8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nûr Suresi 11. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne-lleżîne câû bil-ifki ‘usbetun minkum(c) lâ tahsebûhu şerran lekum(s) bel huve ḣayrun lekum(c) likulli-mri-in minhum mâ-ktesebe mine-l-iśm(i)(c) velleżî tevellâ kibrahu minhum lehu ‘ażâbun ‘azîm(un)

O uydurma haberi size getiren sizden bir taifedir; onu şer sanmayın kendinize, hatta o, hayırdır size. Onlardan herbirinin kazandığı günah, kendisine aittir, içlerinden, suçun en büyüğünü yüklenene gelince: Onundur en büyük azap.

(Hz. Peygamberin eşine -Hz. Aiyşe’ye- yönelik) Gerçekten, uydurulmuş bir yalanla ve ağır (zina iftirasıyla yanınıza) gelenler, kendi içinizden (zahiren sizinle birlikte hareket eden) bir ekiptir; (ama) siz onu (iftira olayını) kendiniz için (kötü) bir şer saymayın, aksine o (sonuçları itibariyle) sizin için bir hayırdır. (Çünkü bu tavırları, münafıkların tanınmasına ve ayrışmasına vesile olacaktır.) Onlardan her bir kişi kazandığı günahın cezasını çekecektir. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenen (o çirkin yalanı uyduruveren) ise daha ağır bir azabı hak etmiştir.

Doğrusu peygamberin hanımına iftira edenler, içinizden aralarında işbirliği olan bir gurupdur. Ey mü'minler! Bu olayı, kendiniz için şer sanmayın, belki bu sizin için bir hayırdır. İftira edenlere gelince, onların her biri işledikleri günahın vebalini çeker. İftira işinde başı çekenlere gelince, o da büyük bir azaba uğrayacaktır.

Peygamberin eşine, bu ağır iftirayı atanlar, iffetsizlik suçlamasında bulunanlar, şüphesiz sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için kötü bir olay sanmayın. Aksine o sizin için hayırlı bir olaydır. Onlardan her bir kişiye, hür iradeleriyle bilerek işledikleri suçun-günahın karşılığı olan ceza uygulanacaktır. Onlardan elebaşılık yapıp, bu günahın, vebalin büyümesine yol açan kimse için de çok büyük bir azap vardır.

O düzmece haberi (iftirayı) getirenler içinizden bir gruptur. Siz onu kendiniz için kötü sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her birine kazandığı günah(ın cezası) vardır. Onlardan (suçun) büyüğünü üstlenene ise büyük bir ceza vardır.

11-18.Buhari, Müslim ve daha başkaları Hz. Aişe (r.a.)`nin şöyle söylediğini rivayet etmişlerdir: "Resulullah (a.s.) bir sefere çıkacak olduğunda hanı... Devamı..

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır.

(Hz. Aişe hakkında) o iftira haberini getirenler, içinizden (münafık olan) bir zümredir. O iftirayı, Allah katında sizin için bir kötülük sanmayın. Bilâkis o, (sevab bakımından ahirette) hakkınızda bir hayırdır. (Bu hitab, iftira hadisesinden üzülen müminleredir). O iftiracılardan her kişiye, kazandığı günah kadar ceza vardır. Onlardan günahın büyüğünü yüklenen (Abdullah İbni Ubeyy) için büyük bir azab vardır.

O iftirayı ortaya atanlar, sizin içinizden bir grupturlar. Siz böyle hadiseleri kendiniz için kötülük sanmayınız. Aksine o sizin için hayırdır. O iftira edenlerden her biri kazandığı günahın cezasını çekecektir. Onlardan iftiranın en büyüğünü üstlenene ise büyük bir azap vardır.(*)

(*) O (Abdullah b. Übeyy) hem iftiracı idi hem de münafık.

