their own eyes)? But they fear not the Resurrection.

3095 This refers to Lot's story and the destruction of Sodom and Gomorrah , the wicked cities of the plain near the Dead Sea , by a shower of brimston... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.