19 Ocak 2025 - 19 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 83. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lekad vu’idnâ nahnu ve âbâunâ hâżâ min kablu in hâżâ illâ esâtîru-l-evvelîn(e)

Andolsun ki bize de, daha önce atalarımıza da vaadedilmişti bu, fakat bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil.

"Andolsun ki, bu tür tehditler, (elçiler tarafından) bize ve bizden önceki atalarımıza da yapılmıştı; ama bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" (şeklinde inkâra yönelmektedirler).

Gerçek şu ki: “Bize de, bizden önceki atalarımıza da, aynı şey vaat edilmişti. Eskilerin masallarından başka birşey değil bu” dediler.

“Hakikaten, bize de, daha önce atalarımıza da böyle bir vaatte bulunuldu. Bunlar, kesinlikle geçmiştekilerin masalları” dediler.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 36/77-79; 79/11-14.

Andolsun ki bize de daha önce atalarımıza da bu vaad edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."

'Andolsun, bu tehdit, bize ve bizden önceki atalarımıza yapılmıştı; bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir.'

Yemin ederiz ki, bize de atalarımıza da bu dirilme işi bundan önce vaad olundu. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil.”

“Andolsun! Bu, bize de, daha önce babalarımıza da vaadedildi. Bu, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir” dediler.

82,83. Öncekiler: “Ölüp, toprak ve bir yığın kemik olduğumuzda mı diriltileceğiz? Andolsun ki, biz ve daha önce de babalarımız tehdit edilmişti; bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir” demişlerdi.

«Onlar bize de, bizden önce atalarımıza da vadolunmuştu, bunlar ancak eskilerin masalları!» demektedirler

Yemin olsun ki, bu tehdit şimdi bize yöneltildiği gibi daha önce atalarımıza da yöneltilmişti. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”

82, 83. "Biz ölüb de toprak ve kemikden ’ibâret kaldığımız vakit tekrâr mı dirileceğiz? Evvelce babalarımıza da böyle söylediler bunlar eski zamân masallarıdır." didiler.

82,83. Öncekiler: "Ölüp toprak ve bir yığın kemik olduğumuzda mı diriltileceğiz? And olsun ki biz ve daha önce de babalarımız tehdit edilmişti; bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir" demişlerdi.

Andolsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu, öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey değildir.

Doğrusu daha önce de hem bize hem atalarımıza böyle bir vaadde bulunulmuştu. Ama bu, geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Hakikaten, gerek bize, gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!

"Bize ve atalarımıza daha önce aynı şey söz verilmişti. Bu, geçmişlerin efsanesinden başka bir şey değildir."

"Yemin ederiz ki, gerek bize, gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!"

Yemîn ederiz ki bize de, atalarımıza da bu, bundan evvel va'dolundu, bu eskilerin masallarından başka bir şey değil» dediler

Yemin ederiz ki, bize ve daha önce atalarımıza da böyle bir vaat (tehdit) de bulunuldu (fakat) bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!”

Ant olsun ki bize yapılan bu uyarı, daha önce atalarımıza da yapılmıştı. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.

«Andederiz ki bize de, atalarımıza da daha önce bu va'd olunmuşdur. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir».

“Yemîn olsun ki biz de, daha önce atalarımız da böyle tehdîd edilmiştik; bu(Kur'ân) evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Gerçekten bu, bize ve bizden önceki atalarımıza da vaad edilmişti; (fakat) bu geçmiştekilerin mesallarından başka bir şey değildir!"

Bu iddia bize ve atalarımıza da vaat edilmişti. “Bu çağrı yalnızca eskilerin masallarından başka bir şey değil” dediler.

Ant olsun ki bize de, atalarımıza da bunun için söz verilmişti. Ancak bu, olsa olsa eskilerin masallardır, o kadar."

* Bize de, bizden evvel babalarımıza da bu husus vaad olunmuştu. Bu söz evvelkilerin efsanelerinden başka bir şey değildir.