O iftirayı atanlar şüphesiz içinizden bir gruptur. Bu olayın, hakkınızda bir kötülük olduğunu sanmayınız. Tam aksine sizin için daha hayırlı olmuştur. Onlardan her biri işlediği suçun cezasını çekecektir. İçlerinden önderlik yapıp suçun büyüğünü yüklenen kişiye ise, büyük bir azap vardır.[364]

[364] İfk hadisesi/Hz. Ayşe’ye atılan iftiranın yersizliği hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIII, 343-355.

Size yalanla, iftirayla gelenler, sizden birtakımıdır, onu kötü sanmayın, sizler için hayır olabilir bu, her kişinin kazandığı günahı kendisinindir, onlardan en büyük günah yapana ulu azap var

(Resul'ün eşi Ayşe'yi) iffetsizlikle suçlayanlar (ona iftira atanlar) içinizden bir gruptur. Siz (ey bu iftiranın mağdurları)! Bunu kendiniz için kötü bir şey sanmayın! Tersine (iftiraya uğramanız) belki sizin için hayırdır! (İftiracılara gelince,) onların her biri (böyle yaparak) işledikleri günahın yükünü taşıyacaklardır ve onlardan bu (günahın) işlenmesinde başı çekeni vahim bir azap beklemektedir!

“Beni Mustalik Gazvesi” nden İslam ordusu ile birlikte dönen Hz. Ayşe, ordunun konakladığı sırada ihtiyaçtan dolayı konaklama yerinden uzaklaşmış ve d... Devamı..

Bu yalanı işâ’a idenler sizden bir cemâ’atdir [1] Fakat bunı sizin içün bir şer zan itmeyiniz bil’akis hayırdır, bu husûsda mübâlağalı kelâm söyleyenler ise ’azîm ’azâb çekeceklerdir.

[1] Hazret-i ’Âyşe’ye iftirâ idenler

(Peygamber'in eşi hakkında) o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın, o sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşılık yapana ise büyük azap vardır.

O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek) o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.[385]

Bu âyet ile sonraki dokuz âyette, İslâm tarihinde “ifk (iftira) olayı” diye bilinen olay konu edilmektedir. Hz. Peygamber, Benî Mustalik Gazvesi’nden ... Devamı..

O iftirayı atanlar içinizden bir gruptur. Bunun sizin için kötü olduğunu sanmayın, aksine bu hakkınızda hayırlıdır. Onların her biri işlediği günahı yüklenecektir. İçlerinden günahın büyüğünü üstlenen için ise büyük bir azap vardır.

(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.  

 Bu ve bundan sonraki 9 âyetin inzâline sebep teşkil eden ve «ifk (iftira) hadisesi» diye bilinen olay kısaca şöyledir: Hz. Peygamber’in bir askerî se... Devamı..

O iftirayı, sizden bir çete uydurdu. Onun sizin için kötü olduğunu sanmayın; aksine sizin için iyi (bir ders) dir. Bu arada, onlardan her biri günahı paylaşmıştır. Elebaşılık yapanları da büyük bir cezayı haketmiştir.

Kuran, söylentilerle kendisi hakkında suçlama yapılan kişinin kimliğini açıklamayarak olayın evrensel yönünü korumak istiyor. Bak 111:1.

Haberiniz olsun ki (Muhammed'in eşine) bu ağır ifki (iftirayı) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. (Elebaşlılık yapan, bu yüzden de) bu günahın büyüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

Haberiniz olsun ki ifk ile gelenler içinizden bir takımdır; onu hakkınızda bir şer sanmayın, belki o, hakkınızda bir hayırdır, onlardan her kişiye o vebalden kazandığı, büyüğüne tesaddî eden, ona da büyük bir azâb vardır

(Peygamber’in zevcesine, kasıtlı bir şekilde) o ağır iftirayı (zina iftirasını) atanlar, şüphesiz sizin içinizden (sizden biri gibi görünen, munâfıkların başı Abdullah b. Ubey ve ona yandaşlık yapan munâfıklar ile ustalıkla söylenen bu iftirayı, gerçek sanarak inanan birkaç mü’minin oluşturduğu) bir gruptur. Siz (ey bu iftiranın mağdurları)! Onu (yapılan iftirayı) kendiniz için bir şer sanmayın. Bilakis, o, (âhirette sevaba vesile olması hasebiyle) sizin için bir hayırdır. (İftiracılara gelince,) onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (kasıtlı bir şekilde Peygamber’in zevcesine zina iftirası atarak) o günahın büyüğünü üstlenen (yaptığı inkâra ve günahlara tövbe etmeyen, munâfık Abdullah b. Ubey) için ise (âhirette) çok büyük bir azap vardır.

