8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nûr Suresi 50. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Efî kulûbihim meradun emi-rtâbû em yeḣâfûne en yehîfa(A)llâhu ‘aleyhim verasûluhu bel ulâ-ike humu-zzâlimûn(e)

Gönüllerinde hastalık mı var, yoksa şüphe mi ediyorlar, yoksa Allah'ın ve Peygamberinin, onlara bir haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlardır zalimlerin ta kendileri.

(Ama Kur’an’ın va’ad ettiği zaferden kuşku duyanların, Allah’ı ve Hakk davayı bırakıp dünyadaki zalim ve şeytani güçlere dayananların; acaba) Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüpheye (ve ümitsizliğe) mi kapıldılar? Veya, Allah’ın ve Elçisinin, kendilerine "hayf"=hükümde haksızlık ve vefasızlık yapacağından (ümit ve gayretlerini karşılıksız bırakacağından) mı korkup çekiniyorlar? (Oysa, Allah asla adaletsiz değildir.) Asıl zalim olan kendileridir!..

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa bunun ilâhî bir mesaj olduğundan şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah ve elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, kendilerine haksızlık yapanlar, onların kendileridir.

Kalpleri mi kararmış, akıllarından zorları mı var, hasta ruhlu mudurlar, yoksa senin peygamberliğin ve doğru icraatlar yaptığın konusunda şüphe mi ediyorlar, şüphelerini destekliyecek hususlar mı arıyorlar, yahut Allah ve Rasulünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi endişe ediyorlar? Doğrusu, asıl zâlim olanlar kendileridir.

Kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Yoksa Allah'ın ve Peygamberinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar zalimlerin kendileridir.

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve elçisinin kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir.

Bunların kalblerinde bir maraz (küfür ve nifak) mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler, yahut Allah'ın ve Rasûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir.

Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphe içinde midirler, yoksa Allah ve Resulünün onlardan intikam alacaklarından mı korkuyorlar? Hayır! Onlar, yalnızca zalimlerdir. (Hakkı bile bile inkâr ediyorlar.)

Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah'ın ve Peygamberinin onlara haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır! Onlar sadece haksızlık etmektedirler.

Yürekleri hasta mıdır? Yoksa şüphedeler mi? Ya da, Allah ile, peygamberinin onlara kıymasından mı korkarlar? Evet onlar zalimdirler

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah'ın ve Resulünün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, (kendilerine) haksızlık yapan onların kendileridir!

Kalblerinde bir maraz mı var? Veyâ şübhe mi idiyorlar? Ve yâhud Allâh ve rasûli kendilerini aldatacak mı zan idiyorlar? Hayır, ânlar zâlimdirler.

Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphelenmişler midir, yahut Allah'ın ve Peygamberinin onlara haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır; onlar sadece zalimdirler.*

Kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa şüphe ve tereddüde mi düştüler? Yoksa Allah ve Resûlünün kendilerine karşı zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, işte onlar asıl zalimlerdir.

Bunların kalplerinde çürüklük mü var, yoksa şüpheye mi düştüler ya da Allah’ın ve resulünün kendilerine haksızlık etmesinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl haksızlık edenler kendileridir.

Kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüphe içinde midirler, yahut Allah ve Resûlünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!

Kalplerinde bir hastalık mı var? Kuşku mu duyuyorlar? ALLAH'ın ve elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Aslında onlar zalimlerdir.

Kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe ve tereddüd içinde midirler? Yoksa Allah ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!

Kalblerinde bir maraz mı var? yoksa Allah ile Resulünün onlara haksızlık edeceğinden kuşkulandılar veya korktular mı? Hayır kendileri zalimler

*Onların kalplerinde (nifak gibi büyük bir manevi) hastalık mı var? Ya da (Resûlümüzün peygamberliği hakkında) şüphe mi ediyorlar? Yoksa Allah ve Resûlü’nün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? (Hayır! Allah ve Resûl’ü adaletsizlik yapmaz.) Bilakis (îmândan ve itaatten yüz çevirmekle) zâlim olan kendileridir.