“Andolsun bize de ve daha önce babalarımıza/atalarımıza da böyle vaatte bulunuldu. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”

“Şüphesiz bu tehdit, bize de ve bizden önceki babalarımıza da yapılmıştı; bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir.”

“Sadece bize değil, bizden önceki atalarımıza da böyle tehditler savrulmuştu; demek ki bunlar, öncekilerin efsanelerinden başka bir şey değil!”

“Önceden bu, bize ve babalarımıza da vaad edildi. Bu sadece İlk Öncekiler’in hikâyeleridir”.

Diğeri: " Bize yapılan bu tehditler, daha önceleri atalarımıza da yapılmıştı. Bunların hepsi eskilerin masalları. "

"Bu tehdit bize ve önceki atalarımıza yapıldı. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir!"

Şüphesiz ki bu (tehdit), bize de daha önce atalarımıza da vadedilmişti. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir” [*] demişlerdi.

Benzer mesaj: Neml 27:68. Bu iki ayet sanıldığı gibi Mekkeli müşriklerin hiçbir şeyden habersiz olmadığını, ataları gibi kendilerinin de bu noktalarda... Devamı..

(Bunlar da): “Yemin olsun biz de daha önceki atalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu kesinlikle eskilerin masallarından¹ başka bir şey değildir.” (dediler.)

1 Esatir: Öncekilerin yazdıkları, hurafeler, uydurma ve saçma masallar, destanlar demektir. Yunanlılar buna “Mitoloji” derler. Kâfirler böyle demekle;... Devamı..

“Gerçek şu ki, bize de, bizden önce atalarımıza da aynı şey vaad edilmişti! Eskilerin masallarından başka bir şey değil bu!”

– Andolsun ki bize yapılan bu vaatler geçmişte atalarımıza da yapılmıştı, bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir. 23/25, 16/24, 83/13

Doğrusu bu, bize ve bizden önceki atalarımıza da vaad edilmişti; ne ki, eskilerin masallarından başka bir şey değil bu!”

(Ayrıca) "Andolsun ki bizim gibi, daha önce de atalarımız -kıyamet günüyle- tehdit edilmişlerdi; oysa bu tehditler, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" de derler.

Biz ve bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu ise öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey değildir.

Andolsun ki, biz de ve evvelce babalarımız da bununla vaad olunmuşuzdur. Şüphe yok ki bu, evvelkilerin efsanelerinden başka değildir.

82, 83. “Ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra biz dirilecekmişiz ha! Bize de, daha önce babalarımıza da bu vaad edilip durdu. Doğrusu bu dirilme işi, öncekilerin masallarından, başka bir şey değil! ” dediler. [79, 11-14; 36, 77-79]

Andolsun bu tehdid bize de bizden önce atalarımıza da yapıldı. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.

"Bize ve bundan evvel babalarımıza da böyle va'ad olunmuşdı. Bu, ancak eslâfın efsâneleridir" didiler.

Bize yapılan bu tehdit, daha önce atalarımıza da yapılmış. Bu eskilerin hikayelerinden başka bir şey değildir.”

Bu, bize ve babalarımıza daha önce de vaat edilen eskilerin masallarından başka bir şey değildir.

“Bundan önce de bize ve atalarımıza böyle şeyler vaad edilmişti. Bunlar eskilerin efsanelerinden başka birşey değil.”

"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!"

bayıķ va'de olunduķ biz daħı atalarumuz işbu ilerüden degül işbu illā yalan sözleri ilergilerün.

Taḥḳīḳ bize va‘de olundı, atalarumuza daḫı va‘de olundı bu nesne ile‐rüden. Bu degüldür, illā yalan sözleri evvelki ümmetlerüñ.

Həqiqətən, bizə də, atalarımıza da öncə bu (dirilmə) və’d olunmuşdu. Bu, qədimlərin (keçmiş ümmətlərin) əfsanələrindən (uydurmalarından) başqa bir şey deyildir.

We were already promised this, we and our forefathers. Lo! this is naught but fables of the men of old.

"Such things have been promised to us and to our fathers before! they are nothing but tales of the ancients!"


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.