Bu ifk'i¹ edenler içinizden birileridir. Sizin için bunun bir şer olduğunu sanmayın. Aksine bu sizin için bir hayırdır. Onlardan her birine günahtan bir pay vardır. İçlerinden önderlik yapıp bunu organize eden kimse için de çok büyük bir azap vardır.

1- İftira.

O uydurma haberi (iftirayı) getirenler içinizden (mahdud) bir zümredir. Onu (o yalanı) sizin için bir şey sanmayın. Bil'akis o, sizin için bir hayırdır. Onlardan herkese kazandığı günah (nisbetinde ceza) vardır. Onlardan (günâh) ın büyüğünü der'uhde (ve irtikâb) eden o adam (yok mu? işte) en büyük azâb onundur.

Şübhesiz ki o iftirâyı getirenler, içinizden bir topluluktur. Onu (o iftirâyı),kendiniz için bir şer sanmayın! Bil'akis o, sizin için (hakkınızda inen âyetlere ve bir çoksevâba vesîle olmakla) bir hayırdır. Onlardan (o iftirâyı çıkaranlardan) her bir kişiye (ise, âhirette cezâsını görmek üzere) o işlediği günah vardır. Onlardan, (elebaşılık yaparak, bu günahın) büyüğünü yüklenen kimseye ise, (pek) büyük bir azab vardır.(1)

(1)Burada geçen iftirâ, Abdullah İbn-i Übey ismindeki yahudi asıllı bir münâfığın, mü’minlerin annesi Hz. Âişe-i Sıddîka vâlidemiz (ra) hakkında ortay... Devamı..

İftirayı atanlar şüphesiz içinizden bir gruptur. Bu olayın, hakkınızda bir kötülük olduğunu sanmayınız. Ama aksine sizin için daha hayırlı olmuştur. Onlardan her biri işlediği suçun cezasını çekecektir. Onlardan (elebaşılık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de büyük bir azap vardır. *

(*) Hem Hz. Peygamber’in aile hayatını ve yakınlarıyla ilişkilerini daha iyi anlayıp kavramamızı sağlamak hem de aile hayatına, iffet ve namusa değer ... Devamı..

Elbette ki iftira olayını getiren sizden bir guruptur. Bu iftiranın sizin için şer olduğunu zannetmeyin. Tam aksine sizin için hayırdır. Bu iftirayı yapanlardan her birisi için kazandıkları günahın karşılığı vardır. Ayrıca onların içinden bu büyük günaha katılan (yönelen) kimse içinde büyük bir azap var.

İşte o yalan uyduranlar içinizden bir takımlarıdır. Bu yalanın size bir zararı olacağını sanmayın. Belki de sizin için iyilik getirir. Onlardan herbiri kazandığı günaha göre cezasını çekecektir. Onlardan günahın büyüğünü yüklenen kimse için de büyük bir azap vardır.

Ayşe hakkında iftirada bulunanlar içinizden bir cemaattir. Siz bu iftirayı hakkınızda kötü bir şey sanmayın, belki o, hakkınızda hayırlıdır [¹]. Herkesin kazandığı günahı kendisi çeker. İçlerinden sözün büyüğünü üzerine alan için büyük bir azap vardır.

[1] Yani Allah mükâfatını veriyor.

