7 Eylül 2024 - 3 Rebiü'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nûr Suresi 51. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnemâ kâne kavle-lmu/minîne iżâ du’û ila(A)llâhi verasûlihi liyahkume beynehum en yekûlû semi’nâ veeta’nâ(c) veulâ-ike humu-lmuflihûn(e)

Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Peygamberine çağrıldıkları zaman inananların sözü, ancak duyduk ve itaat ettik sözüdür, böyle der onlar ve onlardır kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri.

Aralarında hükmedip (karar vermesi) için Allah’a ve Elçisine (Kur’an ve Sünnet kaynaklı hükümlere ve düzene) çağrıldıkları zaman mü’min olanların sözü: "(Hay hay, başımız üstüne!) İşittik (kabul ve) itaat ettik" demeleridir. İşte ancak bunlar (ve böyle davrananlar) kurtuluşa ereceklerdir.

Aralarında ilâhî kitap hüküm versin diye, Allah'a ve O'nun elçisine çağırıldıkları zaman, mü'minlerin söyleyeceği tek söz, işittik ve itaat ettik olmalıdır. Gerçek kurtuluşa erenler, işte böyleleridir.

Aralarında hüküm vermesi, hakem olması, idarî düzen uygulamaları için, Allah'a ve Rasûlüne, Kur'ân ve sünnetin uygulayıcılarının huzuruna davet edildiklerinde, sevk edildiklerinde mü'minlerin sözü kesinlikle:
“- Kararını duyduk, kabul ettik. Kur'an'a, sünnete ve devletin kararlarına itaat ettik.” demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamberine çağrıldıklarında mü'minlerin sözleri: "Duyduk ve itaat ettik" demeleridir. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.

Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: 'İşittik ve itaat ettik' demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır.

Müminler, aralarında hüküm vermek için, Allah'ın kitabına ve peygamberine çağrıldıkları vakit, onların sözü ancak: “-Dinledik ve itaat ettik.” demeleridir. İşte bunlar, zafer bulacak olanlardır.

Müminler, Allah ve Resulü tarafından yargılanmak için çağrıldıkları zaman, dedikleri şey yalnızca; “işittik ve itaat ettik” sözüdür. İşte asıl kurtuluşa erenler onlardır.

Aralarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve Peygamberine çağırıldıkları vakit “İşittik, itaat ettik” demek, ancak inananların sözüdür. İşte başarıya erenler onlardır.

Hükmolunmak üzere aralarında - Allah ile peygamberine- inanmış olanlar çağrıldığında: «İşittik, başeğdik» demektedirler, işte bunlar kurtulurlar

Aralarında hüküm verilmesi için Allah'a ve Resulüne dâvet edilen mü'minlerin söyleyeceği tek söz: “Duyduk ve itaat ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Onların “duyduk ve itaat ettik” demeleri, duyduklarımızı kabul ettik ve hayata geçireceğiz demektir. Bir emre itaat, o emri layıkıyla yerine getirmekl... Devamı..

Beynlerinde bir hüküm virilmek üzere Allâh’ın ve rasûlünün huzûrına da’vet olundukları vakit mü’minlerin sözleri "İşitdik ve itâ’at ideceğiz"dir. Bunlar felâh bulurlar.

Aralarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: "İşittik, itaat ettik" demek, ancak müminlerin sözüdür, işte saadete erenler onlardır.

Aralarında hüküm vermek için Allah’a (Kur’an’a) ve Resûlüne davet edildiklerinde, mü’minlerin söyleyeceği söz ancak, “işittik ve iman ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Aralarındaki anlaşmazlıkları çözüme bağlasın diye Allah’a ve resulüne çağrıldıklarında müminlerin sözü, “Dinledik ve boyun eğdik” demekten ibarettir. İşte kurtuluşa erenler de bunlardır!

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak «İşittik ve itaat ettik» demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.

Aralarında hüküm vermek üzere, ALLAH'a ve elçisine çağrıldıkları zaman inananlar yalnızca şunu söylerler: "İşittik ve uyduk." Kazananlar işte bunlardır.

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak "işittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte bunlar asıl kurtuluşa erenlerdir.