Ezelî ve ebedî ilmi ile her şeyi hakkıyla bilen Allah Teâlâ’nın, bu âyet-i kerîmedeki sormuş olduğu sorular, esasında munâfıkları, kınama ve azarlama ... Devamı..

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yoksa Allah ve Resûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! Onlar, zalimlerin ta kendileridir!

Kalblerinde bir (küfür) maraz (ı) mı var bunların? Yoksa (onun hak peygamberliğinden) şübhe mi etdiler? Yahud Allahın ve resulünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zaalimler (haksızlar) kendileridir.

Kalblerinde bir hastalık (nifak) mı var? Yoksa (onun peygamberliğinde) şübhe mi ettiler? Yâhut Allah'ın ve Resûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! İşte onlar zâlimlerin ta kendileridir!

Onların kalblerinde (akıl, duygu ve düşüncelerinde) bir hastalık mı var? Yoksa (bunun ilahi mesaj olduğundan) şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah’ın ve elçisi’nin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Bilakis, (kendilerine) haksızlık yapan onların (yine) kendileridir. *

(*) Allah ve Resûl’ü taraf tutmaz. Sadece hakkı ifade eder. Zaten resûl karar vermek yetkisinin sahibi değildir. Resûl ya da nebî mutlaka Allah’ın emr... Devamı..

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa Allah’ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar tam tersine kendilerine zulmedenlerdir.

Onların yüreklerinde bir yamukluk mu vardır? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yoksa Allah’ın, elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Yok, kıyıcı olanlar onların kendileridir.

Kalplerinde şüphe ve nifak, zulme meyl hastalığı mı vardır? Yoksa peygamberliğinde şüpheye mi düştüler? Yahut Allah ve resûl/ü kendilerine haksızlık edecekler diye mi korkuyorlar? Ne öyle, ne böyle, belki onlar zalim kimselerdir.

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa korkuyla karışık bir tereddüt [irtâbû] içinde midirler? veyahut Allah’ın ve elçisinin kendilerine bir haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Bilakis, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir.

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve resulünün kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır, onlar zalim olanlardır.

Bunların kalplerinde bir vicdan bozukluğu, bir hastalık mı var? Yoksa Kur’an’ın Allah sözü olduğundan şüphe mi duyuyorlar? Yoksa Allah’ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, aslında haksızlık edenler, bizzat kendileridir. Allah’ın en âdil hükmü vereceğini pekâlâ bilir, ama işlerine gelmediği için onu kabul etmezler.

Onların kalblerinde hastalık mı var; yoksa şüpheye mi düştüler? Yoksa Allah ve O’nun rasûlü onlara haksızlık yapar diye mi korkuyorlar? Aksine onlar gerçekten Zâlimler’dir.

Onların kalplerinde hastalık mı var? yoksa Allah ve resulünün kendilerine haksızlık etmesinden mi korkuyorlar? Aslında haksızlık eden kendileridir:

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Yoksa Allah’ın ve Resulünün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır! Onlar sadece çıkarlarına uyarak zalimlik yapıyorlar.

Kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa (vahiy konusunda) şüphe içinde mi kaldılar? Veya Allah’ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! Onlar zalimlerin ta kendileridir!

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah ve Peygamberinin kendilerine haksızlık yapacağından¹ mı korkuyorlar? Oysa onlar zalimlerin² ta kendileridir.

1 Bir kimsenin işine gelince ilâhî kanunları, işine gelmeyince, beşerî kanunları tercih etmesi münâfıklıktır.2 İnandığı Allah ve Peygamber’in haksızlı... Devamı..

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa [bunun ilahî mesaj olduğundan] şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah’ın ve Elçisi’nin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? ⁶⁷ Hayır, [kendilerine] haksızlık yapan onların (yine) kendileridir!

67 Yani onları, “meşru” gördükleri birtakım özgürlüklerden, birtakım zevklerden ya da “çağa uygun eğilimlerinden” alıkoyacağından mı korkuyorlar. Geçe... Devamı..