O iftirayı atanlar içinizden bağnaz bir güruhtur [usbetun].⁵ Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayınız. Bilakis o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişinin kazandığı günahın karşılığı vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek) günahın büyüğünü üstlenen için çok büyük bir azap vardır.⁶

5 “Usbetun” bağnaz ve fanatik bir gruba denir. Birbirine destek veren bir güruhdur. Bugünkü anlamıyla “örgüt” denebilir. Elebaşısı ve ekibi olan bir g... Devamı..

(Peygamber'in eşine) Bu ağır iftirayı uyduranlar, şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu (iftirayı) kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir hayırdır (imanı nifaktan ayıran bir imtihandır). Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

O iftirayı ortaya atanlar, sizin içinizdeki münâfıklardan oluşan örgütlü bir çetedir. Fakat ey inananlar; bunu kendiniz için kötülük sanmayın; aksine, bu sizin için hayırlıdır. Çünkü öncelikle, aranıza sızan münâfıkların maskesi bu olay sayesinde düştü. Ayrıca, Hz. Aişe’nin masumiyeti de ilâhî vahiyle belgelenmiş oldu. Korkmayın, size karşı atılan her iftira, sizin daha da güçlenmenizi ve Allah katında derecenizin yükselmesini sağlayacaktır. Masum insanlara alçakça iftira atan o münâfıklara gelince; onların her biri, kazandığı günahın cezasını çekecektir; hele iftirada öncülük ederek bu işin başını çeken Abdullah b. Übeyy adındaki münâfıkların reisi yok mu, işte onun hakkı cehennemde ebediyen mahkûm edileceği büyük bir azaptır!

O İftira’yı atmış olanlar, içinizden bir takımdır. Bunu sizin için şerr saymayın! Belki o sizin için hayırdır. Onlardan her bir kişinin Günah’tan kazandıkları kendisine aittir. Onun büyüğünü tezgâhlamış olana gelince; ona da çok büyük bir azap vardır.

Sizin içinizdeki iftiracıların sayısı bellidir. Onları, kendiniz için hemen şerre yormayın, bilakis onlar sizin için bir artıdır. Her birinin, işlediği kadar bir günah yükü vardır. Günahın büyüğünü işleyenin, cezası da büyüktür.

Müminler hakkında zina gibi ağır iftirayı uyduranlar, içinizde yaşayan hakkı hukuku tanımayan bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın! Aksine yapılan iftira sizin için hayırdır. İftiralar neticesinde hem iftira edilen kişiler aklanır, hem iftira edenler şiddetle cezalandırılarak toplumsal yapı korunur. Onun için iftiraları duyduğunuzda hemen umutsuzluğa kapılmayın! Rabbiniz sizi her açıdan sınamaya tabi tutar. Bir iftira karşısında olaylara bodoslama dalıp haksızlık mı yapacaksınız, yoksa Rabbinizin hükümlerini uygulayarak adaleti mi sağlayacaksınız? Sınavdan yüzünün akıyla çıkmanız sizin yüz aklığınızdır. İftira edenlerden her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İftira ederken elebaşılık eden böylece günahın büyüğünü üstlenen kişiye daha ağır bir azap vardır.

(Peygamber’in eşine) o iftirayı [*] atanlar, şüphesiz ki içinizden (küçük) bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı) vardır. Onlardan bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için büyük bir azap vardır.

Kendisinin başına gelen “İfk” olayını Hz. Ayşe şöyle anlatmıştır: Rasûlullah savaştan dönüp Medine’ye yaklaştığında bir yere konakladı. Daha sonra da ... Devamı..

Doğrusu (Aişe hakkında uydurulan) o iftirayı¹ getirip ortaya atanlar,² sizin içinizden bir topluluktur. Siz o (olayı) kendiniz için bir şer saymayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. O (iftiracılardan) her bir kişiye kazandığı günâhın karşılığı (bir cezâ) onlardan (iftiranın) en büyüğünü yapana³ ise daha büyük bir azab vardır.

1 İfk: Esasından çevrilmiş, hakikati tahrif edilmiş söz, yani yalan, iftira, bühtan demektir. Bühtan da ansızın atılıp insanı üzen iftira demektir. 2 ... Devamı..