Aralarında hukmetmesi için Resulü ile Allaha da'vet olundukları zaman mü'minlerin sözü ancak «semi'na ve ata'na» demeleridir, işte bunlar felâh bulacak olanlardır

Aralarında hüküm vermesi için Allah’a (Kur’ân’a) ve Peygamberine çağrıldıklarında, mü’minlerin sözleri, duyduk ve itaat ettik, demeleridir. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resul'üne çağrıldıkları zaman inananların sözü ancak, “İşittik ve itaat ettik.” demeleri oldu. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Mü'minlerin — aralarında hükmetmek üzere Allahın resulüne da'vet olundukları vakit — sözü ancak: «Dinledik, itaat etdik» demeleridir. İşte asıl muradlarına erenler bunlardır.

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne çağırıldıkları zaman, mü'minlerin sözü ancak: “İşittik ve itâat ettik!” demeleridir. İşte bunlar, gerçekten kurtuluşa erenlerdir.

Aralarında (ilahi kitapla) hüküm versin diye Allah’a (onun kitabına) ve elçisine (onun hakemliğine) davet edildiklerinde, inananların söyleyeceği söz, ancak işittik (kabul ettik) ve uyduk sözü olmalıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.*

(*) Burada onların arasında Resulün Allah’ın kitabıyla hükmetmesine vurgu yapılıyor, bunun sünnetle hiçbir alakası yoktur. Çünkü resul kendi görüş ve ... Devamı..

Aralarında hükmedilmesi için Allah’a ve Elçisine çağrıldıklarında inananların sözü, yalnızca “İşittik ve itaat ettik” demeleri gerekir. İşte bunu söyleyenler mutluluğa erenlerdir.

Aralarını yargılamak üzere Allah ile peygamberine çağırıldıkları vakit inananların sözü: " Dinledik, boyun eğdik" demek olur. İşte onanlar bunlardır.

Mü/minler, peygamber aralarında hükmetmek üzere Allah ve resûl/üne çağrıldıkları zaman onların sözleri «— İşittik, itaat ettik» demekten ibarettir. İşte bunlardır ki umduklarına ermişlerdir.

Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve elçisine çağrıldıkları zaman, mü’minlerin sözü ancak, “İşittik ve itaat ettik” demelerinden ibarettir. İşte onlar kurtuluşa/mutluluğa erenlerin tâ kendileridir.

Aralarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve resulüne çağrıldıkları zaman mümin olanların sözü, “İşittik ve itaat ettik” demeleridir. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.

Oysa gerçek inananlar, aralarında Kur’an ve Peygamber hakem olsun diye Allah’a ve Elçisine çağrıldıkları zaman, ancak ve ancak “İşittik ve itaat ettik!” diye cevap verirler. İşte kurtuluşa erecek olanlar, yalnızca bunlardır. Diğer bir deyişle:

Onların arasında hüküm vermesi için Allah’a ve O’nun rasûlüne çağrıldıkları zaman, Müminler’in sözü: -“işittik ve itaat ettik!” demeleridir. İşte onlar Felaha (Kurtuluşa) Erenler’dir.

Çünkü aralarında karar vermesi için Allah ve resulüne başvurmaları istendiğinde, inanan kesim hemen: " baş üstüne " demeliydiler. Böyle yapanlar kurtulmuştur.

Aralarında hüküm vermek için Allah’ın yasalarına, yasalara göre hüküm veren Allah Resulünün hükmüne davet edildiklerinde, Müminlerin söyleyeceği söz ancak, "İşittik ve iman ettik!" demeleridir. İşte onlar hesap günü kurtuluşa erenlerdir.

Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Elçisine davet edildiklerinde, müminlerin sözü sadece “İşittik ve itaat ettik!” demeleridir. İşte onlar kurtulanların ta kendileridir.

Aralarında hükmetmesi için, Allah’a ve Rasûlüne çağrıldıkları zaman mü’min-ler, sadece: “işittik ve itaat ettik.” derler.¹ İşte bunlar da gerçekten kurtuluşa erenlerdir.

1 Yahûdîler gibi, “işittik ve isyan ettik” demezler. Bk. (Bakara: 93, Nisâ: 46)

Aralarında [ilahî kitap] hüküm versin diye Allah’a ve O’nun Elçisi’ne çağırıldıkları zaman müminlerin söyleyeceği tek söz: “İşittik ve itaat ettik!” sözü olmalıdır; ⁶⁸ kurtuluşa, esenliğe ulaşan kimseler de işte böyleleridir:

68 Lafzen, “Müminlerin (söyleyeceği) tek söz ... demeleridir” -yani, herhangi bir art niyet taşımaksızın; kavl terimi burada, 47. ayette bahsi geçen s... Devamı..