Yoksa onların kalplerinde bir hastalık mı var yoksa senin elçiliğinden şüphe mi ediyorlar ya da Allah’ın ve mesajlarını tebliğ eden elçisinin onlara haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, aslında onlar kendileri yanlışta ısrar edip zalimlik yapıyorlar! 3/7, 6/114, 10/94, 57/14

(Şimdi sen söyle ey bu hitabın muhatabı!)[³⁰⁴³] Bunların kalplerinde bir hastalık mı vardır,[³⁰⁴⁴] yoksa kuşkuya mı kapılıyorlar!?[³⁰⁴⁵] Yahut da Allah’ın, dolayısıyla O’nun Elçisi’nin[³⁰⁴⁶] kendilerine haksızlık yapmasından mı korkuyorlar!? Hayır, aksine asıl haksızlık edenler kendileridir.

[3043] Cevabı Allah tarafından bilinen bu soruların amacı, muhatabı, inkârcı aklın tutarsızlığı üzerinde düşünmeye davettir. Parantez içi açıklamanın ... Devamı..

Kalplerinde bir hastalık mı var onların!.. Yoksa kuşkuları mı var onların, Allah’ın ve peygamberlerinin, kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, sebeb bu değil, onlar zalimlerin ta kendileridir.

Kalblerinde bir hastalık mı var, yoksa tereddütleri mi var? Yoksa Allâh’ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zâlimlerdir.

Onların kalplerinde bir hastalık var mıdır? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yoksa onlar, Allah'ın ve Peygamberinin haksızlık edeceklerinden mi korkuyorlar? Hayır. Onlar zalim kimselerdir.

Sahi, kalplerinde bir inkâr hastalığı mı var bunların? Yoksa imanda şüpheye mi düştüler yahut Allah'ın ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksızlık yapacağından mı endişe ediyorlar? Doğrusu, asıl zalimler hem de kendi kendilerine haksızlık edenler, onların ta kendileridir!

Kalblerinde bir hastalık mı var, yoksa şühpe mi ettiler? Yoksa Allah'ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalimlerdir.

Onların kalbinde hastalık mı vardır yâhud şek mi idiyorlar? Yâhud Allâh ve rasûlünün kendilerine zulüm itmesinden mi korkarlar? Hayır ne öyle ve ne de böyledir, belki onlar nefislerine zulüm ile küfür idenlerdir.

Onların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Ya da Allah’ın ve elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar yanlış yoldadırlar.

Onların kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüpheye mi düştüler; yoksa, Allah'ın ve peygamberinin kendilerine haksızlık yapacaklarından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalimler de ondan!

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Veya Allah ve Resulünün kendilerine haksızlık etmesinden mi korkuyorlar? Aslında zulmedenler onların tâ kendileridir.

Kalplerinde maraz mı var bunların, yoksa kuşkuya mı düştüler, yoksa Allah'ın ve resulünün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, hayır! Bunlar zalimlerin ta kendileri...

göñülleri içinde śayrulıķ mı var yā gümānlü mi olurlar kim yā ķorķarlar mı kim ḥayf eyleye Tañrı anlaruñ üzere daħı yalavacı? belki anlardur anlar žālimler.

Anlaruñ yüreklerinde küfr mi vardur, yā şek mi iderler, yā ḳorḳarlar mı ki ḥayf eyle[ye] anlara Tañrı Ta‘ālā, peyġamber daḫı? Bel ki anlar ẓālimlerdür.

Onların qəlblərində mərəzmi (şəkk, nifaq mərəzimi) var? Yaxud Allahın və Peyğəmbərinin onlara cövr, haqsızlıq edəcəklərindən qorxurlar? Xeyr, onlar özləri zülmkardırlar! (Allaha asi olmaqla özləri-özlərinə zülm edirlər!)

Is there in their hearts a disease, or have they doubts, or fear they lest Allah and His messenger should wrong them in judgment? Nay, but such are evil doers.

Is it that there is a disease in their hearts? or do they doubt, or are they in fear, that Allah and His Messenger will deal unjustly with them? Nay, it is they themselves who do wrong.(3026)

3026 The real fact is that their conscience smites them. They know their own iniquity, and do not wish to go before a just judge who would be open to ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.