Başkalarını yalan yere iffetsizlikle suçlayanlar içinizden bir güruhtur; ¹² [fakat, siz, bu haksız suçlamaya maruz kalanlar,] bunu kendiniz için kötü bir şey sanmayın; tersine bu sizin için hayırdır! ¹³ [İftiracılara gelince,] onların her biri (böyle yaparak) işledikleri günahın yükünü taşıyacaklardır; ve onlardan bu [günahın] işlenmesinde başı çekenleri ¹⁴ vahim bir azap beklemektedir!

12 Lafzen, “iftirayı (ifk, burada asılsız zina/iffetsizlik suçlaması) ortaya atanlar sizin içinizden bir gruptur”. ‘Usbeh belirli bir amaç için bir ar... Devamı..

Gerçek şu ki o iftirayı tasarlayanlar içinizden bir gruptur. Fakat bunu kendiniz için şer olarak görmeyin. Aksine o, sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her biri için kazandığı günah oranında cezası vardır. Bu işin elebaşılığını yapan kimse var ya işte onu korkunç bir azap beklemektedir. 24/4- 11...23

GERÇEK şu ki, iftirayı tasarlayanlar içinizden bir güruhtur.[²⁹⁸¹] Siz (ey bu iftiranın mağdurları)! Sanmayın ki bu size dokunan bir şerdir, aksine bu sizin için bir hayırdır![²⁹⁸²] Onlardan her biri işlediği günahın cezasını çekecektir; ama onlar içerisinden bu işin elebaşılığını üstlenen kimse var ya: onun hakkı korkunç bir azaba mahkûm olmaktır.[²⁹⁸³]

[2981] Ahzab savaşı, müşriklerle mü’minler arasındaki mücadelenin dönüm noktasıydı. Mekke’nin son ve en büyük taarruzuydu. Başarısızlıkla sonuçlandıkt... Devamı..

(Ey İman edenler) O yalan haberi -o zina isnadını- getirenler, içinizden bir topluluktur. Bu çirkin olay bir bakıma sizin için kötü değil, hayırlı da olmuştur. (Çünkü, bu sayede gerçek ortaya çıkmış, zina isnad edilen Hanım'ın masum, isnadı yapanın ise bir yalancı olduğu, Rabbinizin ayetleriyle tasdik edilmiştir. Bu olayda işbirliği yapan) O kimselerin her birine işlediği günaha karşılık ceza vardır. En büyük azap ise, elebaşılık yapanındır.

Şüphesiz O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir topluluktur. Bu iftirayı kendiniz için şer sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. Ve İçlerinden o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.

Muhakkak o kimseler ki, iftira ile geliverdiler, sizden bir zümredirler. Onu sizin için bir şer sanmayın, belki o sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye de günahtan kazandığı şey vardır. Onlardan o kimse ki, onun büyüğünü deruhte etmiştir, onuniçin de pek büyük bir azap vardır.

O İftirayı çıkaranlar, içinizden küçük bir gruptur. Siz o iftirayı kendi hakkınızda fena bir şey sanmayın, bilakis o sizin için hayırlıdır. O iftiracılara gelince, onlardan her birinin, kazandığı günah nisbetinde cezası vardır. Bu yaygaranın elebaşılığını yapan şahsa ise cezanın en büyüğü vardır.

Benî Mustalık gazvesinde Hz. Peygamber (a.s.)’a Hz. Âişe refakat etti. Dönüşte Medine yakınında ordu konakladı. Hareket edileceği sırada Hz. Âişe (r.a... Devamı..

O yalan haberi getir(ip ortaya at)anlar, içinizden bir topluluktur. Siz, onu sizin için şer sanmayın. Tersine o, sizin için hayırdır. Onlardan her kişi işlediği günah'ın cezasını görecektir. Onlardan o(yala)nın en büyüğünü idare edene de büyük bir azab vardır.

peygamberimiz, Benû Mustalik Gazâsına, zevcesi Hz. Âişe'yi de götürmüştü. Dönüşte ordu, bir yerde konaklarken Hz. Âişe, gittiği tuvalette gerdanlığını... Devamı..

