Ve-inneke leted’ûhum ilâ sirâtin mustekîm(in)
Şüphe yok ki sen, onları mutlaka doğru yola çağırmadasın.
Aslında Sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıp durmaktasın.
Ve şüphesiz sen onları, dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Sen onları kesinlikle doğru, muhkem, güvenli, mutedil yola, İslâmî hayata davet ediyorsun, teşvik ediyorsun.
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun.
Doğrusu sen, onları, İslâm dinine çağırıyorsun.
Ve hiç şüphesiz, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Şüphe yoktur, sen onları doğru yola çağırırsın
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Ânları tarîk-i hidâyete da’vet idiyorsın.
73,74. Aslında sen onları doğru yola çağırıyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadırlar.
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Gerçek şu ki sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Kuşku yok ki sen onları dosdoğru yola çağırıyorsun.
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Doğrusu sen onları dosdoğru bir caddeye çağırıyorsun
Şüphesiz sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Kuşkusuz sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Hakıykatde sen onları doğru bir yola da'vet ediyorsun.
Hâlbuki şübhesiz sen, onları elbette dosdoğru bir yola da'vet ediyorsun.
Ve (Resulüm!) Şüphesiz sen onları (tebliğ ettiğin mesajlarımızla) dosdoğru bir yola (temel ilkeleri evrensel barış, huzur ve adalet olan İslam dinine) çağırıyorsun.
Hâlbuki sen onları, dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
İşte sen besbelli ki onları doğru yola çağırıyorsun.
Sen onları doğru bir yola dâvet ediyorsun.
Muhakkak ki sen, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırmaktasın.
Ve emîn ol ki, ey Muhammed! Elbette sen, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Sen, onları elbette doğru yola çağırıyorsun.
Sen onları tabiki doğru yola çağırıyorsun.
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun!
Şüphesiz ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Aslında sen, onları hak yola davet ediyorsun.
Ve, doğrusu sen onları gerçekten dosdoğru bir yola çağırıyorsun;
Oysa sen onları sadece dosdoğru yola çağırıyorsun.
Sen onları gerçekten de dosdoğru bir yola çağırıyorsun,
Aslında sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Muhakkak ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Ve şüphe yok ki, sen onları dosdoğru bir caddeye dâvet ediyorsun.
Sen gerçekten onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Sen onları doğrı yola da'vet idersin.
Sen onları elbette doğru yola çağırıyorsun.
Aslında sen onları dosdoğru yola çağrıyorsun.
Gerçek şu ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Şu bir gerçek ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
daħı bayıķ sen oķırsın anları, yoldın yaña ŧoġru.
Taḥḳīḳ sen yā Muḥammed, anları ḳıġırursın doġru yola.
Əslində sən onları doğru yola (islam dininə) də’vət edirsən!
And lo! thou summonest them indeed unto a right path.
But verily thou callest them to the Straight Way;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |