8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nûr Suresi 14. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velevlâ fadlu(A)llâhi ‘aleykum verahmetuhu fî-ddunyâ vel-âḣirati lemessekum fî mâ efadtum fîhi ‘ażâbun ‘azîm(un)

Dünyada ve ahirette Allah'ın, size lütfü ve rahmeti olmasaydı daldığınız o dedikodu yüzünden mutlaka pek büyük bir azaba uğrardınız.

Eğer Allah’ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizdeki (sonsuz) fazlu inayeti ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan (ve bu iftiralara sessiz ve tepkisiz kalmaktan) dolayı size büyük bir azap dokunuverirdi.

Allah'ın size dünyada ve ahirette lütuf ve merhameti olmasaydı, bulaştığınız bu iftiradan dolayı, size büyük bir azap dokunurdu.

Eğer dünyada ve âhirette, ebedî yurtta Allah'ın lütfu ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi.

Eğer dünya ve ahirette size Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı içine daldığınız şeyden dolayı size büyük bir azap dokunurdu.

Eğer Allah'ın dünyada ve ahirette üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azab dokunurdu.

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın ihsan ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, o daldığınız dedikodu sebebiyle size muhakkak büyük bir azab dokunurdu.

Eğer dünya ve ahirette Allah’ın size olan fazl ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu hadisede, size büyük bir azap dokunacaktı.

Allah'ın size dünyada ve âhirette lütuf ve merhameti olmasaydı, bu iftiradan dolayı başınıza kesinlikle büyük bir felaket gelecekti.

Dünyada, ahrette, Allahın sizlere erdemiyle, yarlıgası olmasaydı —içersine düştüğünüz şey yüzünden— ulu azap gelirdi

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı büyük bir azaba çarpılırdınız.

14, 15. Allâh’ın sizin içün nihâyetsiz lütfı ve bu dünyâda ve âhiretde merhameti olmıya idi çıkardığınız şâyi’ât içün ve bu şâyi’atı ağızdan ağıza nakl iylediğiniz ve bilmediğiniz şeyi dudaklarınız ile tekellüm iylediğiniz ve Allâh’ın ’indinde günâh-ı kebîr olan bir keyfiyeti hafif ’add itdiğiniz içün derhâl ’azâb-ı ’azîme dûçâr olur idiniz.

Allah'ın dünya ve ahirette size lütuf ve merhameti olmasaydı, o kötü sözü yaymanızdan ötürü büyük bir azaba uğrardınız.

Eğer size dünya ve ahirette Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!

Eğer dünyada ve âhirette Allah’ın lütfu ve rahmeti hep sizinle olmasaydı içine daldığınız günah yüzünden size büyük bir azap gelecekti.

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi.

ALLAH'ın size dünya ve ahirette bağışı ve merhameti olmasaydı daldığınız o olaydan ötürü size büyük bir ceza dokunacaktı.

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi.

Eğer Dünya ve Âhırette Allahın fadl-ü rahmeti üzerinizde olmasa idi o daldığınız yaygarada size mutlak büyük bir azâb dokunurdu

Eğer dünyada ve âhirette Allah’ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı, içine daldığınız bu hadiseden dolayı (âhirette) size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!

Eğer dünyada ve âhirette Allah'ın lütuf ve rahmeti sizin üzerinize olmasaydı, içine düştüğünüz şeyden dolayı size kesinlikle büyük bir azap dokunurdu.

Eğer dünyâda ve âhiretde Allahın fazl-u rahmeti üstünüzde olmasaydı içine daldığınız (bu) yaygaradan dolayı sizi her halde büyük bir azâb çarpardı.

Hâlbuki dünyada ve âhirette Allah'ın ihsânı ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız bu şeyden (iftirâdan) dolayı, size elbette (pek) büyük bir azab dokunurdu.

Eğer bu dünyada da ahirette de Allah’ın fazlı ve rahmeti üzerinizde olmasaydı bulaştığınız bu (iftiradan) ötürü size gerçekten büyük bir azap dokunurdu;

Dünya ve ahirette Allah’ın sizin üzerinize lütfu ve rahmeti olmasaydı, yaydığınız yalan haber karşılığında, hemen orada size büyük bir azap dokunurdu.

Eğer bu dünyada da, öbür dünyada da Allah’ın üstünlüğü,esirgeyiciliği sizin üzerinizde olmasaydı uydurduğunuz yalanlardan dolayı pek büyük bir azaba uğrardınız.

Allah/ın dünya ve âhirette hakkınızda inayet ve rahmeti olmasaydı içine daldığınız iftira hakkında size büyük bir azap dokunurdu.

Eğer size dünya ve ahirette Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız o dedikodu sebebiyle size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.

Eğer Allah'ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.

Eğer Allah’ın lütuf ve rahmeti, dünyada da, âhirette de sizi kucaklamış olmasaydı, içine daldığınız bu dedikodulardan dolayı, mutlaka başınıza müthiş bir belâ gelirdi.