Sizden bir cemâ'at ifk ile (Cenâb-ı Aişe'ye iftirâ ile) geldiler [¹] Bunı sizin içün şerdir zan itmeyin, belki hayırdır. [²] Onlardan her biri içün günâhdan kazandığı vardır (iftirâya iştirâki derecesinde cezâ olunur) Onlardan ifkin büyüğüni îcâd idenlere de büyük 'azâb mukarrerdir. [³]

[1] Rasûl-ü Ekrem ba'zı gazevâta 'azîmetlerinde Cenâb-ı 'Âişe'yi berâber götürürlerdi. Yine bir gazâya giderken bir gice konakladılar, Sabaha karşı rı... Devamı..

O çarpıtılmış haberi getirenler içinizden bir çetedir. Onu sizin için şerli görmeyin, aksine o sizin hayrınızadır. Onlardan her biri için, suça ortaklığına denk ceza vardır[*]. Suçun elebaşlığını yapan için de ağır bir azap vardır.

[*] مَّا اكْتَسَبَ مِنَ الْإِثْمِ ayetine مقدار ما اكتسب anlamı verilmiştir.

O iftirayı yapanlar içinizden bir topluluktur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın. Aksine o, sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her biri için günah olarak kazandıkları şeyler vardır. En büyük azap da onlardan elebaşılık yapanadır.

İftirayı ortaya atanlar, içinizden bir topluluktur. Onu hakkınızda şer saymayın; aslında o sizin için bir hayırdır.(2) Onlardan herbirinin bu günahtan kazandığı bir pay vardır. Günahın büyüğünü üstlenen kimsenin hakkı ise büyük bir azaptır.

(2) Uğradığınız sıkıntılar bir kısım günahlarınızın bağışlanmasına vesile olur.

O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine, o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.

bayıķ anlar kim getürdiler yavuz yalan ya'nį āyişe ķatında cemā'atdur sizden. śanmañ anı yavuz size belki ol eyidür size. her bir gişiye anlardan oldur kim kesb eyledi yazuķdan daħı ol kim başın duttı uluśına ya'nį buḥtānuñ anlaruñ anuñdur 'aźāb ulu.

Taḥḳīḳ ol kişiler ki ḳatı yavuz bühtān söz getürdiler sizden bir cemā‘at. Anısize şer ṣanmañuz, bel ki ol size ḫayrdur. Her kişiye anlardan ḳazanduġıyamanlıġuñ cezāsı vardur ve ol kişi ki başın dutdı bühtānuñ anlardan. Añavardur ulu ‘aẕāb.

Həqiqətən, (Aişə barəsində) yalan xəbər gətirənlər öz içərinizdə olan bir zümrədir (münafiqlərdir). Onu (o xəbəri) pis bir şey zənn etməyin. O, bəlkə də, sizin üçün xeyirlidir. O zümrədən olan hər bir şəxsin qazandığı günahın cəzası vardır. Onlardan günahın böyüyünü öz üstünə götürəni (Abdulah ibn Ubeyyi) isə (qiyamət günü) çox böyük (şiddətli) bir əzab gözləyir!

Lo! they who spread the slander are a gang among you. Deem it not a bad thing for you; say, it is good for you. Unto every man of them (will be paid that which he hath earned of the sin; and as for him among them who had the greater share therein, his will be an awful doom.

Those who brought forward(2962) the lie are a body among yourselves: think it not to be an evil to you; On the contrary it is good(2963) for you: to every man among them (will come the punishment) of the sin that he earned, and to him(2964) who took on himself the lead among them, will be a penalty grievous.

2962 The particular incident here referred to occurred on the return from the expedition to Banu al Mustaliq, A.H. 5-6. When the march was ordered, 'A... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.