Oysa gerçek müminler, aralarında Allah’ın kitabına uygun hüküm vermesi için elçinin huzuruna çağrıldıklarında şöyle derler “İşittik ve itaat ettik.” İşte bunlardır kurtuluşa erenler. 8/2- 3, 28/53...55, 49/15

Aralarında hüküm vermesi için Allah’a, dolayısıyla O’nun Rasulü’ne[³⁰⁴⁷] çağrıldıkları zaman mü’minlere düşen söz, “İşittik ve itaat ettik” demekten ibâret olmalıdır; zira böyleleri gerçek kurtuluşa eren kimseler olacaklar.

[3047] Yani: “Allah’ın Elçisi aracılığıyla gönderdiği vahye”.

Oysa, aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve peygamberine çağırıldıklarında müminlerin sözü sadece, "İşittik ve itaat ettik'' demek olur, İşte bunlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Aralarında hüküm vermek için Allah’a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin söyleyeceği söz ancak, "işittik ve iman ettik" demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Aralarında hükmetmek için Allah'a ve Peygamberine dâvet olundukları zaman mü'minlerin sözü ancak, «İşittik ve itaat ettik» demeleridir ve işte felâha ermiş olanlar da onlardan ibarettir.

Haklarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve Resulüne dâvet edilen müminlerin söyledikleri tek söz: “Hay hay! Baş üstüne! ” demek olmuştur. İşte felaha erenler onlar olacaklardır.

Gerçek müminin başlıca özelliği, karşı karşıya kaldığı her durumda Allah’ın rızasını gözetmek, Allah ve Resulünün Kur’ân ve hadislerde varid olan hükü... Devamı..

Elçinin, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Elçisine çağırıldıkları zaman inananların sözü ancak: "İşittik ve ita'at ettik" demeleridir. İşte umduklarına erenler bunlardır, bunlar.

Aralarında hüküm olunmak zere Allâh ve rasûlüne da'vet olundukda mü'minlerin sözleri: "İşitdik ve itâ'at itdik" dimekdir. İşte onlar felâha irmişlerdir.

Müminler ise, aralarında hüküm versin diye Allah’a ve elçisine çağrıldıklarında sadece şu sözü söylerler “dinledik ve boyun eğdik”. Umduklarına kavuşacak olanlar işte bunlardır.

Aralarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve peygamberine çağrılan müminlerin sözü sadece “işittik ve itaat ettik”dir. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.

Aralarında hüküm vermek için Allah'a ve Resulüne çağırıldıkları zaman, mü'minlerin sözü, ancak “İşittik ve itaat ettik” demekten ibarettir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.

Allah'a ve aralarında hüküm vermek üzere O'nun resulüne çağrıldıklarında, müminlerin sözleri sadece şunu söylemeleridir: "İşittik, itaat ettik." İşte bunlardır kurtuluşa erenler.

bayıķ oldı mü’minler sözi ķaçan oķınılalar Tañrı’dın yaña daħı yalavacındın yaña tā hükm eyleye aralarında kim eyideler “işittük daħı muŧį' olduķ”. daħı anlardur anlar ķurtılıcılar.

Degül‐idi mü’minler ḳavli, illā eyitmek; ḳaçan da‘vet olsalar Tañrıya veresūline ḥükm eylemeg‐içün ortalarında. Eydürler ki işitdük ve uy‐duḳ, dirler. Anlar dünyā ve āḫiret[e] yitişüpdürler.

Aralarında hökm vermək üçün Allahın (Allahın kitabının) və Peyğəmbərinin yanına çağırıldıqları zaman mö’minlərin sözü ancaq: “Eşitdik və itaət etdik!” – deməkdən ibarətdir. Nicat tapanlar da məhz onlardır!

The saying of (all true) believers when they appeal unto Allah and His messenger to judge between them is only that they say: We hear and we obey. And such are the successful.

The answer of the Believers, when summoned to Allah and His Messenger, in order that He may judge between them, is no other than this: they say, "We hear and we obey":(3027) it is such as these that will attain felicity.(3028)

3027 Cf. 2:285. Contrast with it the attitude of the Unbelievers or Hypocrites, who say aloud, "we hear", but intend in their hearts to disobey (2:93)... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.