Dünya’da ve Âhiret’te sizin üzerinizde Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, daldığınız bu dedikodu içinde size çok büyük bir azap dokunurdu.

Eğer Allah, dünya-ahiret sizi sevip saymasaydı, karıştığınız bu olaydan ötürü hepiniz çok büyük acılar çekebilirdiniz.

Eğer size dünyada ve ahirette Allah’ın rahmeti olmasaydı, içine daldığınız zina iftirasından dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu! Çünkü zina iftirası öyle basite alınacak bir iftira değildir. Zina iftirasında aile bağları kopar. Çocukların anne baba kavramları altüst olur. İnsanlar arasında güven kalmaz. Onun için zina ediyorlar veya ettiler demeniz için gerçekten yeterli şahitleriniz ve çok önemli kanıtlarınız olması gerekir.

Size dünyada da ahirette de Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içine daldığınız bu konuda (bu iftirada) size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi.

Eğer Allah, dünyada ve âhirette size karşılıksız iyilik yapmasaydı ve size karşı merhametli olmasaydı, içerisine daldığınız bu yaygaradan dolayı size, kesinlikle çok büyük bir azab dokunurdu.

Eğer bu dünyada da, ahirette de Allah’ın fazlı ve rahmeti üzerinizde olmasaydı bulaştığınız bu [iftiradan] ötürü size ¹⁸ gerçekten büyük bir azap dokunurdu;

18 Zımnen, “Size ve bütün toplumunuza”. Bu ve bundan sonraki ayetle yine 10. ayette temas edilen ve 11. notta açıklanan konuya dönülmektedir.... Devamı..

Eğer Allah’ın size dünyada ve ahirette lütfu ve rahmeti olmasaydı, bu dedikoduya kapılıp gitmenizden dolayı korkunç bir azaba çarptırılırdınız. 7/153, 15/49, 20/82, 25/68...71, 39/53, 49/11-12, 104 hümeze suresi

Bakın, eğer Allah’ın dünya ve âhirette[²⁹⁸⁷] sizin üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, bulaştığınız[²⁹⁸⁸] bu (iftiradan) dolayı mutlaka size korkunç bir azap dokunurdu;

[2987] Yani: “..her zaman ve mekânda..” [2988] Lafzen: “daldığınız..”

(Ey iman edenler) Eğer -dünya ve ahirette- Allah’ın lütuf ve merhameti üzerinize olmasaydı, bu çirkin iftirayı aranızda yaydığınızdan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.

Eğer size dünyâda ve âhirette Allâh’ın lutfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız yaygarada size mutlaka büyük bir azâb dokunurdu.

Ve eğer Allah'ın fazl-u rahmeti dünyada ve ahirette üstünüzde olmasa idi elbette o içine daldığınız yaygaradan dolayı sizi pek büyük bir azap kaplardı.

Hem dünyada, hem de âhirette Allah'ın lütuf ve merhameti sizinle olmasaydı, daldığınız bu yaygaradan dolayı mutlaka başınıza müthiş bir ceza gelirdi.

Eğer size dünyada ve ahirette Allah'ın lutfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız yaygarada size mutlaka büyük bir azab dokunurdu.

Eğer Allâh'ın size dünyâ ve âhiretde fazlı ve rahmeti olmasa idi bu iftirânız sebebiyle size büyük 'azâb olurdı.

Eğer dünyada ve ahirette Allah’ın sizi kayırması ve ikramı olmasaydı bulaştığınız bu işten dolayı sizi büyük bir azap çarpardı.

Eğer Allah'ın size dünyada ve ahirette iyilikleri ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftirada size büyük bir azap dokunurdu.

Eğer dünyada ve âhirette Allah'ın size lütuf ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız şey yüzünden size büyük bir azap dokunurdu.

Eğer dünya ve âhirette Allah'ın lütfu üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız o yaygarada size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.

daħı eger degülmisse Tañrı fażlı sizüñ üzere daħı raḥmeti dünye içinde [186b] daħı āħiretde ireyidi size anuñ içinde kim girdüñüzdi anuñ içine ya'nį büḥtān ulu 'aźāb.

Eger Tañrı Ta‘ālānuñ keremi olmasa‐y‐dı sizüñ üstüñüze, raḥmeti daḫı dünyāda ve āḫiretde, yitişürdi size söylemek sebebi‐y‐le anda ulu ‘aẕāb.

Əgər Allahın dünyada və axirətdə sizə ne’məti və mərhəməti olmasaydı, o yalan sözünüzə görə sizə şiddətli bir əzab toxunardı.

Had it not been for the grace of Allah and His mercy unto you in the world and the Hereafter an awful doom had overtaken you for that whereof ye murmured.

Were it not for the grace and mercy of Allah on you, in this world and the Hereafter, a grievous penalty would have seized you in that ye rushed glibly into this affair.(2967)

2967 Cf. 24:10 above. It was Allah's mercy that saved them from many evil consequences, both in this life and in the Hereafter—in this life, because t... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.